Yaz tatilinden beklentiniz huzur, sakinlik ve doğayla iç içe olmaksa, kendinizi çok şanslı hissetmelisiniz çünkü yaşadığımız ülke bunun için yüzlerce seçenek sunuyor! İşte, Türkiye’nin farklı köşelerinde farklı renkleriyle gözlerinizi kamaştıracak, size doğanın ortasında unutulmaz bir tatil deneyimi yaşatacak dört öneri…

Salda Gölü | Burdur

Fotoğraf: turkeyholidaydiary.com
Fotoğraf: turkeyholidaydiary.com

Göller Yöresi‘nde, Burdur sınırları içerisinde bulunan Salda Gölü‘nün adını duymamış olmanız imkansız, özellikle de son zamanlarda. Salda Gölü için yapılan, “Türkiye’nin Maldivler’i” yakıştırması boşuna değil, turkuvaz suları ve bembeyaz kumsalıyla bu göl, dünyanın en temiz gölleri sıralamasında ilk 10 içinde yer almış. Türkiye’nin en derin tatlı su gölü olan Salda Gölü kumsalının bu renginin kaynağı, gölün suyundaki magnezyum. Bakteriler magnezyumu beyaz bir minarele dönüştürüyor, bu mineralin birikmesiyle oluşan minik taşlar da kumsalda birikiyor. Göl kıyısındaki bu beyaz kil, bazı cilt hastalıklarının tedavisinde etkili. Burdur sınırlarında olsa da, Salda Gölü’ne Denizli’den daha kolay bir şekilde, Yeşilova yolundan ilerleyerek ya da Yeşilova dolmuşlarını kullanarak ulaşabiliyorsunuz. Kumsalının ve tabanının yapısı nedeniyle gölde tehlikesiz bir şekilde yüzülebilecek alanlar kısıtlı, en idealleri ise Orman Plajı olarak da anılan Salda Gölü Tabiat Parkı’nın plajı ile iki ayrı alandaki halk plajları. Gölün etrafında kamp yapmak isterseniz bunun için ayrılmış alanları kullanabilir, ya da Yeşilova’daki göl manzaralı otellerde ya da bungalovlarda konaklayabilirsiniz. Burada yaşadığınız deneyimi hayatınız boyunca unutamayacaksınız.

Fethiye ve Lissiya Hotel | Muğla

Fethiye ve Lissiya Hotel
Fethiye ve Lissiya Hotel

Mavinin yeşille, tarihin doğayla buluştuğu, popüler bir destinasyon olmasına rağmen kendi gizli cennetinizi bulabileceğiniz birçok koyla, vadiyle ve yamaçla dolu Fethiye, tatil için güzel bir kaçış noktası. Fethiye der demez akla hemen birkaç önemli yer geliyor: Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi ve Kayaköy. Aynı zamanda bir millî park olan Ölüdeniz, adını bir lagünün durgunlaştırdığı suyundan alıyor. Lagünün farklı noktalarındaki plajlarda denizin farklı tonlarının tadını çıkarmak, farklı derinlikteki ve çalkantıdaki sularla karşılaşmak mümkün oluyor. Ölüdeniz’de kano ya da deniz bisikleti kiralayarak lagünde dolaşabiliyor, karşıdaki yarımadaya gidebiliyorsunuz. Fethiye çevresinde konaklayarak günübirlik ziyaret edebileceğiniz gibi kamp kurarak doğayla baş başa da kalabileceğiniz Kelebekler Vadisi ise Fethiye ve Ölüdeniz’in biraz güneyinde kalıyor. Masmavi sularda yüzebileceğiniz kumsaldan başlayarak içeriye doğru vadi boyunca ilerlediğinizde buz gibi suların gürül gürül aktığı bir şelaleye ulaşıyor ve adı üzerinde, vadi boyunca farklı tür kelebeklerle karşılaşabiliyorsunuz. Fethiye’deki son durağınız ise Kayaköy olmalı. Burası, tarihi M.Ö. 3000’lerde kadar uzanan Antik Likya kenti Karmilassos’un kalıntıları üzerine kurulmuş, 14. yüzyıldan itibaren Rumların yerleşik olduğu, fakat mübadele sırasında tamamen boşaltılmış bir köy. Harabe halinde bile güzelliğini koruyan karakteristik taş evleri, kilise ve şapelleriyle Kayaköy’de bugün bazı evler restore edilerek butik otellere, sanat evlerine dönüştürülmeye başlanmış. Kayaköy’ün eski sokakları arasında dolaştıktan sonra yamaçtan muhteşem gün batımını izleyebilirsiniz.

Fethiye çevresindeki tüm bu güzellikleri keşfetmek ve doğanın güzellikleriyle baş başa kalmak için konaklamak için tercih edebileceğiniz bölgelerden biri Faralya köyü; kızılçam ormanlarıyla kaplı yamaçlar üzerine kurulmuş köyde, Lissiya Hotel gibi birçok butik otel bulunuyor. Vadinin içine gömülü, doğanın bir uzantısı olarak tasarlanmış  evlerinin tamamı deniz manzaralı olan Lissiya’ya bayılacaksınız. Dünyanın birçok ülkesinden özel olarak getirtilen nefes, yoga ve masaj uzmanları tarafından verilen bedensel ve zihinsel rahatlama ile arınma seansları da bu otelde mevcut. Eşsiz doğanın içerisinde benzersiz bir manzaranın hakim olduğu Lissiya’da sabah ve akşam yoga seanslarından bioenerji masajlarına, çeşitli meditasyon tekniklerine kadar size özel hazırlanacak programlarda tatilin ve huzurun gerçek keyfini keşfedeceksiniz.

Kalem Adası | İzmir

Fotoğraf: gezimanya.com
Fotoğraf: gezimanya.com

Doğanın ve huzurun bir araya geldiği noktada Maldivler benzetmeleri eksik olmuyor sanıyoruz. İzmir’e bağlı Dikili’deki eski bir Rum köyü olan Bademli Köyü‘nün açıklarında da, son zamanlarda “Ege’nin Maldivler’i” diye bahsedilen Kalem Adası bulunuyor. Ada her şeyden uzakta, ama İzmir’in yanı başında. Bademli’den kalkan özel teknelerle ulaşılan adanın tamamı, 1973 yılından beri bir işadamına ait. Dikili ve Midilli arasında konumlanan Kalem Adası‘ndaki tek tesis ise iki katlı küçük villalarda konaklama imkanı sunan Oliviera Resort. İncecik kumlu mavi bayraklı plajları, dinginliği, sessizliği ve begonvil pembesinin denizin mavisine karıştığı rahatlatıcı bir doğa kaçamağını, zevkli ve kaliteli bir tatille birleştirmek için Kalem Adası ideal bir destinasyon. Kalem Adası plajlarında dalış eğitimi de veriliyor. Şnorkel ve dalış ile sualtının binbir rengine burada şahit olabileceksiniz.

Türkiye'den Doğayla İç İçe 3 Öneri
Türkiye’den Doğayla İç İçe 3 Öneri

Ege ve Akdeniz’de mavi ve yeşilin birbirine karıştığı tonları sağlıklı yaşamla zenginleştirin! Doğayla iç içe tatiliniz için hazırlanırken, çantanıza doğanın içinden gelen ve daima tazeliğini koruyan Tadım Çiğ Kuruyemiş ve Kuru Meyveleri de eklemeyi unutmayın!