Karsu, 1990 Amsterdam doğumlu piyanist, besteci, söz yazarı ve birçok yeteneği daha bünyesinde barındıran bir caz sanatçısı, müzisyen. Adını Hatay’ın Karsu köyünden alıyor. Babasının Amsterdam’da bulunan Türk restoranında piyano çalarak başlayan, New York’taki en büyük konser salonlarından biri olan Carnegie Hall’a uzanan ve güçlenerek devam eden bir kariyer hikâyesi var Karsu’nun. Bu zamana kadar çok fazla ülkede,  Carnegie Hall’da, Amsterdam Concertgebouw, North Sea Caz Festivali ve birçok uluslararası festivallerde sahne almasının yanı sıra zaman zaman Hollanda Kraliyet ailesi için de performans sergiliyor.

Karsu’nun Hayat Hikâyesi

Adını annesinin ve babasının Hatay’da doğduğu köyden alan Karsu, Amsterdam’da doğup büyüyor. Ailesinin kültür, sanat, spor ve müzik alanındaki destekleriyle, ona sunulan bütün olanakları bünyesine alarak küçük yaşta piyano çalmaya başlıyor. Gençlik yıllarında babasının Amsterdam’daki restoranında garsonluk yaparken, bir gün birkaç kişinin ricası üzerine restorandaki piyanoyu çalıyor ve o zamandan sonra insanlar buraya sadece babasının yemekleri için değil Karsu’nun müziğini dinlemek için de geliyorlar. Bu durumdan hem kendisi hem insanlar fazlasıyla memnuniyet duymaya başlıyor. İlerleyen zamanlarda New York’un en büyük konser salonlarından biri olan Carnegie Hall’a davet ediliyor. Henüz 16 yaşındayken burada sahne alıyor ve daha sonrasında da burslu bir şekilde New York’ta bir süre müzik eğitimine devam ediyor. 

Aslında Karsu’nun kariyer hedefi başlarda çocuk psikoloğu olmak, taa ki o piyanoyu çalmanın, o müziğin ruhunda yarattığı hisse kadar. Böylece psikoloji alanında ilerletmeyi düşündüğü kariyerini durduruyor ve 18 yaşında konservatuvar sınavlarına giriyor. Ancak konservatuvara kabul edilmiyor. Büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Karsu, bu durumu kendi lehine çevirmeyi başarıyor. Hayatta onu mutlu eden şeyi, müziğini bırakmıyor ve her gün daha da güçlenerek kariyer basamaklarını hızla tırmanmaya başlıyor. İngilizce şarkıların yanında Türkçe şarkılar da yazabilmek ve söyleyebilmek için özellikle bu alanda da müzik eğitimleri alıyor. 

Live aan ‘t IJ (2010), Confession (2012), Colors (2015) ve Karsu (2019) olmak üzere 4 tane stüdyo albümü, Play My Strings (2018) adıyla 1 tane canlı albümü ve single olarak çıkardığı parçaları bulunuyor. 2018 yılında “Karsu Plays Atlantic Records: Ahmet Ertegün Anısına..” adlı projeyle, şarkılarıyla Atlantic Records’ın hikâyesini anlattığı bir dünya turu yapıyor. Aynı zamanda reklam ve film müzikleri de yapan Karsu’nun parçalarının çoğunun sözü, bestesi ve müziği kendi dokunuşunu ve imzasını taşıyor. 2016 yılında ‘Colors’ albümüyle Hollanda’nın en prestijli ödüllerinden birisi olan Edison Caz Ödülü’nü kazanan ilk Türk sanatçı oluyor. Eserlerinde verdiği toplumsal mesajların yanında, cover olarak söylediği parçaları da şarkıların özünü koruyarak insanın kalbine dokunurcasına yeniden şekillendiriyor.

Güçlü müzik kariyerinin yanında sosyal sorumluluk projelerinin de içinde yer alan Karsu, üç ay boyunca her akşam Amsterdam’a gelen mültecileri karşılamak ve yardım etmek için tren garına gidiyor. Daha sonrasında Atina’da mülteciler için bir müzik okulu açıyor ve yine benzer şekillerde çocuklar için daha başka projelere de imza atıyor. İlk başlarda ünlü olmayı tuhaf buluyor olsa da zaman içerisinde bu durumu faydalı bir şekilde kullanabileceğini keşfediyor ve  yaptığı müzikle insanların sesi olmaya çalışıyor.

Bu performansı her izlediğimde her dinlediğimde tüylerim diken diken oluyor. Her seferinde daha çok kilitleniyorum. Öyle dokunuyor ki yüreğime, öyle dokunuyor ki insanın yüreğine…

2020’de Amsterdam’da bir üniversite hastanesinin sadece covid hastalarının tedavi gördüğü bölümde piyano çalmayı teklif ediyor ve oradaki insanlar için çalıyor, söylüyor. 2021’de Hollanda’da yayımlanan “Beste Zangers” adlı televizyon programında ‘Furaha’ isimli bir kızı anlatan özel bir şarkıyı seslendiriyor. O şarkıyı da öylesine etkileyici yorumluyor ki, onu da buraya bırakmadan geçmek istemedim.

Her şeyin karanlık ve daha çok karanlığa gittiğini düşündüğüm şu son aylarda, yaşam enerjisiyle, samimiyetiyle, insanlığıyla, kalbe dokunuşuyla ne kadar güzel bir detay oldu Karsu benim için.. Bu zamana kadar yaptıklarını baz alıp düşündüğümde kim bilir daha nasıl güzel işlere imza atacaktır diyorum ve bu karanlığın içerisinde ufak da olsa bir ışık olduğunu hissediyorum. Yazıyı sonlandırmadan önce ilgilenenler olursa diye defalarca keyifle izlediğim/dinlediğim bir TEDx konuşmasını da buraya bırakıyorum.

                                                      Kapak Fotoğrafı: Instagram/@karsudonmez

             İlginizi çekebilir: Melo Magger’dan 28. İstanbul Caz Festivali Önerileri