Moda dünyasında özellikle son iki yıldır en çok kullanılan kelimelerden biri sürdürülebilirlik. Bu konuya ilişkin hedeflerin duyurulması, ardından samimiyetin sorgulanışı ve ‘greenwashing’ gibi kavramların öğrenilişiyle birlikte markalar, sorumluluk almak üzere çalışmaya başlamış durumdalar. Koleksiyonların hazırlanış sürecinde kullanılan malzemelerden, paketleme ve ulaştırmaya kadar pek çok konuda artık doğa dostu tercihler yapılmaya çalışılıyor. Peki bir ürün satın alındıktan sonra sorumluluk bitiyor mu? Yeniden ilgi görmeye başlayan onarım, bundan önce kullanıcının sorumluluğundayken şimdi markalar da sürece dahil olmaya hazırlanıyor.

Giysileri Onarmak | Fotoğraf: Unsplash/@omaralrawi

Sürdürülebilirliğin en önemli adımları arasında aslında onarım, değişiklik ve restorasyon var çünkü bunların tümü ürünün ömrünü artırmayı sağlıyor. Büyükannelerimizin dönemi için mecburi olan onarım, zaman içerisinde özellikle de hazır giyimin herkes tarafından çok kolay erişilebilir hale gelmesiyle yaygınlığını yitirdi. Yalnızca deforme olan giysileri değil, giymekten sıkıldıklarımızı da hızla gözden çıkarmaya başladık. Şimdiyse bu alışkanlığın tüketim çılgınlığıyla birlikte atık sorununun bir parçası olduğuna dair bilinç artıyor. Böylece onarıma ilişkin girişimler doğmaya başlıyor.

Giysileri Onarmak
Giysileri Onarmak | Fotoğraf: Pexels.com/@ron-lach

Onarım ve Restorasyon Üzerine Girişimler

Hollandalı tasarımcı Dave Hakkens tarafından kurulan Fixing Fashion isimli akademi, online eğitimlerle kullanıcılara giysilerinin yüzde doksan dokuzunu nasıl onarabileceklerini öğretiyor. Platformda yer alan eğitim videoları arasında hasar görmüş ya da istenmeyen giysilerin nasıl başka giysilere dönüştürülebileceği, boyutlandırılabileceği ve yeniden renklendirilebileceğine ilişkin örnekler yer alıyor. Hakkens, sürdürülebilir giyim konusunda sunulan çözümlerin, genellikle yeni bir şeyler satın almaya ilişkin olduğunu ancak modanın yeni bir şeye ihtiyacı olmadığını savunuyor. Girişimine ilişkin olaraksa: “Önümüzdeki on yılda dünyaya yetecek kadar giysimiz var. Artık satın almayı ve daha çok atık yaratmayı durdurmanın ve zaten sahip olduklarımızı gururla kullanmanın zamanıdır.” ifadelerini kullanıyor.

Fixing Fashion | Fotoğraf: Dezeen

Markalar tarafındaysa harekete ilk geçenlerden biri olan Ganni, isteğe bağlı onarım hizmeti Sojo ile ortaklık kurmuş ve Londra’da pilot uygulamaya başlamış durumda. Vogue İngiltere’nin haberine göre bu uygulamada kullanıcılar, markanın web sitesinden ücretsiz terzilik ve onarım hizmetleri rezervasyonu yapabiliyor. Ardından Sojo devreye girerek ürünü alıp terziye götürüyor ve gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra geri getiriyor. Girişimde dikkat çeken en önemli unsur, kullanıcı için pratik bir süreç tasarlanmış olması zira Sojo’nun kurucusu ve CEO’su Josephine Philips de “Tamir ve tadilatları ana akım haline getirmek söz konusu olduğunda kolaylık çok önemlidir.” diyor.

Onarım | Fotoğraf: Unsplash/@kellysikkema

Ganni’nin CEO’su Andrea Baldo ise “Bir giysinin ömrünü onarım ve değişiklikler yoluyla uzatmak, yeni satın alma ihtiyacını azaltırken ikinci el pazarındaki değerini de artırır. Sorumluluğu, satış noktasının ötesine geçen döngüsel bir bağlamda anlamamız gerekiyor ve Sojo ile kurduğumuz ortaklık, önemli miktarda çevresel etkiyi azaltmaya yardımcı olmak için bir fırsat” diyerek artık daha sık görmeye başlayacağımız yeni bir anlayışın ipuçlarını veriyor.

Kapak Fotoğrafı: Pexels.com/@ron-lach

İlginizi çekebilir: Chic Magger’dan Sürdürülebilir Moda