1920’lerin müziği ve şovlarıyla aranız nasıl? Mutluluk ve neşe saçan swing müziği sevenlerden misiniz siz de? Eğer cevabınız evet ise, 20’ler müziğini günümüze taşıyan ve bizleri bir anda New Orleans’a doğru yolculuğa çıkaran kolektif bir müzik topluluğu ile tanışın: SWING’IT. 

SWING'IT Norveçli Swing müzik grubu
SWING’IT | Fotoğraf: swingitdixieband.com

Swing müzik sever misiniz? Bu müziğin mutluluk ve neşe yaratmak gibi müthiş bir etkisi var bence. Bir anda beni dünyanın en mutlu insanı yapabiliyor, en keyifsiz anlarımı bile güzelleştirebiliyor. Yapısından ötürü pek çok dansçıyı da kendisine çeken bu müzik türü için caz müziğin kökenini, ruhunu ve duygusunu en iyi hissettiren tür desek abartmış olmayız diye düşünüyorum.

Swing müziğin hayatıma girişi, yaklaşık on yıl önce Londra’da bir sokak arasında tanıştığım lindy hop sayesinde gerçekleşti. Neşe saçan bir müzik, vintage kıyafetleri içinde havalarda uçan, birbirlerinin bacak aralarından geçen, hoplayıp zıplayan dansçılar, Placebo dinleyerek bulutlu bir havada kendi kendimi depresyona sokmayı başardığım bir günü bir anda tam tersine çevirmişti. O günden beri bu türde müzik üreten grupların ve lindy hop dansçıların sıkı takipçisiyim diyebilirim. Hatta pandemi öncesi bir dönem lindy hop’a başlayıp dümdüz yolda yuvarlanarak kendimi sakatlamayı becerdiğim için dans hayatım birkaç ayda sona erdi. Üstelik “Dansta sakatlandım abi ya” diyebileceğim gibi havalı bir son da değil ne yazık ki. 

Swing Müzik

Swing müzik, ragtime ve blues türünden beslenen, doğaçlamalı ve senkoplu bir tür. Müzikleri dinlerken de dansçıları izlerken de kendinizi bir Amerikan filminde hissetmeniz garanti. 1920’lerde patlayan swing, aynı zamanda caz orkestralarının “Altın Çağı” olarak biliniyor. Peki swing müzik ve dans ile ilgili komik bir şey söyleyim mi? İlk çıktığı dönemlerde Amerika’nın popüler balo salonu Savoy’da bu tür yasaklanmış. Sebebi ise çiftlerin mekanda çok yer kaplayıp, dans ederken başka çiftleri tekmelemesi! Tabii zamanla Savoy’un yöneticileri swing’e karşı yumuşamışlar ve tekrar kabul etmeye başlamışlar dansçıları. Ve şu anda swing dans için çok kullanılan tabirlerden biri -mutlu ayakların dansı- bu şekilde ortaya çıkmış. Müziğin ve dansın popülerliği ile birlikte Savoy, “mutlu ayakların evi” olarak anılmaya başlamış. 

Bu türde müzik üreten günümüzde de pek çok müzik grubu ve topluluk var. Bugün bunlardan birisiyle tanıştırmak istiyorum sizi: SWING’IT. Benim SWING’IT ile tanışmam bir okul arkadaşım sayesinde oldu ve şimdi bu topluluğun sıkı bir takipçisiyim! Umarım kendilerini canlı dinleyip, müzikleri eşliğinde dansa doyduğum ve yorgunluktan yerlere düştüğüm bir gece geçirebilirim!

SWING’IT

SWING’IT, birlikte müzik üreten müzisyenlerden oluşan kolektif bir topluluk. 20’ler müziğini günümüze taşıyan ve seyircisini New Orleans’a ışınlatan SWING’IT, Norveçli grup lideri Martin Jarl tarafından Londra’da caz müzik okurken kuruluyor. Şu anda Norveçli ve İngilizlerden oluşan yaklaşık 20 kişilik bu topluluk, Londra’da speakeasy’lerde, kokteyl barlarda, Gatsby partilerde müzik yaparak başlıyorlar kariyerlerine ve kısacık sürede Norveç ve Avrupa’nın en başarılı caz gruplarından biri haline geliyor. Kongsberg JazzFestival, Molde Jazzfestival, Edinburgh Jazz Festival, Sildajazz gibi büyük caz festivalleri de dahil olmak üzere 60’dan fazla festivalde yer alan SWING’IT, ayrıca Avrupa’nın en ünlü caz kulüplerinden birinde kapalı gişe üç konser vermeyi başarmış bir topluluk!

