Kitap ve film seçimlerimde gerçek hayat hikayelerini tercih ediyorum. İnsanların yaşadığı olaylar, verilen gerçek tepkiler, bu sırada arka planda akan tarih beni hep çok etkiliyor. Evde kaldığımız bu günlerde de size iki güçlü kadının hayatını anlatan filmleri önereyim, kitap tavsiyeleri başka yazıya kalsın: Maudie ve Milada.

Why Film Criticism is Still Split by Gender Lines - InsideHook
Maudie | Fotoğraf: InsideHook

Maudie

“Hayatın tümü çoktan çerçevelenmiş!”

Kanada’da doğmuş bir ressamın, Maud Lewis’in hayatını anlatan sakin ama sıcacık bir film. Maud doğuştan romatoid artrit hastası, vücudundaki şekil bozukluğu nedeniyle çevresinde dışlandığı gibi ailesinden de sevgi görmemiş. Ama tüm bunlara rağmen kendini taşlayan çocukları bile anlayışla karşılayacak kadar güzel bir kalbe sahip. Film Maud’un hayatının ikinci kısmını anlatıyor aslında, kocası huysuz Everet’le tanışmasını ve ilişkisini ilmek ilmek nasıl işlediğini, boyadığı bir rafla bir evi nasıl yuvaya çevirdiğini…

Maudie
Maudie | Fotoğraf: theguardian.com/

Ellerindeki deformasyona rağmen Maud’un en sevdiği şey resim yapmakmış ama bulduğu her yere! Duvara, cama, teneke kutulara, merdivene, sandalyeye, her yere… Bir yandan da kendi tabiriyle “uyumsuz bir çift çorap” gibi olduğu Everet’le bir hayat kurmaya çalışmış. Resimleri hep küçük ve kartpostal boyutunda çünkü fiziği ancak buna müsaade etmiş. Ama figürleri hep doğadan; evinin küçük penceresinden hep aynı manzaraya bakarak, bazen bir kuştan bazen de bir arıdan ilham almış. Hep canlı renkler kullanmış ve renkleri olduğu gibi yansıtmış, birbirine hiç karıştırmamış.

youtube play youtube play

1964’te Star Weekly dergisinin kendisinden bahsetmesiyle üne kavuşmuş ve yaptığı resimler 5-10 dolara satılmaya başlamış. Hatta öyle ki Nixon bile kendisinden bir resim istemiş. Yaşadığı tüm zorluklara rağmen sabretmiş, yeri geldiğinde aklını kullanarak susmuş ve mutlu bir şekilde ölmüş. Öldükten sonra tabloları 22 bin dolara kadar alıcı bulmuş. Yaşadığı minik kulübe zamanla aşınınca yerel halk buna razı olmamış ve başlatılan bir kampanyayla evin Nova Scotia Sanat Galerisi’ne taşınması ve renovasyonu gerçekleştirilmiş. Filmi izledikten sonra yukarıdaki videodan da evi görebilirisiniz. (Ve tabi ki ben yine Kanada’ya gidip bu müzeyi de görmek istedim!)

Maudie’nin de tüm maddi manevi zorluklara rağmen tutkusunun ve özgürlüğünün peşinden gitmesi, rahatı arkasında bırakarak kendi hayatını kurması beni çok etiledi. Tabii bunda, Sally Hawkins’in oyunculuğunun ve filmin görüntü yönetmeninin yakaladığı o güzel manzaraların da etkisi büyük.

Milada

“Mütevazı olmayı öğenin, sahip olmadığınız maddi şeylerden ötürü mutsuz olmayacaksınız… Bir şeyi adil olarak gördüğünüzde, uğruna savaşabilecek ve ölebilecek kadar emin olun…”

Milada
Milada | Fotoğraf: Netflix

Netflix filmleri arasında görüp tanıştığım Milada Horakova, 1901’de Prag’da doğan Çek bir kadın politikacı ve aynı zamanda insan hakları savunucusu. Hukuk eğitimi alan Milada, kadınların eşit haklara sahip olması için çalışmış, Nazi işgalinde direnişçilere katılımış ve yaşamının bir kısmını toplama kampında geçirmiş. Savaş sonrası Çekoslavakya’nın kurulumunda hem partide hem mecliste kendine yer bulmuş; ancak komünist darbe sonrası hayatı yeniden alt üst olmuş. Daha fazla detay vererek filmin büyüsünü bozmak istemiyorum ama hayatının nasıl bittiği oldukça dramatik, bahsetmezsem olmaz. Einstein, Churchill ve Roosevelt’in dilekçe vermesine bile aldırmayan komünist rejim, halk üzerinde korku yaratmak için tamamen senaryodan ibaret bir mahkemeyle kendisini rejimi devirmeye çalışmak ve örgüt kurmak suçuyla 49 yaşında idama mahkum etmiş. Küllerini dahi ailesine vermemişler.

Milada'nın Mezarı
Milada’nın Mezarı | Fotoğraf: TripAdvisor

1989 yılında yaşanan Kadife Devrim sonrasında itibarı iade edilmiş ve (asıldığı gün olan) 27 Haziran “Komunist Rejim Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan edilmiş. İdamından 58 sene sonra, o göstermelik mahkemenin savcısına dava açılmış ve savcı 88 yaşında hapse mahkum olmuş. Milada için Prag’da kendisine sembolik bir mezar yapılmış, eğer bir gün yeniden Prag’a gidersem kesinlikle uğramak istiyorum bu doğru bildiğinden şaşmayan, kaybedeceği onca şeye rağmen yolundan ayrılmayan güçlü kadının mezarına. 

Güçlü kadınların hayatını anlatan, sizde iz bırakan film önerileriniz varsa bekliyorum. 🙂

Kapak fotoğrafı: theguardian.com/

İlginizi çekebilir: SineMagger’dan “Güçlü Kadın Filmleri