Kökeni yüzyıllar öncesine dayanan ve eşsiz bir atmosfer sunan Venedik Karnavalı, milyonlarca kişiyi İtalya’nın masal şehri Venedik’e çekiyor. Bu büyüleyici etkinlik, dünyanın dört bir yanından gelen insanları, meydanlarda  göz alıcı maskeler ve kostümlerle dolu bir manzaraya şahit olmak için bir araya getiriyor. Bu muazzam etkinlikte, geçmişin izlerini taşıyan geleneksel maskelerin takılması, Venedik Karnavalı’na özgü canlı bir atmosfer yaratıyor. Kısacası Venedik Karnavalı, sadece eğlenceli bir etkinlik değil, aynı zamanda tarih ve kültürle iç içe geçmiş bir deneyim sunuyor. Venedik’in dar sokaklarında dolaşırken tarihin derinliklerinden gelen bu geleneksel kutlamanın tarihine gelin yakından bakalım. Cominciamo! (Hadi başlayalım!)
 

Bir Venedik atasözü der ki: ‘Chi no le fa de Carneval, le fa de Quaresema,’ yani: Karnavalda çılgınca şeyler yapmayanlar, bunları Karesma (perhiz, oruç) sırasında yaparlar. Tam çevirisi bu mu emin değilim, ancak bu şekilde bir anlam taşımakta.

Venedik Karnavalı’nın tarihi oldukça eski bir geçmişe dayanıyor. Hatta bazı kaynaklarda, Karnaval kelimesinin halka açık eğlenceyi tanımlamak için ilk kez 1094 tarihli bir belgede o dönemin Venedik lideri olan Doge (Venedik terimiyle “general”) Vitale Falier tarafından kullanıldığı söyleniyor. Karnavalın kökenleri, Roma dönemine, hatta daha eski kültürlere kadar uzanıyor. Ancak, 1290’ların başlarında Serenissima Cumhuriyeti Senatosu (Venedik’in tam adı olan “La Serenissima Repubblica di Venezia” nedeniyle “La Serenissima” olarak biliniyor), Kutsal Oruç (Lenten mevsimi) öncesini tatil ilan ederek Venedik Karnavalı’nın halk bayramı olarak kutlanmasını sağlamış.

Başka bir deyişle Venedik Karnavalı, Hristiyan geleneği olan Kutsal Oruç öncesinde insanların rahatlaması ve eğlenmesi için bir fırsattı. Kutsal Oruç, Hristiyan geleneğinde önemli bir dönem ve insanlar bu 40 günlük süreçte oruç tutarak, dua ederek ve dini uygulamalara odaklanarak; İsa’nın çektiği sıkıntıları ve fedakarlıkları hatırlamak için hazırlanıyorlar. Karnaval, Kutsal Oruç öncesinde bir neşe ve özgürlük dönemi olarak kabul ediliyor. İnsanlar bu süre zarfında kısıtlamalardan kaçınarak, eğlenerek ve kutlayarak özgürlüğün tadını çıkarıyorlar.

Altın çağını 18. yüzyılda yaşayan Venedik Karnavalı, dansları, partileri ve halk gösterileriyle ünlüydü. Bu dönemde Serenissima Cumhuriyeti, Avrupa’nın “manyetiği” olarak kabul ediliyordu. Karnaval, isyankâr atmosferi, uluslararası tanınırlığı, commedia dell’arte’nin (bir tiyatro türü) etkisi ve Casanova ile Goldoni gibi ünlü karakterlerin varlığı sayesinde en yüksek görkemine ulaştı.

Ne yazık ki, 1797’de gelen Fransız istilası ve ardından Avusturya’nın işgali, sadece Venedik’in bağımsızlığının sonunu değil; aynı zamanda Karnaval’ın da sonunu getirdi. Karnaval yasaklandı ve onunla ilişkilendirilen tüm kutlamalar ve ritüeller durduruldu. Bu yasaklama neredeyse 200 yıl boyunca devam etti. Ancak, bu eski geleneğin 1970’lerde yeniden canlandırılmasıyla bugün hâlâ deneyimlenebilmekte. Karnaval sezonu artık sokakları turistlerle dolduruyor ve şehrin her yerinde maske dükkanları açılarak zanaata yeniden hayat veriyor. Şehrin turizm endüstrisi için de önemli olan Karnaval, çeşitli etkinliklerle hem birçok insanın dikkatini çekiyor hem de modern öncesi festivalin postmodern bir versiyonu olarak karşımıza çıkıyor.

Maske Kullanımı: Karnaval Eğlencesinden Fazlası

Venedik Karnavalı denildiğinde, akla ilk gelen şey genellikle Karnaval boyunca takılan göz alıcı renk cümbüşü maskeler. Ancak, Karnaval kültürünün en önemli yapı taşı olan maskeler, günümüzde sadece estetik bir zevk ve bir kültürü pratik etmenin yolu olsa da geçmişte çok daha derin anlamlara sahipti. O dönem maskeler, sadece estetik bir zevk ya da Karnaval coşkusunu yansıtan bir kostüm değil; aynı zamanda bir kimlik gizleme aracı, toplumsal sınırları aşma ve özgürleşme simgesiydi.

