Bazı edebiyatçılar İstanbul’da sadece yaşamamışlar. Aynı zamanda, bu şehirde yaşadıkları süre boyunca eserlerini, roman karakterlerini ele alırken semtlerinden de beslenmişler. Bu semtlerde doğdukları, büyüdükleri, bazen sadece birkaç yıl geçirdikleri, olgunlaştıkları, aile kurdukları, ayrılıklar yaşadıkları, hayatı anlamaya çalıştıkları, yazı masalarında onlarca yazı kaleme aldıkları evleri, en az şehrin kendisi kadar ilham kaynakları olmuş bu isimlere. Bu yazıda, edebiyatçıların dünyalarını sığdırmaya çalıştığı  ve günümüzde de yaşayan o evlerin peşine düşüyoruz.

01-orhan-veli
Orhan Veli Kanık Evi | Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

İstanbul’da Yaşamış Yazar ve Şairlerin Evleri

Orhan Veli Kanık | Beykoz

Orhan Veli Kanık, benim için en özel şairlerden biridir. Çünkü o satırlarına ve 36 yıllık hayatına sığdırmış İstanbul’u. Martılara dokunmuş, denizi seyredalmış, sokakları başıboş arşınlamış, bir türkü tutturup sokaklara düştüğünde şehrin sıradan insanlarını tanımış. Ezberine kazımış hayatın binbir çeşit halini. Onun şiirlerini okurken, sadece İstanbul’u değil, onun gözünden o dönemde yaşamış insanların hikâyelerini de seyrederiz satır aralarında.

Şairin 13 Nisan 1914’te doğup büyüdüğü o ahşap ev, bir müze değilse de hala yerli yerinde,  Orhan Veli okuyucularını karşılar. Evin sahibi bey, eğer o an müsaitse size kapılarını açıyor, arka bahçesini gezdiriyor. Müsait değilse de dışarıdan şöyle bir evi izlemek ve şairin çocukluk günlerini hayal etmek düşüyor payınıza.

02-fikret-adil
Asmalımescit |Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Fikret Adil | Asmalımescit

Ben Beyoğlu’nu iki yazar sayesinde yeniden sevmeyi öğrendim. Biri Fikret Adil, diğeri Demir Özlü.  Bu iki yazarın izinden İstanbul sokaklarını adımlarken, kendimi iflah olmaz bir İstanbul sarhoşu gibi hissederim.  Ve halen “İstanbul’u nasıl bu kadar romantik yaşıyorsun?” diye soranlara vereceğim en büyük sırrım da budur. İçine hayal ve edebiyat katılmış bir İstanbul.

Adil’in kendi yaşamından yola çıkarak kaleme aldığı Asmalımescit 74 (Bohem Hayatı) kitabında, 1930’larda Beyoğlu’nun “bohem” ortamlarında vakit geçiren insanların yaşam portrelerini görürüz. Kitaptaki anlatılarda İbrahim Çallı, Sait Faik, Necip Fazıl gibi isimler mahlaslarla karşımıza çıkar. Beyoğlu’nun tekinsiz sokakları, bol içki, eğlence ve yaşam sevinciyle örülmüş bir gece hayatı işlenir deneme kitabının sayfalarında. Fikret Adil’in o dönem yaşamış olduğu ev, normalde Asmalımescit Sokağı No: 47 iken, yazar bir oyun yaparak kitabın adında rakamların yerini değiştirir. Böylece 74 olur kapı numarası kitapta.

Şimdilerde yerinde yazarın evi* durmuyor olsa da bu sokaktan geçmek ve Fikret Adil, Sait Faik, Orhan Veli ve arkadaşlarının kadeh tokuşturduğu eski Tunalı Meyhanesi, bugünün Şimdi Kafe’si önünde durup hayal kurmak paha biçilmezdir.
Not: Yazarın evi, Macar sahibesinden kiraladığı tavan arasında yer alan bir odadır. Asmalımescit 74 kitabında bahsi geçen bu tavan arasındaki oda, dönemin önemli yazar, ressam ve gazetecilerini ağırladığı, adeta bir “ilham” yuvasıdır.

03-orhan-kemal
Orhan Kemal Evi| Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Orhan Kemal | Cibali

Orhan Kemal’in kırılgan hayatların ve dönemin koşullarında hayatta kalma savaşı veren yoksul insanların hikayelerini kaleme aldığı İstanbul sokaklarında, köşeye konumlanmış o sarı evin önüne gelirim. Üzerindeki bir tabelada şöyle yazar: “Orhan Kemal bu evde yaşamıştır”. Cibali, bugün de aynı yazarın kitaplarındaki gibi biraz ürkek, biraz gözlerden uzak bir semttir. Ahşap evleri, yaşlı ve yorgundur. Yine de bu semtin insanları, gösterişten uzak yaşamlarında büyük bir sevecenlikle karşılar kapılarını çalanları. Her kapının arkasında ise bir hikâye saklıdır. Her dükkânda yüzyıllık bir nefes vardır.