İlhamını kükreyen 20’lerden, New Orleans’tan, Art Deco akımından alan SWING’IT, şovlarında flappers ve dapper’larla birlikte seyirciyi Altın Çağ’ın partilerine nefis bir yolculuğa çıkarıyor. 2019’daki ilk single’ları Party Like it’s 1923 ile birlikte ilk yıllarında Spotify’da 1 milyondan fazla dinlenen topluluğun ilk albümleri ise 2021’in Eylül ayında yayınlanacak.

Kıpır kıpır SWING’IT Playlist’ini de arkaya açtıysanız, hadi grubu biraz daha yakından tanımaya başlayalım.

SWING'IT Norveçli Swing müzik grubu
SWING’IT | Fotoğraf: swingitdixieband.com

Öncelikle sizi yeni tanıyacak kişilere biraz SWING’IT üyelerinden bahsedelim. 

Biz aslında tam olarak bir grup değiliz; daha çok birlikte müzik üreten müzisyenlerden oluşan bir kolektif topluluk gibiyiz. Toplamda aramızda düzenli olarak yer alan yaklaşık 20 kişiyiz; ancak büyük festivallerde, TV’de ve kayıtlarda çalan bazı çekirdek üyelerimiz var.

Çekirdek üyelerden bazılarımız Norveçli, birkaçı İngiliz. Bunlardan bahsedecek olursak: Grup lideri ve ön figür Martin Jarl, grubun kurucusu ve trompet çalıyor. Trombon çalan arkadaşımız Leif aynı zamanda bir ortaokulda müzik öğretmeni. Saksafon ve klarnet çalan üyemiz Edvard bir mimar. Piyanoda Londra’dan Patrick var, trombon’da çalıyor. Banjo ve vokalde uzun ve kıvırcık saçlarıyla tanınan İngiliz Jonah var. Bas’ta sarı ve uzun bukleleri ile Londra’da yaşayan Norveçli arkadaşımız Håvard, davullarda ise Håkon ve Ole Bendik.

SWING’IT | Fotoğraf: swingitdixieband.com

Grubun şekillenme süreci nasıldı? Her şey nasıl başladı ve gelişti?

SWING’IT, 2013 yılında grup lideri Martin Jarl’ın birkaç arkadaşını toplaması ile kuruldu. Kısa süre sonra Martin ve grubun diğer iki üyesi Leon ve Håvard, Londra’da okurken Johan ve Patrick ile tanıştı. Ardından Londra’da speakeasy*’lerde, kokteyl barlarda ve Gatsby partilerde çalmaya başladık. Ayrıca sık sık Norveç’e konser vermek için geri döndük.

Yazar notu: Speakeasy’ler 1920’lerde Amerika’da alkolün “prohibition” yasası ile yasaklanması üzerine yasa dışı içki satılan ve caz müzik eşliğiyle eğlenilen mekanlar. Flapper’ların çıktığı dönem de tam bu zamanlar. Günümüzde de speakeasy’ler için eş dost aracılığıyla ve belirli “parolalar” ile giriş yapılan gizli eğlence merkezleri diyebiliriz. 

SWING'IT Norveçli Swing müzik grubu
SWING’IT | Fotoğraf: swingitdixieband.com

Neden başka bir müzik türünü değil de Swing’i seçtiniz? Günümüzde 1920’lerin müziğini yapma fikri nasıl ortaya çıktı? Müziğinizi birkaç sözcükle özetleyecek olsanız ne dersiniz?