Karnaval dönemi, halkı, aristokrasiyi, piskoposları ve otoriteleri birleştirerek diğer günlerde görülmesi pek olası olmayan hoşgörülü bir sosyal eşitlem sağlayıp şehri goliardic (Ortaçağ Avrupası’nda özgürlüğüne düşkün, eğlenceye meyilli gezgin öğrenci) bir ruh ile doldurmaktaydı. Başka bir deyişle Venedik Cumhuriyeti’nin ahlaki ve kamusal düzeni tarafından getirilen sıkı kuralların yarattığı gerilimi ve olumsuz duyguları hafifletmekteydi.

Karnaval boyunca takılan maskeler ve giyilen kostümler, bireylerin toplumsal rollerini bir kenara bırakabildikleri, eşitlik hissini yaşayabildikleri bir alan sağlıyordu. Nasıl mı? Maske sosyal aidiyeti, dini inancı, cinsiyeti ve sosyal statüyü gizliyordu, böylece soylular ile sıradan insanlar arasındaki farkları gizleme aracı olarak anlaşılmıyor; yılın birkaç haftasında herkes olmak istediği kişi olabiliyordu. İster maskeli balolarda aristokratlarla karışan bir köylü, ister Gnaga kostümü giymiş bir kadın gibi giyinen bir adam…  Katı bir sosyal sisteme sahip bir şehirde Karnaval çılgınlığı ve anonimlik gibi birçok özgürlüğe sahip olmak oldukça önemliydi. 

Fakat bir kaynakta okuduğum ve ilgimi çeken bir yorumu da sizinle paylaşmak istiyorum. Fakat önce şunu belirtmek istiyorum ki bu bilgileri tarih kitaplarından ya da Venedik karnavalı üzerine yapılan tarihi araştırmalardan edinmedim. O nedenle bu okuduğum yorumun tamamen doğru bir bakış açısına sahip olup/olmadığını söylemem mümkün değil. 🙂 Okuduğum kaynakta bu Karnaval’ın her ne kadar sınıf ayrımını silikleştirse de devletin bir cömertliği olarak değil; yoksul sınıfların sisteme karşı sıklıkla gerçekleştirdikleri ayaklanmaya ve toplumun içinde bulunduğu kötü ruh hallerine karşı bir plasebo olarak tanımlanmış. İtalya tarihi ve Venedik Karnavalı’nın tarihi araştırmalarını tam bilmediğim için bu bilgiyi nasıl yorumlayabilirim bilmiyorum, ama karşıt bir görüş olarak da sizinle paylaşmak istedim. 🙂

Karnaval Tatlısı: Frittelle

Venedik Karnavalı, Frittelle gibi geleneksel tatlılarla dolu bir zaman dilimi. Frittelle, yalnızca lezzetli bir hamur kızartma tatlısı değil; aynı zamanda Venedik Karnavalı’nın karakterize ettiği tatlı şımarıklığın bir sembolü. Tarihi, Venedik Karnavalı’nın zengin gelenekleriyle iç içe ve şehirdeki kutlamalara katılanların denemesi gereken bir lezzet.

Frittelle, genellikle un, yumurta, şeker, süt ve bazen kuru üzüm veya şekerli meyveleri içeren tatlı bir hamur kullanılarak yapılıyor. Hamur, altın rengine kadar kızartılıyor, hafif ve kabarık bir dokuya sahip olması sağlanıyor. Kızartıldıktan sonra Frittelle genellikle pudra şekeri ile kaplanıyor. Bazı Frittelle versiyonları, pastacı kreması, muhallebi, çikolata veya hatta meyve reçelleri ile doldurularak ekstra lezzet katılıyor.

Frittelle’nin tarihi, Venedik Karnavalı gelenekleriyle derin bir şekilde bağlantılı. Tam kökenleri kesin olarak belgelenmemiş olsa da kızartılmış tatlılar yüzyıllardır Karnaval kutlamalarının bir parçası olmuş. Frittelle’nin Karnaval ile ilişkilendirilmesi, tarihsel olarak oruç ve çekimserlikle karakterize edilen Lent dönemi öncesinde, insanların zengin ve lezzetli yiyeceklerin tadını çıkardığı sezonun bir parçası. Bugün Frittelle, Venedik Karnavalı sırasında Venedik başta olmak üzere İtalya genelinde popüler ve değerli bir tatlı olarak kalmış. Pastaneler, Karnaval sezonunda bu lezzetli ikramın çeşitli versiyonlarını sunuyorlar.

Kapak Fotoğrafı: The Triumph of Pulcinella by Tiepolo

İlginizi çekebilir: Damla Hatun Çınar’dan Venedik’in “Ah”lar Köprüsü