Evin bulunduğu sokağa da ismini veren Orhan Kemal, bu mütevazi iki katlı evde, 1954-1966 yılları arasında kiracı olarak oturmuş. 12 yıl yaşadığı bu evde Müfettişler Müfettişi, Evlerden Biri, Sokakların Çocuğu ve Suçlu romanlarını kaleme almış.

Başlı başına bir roman gibi olan Cibali’ye gelmek için en güzel bahanem bu evi görmek olur bazen. Sonra, Bursa Cezaevi’nde tanışıp dost olan Orhan Kemal ile Nâzım’ın sohbetlerini anımsayarak, yüzümde asılı kalmış bir gülümsemeyle Cibali’nin şeker renkli arka sokaklarını yürümeye koyulurum. Kapanışı da Haliç sahilindeki Cibalikapı Balıkçısı’nda yaparım.

Not: Orhan Kemal’in Cibali’deki bu evi müze değil, içinde bir aile yaşıyor. O yüzden sadece dışarıdan görebiliyorsunuz. Yazara ait eşya ve kitaplarının sergilendiği müze ise Orhan Kemal Müzesi adıyla Cihangir’de yer alıyor. Pazar günleri hariç her gün açık.
Bir Not Daha: Buralara kadar gelmişken, rotayı uzatıp bir tur yapmak isterseniz, Cibali’den Fener’e yazısına göz atın.

04-nazim-hikmet
Nazım Hikmet’in Evi | Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Nâzım Hikmet | Kadıköy

Nâzım Hikmet’in eski mektuplarından ve Hıfzı Topuz’un Hava Kurşun Gibi Ağır kitabından aldığım notlarda iki ev dikkatimi çeker. Biri, şairin Piraye Hanım’la hayatının bir bölümünü geçirdiği, dostlarını sıkça bahçesinde ağırladığı, günümüze kadar gelemeyen Erenköy’deki Mithatpaşa Köşkü. Diğeri ise yazarın ülkesini terk etmek zorunda kalmadan önce eşi Münevver Hanım ile bir yıl kadar yaşadığı Kadıköy Dumlupınar Sokak’taki iki katlı evi. Nâzım, 1951’de bu evden son kez çıkar ve bir daha da ülkesine geri dönemez.

Önünde durduğum bu pembe eve arada gider bakarım ve şu hikâyeyi hatırlarım:

Şair, 1951’de kız kardeşinin eşi olan Refik Erduran ile beraber planladıkları üzere; Kadıköy İskelesi’ne doğru yürür sabahın ilk saatlerinde. Bindikleri gemiyle Karadeniz üzerinden Romanya’ya geçer ve memleket hasreti kalbinde, hayatını Rusya’da devam ettirir. Ve hatta Moskova’da yaşama veda eder. Doğum tarihi Ocak 1902 olan Nâzım Hikmet’in yıllar sonra, 2009’da tekrar Türk vatandaşlığına alındığında, isminin “Mehmet Nâzım Ran” olarak nüfusa kayıt edildiği; ilin İstanbul, ilçenin Kadıköy, mahallenin ise Feneryolu olarak kayıt altına alındığı bilinir.

05-oguz-atay
Oğuz Atay’ın Evi | Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Oğuz Atay | Hayriye Caddesi

Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar romanını bu binada yazdığını öğrendiğim o günden beri bu caddeden farklı duygularla geçerim. Çiçek motifli ferforje kapılı apartmanın arşivlerde yer alan fotoğraflarına bakınca yine aynı sadeliğini koruduğunu, yıllar içinde pek de değişmediğini görürüm. Hatta, üzerindeki sarmaşıklar bile kalmıştır bu zamana dek. Aslında Hayriye Caddesi tanıdık bildik o caddedir; yaseminle hemhal olmuş bahar kokusu, günün hengamesi, sonbaharda binaları saran sepya tonlu yaprakları, kahve kokulu kafeleri, akşama doğru müzik seslerinin arttığı barları, plak ve kitap dükkânlarıyla. Fakat bu bilgiden sonra Hayriye Caddesi biraz da Oğuz Atay demektir.

