Game of Thrones dizisinin hayran kitlesinin bildiği üzere “kış geliyor” kötü bir şeyin olacağının habercisi olarak kullanılan bir ifadedir. Kötü şeylerin olmasını engellemenin en güzel yollarından biri aksiyon almadan önce sakince durumun üzerine düşünebilmektir. Sakinleşmek içinse yapılabilecek en güzel şeylerden biri mesele ne olursa olsun kendimizi biraz uzaklaştırabilmektir diyebiliriz. Birbirinden kaliteli kış atmosferini yansıtan bu filmleri izlerken kendinizi günlük rutinlerin baskılarından uzaklaşmış hissederek iyi vakit geçireceğinizi umuyorum. İyi seyirler!

Kış Filmleri | Fotoğraf: unsplash.com/@jeshoots

Kış Filmleri

Silent Night | 2021

img_7606-2
Silent Night | Fotoğraf: IMDB

Camille Griffin tarafından yazılan ve yönetilen bu Noel filmini ünlü oyuncu kadrosuna rağmen duymamış olma olasılığınız yüksek. Nell ve Simon adlı bir çift aile üyeleri ve arkadaşlarının katılacağı bir Noel yemeği düzenler ama bu Noel diğer Noellere göre biraz farklıdır çünkü herkesi öldürmesi beklenen bir sis etrafı sarmaktadır. Öleceğini düşünen bir grup yetişkinin durumla baş etme mücadelesini ve çocukların dünyasını başarılı yansıttığını düşündüğüm bu film karlı bir günde izlemek için ideal. Sonunda ne olacağını merak ederek elinizdeki çayın soğumasına sebep olucak filmin oyuncu kadrosunda yer alan bazı isimler; Keira Knightley, Matthew Goode, Lily-Rose Depp, Lucy Punch, Roman Griffin Davis.

Happiest Season | 2020

img_7607
Happiest Season | Fotoğraf: IMDB

Clea DuVall tarafından yönetilen romantik komedi türüne ait film Abby ve Harper adlı bir çiftin Noel tatiline odaklanıyor. Harper’ın ailesinin evinde geçirecekleri tatil çiftin birbirlerini daha iyi tanımaları ve anlamaları için bir fırsat olduğu gibi ilişkilerini gözden geçirdikleri olayları da beraberinde getiriyor. Kadroda Kristen Stewart, Mackenzie Davis, Aubrey Plaza, Alison Brie, Victor Garber, Dan Levy ve fazlasının yer aldığı bu film eğlenceli bir cumartesi akşamı için ideal. Oyunculuğu “Twilight” serisinde oynadığı Bella karakteri ile çok eleştirilsede ben Kristen Stewart’ın oyunculuğunu beğenen kesimde olduğumu söyleyebilirim. Ünlü oyuncunun performansına karşı önyargılı olanlarınızın bu filmden sonra fikrinin değişeceğini de rahatlıkla söyleyebilirim. 

Carol | 2015

img_7608-2
Carol | Fotoğraf:IMDB

Cate Blanchett, Rooney Mara, Sarah Paulson, Kyle Chandler gibi başarılı performansları ile bilinen oyuncuların kadroda yer aldığı filmin senaryosu Patricia Highsmith’in “The Prince of Salt” adlı kitabından uyarlanıyor.1950’lerde New York’da geçen film Blanchett tarafından canlandırılan Carol adlı bir kadının üzerinden anlatılıyor. Carol orta yaşlı, sosyetenin tanınan isimlerinden oldukça varlıklı bir kadındır. Eşinden boşanmak ve kızının velayetini almak ister. Bir gün Therese adlı genç bir kadın ile Therese’nin çalıştığı lüks bir mağazada tanışır. Mara tarafından canlandırıan fotoğrafçılığa ilgi duyan Therese’nin hayatı Carol’ın hayatından oldukça farklıyken bu iki kadının birbirlerinden farklı hayatlarını farklı açılardan izlerken etkilenmemek mümkün değil. Filmin yönetmeni Todd Haynes ve senaristi Phyllis Nagy bu çok iyi yazılmış iki karakterin kurgusunu bize aktarmada oldukça başarılı bir yapımı bizlere sunuyorlar. 

