17. İstanbul Bienali bu sene şehrin dört bir yanında birçok noktada biz sanatseverlerle buluşuyor. Özellikle bu sene Beyoğlu, Fatih, Kadıköy ve Zeytinburnu gibi geniş bir coğrafyaya yayılınca önceden hazırlanmış bir rota ile İstanbul koşturmasında zaman kazanmak kritik. Bu sebepten ötürü içinde hem yeme-içme hem de Bienal noktalarını barındıran rehberimle karşınızdayım!

20 Kasım’a kadar sürecek olan Bienal’de son zamanlara doğru bir yoğunluk olacağı için şimdiden gezmekte fayda var. Bu rotayı sıkıştırmadan zamanında yapabilmek için güne erken başlamanızı şiddetle tavsiye ederim, hem trafik hem de mekanlardaki yoğunluğun sizleri yıpratmaması için. Bence ilk durağa 09:30 gibi varmış olun. O halde Bienal başlasın! Bu rotayı rahatlıkla takip edebilmeniz adına da sizler için bir harita oluşturdum.

Avrupa Yakası Bienal Rotası
Avrupa Yakası Bienal Rotası | Fotoğraf: Pelin Zorlu İnceoğlu

Tek Günlük Bienal Rotası

Durak 1: Boris’in Yeri

Anadolu yakasından Avrasya Tüneli ile gelenler için sadece 5 dakika mesafedeki ünlü kahvaltıcı. Senelerin meşhur kahvaltıcısı, sade ve öz seçenekleri ile lezzetli bir kahvaltı yapmanız mümkün. Buranın en meşhur lezzeti olan Bal-Kaymak’ı asla atlamayın lütfen! Bu arada araba park konusunda da mekanda yardımcı oluyorlar, kendi Valeleri var. Tavsiyem ne kadar erken giderseniz o kadar iyi çünkü belirli bir saate sonra sıra oluyor.

Durak 2: The Çinili Hamam

Osmanlı hamamlarının en güzel temsilcilerinden biri olan, The Çinili Hamam, Fatih’in Zeyrek semtinde yer alıyor. Burası Mimar Sinan’ın yaptığı en büyük hamamlardan biri, tahminlere göre 1540-1546 yılları arasında yaptırılmış. 1728 ve 1838’deki büyük Cibali yangınlarında epeyce zarar görmüş fakat sonradan onarılmış. Mekanın restorasyonu 2023 itibariyle bitince, yaklaşık 13 senedir süren bir restorasyon söz konusu. Müze-hamam kompleksi olarak açılacak. Bu sebepten ötürü Bienal bitmeden kesinlikle gitmenizi tavsiye ederim.

  • Otopark tavsiyesi: Çinili Hamam’ın azıcık ilerisinde Fatih Otoparkı var sol tarafta, ben arabayı oraya park etmiştim, ve Fatih rotasını da bitirene kadar araba orada kaldı, büyük rahatlık sağlamıştı bana.

Durak 3: Yemek-Tatlı Molası

Çinili Hamam’dan çıktıktan sonra enerjinize ve zamanınıza göre Fatih’e özel lezzetleri de tatmadan gitmeyin derim. Eğer şeker kriziniz var Kıztaşı Muhallebicisi’nde enfes bir kazandibi yiyebilir ya da Barbaros Yoğurtçusu’nda bir mola verebilirsiniz. Eğer canınız yemek çekiyorsa Şeref Büryan’da bir perde pilavı ya da Büryan Kebap ideal bir seçenek olabilir. Canı Levantan mutfağı çekenlerinse Buuzcedi’de humus yemelerini öneririm.

Durak 4: Küçük Mustafa Paşa Hamamı

1483 yılında Sadrazam Küçük Mustafa Paşa tarafından yaptırılan hamam, İstanbul’un en eskilerinden biri. Yaklaşık 22 senedir kullanılmayan hamam, en son 7 sene önce gene Bienal zamanında açılmıştı. Küçük Mustafa Paşa, Çinili Hamam’a kıyasla daha tarihi bir örnek. İçerideki sergi ise Fısıldayan Oyun Alanı adlı çalışmanın sergilendiği hamamda, nesnelerin maddeselliği kullanılarak sesleri inceleyebiliyorsunuz. Çinili Hamam’a 15 dakika yürüme mesafesinde bu yüzden de yemek-tatlı molasından sonra yürüyerek gidebilirsiniz. Bu arada bu hamam tarihi Gül Camisi’ne de yakın, merak edenler oraya da gidebilir.

Fatih rotasını tamamladıktan sonra, sırada Beyoğlu var. Beyoğlu’nda ilk durağımız ise Pera Müzesi. Otopark krizini ise Pera Müzesi’nin karşısında yer alan İspark’a arabamı park ettim ve tüm Beyoğlu rotasını bu şekilde tamamladım.

Durak 5: Pera Müzesi

2005’den beri müze olarak yer alan Pera Müzesi, bugüne kadar birçok Bienal ve sergiye ev sahipliği yaptı. Bu Bienal kapsamında da Kadının Kamusal Hayatı, Yakınsama Bölgesi gibi sergilerini ağırlıyor.

Durak 6: Chapella Pera

Rixos Pera’nın bünyesinde yer alan Chapella, Avrupai havasıyla sizi kısa süreliğine de olsa İstanbul stresinden soyutlayacak bir mekan. Burada bir kahve molası vererek serinlemenizi tavsiye ederim zira avlusu çok hoş.

Durak 7: Yaklaşım Tüneli

Gezi Parkı’nın arkasında yer alan, Grand Hyatt’a da sadece iki dakika yürüme mesafesinde yer alan tünel, biraz gerilimli. 1992 senesinde, M2 Yenikapı-Hacıosman Metro Hattı’nın yapımı sırasında açık tutulan tünellerden biri ve Bienal kapsamında ilk defa ziyarete açıldı. Kırmızı bir kapıdan girdikten sonra, kapı arkanızdan kapatılıyor ve 200 metre boyunca yürüyorsunuz. Bu sergi kapsamında fizyolojik ve ekolojik travmaların bıraktığı mirası duygusal keşiflerle keşfediyorsunuz.

Durak 8: Merkezi Rum Lisesi

Yoksul kız çocukların eğitim alabilmesi için 1850 yılında inşa edilen okul maalesef, öğrenci yetersizliğinden ötürü 23 yıl önce kapatıldı. Atatürk resim ve portreleri, okul sıraları, haritalar ve birçok öğe adeta size bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Sadece Bienal kapsamında açık olan okulu muhakkak ziyaret edin derim.

Durak 9: Akşam Yemeği Molası

Bütün gün boyunca yürüdük ve akşam da en güzel yemeği hak ettik! Eğer ‘street food’ isterseniz yeni açılan Bordel’de hızlıca yiyip kalkabilirsiniz. İtalyan Mutfağını özlediyseniz Antique Pizzearia seçenekler arasında. Hatay mutfağı hasreti çekenler için Antioche Concept ve son olarak da ‘fine-dining’ yemek isteyenler için de Aheste Pera güzel birer opsiyon. Bir sonraki Bienal’de görüşmek üzere!

Kapak Fotoğrafı: Pelin Zorlu İnceoğlu

İlginizi çekebilir: Artsy Magger’dan İstanbul’un Çağdaş Sanat Galerileri