Berlin seyahatimizde gezi rotalarımızdan biri Köpenick ve buradan kalkan 68 nolu tramvay oldu. Bu rotayı özel kılan Tram 68’in National Geographic tarafından dünyanın en güzel 10 tramvay rotası arasında gösterilmesi yanında; bu hat 14,5 km boyunca orman içi ve nehir kenarı rotası ile şehre hem yakın hem de bir o kadar uzak bir tatil kasabası yolculuğu tadında!

Temmuz’un sıcak günlerinden birinde Berlin‘den yaklaşık 45 dakikalık ulaşım ile Köpenick ‘e ulaştık. Köpenick Spree ve Dahme nehirleri arasında yer alan ve %70’i orman alanı  bir şehir. Dönüşte gezmek üzere Köpenick’ten ayrılarak S Bahnhof Köpenick durağının önünden Tramvay 68 hattı ile yola devam ettik. Köpenick ile Alt Schmöckwitz arasında çalışan 68 nolu hat 1912 yılından beri faaliyetteymiş. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Berlin’de toplam doksan üç hat çalışıyormuş ancak 1960’larda yerini modernize olmuş U Bahn alınca tramvay hat sayısı yirmi ikiye düşmüş ancak bu eşsiz hattı korumuşlar.

Tramvay 68’e binince rotanın ilk kısmı olan Grünau‘ya kadar (burası yaklaşık 7-8 km) tarihi binaları ve nehir manzarası ile klasik bir tramvay hattı. Ancak Grünau’dan sonra iki tarafınızda çam ormanları ile yolculuk devam ediyor. Bir süre sonra sağınızda kalan nehir (Langer See) boyunca su sporları merkezleri ve sol tarafta yazlık evler ile küçük bir tatil kasabası havasında. Berlin’de Doğu – Batı birleşmesinden önce burası varlıklı kişilerin yaşadığı bir bölgeymiş, halen çok görkemli yazlık evler göreceksiniz. Bu hattın güzel yanı istediğiniz yerde inip nehir kenarında yürüyüş, yüzme yada su sporları merkezlerinde kano, bot turu gibi aktivitelere devam edebilmeniz.

Temmuz olduğundan tramvayda yüzmeye giden bolca genç ve aile sıra sıra bu duraklarda inerken niyetimiz tramvay 68 ‘i deneyimlemek olduğundan biz son durak olan Altschmöckwitz’e kadar gittik. Burası eski bir balıkçı kasabası ve çok sakin. Yazın ortası olmasına rağmen kafe ve restoranlar on ikiden önce açık değildi.  Burada istediğimiz gibi bir kafe bulamayınca biz de nehir kenarında bol manzaralı güzel bir yürüyüş sonrası aynı rota ile Köpenick’e döndük.  

Köpenick merkezde Köpenik Belediye binası ve eski şehir meydanını gezebilirsiniz. Köpenick Sarayı da burada ki ziyaret yerlerinden biri . Köpenik Belediye binası önünde yer alan “Captain of Köpenick” heykelinin kara mizah tadında bir hikayesi var belki filmini de görmüşsünüzdür .  Bu ilginç hikayeyi de paylaşmadan geçmek istemem 🙂  Özetle 57 yaşındaki  dolandırıcı  Wilhelm Voight  son parası ile yüzbaşı üniforması alarak yüzbaşı kılığında meydanda yürüyüşe başlar. Yolda gördüğü bir manga askeri arkasına takarak, 1906 yılında, Köpenick Belediye’sinden içeri girer ve emirler yağdırmaya başlar. Belediye başkanını tutuklatır ancak kimseler onun kim olduğunu sorgulamaz ve Voight Belediye kasasındaki 4000 markı sahte fatura ile alarak gözden kaybolur. Sonrasında Voight’in asker değil, dolandırıcı olduğu anlaşılır ve cezalandırır ancak bu karakter pek çok kişinin ve kralın da sempatisini kazanır ve 1908 yılında serbest kalır. Sonrasında çeşitli ülkelerde gezerek tiyatrolarda oynar. Filmi de yapılan bu hikaye nedeniyle “Captain of Köpenick” turistlerin fotoğraf noktası.

Berlin’de uzun kalacaksanız ve şehir dışında farklı keşif noktaları ararsanız Köpenick sakinliği ve enfes doğası ile görülesi bir yer. Berlin – Köpenick arası ulaşım, şehirde kısa bir gezi, tramvay, 1-2 saatlik yürüyüş ve yemek faslı ile burayı minimum 5-6 saatlik bir gezi olarak planlamanızı öneririm.

Kapak Fotoğrafı: Yeliz Buran

İlginizi çekebilir: Umut Hanioğlu’dan “Old School” Berlin