The Grand Budapest Hotel | 2014

img_7609-2
The Grand Budapest Hotel | Fotoğraf: IMDB

Wes Anderson’ın en sevilen yapımlarından olan dilimize “Büyük Budapeşte Oteli” olarak çevrilen Almanya ve ABD ortak yapımı olan filmin senaryosu ünlü yazar Stefan Zweig’in notlarından esinlenerek yaratılıyor. 20.yüzyılın başlarında geçen hikaye hayali bir şeihrde bulunan Büyük Budapeşte Oteli’nde geçen olaylara odaklanıyor. İki savaş arasında geçen dönemde geçen bu film sıcak bir atmosfer sunma konusunda oldukça başarılı. Filmin ana karakterinden olan M. Gustave özel olarak Ralph Fiennes için yazılıyor. Genç bir yazarı canlandıran Jude Law’un karakteri ise Stefan Zweig’den esinleniyor. Ralph Fiennes, Adrian Brody, Jude Law, Bill Murray, Saoirse Ronan, Jason Schwartman, Lea Seydoux ve çok daha fazlasını barındıran bu filmin kusursuz simetrisi ve renk kullanımındaki ustalığı ile estetik zevkinize hitap edeceğinden eminim.

The Girl with a Dragon Tattoo | 2011

img_7617
The Girl with a Dragon Tattoo | Fotoğraf: IMDB

Gazeteci ve yazar Stieg Larson’ın aynı isimli romanından uyarlanan kurgunun beyazperdeye taşınmış iki versiyonu bulunuyor. 2009 yılında gösterime giren İsveç yapımını izlemedim ama David Fincher tarafından yönetilen ABD yapımı gizem filmlerini seven herkese önereceğim kadar başarılı. Kitabından güzel bir uyarlaması olduğunu düşündüğüm çekimleri İsveç Stockholm’da gerçekleşen bu film asılsız bir iddia ile suçlandığı için hapse gitmek üzere olan gazeteci Mikael’ın 40 yıl önce ortadan kaybolan varlıklı bir ailenin üyesi Harriet’ın izini sürmesini konu alıyor. Mikael’e yardım eden Lisbeth ise kurgu dünyasının en benzersiz karakterlerinden biridir diyebilirim. Filmin kadrosunda Daniel Craig, Rooney Mara, Robin Wright, Stellan Skarsgard gibi ünlü isimler yer alıyor. James Bond karakteri ile bildiğimiz ünlü oyuncu Daniel Craig Mikael rolü için kilo alarak seyirciyi akıllarda kaldığı Bond karakterinden olabildikçe uzaklaştırmaya çalıştığını söylüyor. Natalie Portman, Scarlett Johansson, Jennifer Lawrance gibi ünlü isimler Lisbeth rolü için düşünülmüş ama en sonunda rol Mara’ta veriliyor ve oyuncu 2012 Akademi Ödüllerinde “En İyi Kadın Oyuncu” dalında aday gösteriliyor. Trent Reznor ve Atticus Ross tarafından bestelenen müzikler filmin uyandırmak istediği karanlık ve soğuk atmosferi başarıyla seyirciye geçirmede çok büyük rol oynuyor. Filmin sonunda ne çıkacağını öğrenmek isteyen herkesin izlemesi gereken, çekimler süresinde İsveç’in gördüğü 20 yılın en soğuk kışlarından birinde çekilmiş olan bu film bir kış akşamınızı ayırmaya kesinlikle değer. 

