Sanki hep biraz sıkıcı biraz yorucuymuş sandığımız sanat tarihini ilgi çekici hale getirebilecek hızlı bir giriş için üç belgeselden bahsedeceğim bugün. Bu sanat belgeselleri izlemelerini yazımdaki sıralama ile yapmanın önemli olacağını düşünsem de elbette her biri ayrı ayrı çok değerliler, gönlünüzün kaydığına bir tanesi olursa ona da bir göz atmadan geçmeyin derim.

Sanat Belgeselleri
Sanat Belgeselleri| Fotoğraf: Unsplash / Laura Lee Moreau

Bir tabloya, heykele, filme ya da fotoğrafa baktığımızda o eseri var eden tüm mevcut kültürel değerlerlerle de yüz yüze geliyoruz aslında. Bu değerlerin farkına varmadan da o eseri hakkını vererek anlamak maalesef pek mümkün değil.  Dolayısıyla bir sanat eserini oluşturan temel ögeleri hem ilginç hem de kolay bir biçimde açıklayan ve birbirini sırasıyla tamamlayan belgesellerden de bahsetmem gerek dedim.

Sanat Belgeseli Önerileri

The Ways of Seeing

The Ways of Seeing
The Ways of Seeing | Fotoğraf: imomus.livejournal.com/

Tabii ki ilk sırada John Berger’in Görme Biçimleri var. Ülkemizde de kitabıyla bir hayli popüler olan bu metnin belgesel versiyonu da mevcut, hatta kendisine Youtube üzerinden kolayca ulaşabilirsiniz. Sanatla az çok ilgilenen hemen herkesin radarındadır bu metin; çünkü bugün geldiği noktada sanatın kapsayıcılığını çok başarılı bir şekilde yansıtıyor. Sanatın toplumun üstünde zeytinyağı gibi yüzen ve ona karışmayan bir yapı gibi olmaktan çok onun bir parçası ve üretimi olduğunu kendine özgü bir dille ifade ediyor Berger. Bir anlamda neden kültür ve sanatın bir ikileme oluşturup ”kültür ve sanat”tan bir bütün olarak bahsedildiğini açıklıyor. Üstelik zaman içinde yaşam biçimlerinin geçirdiği değişimin ve bu farklı yaşam biçimleri arasındaki gerilimin sanata nasıl yansıdığına hakim bir eleştirmen olarak yapıyor bunu. Ayrıca bugün ‘biricik’ sanat eserlerinin çoğaltılıp satılabiliyor olmasının onlara sağladığı ulaşabilirliğin bu eserlerin değerine olan etkisi gibi tartışmalar ile sanatın güncel tüketimini de inceliyor. Bunun yanında cinsiyet normlarını dikkate alarak eserlerin yorumlanması da özellikle hoşuma giden kısım bu belgeselde. Yeni yeni sanat eleştirisinde önemi kavranan bu alt başlıkların farkına onlar gündeme gelmeden çok önce varabilmiş Berger, henüz feminist sanat okuması sahaya daha çıkmamışken. Yalnızca görsel sanatlarla ilgilenenlerin değil sosyal bilimlerin tüm alanlarına, toplumun, insanın kendisine meraklı herkesin büyük bir doyum yaşayacağını garanti edebilirim Berger ile tanışmaktan.

The Private Life of a Masterpiece

The Private Life of a Masterpiece
The Private Life of a Masterpiece | Fotoğraf: infocobuild.com/

Bu, aslında bölümler halinde yayınlanmış bir belgesel dizisi. İzlemesi tarihi bir kurgu dizi kadar keyifli olan bu belgesel pek çok gerçek görüntü ve video, canlandırmalar ve uzmanlarla röportajlardan oluşuyor. Tam bir görsel şölen… Her bölümünde sanat tarihinde önemli kabul edilen bir sanat eseri konu ediniyor. Klimit’in kızıl afet modelleriyle tanışmaktan, The Last Supper’ın albüm kapaklarına konuk oluşunu görmekten, Nightwatch’ın tiyatro gösterisine çevrilmesini izlemekten, Manet’nin rengarek evinde ufak bir tura çıkmaktan, Van Gogh’un sarı evinin bugün nasıl gözüktüğünü onun resimleriyle kıyaslamaktan ne kadar keyif aldığımı anlatamam. Her bölümde o eserin ikonografik anlam okuması yapılıyor ve o dönemde nasıl bir gündelik yaşantı hakimdi, sanat camiası ne durumdaydı, bu eser sanat tarihi içinde ne değiştirdi ve neden hala önemli gibi sorulara cevap veriyor. Eserlerin yapıldığı teknik malzemelerin bilgisini de sizi sıkmadan ekliyor. Yani esere ve sanatçıya dair bütüncül bir gözlem yaparken aynı zamanda sanat terimleri de öğrenebiliyorsunuz. Ayrıca kimi zaman bir bakışlık süremizi verdiğimiz eserlerin nasıl bir emek ile var olduğunu göstermek için de harika bir yöntem bu bence.  Bu serinin The Ways of Seeing’in ardından izlendiğinde daha da anlamlı olacağını düşünüyorum; çünkü sanatçının iç dünyası dışındaki olguların eserin yapımına hangi noktalarda nasıl etki ettiğini daha net bir biçimde örneklerle görebiliyorsunuz.

The Power of Art

 Simon Schama's Power of Art
Simon Schama’s Power of Art| Fotoğraf: bbc.co.uk/

Bir sanat eserine baktığımızda ve onu gerçekten görmeye başladığımızda kendimizin de aslında neyi daha çok sevdiğimizi, bizi o eserde çekenin ne olduğunu daha iyi anlar hale geliyoruz. Resimleri gözden geçirdikçe kendi sanat zevkimizi de oluşturuyoruz zamanla. Bu noktada da kendimizi mümkün olduğunca örnekle doldurmak, eser ve sanatçı tanımak gerek diye düşünüyorum. Bunun için hazırlanan kliplere başvurmak da en az bolca kitap karıştırmak kadar harika bir görsel haz meditasyonu. Bu belgesel serisinde de sanat tarihindeki belki de en önemli sekiz sanatçının hayatı ve eserleri sunuluyor. Bu isimleri incelemek hangi sanatçıların eserlerini, hangi akımları ve sunuş biçimlerini sevdiğinizi anlamak için yapacağınız ileri okumalarda çok güzel bir yol haritası olacaktır. Bu adamların hikayelerini izlerken çok şaşıracağınıza eminim. Bu belgeselin de canlandırmalar ve enfes görüntülerle dolu olduğunu eklemeliyim.

Bu sanat belgeselleri için şimdiden iyi seyirler. Böyle sisli bir dünyada bile hala yaratılandan güç alarak güzellikler yaratabiliriz hepimiz, bunu daha sık hatırlamanız dileğiyle. 🙂