Bu sene 26- 30 Ekim arasında düzenlenen Mamut Art Project; kapıdan içeriye girdiğiniz an sizi kendisine çeken farklı disiplinlerden gelen sanatçılarını Yapı Kredi bomontiada’da ağırlıyor. Ben de bir sanatçıdan diğerine hayran bir şekilde ilerlerken doğa ile olan ilişkisini üretimine dönüştürdüğü, üretimini ise doğaya geri bıraktığı Büşra Aydagün’ün Ağaç Yerleştirme projesini daha yakından tanıma isteğime karşı koyamıyorum. Bunun üzerine Büşra Aydagün ile kendisini ve işlerini daha yakından tanıma şansı edindiğim bir sohbete dalıyoruz.

Pandemi döneminde küçükken yaşadığı köye geri dönen Büşra Aydagün, bu dönemde mutlu olmayı başarabilen ender kişilerden biri olduğunu söylüyor. Köye geri döndüğünde bir yandan akademinin kuralcılığını ve stüdyonun sınırlayıcılığını doğanın getirdiği özgürlük ile geride bırakırken bir yandan ise geri döndüğü bu yerleşim yerine karşı aidiyetliğini sorguladığını itiraf ediyor. Ağaç Yerleştirme projesi ise bir gün araba ile giderken birkaç saniyeliğine gördüğü bir yer tarafından heyecanlanması ile kendisini oluşturmaya başlıyor.

Toplayıcı Bir Hal

Bana bir anı istifçisi hissiyatı veren Büşra Aydagün, geride bıraktığı mevzuların işlerinde ortaya çıktığını fark etmesinden bahsediyor. Yaratımı esnasında üretim yaptığı yüzeyde kendisini bir yöneticidense konuk halinde hisseden Aydagün, işin içine tamamen girip kendini akışa bırakmayı tercih ediyor. Mesela “Kırmızı Ağaçlar” işine baktığı zaman eserinde artan kırmızının; zamanında köyünün yakınında çıkan tehlikeli bir orman yangınından etkilenmesi sonucunda olduğunu eseri bittiği zaman fark etmiş.

Büşra Aydagün’ün sadece anılarını toplamadığının da altını çizmekte fayda var. Zira şu an video ve fotoğraflar aracılığıyla karşımızda bulunan Ağaç Yerleştirme projesinde kendi topladığı dallar ve tohumlar yine kendi topladığı reçineler sayesinde birleşiyor.

Doğadan Alınanın Doğaya Dönüşmesi

Kimimiz için uzun bir süredir emek verdiğimiz bir üretimi geride bırakmak zor hatta korkutucu geliyor olsa da Büşra Aydagün, Ağaç Yerleştirme projesinde bundan ayrı bir keyif aldığını paylaşıyor. Topladığı dallar, ve tohumlar ile bir ağaç figürü oluşturduğu eserini doğaya parçalanması için geri bırakan Aydagün’ün hayali; tohumlardan yarattığı bu ağaç figürünün doğada yeşillenmeye başlaması. Bana sorarsanız Kaz Dağları da Aydagün’ün doğaya bırakmak istediği işi için heyecanlı olacak ki onu şiddetli bir rüzgâr ile karşılamış ve gözlerinin önünde eserindeki tohumları etrafa yaymaya başlamış. Belki bakarsınız bu bahar aylarında bizim de yolumuz Kaz Dağları’na düşer ve Büşra Aydagün’ün yeşillenen tohumlarıyla tanışırız.

Her işinin arkasındaki hikâye ve ürettikleri ile Büşra Aydagün bizi üretiminin büyüsüne çekti. Size de önerim 26-30 Ekim tarihlerinde Mamut Art Project’e dahil olup kendi keşfinize çıkmanız.

Mamut Art Project ile ilgili daha fazla bilgi almak için Hazal Özlü’nün “Mamut Art Project: Bağımsız Yeteneklerin Buluşma Noktası” yazısına bakın.