Henüz tatil sezonu daha tam kapanmamışken, bir sonraki senenin planlarına, rota çizimlerine başladım bile. Bu sefer daha teması olan bir tatil yapma isteğim, “Cittaslow” hareketini keşfetmemle daha da depreşti… “Cittaslow”, 1999 yılında İtalya’da başlamış olan “Sakin Şehirler” akımı. Türkiye’den de bu akım tarafından kabul görmüş 9 adet yerleşim yeri var. CittaSlow’un son derece bilgilendirici Türkiye internet sitesini incelediğimde, bu yerlerin her birine gitmek için inanılmaz bir heyecan ve sabırsızlık duydum. Şimdi, “Cittaslow” üyesi yerleşim yerlerimize ve neler sunduklarına bir göz atalım.

Akyaka

Cittaslow: Akyaka
Akyaka

Akyaka, bir yanınızda Gökova Körfezi bir yanınızda Gökova Ovası’nın olduğu, gerçek anlamda mavi ile yeşilin kesiştiği o güzel noktalardan birinde. Muğla’nın Ula ilçesine bağlı, Akyaka, Muğla ile Marmaris’in ortasında diyebiliriz, nitekim ikisine de yaklaşık 30′ar km uzaklıkta.

Bir Ege klasiği olan begonvillerle süslü bahçeleriyle ve kendilerine has mimarisi ile, Akyaka evleri de görülmeye değer. Çevresinde birçok plaj barındıran Akyaka, Idyma antik kentini de bünyesinde barındırıyor.

Sitenin önerisine göre, Akyaka’dan gitmeden önce, susam ve baldan yapılan “çıtırmak”, “çıntar” kavurması (bir tür mantar) ve tarhana denenmesi gereken lezzetler.

Gökçeada

Cittaslow: Gökçeada
Gökçeada

Gökçeada, dünyanın ilk ve tek “sakin” adası şu anda “Cittaslow” hareketine göre. Gökçeada’nın huzurlu bir tatil destinasyonu olarak ününü bilmeyen zaten yok, bunun üzerine son derece gelişmiş organik tarım faaliyetleri, rüzgar sörfü/kite sörf, eski Rum köyleri derken, insanın bir dakika yerinde oturası gelmiyor.

Zeytinli’nin dibek kahvesi, sakızlı muhallebi, efibadem, cicirya kesinlikle tadılmadan dönülmemesi gereken ada lezzetleri sitenin verdiği bilgiye göre!

Perşembe

Cittaslow: Perşembe
Perşembe

Şimdi çok yeşillikli bir yere gidiyoruz, Ordu’nun Perşembe ilçesine. Karadeniz’in sayılı bakir koyları bu ilçedeymiş. Pontus Krallığı’nın izlerini taşıyan Perşembe’de, bu uygarlığın izlerini sürmek için “Koçboynuzu Yolu”nun takip edilmesi öneriliyor. Yine antik köklere sahip, Yason Burnu da manzarası itibari ile görülmeden dönülmemesi gereken yerlerden.

Doğal güzellik olarak, Türkiye’nin geri kalanından daha farklı bir havası olan Karadeniz’in, mutfağı da daha kendine has. Karadeniz Mutfağı’nın hamsili pilav, mısır çorbası, kaygana gibi lezzetleri Ordu’da kesinlikle denenmeli.

Seferihisar

Cittaslow: Seferihisar
Seferihisar

Şimdi tekrar İzmir’e geri dönüyoruz. Seferihisar denilince akla antik kentler, camiler, kısacası tarihi bir miras geliyor.

Sığacık Kalesi, Teos ve Lebedos antik kentleri, Doğanbey sahil şeridi, ilçeye gidilince ziyaret edilmesi gereken yerler. Ayrıca “Cittaslow” hareketinin bir uzantısı olan “Slow Food” akımını da izlemek amacı ile, ilçede kurulmuş olan Seferihisar Lokantası, sizi tek bir noktada tüm Seferihisar tatlarınızı tatmanız için bekliyor.

