Yılbaşından sonra Sevgililer Günü gelirken temaya uygun süslemelerinin aniden etrafı sardığı, reklam kampanyalarının hızla değiştiği bu günleri daha az hasarla atlatmanız adına birbirinden eğlenceli bu romantik-komedi türüne has filmleri sizlere listelemek istedim. Hepimizin şu sıralar ve aslında her zaman gülmeye ihtiyacı olduğunu varsayarak aslında izlemeyi sevdiğim romantik-dram türüne has filmlerden kaçındığımı itiraf ediyorum. Başlığın adı bir yerlerden tanıdık geliyorsa Murat Gülsoy’un Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet adlı romanından esinlendiğimi ve okumayanlarınıza okumanızı tavsiye ettiğimi söylemeliyim. Listeye dönecek olursak özellikle romantik kurgu seven, “en iyisi olmayacaksa hiç olmasın” mantalitesine sahip ve aşka inanan romantiklerin zevkine hitap edeceğini düşündüğüm bu filmleri izlerken iyi vakit geçireceğinizi umuyorum. İyi seyirler!

img_0038-2
Romantik Film Önerileri, Nothing Hill | Fotoğraf: IMDB

Film Önerileri

I Want You Back | 2022 

img_9290
I Want You Back | Fotoğraf: Variety

Aynı anda sevgileri tarafından terk edilen, 30’lu yaşlarının başında olan Peter ve Emma şans eseri tanışırlar. Birbirlerini daha önceden tanımayan bu ikili plan oldukça sağlam görünen bir plan yaparlar. Plana göre birbirilerinin eski sevgililerinin hayatlarına girerek bu insanların şimdiki ilişkilerine sabotaj ederek onlara dönmelerini sağlamak ve mutlu olmaktır. Tüm bunlar basit gibi görünsede ortalık karışır ve çok keyifli bir film ortaya çıkar. Bu modern romantik komedinin başrolünde yer alan isimler komedi dünyasında oldukça meşhur olan Charlie Day, Jenny Slate, Scott Eastwood ve Gina Rodriguez. Sabit fikirli olmanın oldukça yıpratıcı olabileceğini gösteren bu film bir ilişkiden beklentileri keyifle düşünmenize yol açıyor. 

Set It Up | 2018

img_9490
Set It Up | Fotoğraf: IMDB

Kadrosunda Glen Powell, Zoe Deutch, Lucy Liu, Pete Davidson ve Taye Diggs’i barındıran film Claire Scanlon’un ilk uzun metrajlı filmi. New York’da geçen film çok çalışıp az kazanan iki asistanı ve patronlarını ele alıyor. Bu duruma son vermek isteyen asistanlar patronlarının arasını yaparlarsa patronlarının özel hayatlarında mutlu olmalarını sağlayarak üzerlerindeki stresin azalacağını varsayarak işe koyuluyorlar. Bu planda birbirlerini de tanıyan asistanlar arasında da duygusal gelişmeler olurken izleyicilere keyifli bir romantik komedi sunuyor. Aranızda asistan pozisyonunda çalışanlarınız varsa hangi patronun daha korkunç olduğuna karar verirken kendi patronunuz ile karşılaştırmadan rahat bir kafayla izlemenizi önereceğim bu film bir cuma akşamı için oldukça doğru bir tercih. 

How to Be Single | 2016

img_9558
How to Be Single | Fotoğraf: IMDB

Christian Ditter’ın yönettiği kadrosunda Rebel Wilson, Dakota Johnson, Leslie Mann, Alison Brie, Nicholas Braun, Anders Holm gibi başarılı oyuncuları barındıran film New York’da ablasının yanına taşınan Alice’in üniversiteden beri sevgilisi olan Josh ile ayrılmasının üzüntüsünü yaşarken eğlenmeyi oldukça seven yeni iş arkadaşı Robin ile vakit geçirerek bekar bir insanın New York’da nasıl vakit geçirdiğine dair fikirler edinmeye başlamasını konu alıyor. Birbirinden farklı kadın karakterleri pozitif yönden ele alan film tek başınıza ya da arkadaşlarınızla izlemek için oldukça ideal. 