06-aydin-boysan
Narlıkapı | Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Aydın Boysan | Narlıkapı

Bahar gelir gelmez, tarihi kapılardan biri olan Narlıkapı’nın ve çıkmazının yolunu tutarım. Buradaki sokaklar baharı açıkça ortaya serer, yemyeşil ağaçları, evleri kucaklayan sarmaşıkları ve yasemin kokularıyla. Dönemin çoksesli ortamında, bu semtte çocukluğunu geçirmiş olan, sokaklarında top oynayan, arkadaşlığın ne olduğunu öğrenen, Samatya’ya bir koşuda gidip gelen, Ermeni komşularınının anılarından büyük bir özlemle söz eden Aydın Boysan’ı anarım. Merakla No: 34’ü arar gözlerim. “Umarım halen yıkılmamıştır o ahşap ev” diye içimden geçirerek.

Aydın Boysan’ın doğup, büyüdüğü o evin kapı numarası yerli yerinde durur ama evi yıkılmaya yüz tutmuştur çoktan. Artık kediler yaşar o evin kırık eşiğinde. Biraz ötedeki evlerde pencerelerle göz göze gelirim. İçlerinden bazen bir göz görür beni ve perdeler aralanır. Üç beş laf ederken, Aydın Boysan’ı mutlaka anarız. Boysan’dan okuduğum her bir cümleyle, hafızamda canlandırırım eski Narlıkapı Çıkmazı’nı. İnsanlarını ve bir ucundan yalnızca deniz görünen çıkmaz sokaklarını.

07-demir-ozlu
Çinili Han | Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Demir Özlü | Kemankeş Caddesi

Demir Özlü ruhuyla okur Beyoğlu sokaklarını. Ve ruhuyla anlatır semtin bütün güzelliklerini ve bütün kötülüklerini. Karakterleri er ya da geç Beyoğlu’na düşürür adımlarını. Sabahın serinliğinde, akşamın yalnızlığında, öğlenin mahmurluğunda yine yolları Beyoğlu’nda kesişir.

Özlü’nün doğup büyüdüğü Fatih’teki Vefa semti yakınlarında yer alan “baba evi” dışında, hayatında büyük izler bırakmış bir diğer evi Beyoğlu’nda Kemankeş Caddesi’nde yer alır. Günümüzde, müzisyenlerin uğrak noktası sayılan Çinili Han’ın, en üst katında yaşar yazar. Denizi gören, Galata Kulesi ile bakışan o pencereden seyreder dünyayı. Ve bize de kelimeleriyle seyrettirir.

08-yasar-kemal
Beşiktaş|Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Yaşar Kemal | Beşiktaş

Yaşar Kemal, hayatı boyunca farklı evlerde yaşamını sürdürür. Hayata gözlerini yumduğu Vaniköy, uzunca bir süre yaşadığı Menekşe (Bakırköy) dışında, bir de Beşiktaş vardır kalbinde belli bir yere sahip. Bu semtin insanlarını en belirgin şekilde Deniz Küstü romanında görürüz. Serencebey Yokuşu’nu kelime kelime aktarır bize o romanda. Yazarın kendi de, aynı romandaki Zeynel gibi bir süre Beşiktaş’ın bu dik yokuşundaki bir evde yaşamıştır. O ev artık yerinde durmuyor olsa da biraz ötede,  No: 26’da Yasemin Apartmanı girişinde bir plaket asılı durur. Üzerinde şöyle yazar: Cemal Reşit Rey (1904-1985), yaşamının son on dokuz yılını bu apartmandaki konutunda geçirdi.

09-32
Ahmet Hamdi Tanpınar| Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Ahmet Hamdi Tanpınar | Gümüşssuyu

Huzur’u okuduktan sonra zihninin içine daha da girebildiğim bir yazar Ahmet Hamdi Tanpınar. Yalnızca O’nun romanlarını değil, müziklerini, manzara ve doğa sevgisini, insan ruhuna olan derin bakışını da kavramaya çabaladım son birkaç yıldır. Fatih’te diye bildiğim doğup büyüdü ev dışında, hayatının son evresini yaşadığı ve gözlerini yumduğu evi ise bina dışına asılan bir plaket sayesinde öğrenebildim. İşte o ev, Gümüşsuyu’nda yer alan Gümüşay Apartmanı.

Not: Fatih’teki evi ise Şehzadebaşı, Karagöz Mah. Camii-i Şerif Sok. No:36’da yer alıyor.
Bir Not Daha: Gülhane Parkı’nda yer alan eski alay köşkünden çevrilmiş, Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi, hem Tanpınar severlerin hem de kütüphanede vakit geçirmek isteyenlerin aklında olsun.

