“Kahramanımız Popriçin bunları düşünürken bir an durur… Durunca biraz düşünür… Pahalıya ödetirler.”

image
Bir Delinin Hatıra Defteri

Erdal Beşikçioğlu’nu birçok kişi Behzat Ç. ile tanıyıp sevmiş olsa da tiyatroseverler ile tanışıklığı çok daha eskilere dayanır kuşkusuz. Diyarbakır ve Ankara Devlet Tiyatrosu’nda birçok oyuna imzasını atan Beşikçioğlu, şu sıralar Tatbikat Sahnesi ile adından söz ettirmeye devam ediyor. Beşikçioğlu’nun eliyle önce Ankara’da daha sonra İstanbul’da yeniden hayat verilen Tatbikat Sahnesi nitelikli ve zor oyunlar ile seyircilerin karşısına çıkmayı hedefliyor. Seyirciye konforlu gelen oyunlar yerine, her biri birer tatbikat niteliğindeki oyunları tercih ediyorlar. Bir Delinin Hatıra Defteri, Mezarsız Ölüler, An-Blink, Woyzeck Masalı gibi cesur oyunların hepsinde amaç seyirciyi rahatsız etmek ve harekete geçirmek.

image
Bir Delinin Hatıra Defteri

Bir Delinin Hatıra Defteri birçok kez sahnelenmiş, tek kişilik ve tek perdelik bir oyun. Gogol’un aynı adlı öyküsünün sahneye uyarlanması. Çevresi tarafından sürekli alay edilen memur Aksenti İvanoviç Popriçin’in deliliğe doğru adım adım ilerleyişinin öyküsü.

Çar I. Nikolay’in baskıcı devrinde, çatırdayan imparatorluğun son zamanlarında yaşayan Popriçin, toplumdaki hastalıklı hiyerarşiyle birlikte gerçeklik algısını yitirmeye başlar. Bir gün patronunun kızı Sofi’ye aşık olur ve Meci ve Fidel adlı köpeklerden onunla ilgili bilgi toplamaya çalışır. Köpeklerin birbirine yazmış olduğu mektuplardan Sofi’nin kendisiyle ilgili hiç de sandığı gibi düşünmediğini ve ayrıca bir başka yavere aşık olduğunu öğrenir. Zaten dünyada ne kadar iyi şey varsa ya yaverlere ya da generallere gitmektedir. O yüzden ya yaver ya da general olmak gereklidir. Kendisi ise bütün gün kalem ucu sivrilten yedinci dereceden bir memurdan başka bir şey değildir.

image
Bir Delinin Hatıra Defteri

Popriçin aynı zamanda Avrupa’da yaşanan olayları da yakından takip eder. İspanya’da taht boşalmıştır ve tahta geçecek yeni bir kral bulunamamıştır. Bu durum onu çok endişelendirmektedir. Neyse ki çözüm bulunmuştur. O artık İspanya Kralı VIII. Ferdinand’dır.

“Aranan İspanya Kralı bulundu: Meğerse benmişim…”

image
Bir Delinin Hatıra Defteri

Dekor olarak sadece bir vinç, şemsiye, postal ve kovanın kullanıldığı sahnede Erdal Beşikçioğlu adeta devleşiyor. Usta oyuncu rolünü öylesine yaşayarak oynuyor ki seyirciyi Popriçin’in dünyasını çekmesi uzun sürmüyor. Vincinin üzerinden günlük tarzında anlattığı hikayesi ile seyirciyi rahatsız etmeyi başarıyor. Adım adım delirirken aslında akıllı görünenlerden çok daha akıllılaştığını gösteriyor.

image
Bir Delinin Hatıra Defteri

Cem Emüler’in yönettiği ve Erdal Beşikçioğlu’nun oynadığı Bir Delinin Hatıra Defteri; yabancılaşma, sosyal sınıf kaygısı ve yükselme isteği etrafında şekillenirken güçlü bir sistem eleştirisi getiriyor. Katı bir toplumsal hiyerarşinin baskısı altında, sınırları kesin çizgilerle belirli bir toplumdaki insanın, bürokratik dünya içindeki sıkışmışlığını gözler önüne seriyor.

image
Bir Delinin Hatıra Defteri

Toplumda rütbece üstün olanların gerçekte de üstün olduklarına inandırılmış insanlardan sadece biri Popriçin. Toplum ise ezilenleri daha da ezen ve güçlüleri daha da yükseklere çıkartan çarklardan başka bir şey değil. İnsanlar, bu çarklardan kaçmaya çalışırken onlara hizmet etmenin ötesine geçemiyor. “Kahramanımız Popriçin bunları düşünürken bir an durur… Durunca biraz düşünür… Pahalıya ödetirler.”