Yakın zamanda kendim gibi hafif geriden gelenler için NFT’den söz ettiğim bir yazı hazırlamıştım. Dışarıdan bir göz olarak her gün başka yeni haberlere ve tartışmalara rastladığım NFT piyasasını bu kez de içinde bulunan bir sanatçıyla konuşmak istedim. O halde gelin aklımıza takılanları bir de Mano’nun kurucusu Gözde Akıncı Erim’den dinleyelim.

Mano Artsy
Fotoğraf: Mano Artsy

Gözde, seni biraz yakından tanıyabilir miyiz? Sanat yaşamın ne zaman başladı ve bugüne dek ne gibi aşamalardan geçtin?

Merhabalar, Tabii ki. Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İletişim ve Tasarım Bölümünden mezun oldum. Çizim, resim ve farklı materyallerle üretim ve yaratımım çok önceye dayanıyor. Sanata ilgim, merakım, yaratım süreçlerini her daim araştırmam ve bu araştırmalara yönelik denemelerim kendimin farkına vardığımdan beri hayatımda olan bir olgu oldu. Etkilendiğim, bana ilham olan her sanat çalışmasından feyz alarak evriltmeye çalıştım çalışmalarımı. Kısaca denedim, denedim, denedim, ve hala deniyorum 🙂 Bunların dışında birçok karma sergide yer aldım. Aynı zamanda da sanat eğitimcisi olarak uygulamalı dersler verdim.

Çalışmalarının daha çok yüzler ve ifadeler üzerine olduğunu görüyoruz. Bu eğilim nasıl başladı ve tarzını nasıl tanımlarsın?

Yüzler, mimikler söze gerek kalmadan çok şey ifade ediyor. Bu duruma bayılıyorum. Eserlerime bakan her kişi, kendi iç dünyasından bir çıkarımla, her bir yüzü farklı yorumlayabiliyor. Bu durumdaki özgürlüğü ayrıca seviyorum. Ben o yüzü çizerken içimden akan duyguları, kaleme, boyaya aktarırken izleyici o anki duygularıyla yorumluyor. Geri dönüş aldığımdaki birbirinden farklı yorumlar bana her zaman ayrı bir ilham kaynağı oluyor.

Yüzler ve mimikler için çevrenden ilham toplar mısın? Örneğin benim çok sevdiğim illüstratörlerden Nathan W Pyle sık sık eşinin yüz ifadelerini çaldığına ilişkin şakalar yapıyor; sende de böyle bir durum var mı?

Başlangıçta kendi iç dünyamdan dışa çıkan duyguları yansıtıyor yüzler, zaman zaman etrafımdaki insanlar bana yön çiziyor yaratım sürecinde. “Faces” serim tamamen kendi iç dünyamla harmanlanırken, “Chromosome 23” serim etrafımdaki kadınlardan ilham alarak ortaya çıkmış bir seri. Onların kırılganlıkları, güçleri, duruşları, o seriyi çıkarmadaki en büyük etken oldu ve sonuçta birbirinden farklı yüzler, hisler çıktı ortaya.

Seni yakından tanıdığımıza göre biraz NFT piyasasından söz edelim. Bu alanda çalışmaya başlayan ilk Türk sanatçılardan biri olarak bize öncelikle NFT’nin ne olduğunu kısaca açıklayabilir misin?

NFT (non-fungible token) yani değiştirilemeyen token; dijital bir nesnenin bir blokzincir (blockchain) üzerindeki mülkiyetinin kaydıdır. Ayrıca dijital sanat veya dijital koleksiyon olarak da bilinir. Değiştirilemez Tokenlar; bir tabloyu, bir resmi, bir anı, bir gif’i vb. nesneleri temsil edebilir. Dijital dosyaların kendileri sonsuz bir şekilde yeniden üretilebilirken, onları temsil eden NFT’ler temel blokzincirlerinde izlenir ve alıcılara sahiplik kanıtı sağlar. Yani bir dijital dosya belki binlerce insanda olabilir fakat orijinali sadece bir kişide olacaktır. NFT bunu sağlar.

Peki NFT olarak sunacağın çalışmalarını seçerken özel olarak dikkat ettiğin şeyler var mı? Ya da sadece NFT’ye özel yeni eserler mi üretiyorsun?

Bir süredir  dijital çizim üzerinde odaklanmaya ve bu alanda çalışmalarımı geliştirmeye başlamıştım. NFT ile tanışmak bana “ne mutlu” dedirtti. Çünkü NFT; dijital çalışmalara, üretimlere ve eserlere sahiplik kanıtı sağlamasıyla; bu alana kıymet, yeganelik ve küresellik getirdi.

Bir eserini NFT Marketplace üzerinden paylaşmanın ardından süreç nasıl ilerliyor?

Süreç o noktada keşfedilmek, fark edilmek ve beğenilmek evresine geçiyor. Sanat koleksiyoncuları aktif oluyor bu evrede. Marketplace’i iyi belirlemek, kendini, tasarımlarını iyi ifade etmek mühim.

NFT’nin galeriler, müzayede evlerini aradan çıkartası, sanatçıya gelecekteki satışlardan da komisyon alma şansı tanıması gibi olumlu özellikleri olduğunu biliyoruz. Seni bu alanda çalışmaya iten nedenler nelerdi acaba?

Dijital sanat çalışmalarım NFT öncesine dayanıyor ama NFT ‘marketplace’lerinde yer almaya iten durum her sanatçı ile aynı gayedendir sanıyorum; sanatı ne şekilde insanlara ulaştırabiliyorsak ona ayak uydurmak orada olmak durumundayız diye düşünüyorum.

Peki seni NFT sisteminde sanatçı olarak zorlayan, şu sorunlar düzeltilse daha iyi olurdu dediği noktalar da var mı?

Ben de bu yola herkes gibi yeni çıktım. Sürecin başında anlamakta zorlandığım noktalar oldu ama ilerlerken öğreniyoruz bence hep birlikte, daha da evrilecek, farklı bir noktaya gelecek bir yolculuğun başındayız. Şu an için keşif evresi 🙂

Son olarak seni ve çalışmalarını takip etmek isteyenler sana nereden ulaşabilirler?

Instagram ve Twitter hesaplarımı ziyaret edebilirler. Ek olarak NFT alanında da bulunduğum foundationapp, rarible gibi ‘maketplace’ler mevcut.

Kapak Fotoğrafı: Mano