This Means War | 2012

img_0039
This Means War | Fotoğraf: IMDB

Hayatın sizi Chris Pine ve Tom Hardy’den birini seçmek zorunda kalacağınız bir duruma soktuğunu düşünebiliyor musunuz? Ben de düşünemiyorum. CIA’de çalışan iyi iki arkadaş aynı zamanda iki yetenekli ajan olan Tuck ve FDR birbirlerinden habersiz olarak aynı kadından hoşlanmaya başlarlar. Reese Witherspoon tarafından canlandırılan Lauren ise iki erkek arasında kararsız kaldıkça bu iki ajan birbirilerinin önüne engel olarak çıkmak için ellerinden geleni yapmaya başlarlar. McG tarafından yönetilen filmin kadrosunda yer alan diğer isimlerden bazıları ise Til Schweiger, Chelsea Handler, Rosemary Harris. Hayatınızda izleyeceğiniz en iyi film olmasa da iyi vakit geçirmek ve sonunda hangisini seçtiğini görmek için vaktinize değecek olan bu film Sevgililer Günü için oldukça uygun bir seçenek. 

Crazy, Stupid, Love. | 2011

img_9663
Crazy, Stupid, Love | Fotoğraf: IMDB

Steve Carell, Julianne Moore, Ryan Gosling ve Emma Stone’un başrolü paylaştığı film orta yaşlı Cal’in çok gençken tanışıp aşık olduğu eşi Emily’nin ondan boşanmak istemesini konu alıyor. Bu karar sonucu hayatı değişen Cal genç ve karizmatik Jacob ile tanışır. Kadınlar ile nasıl bir dinamik kurması gerektiği konusunda ona yol gösteren Jacob için ise işler yeni tanıştığı Hannah ile değişir. Karakterlerin arasındaki rastlantılara gülerken birbirinden oldukça farklı karakterlerin aşkı farklı deneyimlemelerini izlemek oldukça eğlenceli vakit geçirmenizi sağlıyor. Filmin adına karar verme süreci oldukça sancılı geçtiği hatta yapımcıların adı bulacak kişiye iPad hediye etmeyi teklif ettiği biliniyor. Öte yandan filmin adını hiç beğenmeyen Carell’a göre filmin adı Jacob karakterine gönderme olarak “The Wingman” olmalıymış. Jacob karakterinin ikna ediciliği ile filmin sonunda GAP, New Balance ve pipetlere olan bakışınız değişebilir şimdiden söyleyeyim. 

Life as We Know It | 2010

img_9255-6
Life as We Know It| Fotoğraf: IMDB

Holly ve Eric arkadaşları tarafından yakıştırılan iki kişidir. Bir buluşma ayarlanır ve her ikisi içinde kötü bir deneyim olarak akıllarda kalır. Ta ki bir gün onları yakıştıran çiftin trafik kazası geçirerek hayatlarını kaybettikleri haberi gelir ve her şey değişir. Küçük bir bebek sahibi olan bu çift çocukları Sophie’nin Holly ve Eric tarafından büyütülmesini istediklerini belirten bir vasiyet bıraktıkları için bu iki birbirinden pek de hoşlanmayan kişinin hayatları hiç beklemedikleri ve pek de hazır olmadıkları bir şekilde değişiyor. Hayatta beklenmedik şeylerin olma olasılığının oldukça yüksek olduğunu hatırlatan bu film bir yandan da zamanlamanın önemini vurguladığını düşündüğüm oysa ünlü film eleştirmeni Roger Ebert’ın “En Nefret Edilen” listesinde olan bu filmin başrolünü Katherine Heigl ve Josh Duhamel paylaşıyor. Ebert’ın abartıp abartmadığını filmi izledikten sonra yorumlara yazarak benle paylaşırsanız çok sevinirim zira bence abartı bir hoşnutsuzluk olmuş. 