Four Christmases | 2008

img_7618
Four Christmases | Fotoğraf: IMDB

Başrolünde Hollywood’un en sempatik kadın oyuncularından olan Reese Witherspoon ve Vince Vaughn’un yer aldığı film Noel tatilini drama dolu aileleri ile geçirmek yerine egzotik yerlerde geçirmeyi tercih eden Brad ve Kate adlı çiftin kar yağışı sebebiyle San Fransisco’da mahsur kalmaları ile başlıyor. Havalimanında yayın yapan bir kanala yakalan çiftin tatile çıkamayacakları aileleri tarafından duyulunca boşanmış aileleri ve anlaşamadıkları kardeşleri ile geçirecekleri dört Noel kutlamasına maruz kalmaktan başka bir seçenekleri kalmamasını anlatan film komedi sevenler için kışın izlemeye uygun bir film. Seth Gordon tarafından yönetilen bu film favorilerimden olmasa da Hollywood yapımı keyifli bir film izlemek isteyenler için listeye ekliyorum. Trailer hoşunuza giderse çok dikkatinizi vermeden izleyebileceğiniz bu film soğuk bir cumartesi akşamı için oldukça uygun. 

The Holiday | 2006

img_7924-4
The Holiday | Fotoğraf: The Mirror

Romantik komedi seven ve hayata olumlu yönden bakmayı seçen insanlara önereceğim bu filmi ne zaman izlesem mutlu bir ruh haline bürünüyorum. Kate Winslet, Cameron Diaz, Jude Law ve Jack Black’in başrolü paylaştığı bu film dört karakterin birbirinden farklı hayatlarına odaklanıyor. Winslet tarafından canlandırılan Iris ve Diaz tarafından canlandırılan Amanda farklı ülkelerde yaşayan ve birbirlerini yüzyüze tanımayan internet aracılığı ile tanışan iki kadındır. Erkeklerle yaşadıkları problemler bardağı taşıran son damla olunca bu iki kadın internet üzerinden ev değiştirme sitesine girer ve yılbaşını birbirilerinin evinde, yaşadıkları ülkelerden farklı yerlerde geçirmeye karar verirler. Iris, Amanda’nın California’daki güneşli ve lüks evine giderken Amanda Iris’in şehirden oldukça uzak, ıssız ve alıştığından soğuk ama atmosferi rahat ve sıcak olan evine gider. Amanda Iris’in erkek kardeşi ile tanışırken Iris’de yeni insanlarla tanışır ve bu iki kadının hayata bakışları değişmeye başlar. Nancy Meyers tarafından yönetilen filmin müzikleri romantik komedilerin alışılmış bestecisi olarak düşünmediğimiz ama döneminin en iyi film müziği bestecilerinden olarak anılan Hans Zimmer tarafından bestelenmiş. Filmin atmosferine hemen adapte olarak huzur dolu bir rahatlamaya ihtiyacı olanlara bu filmi kaçırmamalarını öneririm. 

The Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe| 2005

img_6842
The Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe | Fotoğraf: IMDB

C.S. Lewis’in yazmış olduğu kitap serisinden uyarlanan meşhur serinin ilk filmi. 2005 yılında “En İyi Makyaj” dalında Oscar Ödülü kazanmış başarılı film savaş döneminde dört kardeşin ünlü bir profesörün malikanesine yollanmaları sonrasında ve evdeki bir dolap aracılığı ile kendilerini Narnia adlı bir diyarda bulmalarını anlatıyor. Bir cadı tarafından ele geçirilmiş olan Narnia’yı kurtarmak için yardım etmeye karar veren çocukların sürükleyici maceralarını anlatan film Türk mitolojisinden de izler taşıyor. Filmi izlerken canınınız Türk lokumu çekeceğini şimdiden belirteyim. Dört kardeşi canlandıran isimler Georgie Henley, William Moseley, Skander Keynes, Anna Popplewell’iken kadroda yer alan diğer bilindik isimler ise James McAvoy, Jim Broadbent ve Tilda Swinson.

