İçinde bulunduğumuz toplum kolektif benliğimizi ve algılarımızı nasıl şekillendiriyor? Toplumla nasıl ilişkileniyor, toplumsal normların nasıl birer parçası oluyor ve ‘ötekini’ nasıl tanımlıyoruz? Türkiye gibi birçok kültürü içinde ‘barındıran’ bir ülkenin çocukları olarak birbirimizle aitlik, kabul görme, reddetme ilişkilerini nasıl şekillendiriyoruz? OMM – Odunpazarı Modern Müze, “Maziye Bakma Mevzu Derin” sergisi ile Türkiye’nin içselleştirilmiş yaralarına belki de görmeye en alışkın olduğumuz olağan kesitlere ışık tutuyor.

“Maziye Bakma Mevzu Derin” Sergi Afişi | Fotoğraf: Odunpazarı Modern Müze

OMM – Odunpazarı Modern Müze’nin 31 Mayıs 2022 tarihine kadar ev sahipliği yaptığı “Maziye Bakma Mevzu Derin” sergisi, 31 sanatçının toplamda 41 eserini sanatseverlerle buluşturuyor. Bu sergide kişisel olarak en etkilendiğim işlerden; Nilbar Güreş’in “TrabZone” serisinden “Yol Ayrımı” ve “Başüstü” çalışmalarından sizlere bahsetmek istiyorum.

yol-ayrimi
TrabZone serisinden Yol Ayrımı, Nilbar Güreş | Fotoğraf: Esin Bilge Çelik

“TrabZone” serisinde yer alan “Yol Ayrımı” (Ana-Kız) başlıklı çalışmada, farklı yönleri gösteren bir yol tabelasının altında duran iki kadının aynı eşarbı paylaştıkları için birbirlerine bağlı olduklarını görüyoruz. Eser, farklı bireysel kimliklerin içinde (anne olmak, kız çocuğu olmak gibi) toplumun dayattığı geleneksel rollerden kurtulmaya çalışan kadınların yaşadığı zorluklara işaret ediyor. Bir tercih yaptıklarında kendilerine yol gösterecek bir rehberden yoksun oluşları ise önlerindeki tabelada yer alan solmuş ve okunamaz haldeki harflerle ifade ediliyor…

Nilbar Güreş’in yine TrabZone serisinde yer alan “Başüstü” başlıklı eserinde ise “Yol Ayrımı” çalışmasındaki örüntüyü devam ettiğini görüyoruz. İki eserde de kadınların yüzleri -kimlikleri- örtülü ve bu kimlikler toplumsal rollerinin ardına gizlenmiş olarak karşımıza çıkıyor. “Başüstü” adlı eserde kadından gücünün üstünde çarşaf ve yastıkları taşıması bekleniyor. Burada dijital medyadan destek alarak bu işin kolayca yapıldığına ilişkin bir görüntü sergileniyor ancak görüldüğü üzere kadının taşıdığı yük, kişiliğinin ortaya çıkmasını sağlayacak bir alanı işgal ediyor.

basustu
TrabZone serisinden Başüstü, Nilbar Güreş | Fotoğraf: Esin Bilge Çelik

Serginin en sevdiğim bir diğer özelliği de beni; Ali Elmacı, Antonio Cosentino, Aydan Murtezaoğlu, Bengisu Bayrak, Can İncekara, CANAN, Cansu Yıldıran, Damla Yalçın, Eda Çekil, Fatma Bucak, Gözde İlkin, Halil Altındere, Hasan Özgür Top, İhsan Oturmak, Kezban Arca Batıbeki, Manolya Çelikler, Memed Erdener, Mustafa Boğa, Nancy Atakan, Nilbar Güreş, Nur Koçak, Olgaç Bozalp, Pınar Yolaçan, Ramazan Can, Rehan Miskci, Sinan Tuncay, Şener Özmen, Şükran Moral, Zehra Çobanlı, Zeren Göktan ve Zeyno Pekünlü gibi birçok yerli ve başarılı sanatçımızla tanıştırması oldu.

Ülkemizin her gün yeni bir acı yaşatmakta gayet başarılı olduğunu görüyoruz. Ülkedeki farklı sınıf ve eğitim düzeylerinden özellikle kadınların maruz kaldığı sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddet bizim acımız. Kadınların ve erkeklerin yüklendiği toplumsal sıfatların ardında yaşadıkları çaresizlik bizim acımız. Tüketim toplumunun dayattığı moda algısı, yaşadığımız şehirlerin doku ve kimliklerinin kaybolmasına neden olan bütün ‘kentsel dönüşümler’ bizim acımız…

“Maziye Bakma Mevzu Derin” sergisinin, acısını hissettiğimiz bunca haberi, kendi ülkemde zaman zaman hissettiğim köksüzlüğü, belki de birçoğumuzun yaşadığı tekinsizlik hissini hafifletmek için ‘anlaşılmış’ hissetmek adına görülmesi gerektiğini düşünüyorum İyisi mi biz konuya bakalım, çünkü mevzu çok derin…

“Maziye Bakma Mevzu Derin” sergisini 31 Mayıs 2022 tarihine dek OMM – Odunpazarı Modern Müze’de ziyaret edebilirsiniz diyerek yazımı bu sergide çalışması yer alan Şükran Moral’ın sözleriyle sonlandırmak istiyorum: “Ben turizm acentesi değilim ki güzel fotoğraflar çizeyim… Sanatçıyım, yeraltı notlarını hayata geçiriyorum. Çünkü bunca acıyı tek başıma içimde yaşamak istemiyorum.”.

Kapak Fotoğrafı: Esin Bilge Çelik

İlginizi çekebilir: Artsy Magger’dan İstanbul Sergi Takvimi