4ecf8a9f52496064cd6f7735da10f594

İlk defa bir Banksy eserini canlı görüşüm Contemporary Istanbul ile olmuştu. Galerilerin seçilmiş çalışmaları sergilediği Contemporary Istanbul’da (yazımda da bahsettiğim gibi) Lazarides Gallery en çok ilgimi çeken galerilerden biri olmuştu. O zaman; bir sokak sanatçısı olan Banksy’nin işlerinin dört duvar arasında, ellerinde şampanyayla mekanı turlayanlara sergilenmesi nedense beni rahatsız etmemişti ama Banksy’nin tamamen kendisine ait bir serginin girişine 35 tl ödeyeceğimizi duyunca işler değişti. Buradaki müthiş ironi herkesin nazarına nail olmuştur elbet. Zira Banksy kapitalizmi, sınıf farkını, savaşı, kısacası dünyada bizi birbirimize düşüren her şeyi eleştirmesiyle bilinen bir sanatçıydı. Öyle ki yaptığı işin, verdiği mesajın tehlike(!)sinden dolayı kimliğini saklama gereği duyuyordu. Ancak böyle bir sanatçının çalışmaları ülkemize Lazarides ve bir yatırım şirketinin aracılığıyla, ücret karşılığı görülecekti.

d4685a64b8814fe9dd9a1ac02d668471

Sonra işin içine bir de sanatatak’ta yayınlananan Steve Lazarides röportajı girdi, başlık şöyleydi; “Banksy’nin bu sergiden haberi yok”. İşte bu noktada ipler koptu, herkes “böyle olacağı belliydi”,”hala bu sergiye gidecek olan var mı” ve benzeri argümanlarla tepki göstermeye başladı. Ancak bu işlerle biraz ilgilenen birisinin de bileceği üzere sanatçı eserini veya eserinin hak sahipliğini başkasına teslim ettikten sonra sergilemek için sanatçının rızasına değil eserin hak sahibinin rızasına ihtiyaç duyulur. Ünlü ailelerin sanat koleksiyonlarını sergilemesi gibi düşünebiliriz bunu. Dolayısıyla burada tartışılması gereken esas konu Banksy’nin sergiden haberdar olup olmaması değil, sokak sanatının galerilerce sergileniyor olması.

bb479c023457fb2c5118863dee7e20d1

Ben sergiyi henüz görmedim ancak Artful Living’den Ahmet Ergenç’in yazısını okuyunca Banksy sergisi adına ilk paragraftan beri bahsettiğim endişelerim perçinlendi. Yazıda ziyaretçileri sergi alanında bir kırmızı halının karşıladığı, Banksy’nin sanat eserlerine konu olan CCTV kamera sistemiyle tüm alanın izlendiği, eserleri canlandırmak adına (eminim ki bu da Banksy’nin hiç hoşuna gitmeyecektir) canlı mankenler kullanıldığı ve ziyaretçilerin bu mankenlerle bol bol fotoğraf çektirdiği (ki günümüzde sanata olan ilgi alakanın sebebi fazladan 1 instagram post’u yayınlamak olduğundan yadırgamıyorum) hatta ve hatta Banksy’nin bir belgeselinde yer alan Exit Through The Gift Shop‘un canlandırılıp burada fahiş fiyata hediyelik eşya satıldığını görünce eski cumhurbaşkanımızın da dediği gibi “insan gerçekten hayret ediyor” demekten kendimi alamadım.

Bu sergi sanatseverlere normal şartlarda göremeyecekleri şeyleri sunmak adına evet güzel bir hamledir ancak başından sonuna sanat eserlerinin sahibinin karşı durduğu her şeyi içine almasıyla da gözümde karikatür gibi bir hadise. Banksy’nin yıllardır anlatmaya çalıştığı her şeyin tam tersinin yapıldığını görünce zaten insan anlıyor bu sergiden kendisinin haberinin olmadığını. Ancak daha önce de söylediğim gibi konu haberinin olmaması değil, kendisinin (eskiden de olsa) dostu olan Lazarides’in ve bu serginin destekçilerinin Banksy’ye ve yapmak istediklerine saygı duymamasıdır. The Art Of Banksy’ye gidersem sırf bu ironiyi görüp eğlenmek adına giderim, başka da bir sebebi olamaz.