The Polar Express | 2004

img_7923-2
The Polar Express | Fotoğraf: IMDB

Pek az kişinin bildiği üzere bilindik Jumanji ve Zathura aslında kitaptan uyarlanmış iki kurgudur. Bu meşhur kitapların yazarı Chris Van Alsburg’un kitabından dilimize “Kutup Ekspresi” olarak çevrilmiş hikayenin film versiyonunu çocukken izlediğimde hayran kaldığımı hatırlıyorum. Warner Bros.’un ilk bilgisayar animasyonu olan filmin konusu geçirdiği Noel’lerden sonra Noel babaya olan inancını kaybeden bir çocuğun evinini önünde beliren tuhaf bir trene binmesi ile başlayan macerasını anlatıyor. Farklı çocuklarında bulunduğu bu trende adını öğrenemediğimiz baş karakterin yaşadıkları üzerinden seyirci inancın ve inanma isteğinin üzerine düşündüren film aynı zamanda bilgisayar animasyonu olan ilk müzikaldir. Seslendirme kadrosunda Tom Hanks, Nona Gaye, Steven Tyler ve Josh Hutcherson’ın yer aldığı filmi animasyon tutkunlarına kesinlikle öneriyorum.

Love Actually | 2003

img_7922-2
Love Actually | Fotoğraf: IMDB

Beyazperdede tanıdık simaları görmek istediğiniz, tercihen Aralık ayında bir günde izleminizi önerdiğim İngiltere yapımı dilimize “Aşk Her Yerde” olarak çevrilen film Noel vaktinde Londra’da geçen on ayrı aşk hikayesini anlatmaktadır. Tanıdık simalardan bazıları Hugh Grant, Emma Thompson, Colin Firth, Liam Neeson, Alan Rickman, Bill Nighy ve çok daha fazlası. Romantik komedi türünü sevenler için filmin akrep burcu yönetmeni Richard Curtis’in yeri ise başkadır diyebilirim. Farkı karakterlerin yaşadıkları farklı olayların sevgi teması ile işlendiği, içinizde sıcaklık uyandıracak bu film yeni bir seneye pozitif bir ruh halinde girmenizi kolaylaştıracak bir tarzda işlenerek akıllarda tatlı bir iz bırakıyor. 

How the Grinch Stole Christmas | 2000

img_7921-2
How the Grinch Stole Christmas | Fotoğraf: IMDB

Küçükken komik gelsede yetişkinliğe geçiş döneminde çoğu kişinin empati kurabileceği bir karakter olan Grinch’ın hikayesini konu alan film tam bir yeni yıl klasiği. Max adlı köpeği ile bir mağarada yaşayan huysuz Grinch yaşadığı kasaba Whoville halkından oldukça farklı biridir. Noel’i heyecan ile bekleyen halk ile empati kurmakta zorlanan Grinch Noel’i bekleyen haklı pişman etmek için bir plan kurar. Dr. Seuss romanından uyarlanan Ron Howard tarafından yönetilen bu filmi izlerken güleceğinize eminim. Grinch karakteri Jim Carrey tarafından oldukça bol doğaçlama ile canlandırılırken kadroda yer alan diğer isimlerde Taylor Monsen, Jeffret Tambor, Christine Baranski de yer alıyor. 