10-orhan-pamuk-2
Orhan Pamuk’un Evi| Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Orhan Pamuk | Nişantaşı

Nişantaşı ve Teşvikiye denilince, sıkı edebiyat takipçilerinin aklına gelecek isimlerden biridir Orhan Pamuk. Ben de yazarın okuyucularından biri olduğum için bu semte ne zaman gelsem, aklıma yazara ait üç kitap gelir. İstanbul, Masumiyet Müzesi ve Cevdet Bey ve Oğulları. Bu kitaplar, yazarın kendi yaşamından izler taşır. Haliyle Teşvikiye ve Nişantaşı bölgelerinden de.

Aile apartmanı olan ve günümüze kadar gelebilmiş Pamuk Apartmanı yazarın hayatında önemli bir yer tutar. Her ne kadar Pamuk artık eskisi gibi bulmadığı Nişantaşı’nı pek sevmediğini belirtse de ve vaktinin çoğunu Cihangir’deki Talay Apartmanı’nda ve Büyükada’daki bir evde geçirse de bu apartman Pamuk okuyucuları için hafızalarında daima özel bir yere sahip olarak kalacaktır.

11-mario-vitti
Tomtom Sokak | Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Mario Vitti | Tomtom Sokak

İstanbul’da doğup büyümüş olan İtalyan yazar Mario Vitti’nin Doğduğum Şehir İstanbul 1926 – 1946 kitabı, İstanbul’un o yıllarına ait çok şey anlatır. Yazarın ailesinin anıları yanı sıra komşuluk, çok dilli bir ortamda büyümenin getirdikleri, mahalle ve okul yaşamı; kısacası dönemin sosyolojisi her satırda kendini belli eder. Yazarın çocukluğu Tomtom Sokak’ta, Garde Malade ismiyle anılan Fransız rahibelerine ait çift girişli bir apartmanda geçer. Yazar ve ailesi sonraları, Yeni Çarşı Caddesi’nin girişinde yer alan, günümüzde Goethe Institut’ün içinde yer aldığı apartmana taşınır.

Yazar Tomtom’da yaşadığı evi şöyle anlatır: “Odamdaki pencerenin karşısında İtalyan Konsolosluğu, yukarıya doğru biraz ileride küçük bir meydanda çepeçevre büyük parmaklıklarla kaplı İtalyan Elçiliği olarak hizmet veren Palazzo Venezia bulunuyordu.”

12-pinar-kur
Arifpaşa Apartmanı |Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Pınar Kür | Elmadağ

Elmadağ’da bir apartman vardır, her görenin gönlünü çelen. Yemyeşil yapraklı ağaçları, geniş avlusu, kuş sesleri ve içe kapanık gözükse de gelenleri hemen kucaklayan kocaman bir gövdesi vardır. Arifpaşa Apartmanı’dır burası.

Füreya Koral senelerce bu apartmanda yaşamış, seramiklerini yaparken arada penceresini aralayıp bahçesindeki havayı solumuştur. Bir de Pınar Kür yaşamıştır yine aynı apartmanda. Yazar, Bir Deli Ağaç öyküsünde bu apartmanın ağaçlarını anlatır durur. O öyküyü okuyan her okuyucu bu apartmanı görmek ister. Göremese de günlerce gözlerinde canlandırır. Hala yerli yerinde duran apartman, avlusundaki  ağaçlarıyla bugün birçok sanatçı ve tasarımcıya ev sahipliği yapar.

13-ayse-kulin-sisli-gezi-rehberi
Narmanlı Apartmanı | Fotoğraf Kaynağı: Şişli Gezi Rehberi

Ayşe Kulin | Teşvikiye

Teşvikiye’nin en görkemli apartmanlarından biri olan Narmanlı Apartmanı’nda doğar Ayşe Kulin. Anneannesi Leman Hanım’a ait bu apartmana dair anılarını kaleme alarak çocukluğunu, gençliğini dönemin Teşvikiye portresi ile beraber anlatır. Narmanlı, yazarın hayata gözlerini açtığı ve yıllar sonra anneannesinin mali durumu sebebiyle devretmek zorunda kaldıkları için hüzünle hatırladığı ilk yuvasıdır. Bu apartmandaki dairelerinden çıkıp anneannesiyle beraber gitmeyi sevdikleri Taşlık Kahvesi’ne de sıkça değinir yazılarında.