Mutlu, eğlenceli ve enerji dolu. Müziğimiz tamamen mutluluk ve neşe yaratmak, iyi vakit geçirmekle ilgili. Swing ve geleneksel cazın eğlendirici ve canlandırıcı bir havası var. Gerçekten aynı atmosferi yaratan başka hiçbir şey yok! Caz tarihinden, New Orleans’tan ve kükreyen 20’lerden ilham alıyoruz; Art Deco akımından, the Great Gatsby gibi edebiyat eserlerinden…

Martin: Çocukken yaşadığım yerde annem beni her cumartesi geleneksel caz müzik yapan bir caz kafeye götürürdü. Büyürken, bu müziğin dinlemesi çok eğlenceli olmasına rağmen neden hep yaşlı insanlar tarafından çalındığını düşündüm. Genç insanların bu tür müzikler yapmasının büyük bir potansiyeli olduğunu anladım. Son yıllarda hem Londra’da hem de Norveç’te caz ve Swing topluluğunun popülaritesi artmış görünüyor. Bu sebeple sanırım bu oldukça iyi bir fikirdi!

youtube play youtube play

“Eski moda müzisyenler” olarak görülmenin endişesini taşıyor musunuz? Genç kuşak icra ettiğiniz müziğin türünü nasıl görüyor?

Biz hiç “eski moda” olarak düşünmedik. Aksine çoğu insan bizim dixieland* çalmamızın “hip” olduğunu söylediler. Sorun şu ki, bugün çoğu genç bu müziği daha önce hiç duymamış. Bu nedenle bu tür içinde ticari olmaya çalışmak zor. Çoğu radyo kanalı ve sektördekiler, bu tür müzikleri otomatik olarak “eski moda” olarak görüp kestirip atıyor. Ancak deneyimlerimize göre çoğu insan bu müziği çok seviyor, sadece bilmiyorlar; bunun da sebebi daha öncesinde dinleme fırsatını elde edememişler!

Yazar Notu: Dixieland, 1920’lerin Swing müziklerinin ve dönem cazının yeniden canlandırma hareketi olarak 20. yüzyıl başlarında New Orleans’ta gelişen bir caz türü. Yaptıkları tarzın doğası gereği senkop ritimlerle doğaçlama olarak yorumlanan Dixieland, geleneksel caz olarak da anılıyor. Fakat Dixieland’i “geleneksel caz”dan ayıran en temel özellik “kolektif doğaçlamalar” kullanması. Yani her müzisyenin sırasıyla solo doğaçlamalar yapması yerine, hepsi aynı anda doğaçlama yapıyor. 

SWING’IT | Fotoğraf: swingitdixieband.com

Beste süreciniz nasıl ilerliyor? Müziğinizde kimlerden ilham alıyorsunuz?

Şarkılarımızı çoğunlukla Jonah ve Martin yazıyor. Şarkının müziği ve sözleri grubun geri kalanına sunmadan önce hazır oluyor. Aranjmanların çoğunu Patrick yapıyor. Şu anda önümüzdeki Eylül ayında yayınlanacak olan ilk albümümüzü bitirdik!

İlham aldığımız çok şey var. Chet Baker ve Louis Armstrong gibi eski caz efsanelerinden Vulfpeck ve Jamie Cullum gibi çağdaş sanatçılara kadar… Hepimiz farklı müzikal geçmişlerden geliyoruz ve bunu müziğimizde duyabileceğinizi düşünüyoruz. Nasıl Swing çalınacağına dair diğerlerini kopyalamaya çalışmak yerine kendi yolumuzda ilerlemeyi tercih ediyoruz.

youtube play youtube play

Bu biraz kişisel bir soru olacak. 🙂 Champagne şarkınıza bayılıyorum. Bu şarkının öyküsünden bahsedebilir misiniz?

Eskiden Londra’da Candlelight Club adlı 1920’lerin partilerini düzenleyen bir speakeasy kulüpte çalıyorduk. Orada kendine Champagne Charlie diyen, şaşalı ve camp giyinen bir kabare sanatçısı ile tanıştık. Birkaç kez kendisiyle sahne alma şansını elde ettik ve kendisine ait bir şarkısı olmasını hak ettiğini düşündük. Champagne Charlie’nin tarihsel arka planı ise, 1850’lerde Amerikan pazarına şampanya getiren Charles Heidsieck isimli bir Fransız’a dayanıyor. Gerçek tarihsel kişilere ve olaylara dayanan şarkılar yazmayı seviyoruz ya da gerçekleşme ihtimali olanlardan…

Yazar Notu: Champagne’in kinetik tipografi videosu Türkiyeli video sanatçısı Ulan Batu tarafından hazırlanmış. Champagne parçasının Electro Swing Spin versiyonu ve Ulan Batu’nun diğer işleri için Vimeo hesabına bakabilirsiniz.