Eyes Wide Shut | 1999

img_7620-1
Eyes Wide Shut | Fotoğraf: IMDB

Dilimize “Gözleri Tamamen Kapalı” olarak çevrilmiş Stanley Kubrick tarafından yönetilen film benim favori Kubrick filmim olmakla beraber ünlü yönetmeninde ölmeden önce çektiği son film olma özelliğini taşıyor. Arthur Schnitzler’in “Rüya Roman” adlı eserinden uyarlanan film kış mevsiminde geçtiği için hemen listeye eklemeye karar verdim. Kıskançlık ve sadakat kavramını ayrıntılı şekilde inceleyen film Tom Cruise ve Nicole Kidman tarafından canlandırılan Bill ve Alice’ın hayatını Bill’in eşi hakkında bilmediği düşünceleri olduğunu öğrenmesinin etkisiyle olay dolu bir gece vasıtasıyla Bill’in bakış açısı ile seyirciye sunuyor. Beraberlikleri boyunca Hollywood’un en gözde çiftlerinden olan ikili arasında filmdeki sahnelerden dolayı kıskançlıkların yaşandığı hatta Kubrick’in belli sahnelerin çekiminde Cruise’un sete girmesini yasakladığı biliniyor. Filmdeki aynaların kullanımının Lacan’ın “Ayna Teorisi” üzerinden bir mesaj taşıyor olması olsun Bill ve Alice’in evinin aslında Kubrick’in kendi evinin bir kopyası olduğu hatta daha da kişiselleştirmek adına Cruise ve Kidman’ın bu kopya evde kalmaya başlarak perdeleri kendilerinin seçmiş olması ya da filmdeki cameolar olsun film bir dolu gizli detayla dolu. Bir izleyici olarak merak ettiğim ise  filmde henüz açığa çıkmamış ve belki de hiç çıkmayacak detaylar. Filmi zihninizin çok yoğun olmadığı ve mümkünse telefonunuzun internetini kapatabileceğiniz bir kış gününde izlemenizi öneririm. Film bittiğinde internetinizi açtığınız gibi kendinizi filmin inceleme videolarını izlerken bulacağınıza eminin. 

Fargo | 1996

img_7619-1
Fargo | Fotoğraf: IMDB

Coen Kardeşlere ait senaryosu ve yönetimi ile Cannes Film Festivalinde “En İyi Yönetmen” dalında ödül almış, “En İyi Kadın Oyuncu” ve “En İyi Özgün Senaryo” dallarında ise Akademi Ödülü sahibi, 98 dakika süren Fargo gerçek bir başyapıt. Film Orta Batı Amerika’da geçiyor. Fargo Kuzey Dakota eyaletinde Cass İlçesi’ne bağlı bir şehirdir. Filmin çoğu Brainerd, Minnesota’da geçiyor olsada Coen Kardeşler Fargo’nun başlık olarak “daha havalı” olacağını düşündükleri için filmin isimlendirmesini bu yönde yapmaya karar veriyorlar. Kayınpederinin sahip olduğu işletmede araba satıcı olarak çalışan Jerry, mali durumu iyiye gitmediğinde kayınpederinden para kaçırmaya yönelik sıradışı bir plan kurgular. Gaear ve Carl adlı iki adam ile karısı Jean’ı fidye karşılığı kaçırmak için anlaşan Jerry’nin planına göre kayınpederinin vereceği 80,000 dolar günün sonunda taraflar arasında ikiye bölünecek. Jerry’nın asıl planı ise kayınpederine istenilen fidyenin 1.000.000 dolar olduğunu söylemek ve kendi aldığı payı daha da büyük tutmaktır. Birçok açıdan sıkıntılı olan plan polislerin işe girmesi ise oldukça karımaşık hale geliyor. Frances McDormand tarafından canlandırılan yedi aylık hamile yerel polis şefi Marge Gunderson’ın sinema tarihindeki en sempatik karakterlerden biri olduğunu söyleyebilirim. William H.Macy, Steve Buscemi, Peter Stormare, John Carroll Lynch kadroda yer alan isimlerden. Carl karakteri spesifik olarak Buscemi tarafından canlandırılması için yazılıyor. Kara komedinin önde gelen filmlerinden olan, etkileyici karakter yazımı ile seyirciyi büyüleyen bu yapımın herkese hitap edeceğini düşünüyorum.

