10 gün sessiz kalabilir misiniz? Konuşmak yok, telefon yok, yazı yazmak veya kitap okumak yok. Kısacası zihninizi çalıştırmanız gereken hiçbir aktivite yok. Vipassana, Hindistan’ın en eski meditasyon tekniklerinden biri ve 10 günlük konaklamalı programlarla öğretiliyor. Amacı ise kişiye içine dönmeyi ve gerçeği olduğu gibi görebilmeyi öğrenmek. Gelin, bu farklı tekniğe yakından bakalım…

yogesh-kumar-972807-unsplash
Vipassana: Sessizlik İçinde Geçen 10 Gün

Vipassana Nedir?

Vipassana, Hindistan’ın en eski meditasyon tekniklerinden biri. İlk olarak Gotama Buddha tarafından 2500 yıl önce keşfedilmiş, bütün hastalıklar için tek çare olarak öğretilmiş ve bu zamandan beri farklı öğretmenler aracılığıyla aktarılmaya devam ediyor.

Kelime anlamıysa tekniğin açık bir tanımı niteliğinde: “passana” sözcüğü açık gözlerle, sıradan bir şekilde görmek anlamına geliyor. “Vipassana” ise her şeyi dışardan göründüğü gibi değil, gerçekte olduğu gibi gözlemlemek demek. Başka bir deyişle, Vipassana’da insanları, duyguları, olayları tam anlamıyla olduğu gibi gözlemliyorsunuz. Zihninizde beliriveren yargı, ayıplama, kötümser veya fazla iyimser her türlü düşünceye uzaktan bakabilme yetisi kazanıyorsunuz. Onlarla özdeşleşmiyor, her birinin zihniniz tarafından atfedilen nitelikler olduğunu farkına varıyorsunuz.

Gerçeğin değişken doğasıyla tanışmanızı sağlıyor Vipassana. Her şeyin geçici olduğunu, dolayısıyla hayatınızda yer alan hiçbir insandan, olaydan veya durumdan kalıcı bir tatmin elde etmenin mümkün olmadığını fark ettiriyor size. Tüm “sıkıntı” olarak adlandırdıklarınızın aslında kendi algılayış biçiminizden kaynaklandığını gösteriyor. Doğanın bu geçiciliğini kabul ettiğinizde ise olaylara önyargısız bir şekilde bakıp davranışlarınıza bilinçli olarak yön verebiliyorsunuz. Sizden bağımsız gelişen fikirlerin kölesi olmuyorsunuz, bu da sizi eşsiz bir özgürlüğe ulaştırıyor.

Vipassana Kuralları

Vipassana
Vipassana: Sessizlik İçinde Geçen 10 Gün

Vipassana meditasyonunun en önemli unsuru sessizlik. 10 günlük konaklamalı kurs programları ile öğretiliyor ve kursun başlangıcından son gününe kadar her katılımcıdan sessizliğe sadık kalması bekleniyor. Sessizlik yalnızca sözsel değil, aynı zamanda bedensel ve zihinsel sessizlik anlamında kullanılıyor. Yani 10 gün boyunca konuşmak yok, telefon yok, yazı yazmak, kitap okumak yok. Kısacası zihni meşgul eden ya da çalıştıran hiçbir aktivite yok. Yemek yemek, uyumak ve yıkanmak dışında tek yapabileceğiniz aktivite yürümek. Oradakiler ile sözlü veya bedensel hiçbir iletişim kurmamanız gerektiğinden ve herkes aynı amaç için orada olduğundan selam vermemek, gülümsememek, günaydın veya iyi geceler dememek kabalık sayılmıyor.

Vipassana deneyimini yaşayacak olanların bazı belli kurallara uyması gerekiyor. Bunlardan bazıları; yaşayan herhangi bir canlıyı öldürmekten (küçük bir karınca da buna dahil) uzak durmak, herhangi bir cinsel faaliyette bulunmamak, kendine ait olmayan ya da açıkça verilmeyen herhangi bir şey almaktan uzak durmak, yalan söylememek, sarhoş edici maddeler kullanmamak. Bu tip genel kuralların yanında, daha spesifik maddeler de var: öğlen 12’den sonra meyve dışında yemek yememek, süslenmekten kaçınmak, yüksek veya lüks yataklarda yatmamak gibi. Süreç boyunca tüm katılımcılar yer yataklarında yatıyorlar. Katılımcılara verilen yemekler ise tamamen vejetaryen; menüler bol sebze, meyve ve kuruyemişten oluşuyor.

Vipassana Günlük Programı

ligita-borkovska-1100647-unsplash
Vipassana: Sessizlik İçinde Geçen 10 Gün

Vipassana sürecinde sabaha karşı saat 04.00’te uyanıyor, 21.30’da yer yataklarınıza dönüyorsunuz. İlk üç gün “shila” denilen bir sessizlik egzersizi yapılıyor. Bu egzersiz tamamen konsantrasyon üzerine: önce normal nefeslerinize, sonra burun ve dudak arasında küçük bir alandaki hislere konsantre oluyorsunuz. Zihni bir saat boyunca aynı tutabilmek zorlayıcı olsa da, bunun kişinin iç yolculuğunda önemli bir adım olduğunu söylüyorlar.

Dördüncü gün ise Vipassana meditasyonları gerçek anlamda başlıyor. Temel olarak, bütün bedendeki hiserin gözlemlenmesi ve soğukkanlılık duygusunun geliştirilmesine yoğunlaşılıyor. Başın tepe noktasından ayak ucuna, vücudunuzdaki tüm duyguları taramayı, fark etmeyi ama onlar hakkında bir yargıya varmamayı öğreniyorsunuz. Bu aşamada tekniği öğrenene kadar meditasyonları kapalı bir alanda yapmanız tavsiye ediliyor çünkü açık alanda dikkatinizin rüzgarla bile dağılma olasılığı çok yüksek. Sürecin son gününe gelindiğinde ise katılımcılar herkese karşı iyi niyet ve sevgi meditasyonunu öğreniyorlar.

Vipassana deneyiminin en şaşırtıcı ama bir o kadar da takdir edilesi özelliği ise İzmir’deki Vipassana Türkiye Merkezi’nde tamamen ücretsiz olarak gerçekleştirilmesi. Kurs, devamlılığını eski öğrencilerinin bağışlarıyla sürdürüyor. Başvuru aldıkları sitede şöyle yazıyor: “Bu inziva size önceki öğrencilerin hediyesidir.” Ne kadar naif bir anlatım değil mi?

İşlerini telefonuyla halletmeye alışmış, kafelerde buluşup saatlerce sohbet eden, anlatmaya dinlemekten daha hevesli olan biz, şehir insanları için sessiz kalmak fazlasıyla zorlayıcı. Halbuki zihnimizin biraz dinlenmeye, mola vermeye ihtiyacı var. Bedenimizin de öyle. Vipassana zihninizin fazlalıklardan arınma ve dengeye ulaşması için harika bir deneyim.

Vipassana Türkiye ile bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.