He’s Just Not That Into You | 2009

img_0041-2
He’s Just Not That Into You | Fotoğraf: IMDB

Birbirinden meşhur oyuncu kadrosuna sahip bu film ilişki isteyen herkesi düşündürttüğü gibi bir yandan da ilişki istemenize yol açıyor. “Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar” şeklinde çevrilen film 20’li ve 30’lu yaşlarında olan bir grup insanı konu alıyor. Her birinin birbirinden farklı bu insanların aklındaki soruların bazıları ile empati kurarken bazı karakterlerin davranışları oldukça antipatik gelecek. Günlük hayattan alıştığımız karakterleri görebileceğimiz bu film listedeki en iç karartma potansiyeline sahip film baştan söyleyeyim. Kadroda yer alan isimlere gelecek olursak isimlerden bazıları Jennifer Aniston, Bradley Cooper, Justin Long, Drew Barrymore, Ginnifer Goodwin, Ben Affeck, Scarlett Johansson olarak sıralanabilir. 

The Proposal  | 2009

img_9664
The Proposal | Fotoğraf: IMDB

Listede en güldüğüm film büyük olasılıkla budur ki kadrodaki iki başrolün buna katkısı oldukça fazla. Sandra Bullock ve Ryan Reynolds’ın başrolde yer aldığı film kitap yayıncılığı şirketinin baş editörü olan, çalışanlarının gözünde zor bir patron imajı çizen Margaret’in Amerika’da kalabilmesi için asistanı Andrew’u onunla evlenmeye ikna etmesinin ardından olanları konu alıyor. ABD göçmenlik ajanı olan Bay Gilbertson ise bu ikilinin ilişkisine pek ikna olmaz. Eğer ikilinin cevapları birbirine uyuşmuyorsa ikisini de birbirinden kötü sonuçlar bekleyeceğini bildikleri için çift Andrew’un ailesinin yaşadığı Alaska’ya giderek vakit geçirmeye başlar. İzlerken bolca güleceğiniz bu filmin vaktinize değeceğine eminim. 

(500) Days of Summer | 2009

img_9662
(500) Days of Summer | Fotoğraf: IMDB

Dilimize “Aşkın 500 Günü” olarak çevrilen yönetmenliğini Marc Webb’in üstlendiği film aşka inanmayan Summer’a aşık olan Tom’un gözünden kesitler halinde onların hikayesini anlatıyor. Joseph Gordon-Levitt ve Zooey Deschanel’in başrolde yer aldığı film 7.5 milyon dolar bütçe ile çekilerek 60 milyon dolar kazanarak oldukça büyük bir başarı elde ederek izleyicilerin büyük beğenisini kazanıyor. Filmin müzikleri için diyebileceğim tek şey şahane. Birbirinden başarılı müzisyenlerin en meşhur şarkıları değil de film için en uygun parçalarından oluşan albüm Regina Spektor, The Smiths, Carla Bruni, The Black Lips ve çok daha fazlasını barındırıyor. Filmin çıktığı sene oldukça nefret toplayan Summer karakteri bu sıralar TikTok’da üretilen içeriklerden gördüğüm kadarıyla eskisi kadar nefret toplamamakla beraber popüler kültüre büyüdükçe hak verdiğimiz bir kurgu karakteri olarak geçmeye başladığını söyleyebilirim. 

50 First Dates | 2004

img_0040-4
50 First Dates | Fotoğraf: IMDB

Listemizdeki en “sadece minimum”dan çok daha fazlasını hak ettiğinizi hissettirecek film olarak öne çıkan dilimize “50 İlk Öpücük” olarak geçiyor. Yönetmenliğini Peter Segal’ın üstlendiği başrolde birbirleri ile kimyası oldukça uygun Adam Sandler ve Drew Barrymore’un yer aldığı film Hawaii’de geçiyor. Henry kadınlar ile bağ kurmadan bahanelerin arkasına saklanmada oldukça becerikli bir adamdır. Bir gün Lucy adlı bir kadın ile tanışır. Lucy ile tanışan Henry ertesi gün tanıştıkları yere tekrar gider ve sonra tekrar gider. Ailesi ile yaşan Lucy geçirdiği araba kazası sonucu nörolojik bir hastalığa sahiptir ve bu hastalık kısa süreli hafızasını etkilediği için Henry’i her gün unuttuğu anlamına gelmektedir. Lucy’den oldukça hoşlanan Henry’i yepyeni bir yaşam biçimi beklerken standartların kimse için düşmemesi gerektiğini tekrar hatırlatan bu film en sevdiğiniz romantik komediler arasına girebilecek kadar iddialı. 

