İşte Markus!

Gözümüzü mekanın iç dekorasyonundan alıp, başlangıç olarak birer tane “mini dana kaburga burger” söyledik. Kendi yapımları olduğunu tahmin ettiğim ekmekleri lezizdi, bu nedenle de hamburger gerçekten oldukça başarılıydı. Yanında servis edilen patates kızartması iri kesim ve tam kıvamında pişmişti.

Ardından paylaşmak için dana kısa kaburga, kuzu kaburga ve domuz kaburga sipariş ettik. Kaburgalar yurt dışında yemeye alışkın olduğumuz gibi kafes şeklinde büyük porsiyonlar olarak değil, küçük ve mütevazi ebatlarda servis ediliyor. Kuzu kaburga pek tabii biraz yağlı ama yumuşacık ve lezzetliydi. Yanında servis edilen humus ve ayva chutney için ne söylesem az kalır, hepimiz bayıldık.

Dana kaburga ise püre yatağında servis edildi. Kimine göre tiftik olmasından ötürü biraz kuruydu ama benim favorimdi. Püre ve tabakta yer alan özel sos enfesti. Domuz kaburgadan ise çok az, sadece bir çatal kadar tattım. Domuz etiyle pek arası olmayan biri olarak bana epey ağır geldiğini söylemem gerek, ancak yine de et yumuşacıktı ve diğer arkadaşlarımdan yüksek puan aldı.

Biz tüm bu yemeklere eşlik etmesi için barbekü sos, hardal tozlu mayonez, Markus sos, acı mango sos, yaban kirazı sosu ve vahşi güzel olmak üzere menüdeki bütün soslardan sipariş ettik.

Tatlar damak zevkine göre değişkenlik gösterse de genel anlamda sosların tamamı et ve patates kızartmasına güzelce eşlik etti. İnternet sitelerinde yer alan menüde içki yer almasa da, az sayıda şarap, bira ve kokteyl seçenekleri mevcut.

Bu derece ağır bir yemeğin ardından bize ikram edilen espresso ve üzerinde taze kefirle servis edilen limonlu tatlıya ise gerçekten bayıldık. Midelerimiz bu kadar dolmuşken yenilebilecek en güzel tatlıydı ve son derece hafifti.

Maslak’a yolunuz düşerse hem farklı konsepti ve ferah ortamını hem de yemeklerini denemek için mutlaka Markus’a uğramalısınız. Daha fazla bilgiye ve menüye ulaşmak isteyenler olursa bu bağlantı adresine tıklayabilirler…

İstanbul’da mekan keşiflerine devam etmek isterseniz, MEKAN kategorimize göz atabilirsiniz.