SWING’IT olarak birçok ülkede turneye çıktınız. Yolculuğunuzda yaşadığınız unutamadığınız anılarınızdan birini bizimle paylaşır mısınız?

İşte bu zor bir soru! Arasından seçilebilecek o kadar anı var ki… En inanılmaz olanlardan biri geçen yaz yaşandı. Doğum gününü kutlayan bir Rus milyarderin özel yatında çalmak için İbiza’ya uçtuk. Ayrıca geçen sene Şubat ayında covid patlak vermeden önce New Orleans turundaydık, o da büyülü bir yolculuktu. Gösterilerde ve caz kulüplerinde çaldıktan sonra fazladan bir hafta kalmak için davet aldık ve Bahamalar’da bir yolcu gemisinde çaldık. Tabii ki bunu geri çeviremezdik!

youtube play youtube play

Dijitalleşme ile müzik daha kolay dinlenebilir bir duruma geldi. Ancak icra ettiğiniz müzik gereği insanlar sizi canlı dinlemek isteyeceklerdir bence. 

Müziğimiz canlı çalmaya yönelik, ancak umuyoruz ki kayıtlarda da eğlenceli ve mutlu unsurlar eklemeyi başarmışızdır! Dünyanın her yerinden insanların bizi dinlemesini görmek şaşırtıcı. Bu durum, konserler için farklı ülkelere seyahat etmemizi mümkün kılıyor. 2019’da Paris’te çaldığımızda Avrupa’nın en ünlü caz kulüplerinden birinde kapalı gişe üç konser verdik. Bu da dijitalleşmenin olumlu efektini gösteriyor.

SWING’IT olarak gelecek planlarınız neler?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, ilk albümümüzün kayıtlarını bitirdik. Eylül ayında piyasaya sürülecek. Albüm, 1900’ler başı New Orleans konseptinde. Tüm şarkılar birbiriyle ilişkili, bu sebeple albüm bir bütün olarak uzunca bir öykü anlatmakta. Böylece dinleyicileri New Orleans’tan Küba’ya bir yolculuk bekliyor.

youtube play youtube play

SWING’IT, 1923 – Oslo Prohibition Party isminde kendi oluşumunu kurdu. Bu oluşum, pandemiden nasıl etkilendi? Ve neden özellikle 1923’ü seçtiniz? 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihi bu arada. 🙂

Vay canına, ne tesadüf! İlk partimiz o zamanki “Party Like It’s 1923” ismindeki single çalışmamızın piyasaya sürülmesi için bir bahaneydi. Mekanın ismi de bu şarkıdan geliyor. Sonrasında 1920’lerde alkollü içecek üretiminin yasaklandığı dönemde yapılan gizli partilerden esinlendik. Partilerin yapıldığı yerler gizli ve herkes Gatsby tarzı kıyafetlerle katılıyor. Geçtiğimiz iki yılda 700 kişinin katılımına ulaştığımız birkaç parti verdik Norveç’te. Tabii ki pandemi süreci sıkıntılıydı ama oturma düzeni olacak şekilde aynı tarzda partiler verdik ve kendi speakeasy’imizi de açtık. Ancak Kasım’da pandemiden ötürü onu da kapatmak zorunda kaldık. Çok yakında caz kulübünü tekrar açmayı dört gözle bekliyoruz!

İstanbul’da yükselmekte olan bir Swing kültürü var ve pek çok Swing partisi düzenleniyor. İstanbul’da bir konser vermek ister miydiniz?

Aramızda İstanbul’da bulunmuş biri var, kendisi şehre bayılıyor! Grup olarak orada sahne almadık ama tabii ki fırsatını bulduğumuz en kısa zamanda gerçekleşmesini çok isteriz!

SWING’IT grubunu web sitelerinden, YouTube, Instagram ve Spotify hesaplarından takip edebilirsiniz!