Sizi iç açıcı renkleri, eğlenceli desenleri, sonsuz bir hayal gücünü ve yaratıcılığı bir araya getirerek harikalar yaratan bir moda markasıyla tanıştırmak istiyorum: Coziness Knitwear. Markanın kurucusu sevgili Ness Çelik ile Coziness Knitwear’in hikayesinden, yavaş modadan ve ilhama giden yollardan bahsettik.

Merhaba Ness! Seni tanıyabilir miyiz? Ve hemen ardından… Markan Coziness Knitwear’ın hikayesi nedir?

Merhaba. Ben Coziness Knitwear’in kurucusu Ness Celik. Yaklaşık 7 yıl kadar Los Angeles’ta yaşadıktan sonra ailemi, ülkemi özlediğim için geçtiğimiz yaz geri dönüş yaptım. Üretkenlik ve yaratıcılık üzerine kendimle çalışmalarımın sonucu olarak Coziness Knitwear’i kurdum. İlk üretim ve numuneler annem ve yengemin elinden benim için örüldü. Sonrasında onlardan örmeyi öğrenmeye başlayarak ve kadın enerjilerimizin yaratıcılıktan nasıl keyif aldığını görerek bir maceraya atıldım. Amerika maceramdan sonra Türkiye’ye gelip yavaşlamanın ve hatta durabilmenin, acele etmeden yaşamanın keyfine vardım. Bir köye yerleştim ve doğaya olan özlemimi yavaş yavaş giderdim. Sonunda hayatta kalma mücalesinden uzaklaşıp yaşamanın gerçek keyfine vardım ve tüketimden uzaklaşıp, yaratma aşamasında yapabileceklerimi elime aldığım şiş ve tığ ile keşfettim. Yapmaktan çok keyif aldığım müthiş bir hazza dönüştü.

Coziness Knitwear, bizi yalnızca içimizi açan renkler, eğlenceli desenler ve iyi hissettiren parçalarla buluşturmuyor; aynı zamanda yavaş moda anlayışını sahipleniyor. Markanın başlıca değerlerini ve misyonunu nasıl anlatırsın?

Aslında hep “keşke hayat her gün festival gibi olsa” mottosuyla yaşar ve mutluluk frekansına o kanaldan bağlanırdım. Festivaller kendin olabilmek, istediğini giyerek dışavurumun yargısız yaşandığı ve herkesin çok mutlu olduğu komüniteler olduğu için kendimi en kendim gibi hissettiğim yerler. Bunu günlük hayata taşımak bence o kadar zor bir fikir değildi ve Coziness’i günlük hayatı festival gibi yaşayanlar ve yaşamak isteyenler için kurdum. Markanın başlıca değerlerinden biri mutluluk frekansını giydiklerimizle yaymak. Inanın hiç kimseden bugüne kadar aksi bir dönüt almadım çünkü ürünlerin hepsi çok mutlu ve pozitif. Coziness başlı başına çok eğlenceli parçalardan oluşan; giyeni, göreni mutlu eden eşsiz ve renkli bir marka olma yolunda ve bunun için ben ve 5 kadından oluşan küçük ekibim her gün heyecanla yepyeni ürünler deniyoruz. Tüketmek ve kıtlık bilincinden, kullan-at sisteminin değersizlik algısından uzak; üretkenliğe ve daha yüksek frekanslara renklerin yardımıyla çıkmak ve onu yaymak, kadınların feminen enerjisinin yaratıcılıkla buluşmasıyla hayatımıza gelen verimlilik ve özgün olmak, Coziness için çok önemli.

Biraz da yarattığın parçaların eşsizliğinden, kendine özgü taraflarından bahsedelim isterim… Onları farklı kılan neler var?