How to Lose a Guy in 10 Days | 2003

img_9293
How to Lose a Guy in 10 Days | Fotoğraf: IMDB

Karşı tarafı soğutmak deyince herkesin aklına birden fazla fikrin geldiğine yüzde yüz eminim. TikTok’da oldukça popülerleşen bu filmin başrolünde Kate Hudson ve Matthew McConaughey yer alıyor. Kadın dergisinde çalışan Andie’nin kısa sürede hazır edilmesi gerek bir yazı yazması bekleniyor. Bu yazı kadınların erkekler ile olan romantik ilişkilerinde yaptıkları ve erkeğin onlardan uzaklaşmasına sebep olan hataları konu alıyor. Bu yazıyı yazarken pratik olarak deneyimlemesi gereken Andie patronu ile bir ilişkisinin on günden fazla sürebileceği üzerine iddiaya giren Benjamin ile kesişir ve olaylar gelişir. Miss Congeniality, Just My Luck, Mystic Pizza filmlerini de yöneten bu Donald Petrie filmi aslında Michele Alexander ve Jeannie Long’un aynı isimli resimli kitabına dayanıyor. Filmin neşenizi yerine getireceğine dair umudum oldukça yüksek. 

Sweet Home Alabama | 2002

img_9254
Sweet Home Alabama | Fotoğraf: IMDB

Sempatik oyuncu Reese Witherspoon’un canlandırdığı karakterin iki erkek arasında kaldığı filmlerden ilki olan Sweet Home Alabama kendini New York’da baştan yaratmış olan Melanie’yi konu alıyor. Moda endüstrisinde oldukça başarılı bir konuma sahip, arkadaşları tarafından sevilen ve saygın bir aileye sahip Andrew ile ilişkiyi yaşayan Melanie’nın hayatı oldukça iyi görünmesine rağmen Andrew’un evlenme teklifi etmesi her şeyi değiştirir. Hem geçmişi hem Andrew’un belediye başkanı ve ondan pek de hoşlanmayan annesi ile halletmesi gerekenlerin peşine düşen Melanie’nin hikayesini izlerken eğlenmek kaçınılmaz. Witherspoon dışında kadrodaki diğer meşhur isimlerden bazıları Josh Lucas, Patrick Dempsey ve Candice Bergen olarak sıralanabilir. 11 Eylül saldırısından sonra New York’da çekilen ilk film olma özelliği taşıyor. Materyalist gibi görünmek istemem ama Andrew’un evlilik teklifi sahnesi hala dün izlemişim gibi aklımda demeden geçemeyeceğim. Zamanlamanın önemine vurgusunu sade bir şekilde yapan film izleyicilere umut vermeyi yıllar sonra bile sürdürüyor.

Bridget Jones’s Diary | 2001

img_0037
Bridget Jones’s Diary | Fotoğraf: IMDB

Hugh Grant filmlerini sıralamamışım gibi görünse de kasıtlı bir niyetim olmadığını belirtmek isterim. Otuzlu yaşların başlarında olan sempatik karakter Bridget’i konu alan 2000’li yıllara ait olduğunu bariz belli eden film Helen Fielding’in aynı isimli romanından uyarlanarak beyazperdeye taşınıyor. İngiliz bir karakter olan Bridget rolünde Amerikalı bir oyuncunun oynaması başta çok tepki çekse de Renee Zellweger bu rolü ile Oscar Ödülleri’nde “En İyi Kadın Oyuncu” kategorisinde aday olarak gösteriliyor. Bir yandan Hugh Grant’ın canlandırdığı patronu Daniel ile flört ederken bir yanda Noel’de tanıştığı Colin Firth tarafından canlandırılan Mark Darcy’ye karşı bir şeyler hisseden Bridget’in hikaye anlatımı sıcak bir atmosfer yaratmayı başarıyor. Üç filmden oluşan serinin ilk filmi olan bu film hem Sevgililer Gününü yalnız geçirecekler için ideal hem de yeni başlayan yılın kısa bir değerlendirmesini yapmak için güzel bir fırsat. 

