4-5 saatlik bir yolculuk yaparak bir hafta sonu kaçamağı yapalım dediğimizde birçok farklı yer aklımıza gelebilir; ancak Kastamonu’nun bu listede yer aldığını zannetmem. Benim de bugüne değin hiç aklıma gelmezdi ama gördüm ki doğasıyla, çevresindeki güzellikleriyle ve en en önemlisi de yemekleriyle bu listeye girmeyi fazlasıyla hak ediyor!

Kastamonu | Fotoğraf: Naz Kavas
Kastamonu | Fotoğraf: Naz Kavas

Kastamonu, İstanbul’dan yola çıktığımızda yaklaşık 4-5 saat sonunda ulaşabileceğimiz bir doğa harikası. Yol üstünde Bolu’da kahvaltı molası verdiğimiz anda aldığım havanın ne denli değiştiğini, İstanbul’da esasında temiz hava solumadığımızı fark ettim. Kastamonu sapağına geldiğimizdeyse hava daha da temizdi ve yol boyunca yeşilin bir sürü tonu bizleri bekliyordu. Kastamonu’ya ikinci gelişimdi ve bu kez daha bir turistik gezi yapmayı istiyordum ki öyle de oldu. 

Burası Safranbolu’nun henüz turistikleşmemiş hali gibi. Safranbolu evleri burada da var. Her yandan görüş alanımıza giren bir kale, Yakup Ağa Camiisi, Kurşunlu Han derken Kastamonu Merkez’i Safranbolu’ya benzetmemek işten bile değil. Burası Safranbolu kadar keşfedilmediğinden çok daha sakin, kalabalıklardan uzak ve bence çokça da huzurlu.

Kastamonu Yeme – İçme Rehberi

Seyrangah Tepesi’nde şehir manzarası eşliğinde içilen kahveler sonrası karınlar acıkıyor ve asıl konumuza geliyoruz. 🙂 Burada ne yenir, ne içilir? Öncelikle söyleyeyim, Kastamonu’nun yemekleri ve tatlıları enfes! Birçok meşhur yiyecekleri mevcut. Mesela Senelerce Kayseri’nin en meşhur yiyeceği zannettiğimiz pastırma esasında Kastamonu’nun milli yiyeceği gibi. 🙂 Tabakoğlu pastırmaları hem çok lezzetli hem de mağazada ne kadar incecik kesildiklerini izleme ve pastırmalı ekmeği deneme fırsatınız oluyor. Bir diğer meşhurları, etli ekmek ve yoğurtlu ekmek…

Baki Usta, Yoğurtlu Ekmek | Fotoğraf: Naz Kavas
Baki Usta, Yoğurtlu Ekmek | Fotoğraf: Naz Kavas

İstanbul’da bulamayacağınız denli leziz etli ekmekler bir yana, süzme yoğurtla hazırlanan o hamurun tadına doyamadım. Merkez’deki ”Etli” güzel; ancak Kastamonu’nun Araç ilçesindeki Baki Usta, bu işin en iyisi! Etli ekmek ve yoğurtlu ekmekle birlikte birçok farklı günlük yemek, banduma, köfte ve enfes ayran ile sütlaç da buranın özel yiyecekleri. Misafirperverlik ise had safhada!

Banduma | Fotoğraf: Naz Kavas
Banduma | Fotoğraf: Naz Kavas
Penbehan: Tirit, Banduma | Fotoğraf: Naz Kavas
Penbehan: Tirit, Banduma | Fotoğraf: Naz Kavas

Tirit ve banduma ise yine en bilinen Kastamonu yemeklerinden. Bunları yemek için en güzel adreslerden biri Penbehan. Tarihi bi hanın içinde Kastamonu’nun en güzel lezzetlerini tadıyorsunuz. Banduma, kaz eti, hindi veya tavukla pişiriliyor, yufkanın üzerine bu etler seriliyor, üstüne de ceviz ve tereyağı konuluyor. Açık konuşmak gerekirse son zamanlarda yediğim en en en lezzetli yemekti. Hatta bir anda kendimi İstanbul’da Kastamonu yemekleri yapan bir yer var mı şeklinde bir araştırma yaparken buldum. Biz yemeklere doyduk biraz da tatlı derseniz, çekme helvası yemenizi tavsiye ederim. Çekme helvasının nasıl yapıldığını seyredebileceğiniz sonrasında yiyip satın alabileceğiniz bir bölge de var. 

İzbeli Çiftliği | Fotoğraf: Naz Kavas
İzbeli Çiftliği | Fotoğraf: Naz Kavas 

Helvanızı da yediyseniz biraz doğa biraz sakinlik yaşamak adına sizi İzbeli Çiftliği‘ne alalım. Burası bir aile işletmesi. 2002 yılından beri turizme katkıda bulunan çiftlikte doğal ürünlerden oluşan kahvaltılar, satın alabileceğiniz organik ürünler, müthiş bir doğa ve huzur dolu saatler sizleri bekliyor. 

İzbeli Çiftliği | Fotoğraf: Naz Kavas
İzbeli Çiftliği | Fotoğraf: Naz Kavas 

Tüm bunları yapmak yaklaşık bir buçuk gün sürer; ancak Kastamonu bundan ibaret sanmayın. Benim yaz planlarımdan biri de buranın çevresindeki koyları, kanyonları ve yaylaları gezmek. Gittiğimde detaylıca anlatırım; ama önden biraz bahsedeyim: Öncelikle Kastamonu Merkez’e yakın olan Gideros Koyu’nda yüzmek, Valla ve Horma Kanyonları’nda yürüyüş, Loç Vadisi’nden Kastamonu’nu seyir, Ilıca Şelalesi’nin yanında kamp en güzel planlarım arasında. Bunlarla birlikte, önceden gezdiğim ve çok sevdiğim Safranbolu ve Amasra ile Sinop’un da Kastamonu’ya fazlasıyla yakın olduğunu belirtmeliyim. Özellikle Sinop, o kadar görülesi ve huzurlu bir şehir ki, Kastamonu’ya gelmişken bir öğleden sonrayı orada da geçirmeniz keyifli olacaktır. 

İlginizi çekebilir: Melo Magger’dan İstanbul Konserler