Örülen parçaların her biri muazzam bir el emeği sonucu, ben ve takım arkadaşlarım tarafından örülüyor. Renklerin dünyasındaki harmonide kaybolup dizayn ettiğim ürünler sizi her günü festival perisi gibi hissettirecek musmutlu bir gerçekliğe ulaştırıyor. Ürünlerin eşsizliği ve farklılığını giyen herkes ilk dakikada hissediyor! Gelen tepkiler bana her ürünün kendi özgün hikayesinin amacına ulaştığını gösteriyor. Her ürünün ortak gizli bir görevi var: pozitif psikoloji!

Yavaş moda ile ilgili farkındalığın ne zaman ve nasıl başladı? 

Her zaman tükettiğim kadarını üretmek ve sistemin faydalı bir canlısı olmak istedim. Tüketmek ve kıtlık psikolojisiyle değersizleştirdiğimiz birçok şeyin farkına varmaya başlamıştım. Uzun zamandır sadece vintage ve ikinci el satan mağazalardan alışveriş yapıyordum. Amerika’da bu tarz mağazalar neredeyse fast fashion mağazalardan çok daha yaygın. Bu farkındalık benim için birkaç yıldır başlamıştı ve ben kendi içimdeki bastırılmış sanatçının üretmeye geçmesini bu kanaldan sağladım. Yavaş yavaş ve zevkle örüyorum, herkesin uzunca yıllar kullanabileceği ürünler ortaya çıkıyor. Bu çok değerli.

Bir yandan, Cozi Ness Knitwear’ı ilk gördüğümden beri, yarattığın renkli dünya ve sıradışı çizgi beni içine çekiyor gibi hissediyorum! Merak ediyorum, ilhamın nereden geliyor? Yaratıcılığını nasıl besliyor, nasıl taze tutuyorsun?

Birçok sanatçı, fikir, tema ve özellikle doğa ilham kaynağım aslında. Örnegin, doğanın biricik ve mucizevi yaratımlarından olan gökkuşağı, çiçek, güneş, bulut, kurbağa, kelebeği ve nicelerini ürünlerimde bolca görebilirsiniz. Her gün dünyanın bizler tarafından yaratılan o negatif kaosunda ve içimize hiç sinmeyen sistemlerde debeleniyorken; bizi mutlu hissettircek desenlere, sembollere ihtiyacımız var. Coziness bu ilham parçacıklarını herkes için üretmeye çalışıyor. İnsanlara bu kadarcık mutluluk getirebilirsem ne mutlu bana. Aynı zamanda Drag Queen’lerin kıyafetleri bana çok ilham oluyor. Nasıl renkli bir dünya! Baktıkça kayboluyorum. 

İlerleyen zamanlarda Cozi Ness Knitwear ile ilgili neler planlıyorsun? 

Coziness için birçok planım var. Bunların başında kadınlardan oluşan daha büyük bir ekip kurmak geliyor. Bence kadının iyileştirici ve yaratım gücü ile kadınlar yarattıkça dünya daha iyiye gidicek ve iyileşecek. Türkiye’de benim ailem de dahil birçok kadın muazzam örme yeteneğine sahip. Bu bazaaltlarına saklanmış yetenekleri biraz göz önüne çıkarmak istiyorum. Birçok kadının kendi ürünlerini satabileceği bir platformdan onlar için oluşturabileceğim bir pazar alanı yaratma fikri var. Yaptığım ürünlerinin paternlerinin eğitici videolarını yayınlamak ve herkesin kendi giyeceği, kendi üretebileceği parçalar yapmasını sağlamak da var. Bunları düşünmek beni çok heyecanlandırıyor.

Son olarak, Cozi Ness Knitwear’e nasıl ulaşıyoruz? 

Coziness Knitwear’a Instagram’dan 7/24 ulaşabilirsiniz. Yakında birkaç sürpriz satış noktasında ve online’da Shopier üzerinden de satışlara başlıyoruz. Son olarak ayda bir Akyaka’da Gökova Slow Food Birliği’nde müthiş keyifli bir pazar alanında buluşuyoruz. 

Çok teşekkür ederim!

Kapak fotoğrafı: @cozinessknitwear

İlginizi çekebilir: İrem Bektaş’tan “Moda ve Sürdürülebilirlik