Notting Hill | 1999 

img_9492-2
Notting Hill | Fotoğraf: IMDB

Listedeki favori filmim olan dilimize “Aşk Engel Tanımaz” olarak çevrilen filmin oldukça basit bir senaryo ile herkesin kalbini ısıtma konusunda oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Roger Michell’ın yönetmenliği üstlendiği, senaryosunun romantik komedi dünyası için oldukça önemli bir isim olan Richard Curtis tarafından yazılan Birleşik Krallık yapımı romantik komedi-dramın kadrosunda yer alan isimlerden bazıları Julia Roberts, Hugh Grant, Rhys Ifans, Emma Chamber, Tim Mclnnerny şeklinde sıralanabilir. William seyahat kitapları satan bir kitapevinin sahibidir. Bir gün dünyada ünlü ABD’li Hollywood oyuncusu Anna Scott dükkana girer ve ikilinin hayatı değişir (iyi anlamda). Yönetmen ve senaristin başroller için düşündükleri tek isimler olan Roberts ve Grant arasında oldukça başarılı bir kimya izlerken 120 dakika süren filmin tek kusuru filmin oldukça kısa olması diyebilirim. Filmde Anna Scott’a son filminde ne kadar kazandığı sorulunca verdiği cevap Roberts’ın bu film için aldığı ödemedir yani 15 milyon dolar.

Four Weddings and a Funeral | 1994

img_0042
Four Weddings and a Funeral | Fotoğraf: IMDB

Hugh Grant’in kadroda yer aldığı filmlerden önereceğim son film (bu liste için konuşuyorum). Mike Newell tarafından yönetilen film İngiliz mizahını taşıyan en güzel romantik komedilerden biri olarak görülüyor. 3 milyon sterlinin altında bir bütçe ile altı hafta gibi kısa bir sürede çekilen film gişede beklenmedik bir başarıya ulaşıyor. Charles’in ve etrafında insanlara odaklanan bu film Charles’ın bir düğünde Amerikalı Carrie ile tanışmasından sonraki olaylara odaklanıyor. Richard Curtis tarafından yazılan filmin kadrosunda yer alan diğer isimlerden bazıları Andie MacDowell, John Hannah, tüm bu filmler içinde en sevdiğim karakter olan Fiona rolünde Kristin Scott Thomas, Rowan Atkinson şeklinde sıralanabilir. Bu film en beklenmedik anlarda üzülmenize sebebiyet verse de genel olarak verilmek istenen oldukça eğlenceli ve sıcak atmosferini koruyarak akılda kalıcı bir içerik sunuyor. 

Pretty Woman |1990

img_9292
Pretty Woman | Fotoğraf:  IMDB

Listeyi tabii ki bir Julia Robert filmi ile sonlandırıyorum. İsmini duyunca kafanızın içinde aynı adı taşıyan parçanın çalmama olasılığı yoktur diye düşünüyorum. Bununla beraber bir nesli büyüten annelerinde en sevdiği filmlerden biri olan bu romantik komedi akşamını güzelleştirecek her şeyi barındırıyor. Zengin bir iş adamı olan Edward ile eskort Vivian arasında gelişen ilişkiye odaklanan filmin başrolünü Julia Roberts ve Richard Gere paylaşıyor. İkili arasındaki kusursuz uyum filmi oldukça sempatik yapıyor. İlk tanışmalarında oldukça iyi bir uyum içinde olmalarına rağmen ilk başta Gere’in rolü geri çevirdiği biliniyor. Daha sonralarda Robert bir post-it üzerine yazdığı “lütfen rolü al” notu üzerine rolü kabul ediyor. Filmin çekildiği sırada Gere 40 yaşındayken Roberts 22 yaşındadır. Bu filmin ve birçok başarılı romantik komedinin yönetmeni olan Garry Marshall tarafından daha sonralardan bu iki oyuncunun tekrar başrolü paylaşacağı Runaway Bride’ı da izlemenizi önersem de Pretty Woman çok daha akıllarda kalan, başarılı bir film diyebilirim. 

Kapak Fotoğrafı: Sytlist

İlginizi çekebilir: Çağla Meknuze’den Sevgililer Günü’ne Özel Mekan Önerileri