İlginizi çekebilir: Eda Geven’den “Sığacık: Pazarı ve Sakinliğiyle Ömre Bedel”

Taraklı

Cittaslow: Taraklı

İstanbul’a yakın bir yere gidiyoruz şimdi, Sakarya’nın eski Osmanlı evleri ile ünlü Taraklı ilçesine. 100′den fazla tescilli konak ve Mimar Sinan’ın yapmış olduğu yaklaşık 500 yılık Yunus Paşa Cami’sini görmek bile, Taraklı’yı ziyaret etmek için yeterli sebepler.

Ayrıca, Taraklı’ya bağlı Hacıyakup köyünde Bizans döneminden kalma kil hamamı kaplıcaları varmış ilçede. Hark Kanyonu ve Karagöl Yaylası da eşşiz doğal güzellikler olarak adlandırılıyor hareket tarafından. Unutmadan bir not, Karagöl yaylasından yamaç paraşütü de yapabiliyorsunuz.

Keşkek, köpük helvası ve yöreye özgü bir tatlı olan uhut önerilen lezzetlerden!

Vize

Cittaslow: Vize

Yine İstanbul’a yakın bir yerdeyiz, İstanbul ve Edirne arasına konuşlanmış Vize’deyiz şimdi de. Vize, beni gerçekten görmem konusunda en çok heyecanlandıran yerlerden oldu diyebilirim, nitekim tarihi M.Ö 4000 yıllarına dayanıyor. Hem Bizans, hem Osmanlı zamanında önemli kültürel duraklardan olmuş bu ilçe.

Vize Kalesi, sayısız dereleri, iki adet gölü ve denizi ile Vize bir doğa harikası. Geçmişteki ününün büyüklüğüne şaşmamalı!

Ihlamur ilçenin simgesi, ıhlamur balı da ünlü bu ilçenin nitekim. Onun yanında ısırgan otu çorbası da öneriler arasında!

Yalvaç

Cittaslow: Yalvaç

Isparta ilinin sınırları içerisinde, Sultan Dağları’nın eteklerinde bulunan Yalvaç, en parlak dönemini Roma İmparatorluğu egemenliğinde yaşamış bir ilçemiz.

Pisidia Antiokheia antik kenti, Hoyran gölü kesinlikle görülmesi gereken yerleri. Ayrıca Ay Tanrısı kutsal Men’in tarihte bilinen tek merkezi de Yalvaç’tadır.

Birçok eski el sanatına hala ev sahipliği yapan Yalvaç’ta, dericilik, saraciye, keçecilik, demircilik, at arabası yapımcılığı gibi gelenekler hala devam ettiriliyor. Ayrıca Yalvaç’ın mahalle fırınları da ünlü. Keşkek ve borani de tadılması gereken lezzetler.

Yeni Pazar

Cittaslow: Yenipazar

Aydın’ın ilçelerinden olan Yenipazar, adını 17. yüzyılda ev sahipliği yaptığı, çevredeki köy ve kasabaların ürünlerini satmalarına olanak sağlayan pazardan almış. İlçede pamuk, zeytin, incir, narenciye gibi özel şeyler de yetişiyormuş.

Büyük Menderes Ovası’nın yatak değiştirmesi ile oluşmuş, Aşağı Dip Gölü tabiat parkı da ilçenin doğal güzelliklerinden!

Ekmek dolması, yuvarlama, karnıbahar mücveri denenmesi şart lezzetlerdenmiş!

Halfeti 

Cittaslow: Halfeti
Halfeti

Halfeti’nin hikayesi diğer “Cittaslow” destinasyonlarına göre biraz daha üzücü. 2000 yılında, Birecik Baraji ile birlikte beşte üçü sular altında kalmış Halfeti’nin.

Halfeti’yi, Fırat nehri üzerinde yapılacak bir tekne turu ve doğa yürüyüşleri ile tanımak gerekiyor. Ayrıca, Halfeti’ye özgü siyahgülü görmek de başlı başına bir deneyim.

Halfeti’nin mutfağına gelince de, yöreye özgü bilimum çeşit kebap, meze ve tatlılar, Fırat nehri kenarındaki restaurantlarda sunuluyor insanlara. Ayrıca Halfeti’nin fıstığı da meşhur.

İlginizi çekebilir: Gülden’den “Fırat Nehri Altında: Halfeti”