Yazar bu apartmandan şöyle bahseder:
“Narmanlı’nın girişi beyaz mermerdendi. Bir apartman girişinden çok, küçük bir sarayın girişini andırırdı. Bordo kadife kaplı markizi, bizote kristal aynası ile neredeyse nadide bir mobilya parçası sayılabilecek ahşap asansöre ulaşmak için her iki tarafında bronz birer kadın heykeli bulunan geniş merdivenleri çıkar, ikinci kademeye gelirdiniz. İkinci kademe, İtalya’dan getirtilmiş pembe ve gri mermer karolarla döşeliydi. Yukarı çıkan bembeyaz merdivenler boyunca pırıl pırıl parlayan pirinç zincirler uzanırdı. Bu son derece geniş ve görkemli apartman Erzurumlular’a aitti. Arka kapısı Hüsrev Gerede Caddesi’nde, ana girişi tramvay durağının tam önündeydi.” (Yazarların İstanbul’u) Apartman günümüzde de ihtişamını kaybetmemiş bir şekilde hayatına devam eder.

14-cemal-sureya
Cemal Süreya Sokak  | Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Cemal Süreya | Kadıköy

Kadıköy’den Moda’ya doğru ilerlerken bir sokakta şiir dizeleri dolanır ayaklarımıza: “Hayat kısa, kuşlar uçuyor”. Burası, Cemal Süreya’nın yaşadığı evin tam önüdür. Şair, 1980’lerde Başak Apartmanı’nda yaşarken birçok şiirini kaleme almıştır. Bu yüzden, Kadıköy’ü anarken elbette akla Cemal Süreya da düşer.

15-leyla-erbil
Leyla Erbil Mektubu

Leyla Erbil | Teşvikiye

Teşvikiye’den ne zaman geçsem başımı kaldırıp Erbil Apartmanı’na bakarım. En sevdiğim yazarlardan biri olan Tezer Özlü ile Leyla Erbil’in mektuplaşmalarını okuduğum satırların sonunda, şu adres yer alır: Hüsrev Gerede Cad. No: 128/5. Bu adreste 60’lı yıllardan itibaren yaşamaya başlar Leyla Erbil. Ve son perdesini de bu apartmanda kapatır.

Hüsrev Gerede Cad. 128/5 Erbil Apartmanı / Teşvikiye

16-behcet-necatigil
Behçet Necatigil Sokağı| Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Behçet Necatigil | Beşiktaş

Beşiktaş sokaklarından gelip geçerken, bir şiir delisinin yolu elbette Deniz Apartmanı önüne düşer. Apartman kapısında şu yazar: “Şair Behçet Necatigil 1964-1979 yılları arasında bu apartmanda 23 No’lu dairede yaşamıştır.”

Şair bu evde sadece yaşamakla kalmamış, hayatının son demini de burada karşılamıştır. Bir yazısında ise mum ışığında yazdığı şiirlerini, Beşiktaş’ın insanlarından esinlenerek ve semtin kendisinden beslenerek kaleme aldığını dile getirir.

Behçet Necatigil Sok. No: 22 / Beşiktaş

17-resat-nuri-adalar-belediyesi
Reşat Nuri Güntekin’in Evi| Fotoğraf Kaynağı: Adalar Belediyesi

Reşat Nuri Güntekin | Büyükada

Yolları adalardan geçmiş onlarca edebiyatçıdan biri de Reşat Nuri Güntekin’dir. 1930’larda ailesiyle bu evde yaşamıştır romancı. Bir müzeye çevrilmemiş, pembe panjurlu evi bir köşede öylece durur yıllardır. Aynı, Güntekin romanlarındaki nahif karakterleri gibi; sessiz, sakin ve biraz mahzun.

18-muze-evler
Aşiyan Müzesi | Fotoğraf: Deniz Yılmaz Akman

Yazıda Geçmeyen Müze-Evler

Yazı, müzeye çevrilmemiş “yaşayan” evleri kapsar. Bu yüzden aşağıdaki yazar evlerine değinilmemiştir. Ama meraklısı, ziyarete açık olan bu müze evleri de görebilir.

  • Sait Faik Abasıyanık Müzesi: Çayır Sok. No:15 / Burgazada // Pazartesi ve salı günleri kapalı.
  • Tevfik Fikret Aşiyan Müzesi: Bebek, Aşiyan Yolu / Aşiyan // Pazartesi kapalı.
  • Kemal Tahir Vakfı – Evi: Küçükağa Sok. No:8 D:2 / Suadiye // Yalnızca randevu ile ziyaret edilebilir. Cumartesi, Pazar ve Salı kapalı.
  • Orhan Kemal Müzesi: Kılıçalipaşa Mah. Akarsu Yokuşu Sok. No.30, Cihangir / Beyoğlu // Pazar kapalı.

Kapak Fotoğrafı: Deniz Yılmaz Akman

İlginizi çekebilir: Deniz Yılmaz Akman’dan Beyoğlu Rotası