Gezeli bir yıla yaklaşırken sık sık hatırladığım bir şehri yazmak istedim. Almanya’nın metropollerinden biri olan ve liman kenti kimliğiyle bilinen Hamburg. Ayrıca tarihi ve kültürel birçok güzelliğe sahip olan bu şehre sonbahar kış mevsimleri çok yakışıyor. Seyahatimi -hatırladığım kadarıyla- yazıya dökerek bu şehri size aktarmaya çalışacağım. Umarım okurken keyif alırsınız diyerek başlıyorum Kuzey yıldızımı anlatmaya.

Hamburg | Fotoğraf: Unsplash/@alexanderbagno

Hamburg’a bir pazar günü vardık. Uçaktan iner inmez eşyalarımızı kalacağımız yere yerleştirdik. Bu arada kaldığımız yer Reeperbahn yani Amsterdamdaki Red Light District ile özdeşleşen bir yer. Gezilecek yerler listesindeki ilk tiki atmış olduk kısacası. Daha sonra ne harita ne de navigasyon kullanmadan içimizden geldiği gibi yollarda kıvrılarak denizi bulduk. Göz alabildiğince sıralanmış olan büfelerin birinden fish & chips alıp yürümeye başladık. Soluduğumuz güzel deniz kokusu ve lezzetli atıştırmalığımızla şimdiden adapte olmuştuk bu şehre. Ocak ayı olduğu için hava soğuktu tabi ki ama montunu sıkıca kapatınca güneş yeterli geliyordu zaten insana. 

Hamburg’da Önemli Duraklar

Kafamıza göre dolaşırken karşımıza çıkan Elbe Tunnel zaten gezilecekler listemizdeydi. O yüzden hiç düşünmeden kalabalıkla birlikte tünele doğru yürüdük. Oldukça büyük bir asansörle inilen bu tünel aslında şehrin ulaşım sorunlarından birine çözüm getirmesi için yapılmış. Ancak sonraları turistik gezilerin bir noktası haline gelmiş. 

St. Michael’s Church, şehrin önemli kiliselerinden. Bir de kulesi var ki çıkıp tüm şehrin manzarasını izleyebilirsiniz. Bir diğeri ise tarihte birçok zorluk atlatmış olan St. Nikolai. Panaromik cam asansörü ile çıktığınız en yüksek noktadan şehri izlemenin keyfi yine bir başka oluyor. Her iki kilisede de isic (international student identity card) ile 1€ indirim yaptıkları notunu düşeyim ne olur ne olmaz. 

Elbphilharmonie
Elbphilharmonie | Fotoğraf: Unsplash/@jonastebbe

Elbphilharmonie ise inşa edildiği dönemlerden bu yana şehrin ikonik yapısı halini alan meşhur opera binası. Gündüzü de gecesi de ayrı bir manzara sunuyor.

Rathaus belediye binası ve çevresindeki meydanda birçok kafe ve alışveriş mağazası bulunduğundan dolayı şehrin odak noktalarından birisi olduğunu söyleyebilirim.

Rathaus | Fotoğraf Kaynağı: Melis Esin

Speicherstadt şehrin endüstriyel tarihini oldukça belirgin bir şekilde yansıtan bölge. Speicher depolama, stadt ise şehir anlamına geliyor yani depolama şehri diyebiliriz. Ayrıca Kontorhaus adı verilen bölge bünyesinde depolama ve idari ofislerin yer aldığı bina komplekslerinden oluşuyor. Burada göze çarpan en önemli yapı Chileaus adı verilen 4.8 milyon tuğla ile inşa edilen neo-gotik tarzdaki bina. 5 Temmuz 2015 tarihinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan bu yapı endüstriyel bir sit alanı olarak korunuyor. (detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz)

Speicherstadt  | Fotoğraf Kaynağı: Melis Esin

Nord Coast isimli mekanı tesadüfen bulmuş ve kahvaltıyı burada yapmayı tercih etmiştik. Şansımıza denk geldiğimiz kanala bakan pencere önünde lezzetli bir kahvaltı etmiştik. 

Burgerlich, “no ordinary hamburger” sloganıyla bizi kalbimizden vuran bir mekan oldu. Girerken size verilen elektronik bir kart ile sipariş verip hesap ödediğiniz bu mekanda her şey oldukça çeşitli. Burger seçeneğinden yerel biralara, patates şeklinden soslara… Hafif loş atmosferinde yüksek bir sandalyede otururken elimeki yerel birayı yudumladığım anı gerçekten unutamıyorum. 

img-7866
Burgerlich| Fotoğraf Kaynağı: Melis Esin

Bonus: Hem de çevreye duyarlı

İklim koruma hedefleri, enerji tasarrufu, toplu taşıma ağı ve ileriye dönük yaşanılabilir çevre projeleriyle Hamburg, 2011 yılında Avrupa Yeşil Başkenti olmaya hak kazandı. Yaşam kalitesinin yüksek olduğu, nefes alınabilir alanlara, doğa ve çevre dostu proje uygulamalarına sahip Hamburg, ağaçlık ve park alanlarıyla Avrupa’nın en yeşil bölgelerinden de bir tanesi. İyi bir entegre atık yönetim sistemine sahip olan kentte geri dönüşüm ile atıkların hacimleri azaltılırken, değerli ham maddelerin yeniden üretim döngüsüne girmesi sağlanıyor. Kentte tüm metropolü kapsayan dünyanın en eski entegre ulaşım sistemi işliyor ve vatandaşlarının büyük bir çoğunluğu kolay ulaşılır olan toplu ulaşımı tercih ediyorlar. (Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.) Umarım içinde bulunduğumuz zorlu pandemi süreci bittiğinde bu şehri ziyaret edebilmek için bir fırsatınız olur 🙂 

Kapak Fotoğrafı: Unsplash/@pirye

İlginizi çekebilir: Buket Demirbaş’tan Almanya’nın Görülmesi Gereken 10 Şehri