Hayatta aşkı size ilk öğreten kadın anneniz, aşık olduğunuz sanatınızda yanınızda olsa sizinle birlikte işin mutfağına girse ne hissederdiniz? Bu oldukça duygu içerecek cevap sizlerde kalsın, konumuz tam da bu söylediğim şekilde üretilmiş ve her kullandığımda bana o hissi verebilen ve tanıdığınızda vazgeçemeyeceğinizi düşündüğüm çanta.

tul

Oldum olası kar marjı 200% olan, onu asıl tasarlayanın en fazla 2-3 çanta fiyatında aylık maaş aldığı, çok fazla kadında gördüğüm çantalardan kaçmışımdır. Niye derseniz, sıradan olma korkusu değil tabii ki, sadece bana “bunu alacak parasal düzeye sahibim ve ben kaliteli giyiniyorum” hissi bırakması beni o çantayı “istememe” yetecek duygusal moda sokamadığı için. Bir şeyi alırken “bu tam benlik” demem de yeterli değil, alacağım şeyin bana bir hikâye anlatması lazım ya da bir yakınım o ürünü alırken “tam yarcanlık” diyebiliyorsa işte o benim alacağım üründür.

Bu aralar  bir çanta var ki, hem bana bir hikâye anlatıyor hem de tam benlik. Adı TULLAA. Bir de güzel mottoları var ki sıcacık: “Biz sevgiyle ördük, paylaşarak büyüdük.

tu

Tullaa, Tulay Arslan ve Beliz Fırtına’nın ortak yaratısı. Kim mi bu iki kadın… Tülay Hanım oldukça çalışkan, özverili bir anne. Beliz Fırtına ise Tülay Hanım’ın kızı, tasarım yönü oldukça kuvvetli hatta bu alanda yurt dışında eğitim görmüş, markanın kuruluşundaki ilk ateşi yakmış şeker kadın. Tülay Hanım, zaten oldu olası el işleriyle uğraşmış bir kadın, gelin görün ki bunu kızı teşvik edene kadar marka haline getirmiyor. Ancak bir gün 2012 yılında doğan bir yaz güneşi ile çantalar Alaçatı Sign-in’de satılmaya başlıyor.

Daha sonraları Beliz ve Tülay Hanım’ın o sevgiyle harmanlanmış çantaları Beymen mağazalarında yer almaya başlıyor. İşte ben de tam o şekilde tanıştım kendileriyle. Bir gün Beymen’de “uff çok sıkıcı bu çantalar” diye ultra-tanınmış markaları sağdan sola, soldan sağa fırlatırken, bir çanta dizini gördüm; solda örgü çantalar, sağda kadifeler, oldukça sevimli boyutlar ve şekillerde. Bir an düşündüm o kadar sade ama şıklardı ki, alıp eve dönüp anneme gösterdiğimde aşık olacaktı ve diyecekti ki “kendini saflığı ve asaletiyle belli ediyor” (annem için alışverişte en önemli kriter asalet!). Ben baktığımda ise çantaya şekillerinde bazı detaylarında aşırı modern ve ilgi çekici nüanslar görüyordum. “İyi bir sentez” dedim içimden, hem bir anne beğenebilir hem kızı. Sonra baktım uzun uzun, “örgü çantalardan mı alsam, süetlerden mi?” diye… Daha kış aylarındayız o zamanlar örgüyü yaz gelince alırım, süette karar kıldım. Bu sefer renklerin tonlarındaki güzellik nedeniyle renk seçimi zorlamaya başladı. Oldum olası 20-30 yaş sınıfı kadınlarda en sevmediğim şey karışık karışık birkaç tondan oluşan, bir de zinciriyle, tokasıyla gözümü yoran çantalardır ki, o an bu renklerle ben sanki kendi ütopik dünyamda bir şey bulmuş gibi mutlu olmuştum. Eve dönerken düşünüp durdum yaşadığım zevk bana bir şey anlatıyor ama ne diye? Sonra google’ladım, bir okudum ki  Tülay ve Beliz Hanım sevgilerini, aile bütünlüklerini, sıcaklıklarını aslında çantada anlatmışlar bana.

Aşağıdaki fotoda göreceğiniz çantam işte bu alışveriş deneyimimden. Fotoğrafın çekildiği gün, çantayla Feriye Palace’daki işimle alakalı bir davete katılmıştım, bunun dışında o çantayla gece gezmelerine de gittim, gündüz ayağımda flatformlarımla arkadaş randevularına da. Anlayacağınız çanta bir o kadar da kullanışlı.

Yeni Keşfim, En Kutsal Sevgiyi İçeren Çanta: Tullaa

Her baktığımda aşırı çalışkan annemi hatırlattığı için mi, bir anne sadeliği ile bir genç kadın açık fikirliğini yansıttığı için mi, kutsal bir sevginin mutfağından çıktığı için mi bilinmez, ben TULLAA çantaların etkisinden henüz kurtulamadım.

Çantaları Beymen Mağazalarında ve kendi sitelerinde bulabilirsiniz, buna ek olarak ürünlerine yönelik içerikleri Instagram‘dan takip edebilirsiniz.