Şimdi bir an düşünün ve geleceğe ışınlandığınızı hayal edin. Muhtemelen hâlâ 2000’lerdeyiz -neyse ki- ama belki sonları. Şu an bile hızına yetişemediğimiz teknoloji akıl almaz yeniliklere ulaşmış. Yapay zekâ ya da blockchain neredeyse demode kalmış. Hem çok yabancı hem de tanıdık gelen bir şeyler var mutlaka. Yelta Köm’ün Ulya Soley küratörlüğünde Versus Art Project’te açılan sergisi “her şey tanıdık, her şey yabancı” tam da bu tarz bilimkurgu tadında bir yerden yaklaşıyor, bizi bilmediğimiz yıllardan, bilmediğimiz lokasyonlardan ama içimizde bir yerde de tanıdık mevzulardan yakalıyor. 
 

09-20
Fotoğraf: Barış Özçetin

Tek tek işlerden ziyade bir alan olarak, bütününde yarattığı deneyime bakabileceğimiz sergi, tanıdık ama tuhaf, bilindik ama yabancı bir dünyaya davet ediyor sergi. Eserler bu konuya çok daha zamansız ve mekânız bir yerden baksalar da ben, bu sıralar hepimizin biraz böyle hissettiği romantizmine kapılmadan edemiyorum. 

08-19
Fotoğraf: Barış Özçetin

Sanatçının geçmiş işlerinde de gördüğümüz alan yaratmak üzerine sanat pratiği son sergisine de yansıyor ve seçki genel olarak geçmiş, gelecek ve şimdiyi aynı düzlemde bir araya getiriyor. Zaman farklılıklarına aynı perspektiften yaklaşıyor. Bugünden geçmişi, anın içinde geleceği, üç ana zaman kavramını bir arada deneyimleme imkânı sunuyor. Derinlerine inebileceğimiz katmanlardan bir araya geliyor ve sanatçının fotoğraf, video, heykel ve metin gibi birbirinden farklı mecraları kullanarak ürettiği işleri buluşturuyor. Spekülatif bir arkeolojik alan kurgusunun temsili sergi, gelecek üzerine düşünmenin farklı yollarını kurcalıyor. 

014-2
Fotoğraf: Barış Özçetin

Sergideki eserlerin teknolojik ve mekanik yaklaşımına inat başlıkları bir o kadar şiirsel ve duygusal. “Olmayan yerlerde buluş benimle”, “Gün olur erişirler ikimize”, “Kaybolursan hatırla” gibi… “her şey tanıdık, her şey yabancı” hikâyesi, yabancılaşma anını yaşatarak steril bir laboratuvar hissini andıran taş ile başlıyor. 2019 yılında Etna Yanardağı’ndan alınmış taşların üzerine kurşun döküldükten termal kamera ile çekilen görüntüler “Kazara Gerçek”te vücut buluyor. Kehanet ve sezgi üzerinden gelecek olasılıklarını ortaya koyan “Kıyamet”, kurmaca haritalar üzerinden haritaların/sınırların iktidarla ilişkisini irdeleyen “Olmayan Yerlerde Buluş Benimle” ihtimaller üzerine ince bir çizgide dolaşıyor.
 

01-39
Fotoğraf: Barış Özçetin

30 Nisan’da sona eren sergi muhtemelen farklı boyutlarda izleyicilerini ağırlamaya devam ediyor. Serginin ayrıca Kasım ayında TOP e.V Berlin’de açılması planlanıyor.

“Sonsuz bir fonda, tarihsiz bir noktadasın. Telefonun uydu sinyalleriyle buluşamıyor; çok- tan işlevini yitirmiş. Dünyayı temsil eden imgelerin hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Konu- mun haritalarda bulunamıyor. Tanıdık objelerin tümü hafızanda. Kendini dijital araçlara duygulanırken buluyorsun. Burası geleceğe dair arkeolojik bir alan. Burada geleceği sen kurguluyorsun.”

Kapak Fotoğrafı: Barış Özçetin

İlginizi çekebilir: Artsy Magger’dan İstanbul’da Sergi Takvimi