Conte d’hiver | 1992

img_7616-2
Conte d’hiver | Fotoğraf: IMDB

Fransızcadan çevirisi “Bir Kış Hikayesi” olan Eric Rohmer’in “Dört Mevsim Hikayeleri” olarak adlandırdığı hikayelerinden kış bölümünü işleyen bu film seyircisine doğru atmosferi yaşatmayı başarıyor. Film birbirilerine kısa sürede aşık olan Felicie ve Charles’ın birbirlerine verdikleri adresler konusunda yaşadıkları karışıklık sebebiyle bir daha görüşememelerinin üzerinden beş sene sonrasını Felicie’nin gözünden annesi ve küçük kızı ile hayatın anlatıyor. Üç erkek arasında kalan Felicie’nin hikayesini anlatan bu filmin favori Rohmer filmi olduğunu söyleyemesemde sadeliği ve başarılı anlatımı ile vaktinize değeceğini söyleyebilirim. Rohmer’in filmlerinde duyduğum “Yeşilçam” havasını en çok hissettiğim film olsa da benim için ne iyi bir Yeşilçam filmi kadar başarılı ne de Rohmer’in diğer çalışmalarındaki diyologların büyüleyiciliğini bulabildiğim bir film. Ama en kötü bir Rohmer filmi bile iyi bir filmdir diyerek izlenilmesini tavsiye ediyorum. 

Home Alone | 1990

img_7615
Home Alone | Fotoğraf: IMDB

1990’larda çocuk olmak denince akla gelen, 2000’lerde çocuk olan çoğu kişinin televizyonda akşam kuşağında denk gelmiş olduğu dilimize “Evde Tek Başına” diye çevrilmiş olan bu filmin ilk gösterildiği tarihin üzerinden uzun süre geçsede izleyenlerin keyif alacağı gerçek bir klasik. Ailesi ile anlaşma konusunda oldukça başarısız olan 11 yaşındaki Kevin aldığı ceza sonucu geceyi (çoğumuzun hayallerindeki) evlerinin çatıkatında geçirir. Ertesi gün uyandığında evde kimsenin olmadığını fark eden Kevin ailesinin onu unutarak Noel tatilini geçirmek üzere Fransa’ya gittiklerini anlar ve bunu bir fırsata çevirmeye karar verir ta ki iki adamın evlerine soymaya çalıştığını fark edene kadar. Sixteen Candles, The Breakfast Club, Pretty in Pink, Ferris Bueller’s Day Off (hepsi birbirinden eğlenceli) filmlerin yazarlığını üstlenmiş aynı zamanda yönetmen olan John Hughes tarafından yazılan, Harry Potter serisinin ilk iki filminin yönetmeni olarak bildiğimiz başarılı yönetmen Chris Columbus tarafından yönetilen filmin başrolünde döneminin en başarılı çocuk oyuncularından sayılan Macaulay Culkin yer alıyor. Filmin müzikleri ise John Williams üstleniyor. Bu eğlenceli filmi hazır havalar soğumuşken ailenizle, arkadaşlarınızla ya da tek Kevin gibi tek başınıza kalmak istediğiniz bir gün kendinizle sıcak çikolata eşliğinde izleyerek gününüze keyif katabilirsiniz. 

Mickey’s Christmas Carol | 1983

img_7613-2
Mickey’s Christmas Carol | Fotoğraf: IMDB

Walt Disney tarafından yaratılmış meşhur Mickey Mouse dünyasının karakterlerinin İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından olan Charles Dickens’ın meşhur Noel kitabı olan Bir Noel Şarkısı adlı eserinin uyarlamasına dahil oldukları bu film listeye kısa film eklemek istediğimde aklıma gelen ilk isim oldu. 26 dakika süren bu animasyon zihninizi dinlendirmek için güzel bir alternatif. Viktoria Dönemi ve Dickens’ın bu öyküsünü seven animasyon hayranlarına Jim Carey, Gary Oldman, Colin Firth gibi isimlerin seslendirme kadrosunu oluşturduğu bir buçuk saatlik 2009 yapımı A Christmas Carol adlı yapımı da öneririm. 

The Thing | 1982

img_7612-2
The Thing | Fotoğraf: IMDB

Korku ve bilimkurgu türü sevenlere önereceğim John Carpenter filmi türünün en iyilerinden. Kuzey kutbunda geçen film, bir grup Norveçli bilim insanının Amerikan Antartik araştırma üssüne vardıklarında ilginç bir şekilde ölmelerini ve bunu araştırmak üzere Amerikan bilim insanlarının olaya el atmasını konu alıyor. Yönettiği filmler içinde favorisinin bu film olduğunu belirten Carpenter’ın kült filmi ilk defa gösterime girdiğinde Finlandiya’da yasaklanıyor. Öte yandan yıllar içinde her yıl 21 Haziran’da  “Midwinter” kapsamında bu filmi izlemek Birleşik Krallık Antartik araştırma üssünün gelenekselleşmiş aktivitesi olduğu söyleniyor. Filmlerde görsel efektler özellikle ilginizi çekiyorsa teknik olarak izleyebileceğiniz bu filmin özel makyaj efektleri Rob Rottin tarafından henüz 22 yaşındayken yapılmış ve filmin efektleri hala bir ölçüt değeri olarak kullanılıyor. Oyunculuk performansları bakımından da çok başarılı olan bu filmin kadrosunda yer alan isimlerden bazıları Kurt Russuell, Wilford Brimley, Keith David ve Richard Masur’dur. Zihninizi bir süre oyalayacak bu film işlerkenki titizliği ile tam bir oğlak burcu yapımı olarak kabul edilebilir. 

The Shining | 1980

img_7611
The Shining | Fotoğraf: IMDB

“All work and no play makes Jack a dull boy” repliği tam şuan çalışması gerekirken Magger’da yazıları inceleyenlere gelsin. Kış sezonunda kapalı olan bir otelin bakımını üstlenmek için eşi ve oğlu ile taşınan yazar Jack Torrance’in izolasyon ve otelin karanlık geçmişinin karakterler üzerindeki etkisini anlatan bu korku filmi kesinlikle izlenmesi gereken bir klasik. Korku türünün ünlü isimlerinden olan Stephen King’in aynı adlı romanının film uyarlaması olan dilimize “Cinnet” olarak çevrilmiş filmin yönetmen koltuğunda Stanley Kubrick yer alıyor. Jack Nicholson ve Shelley Duvall ise unutulmaz performansları ile izleyenleri büyülüyor. Nicholson role adapte olma sürecinde iki hafta boyunca hiç sevmediği halde sadece peynirli sandviç yemiş, Duvall ise filmin çekim sürecinde fiziksel olarak çok fazla ağrı çekmesi ile beraber saç dökülmesi gibi sıkıntılar ile boğuşmuş. Filmi beğenenler 2019 yılında vizyona giren “Doctor Sleep” adlı Jack’ın oğlu olarak izlediğimiz Dan Torrance’ın yetişkin halini anlatan filme göz atabilir. 

It’s a Wonderful Life | 1946

img_7610
It’a Wonderful Life | Fotoğraf: IMDB

İflasın eşiğine gelen George Bailey adlı karakterinden Noel gecesinde intihar etmek üzereyken Clarence adlı bir meleğin onu ölümden kurtarması ile başlayan film ABD sinemasının en sevilen klasiklerinden biri olarak görülüyor. George Clatance’den dünyaya hiç gelmeseydi nasıl bir dünya olacağını ona göstermesini ister ve gördükleri sonucunda kendisi ile beraber izleyicileri hayatın anlamını ve kıymetini düşünmeye iter. Charles Dicken’ın “Bir Noel Şarkısı” adlı kitabından izler taşıyan bu fantastik drama soğuk bir pazar sabahı izlenmeye oldukça uygun bir film. Frank Capra’nın yönettiği filmin başrolünde James Stewart yer alıyor. Capra sık sık bu filmin en sevdiği filmi olduğunu belirtiyor. Kadroda yer alan diğer isimlerden bazıları ise Henry Travers, Lionel Barrymore, Donna Reed, Thomas Mitchell. 

Kapak Fotoğrafı: IMDB

İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan MUBI Film Önerileri