Karmakarışık hikayesi ve toplumsal mesajları ile Mr. Robot, günümüzün en sıradışı dizilerinden biri. Bugünkü yazımda Mr. Robot’tan tüm detaylarıyla bahsedeceğim.

Mr. Robot
Mr. Robot | Fotoğraf: imdb.com

Mr. Robot Dizisi Ne Anlatıyor?

Öncelikle hiç duymayanlar için spoilersız Mr. Robot dizisinin konusunu açıklayayım. Dünyayı arkadan yöneten insanları hiç düşündünüz mü ? Yüzde birin bile yüzde biri. Vatandaşları gizli ipler ile yöneten ve paralarını çalan iş adamları. Bu gizli iş adamlarının birleştiği kocaman bir şirket bulunmaktadır. E Corp (ya da Evil Corp.) bir bankadan daha fazlası, tüm Amerika’yı satın alan global bir şirket. İstese kendi parasını bile çıkaracak kadar güçlü, yenilmez bir kötülük.

Elliot Alderson ise sabahları siber güvenlik şirketinde çalışan sıradan ve içine kapanık biri. Geceleri ise kötülere meydan okuyan adalet savaşçısı bir hacker. Bir gün çalıştığı şirkete saldıran bir hacker grubu ile yolları kesişir. Bu grubun adı ”F-Society”. Grubun lideri olan Mr Robot, Elliot’ın F-Society’ye katılmasını ister. Tüm bunlar ise sadece tek bir görev içindir: Evil Corp’u yok etmek.

Mr. Robot dizisi
Mr. Robot Dizisi | Fotoğraf: imdb.com

Bu noktadan sonra yazımın spoiler içeren konular hakkındaki bölümlerini okuyacaksınız. O yüzden aman dikkat! Önceden duyanlar için dizinin Fight Club ve Who am I? birleşimi olduğu doğru biliyorum ama Mr. Robot aslında düşündüğünüzden daha özgün bir senaryoya sahip.

Elliot’ın seyirciye karşı monologları, sömürgeciliğe karşı gelişi ve şizofrenisi Fight Club ile neredeyse aynı. Who Am I? ve toplumu hacklemek ile de teknolojik yandan benzerliği dizinin orjinal olmayışı gibi önyargılı fikirler edinmemize sebep olsa da buna tamamen karşıyım. Öncelikle en çok konuşulan konuya gelelim: Mr Robot.

Mr. Robot
Mr. Robot | Fotoğraf: Youtube

Mr Robot, Elliot’ın yarattığı bir kişilikten daha fazlası; koruyucu meleği. Zarar gördüğü her anda onun yerine kendisi yumruk yiyor -ki finalde aslında en büyük amacının onu kötülükten korumak olmadığını aslında gerçekliğin kendisinden koruduğunu öğreniyoruz. Bu da aslında ne kadar duygusal ve muhteşem bir kişilik olduğunu gösteriyor. Tyler Durden (Fight Club) ise sadece ana karakterimizin hep olmak istediği havalı bir kişilikten ibaret. Bu yüzden onu yaratıyor. Tyler basitçe bir ideoloji iken Mr Robot bir ”kişilik ve karakter”.

Mr. Robot
Mr. Robot | Fotoğraf: sosyalmedya.co

Mr Robot ayrıca görünüm olarak da hep sahip olmak istediği baba figürüne büründüğü için (dışta aynı ama içten bambaşka babalar) Elliot’ın en çok ihtiyaç duyduğu şey, bir arkadaş. Tek zihni paylaşan iki kişilik tabi başta anlaşamıyorlar hatta ölümüne nefret ediyorlar birbirlerinden ama Mr. Robot’un niyetinin iyi olduğunu fark ettiği an Elliot ile dinamik bir ikili olma yolunda ilerliyorlar.

Mr. Robot’un Topluma Bakış Açısı

Elliot’ın zihnimizde bıraktığı en büyük izlenim sanırım ne kadar içine kapanık ve asosyal olduğudur. İnsanlarla konuşmakta zorluk çeken ve yalnızlığa mahkum ana karakterimiz, geceleri çağrılan partilere asla gitmez, kimseyle konuşamadığı için evinde ağlamayı tercih eder. “Toplum Elliot’a değer vermediği için mi böyle oldu yoksa Elliot toplumdan kendini uzaklaştırdığı için mi asla iyileşemedi?” sorusuna cevap; aslında her ikisi de.

Mr. Robot Hacker
Mr. Robot Hacker | Pinterest

Toplumun kimseyi önemsememesi ve bireyselliğin ön planda oluşu Elliot’a yardım eden bir el olmayacağını gösteriyor. Bundan dolayı da Elliot toplumdan umudunu kesiyor ve insanların yozlaşmasını uzaktan izleyip hepsinden iğrenmeyi tercih ediyor. F-Society ile aynı zihniyete sahip oluşu da aslında onu bu gruba çeken bir sebep. Toplumu yozlaştıran kötülüğe son verilirse her şeyin eskisi gibi olabileceğine inanıyorlar. Ancak her şeyin sonunda öğrendiğimiz gerçek ise toplumun sadece bir güç tarafından yönetilen bir koyun sürüsü olduğu. Bu da toplumun kendi fikri olmadığı, sadece gücün peşinden koştuğunu gösteriyor.

E Corp’a yaptıkları büyük hack (1. sezon finali 5/9 olayları diye geçiyor dizide) toplumdaki en büyük gücün elden gitmesini sağlıyor. Bu kimseye huzur vermiyor aksine, sadece anarşiye sebep oluyor. F-Society yandaşları bile ne kadar yozlaşma karşıtı olsalar da aslında yönetilmeye muhtaç bir grup sürüden ibaret. Bu da (3. sezonda) E Corp’u geri getirmenin aslında ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor. Kötülüğün lideri olsa bile toplumu ayakta tutan en büyük güç oluşu aslında diziye nihilistik yaklaşmamıza sebep oluyor. Günün sonunda güç her şeydir ve zayıf her zaman güçsüzün yanındadır.

Mr. Robot Dizisinden Bir Sahne
Mr. Robot Dizisinden Bir Sahne | Fotoğraf: imdb.com

Ayrıca Rami Malek’in son sezonda aksanının biraz değiştiğini hissettim. Bir süre anlam veremesem de sonradan Bohemian Rhapsody filminde oynamasının etkisi ile (aynı tarihlere denk geliyor) biraz farklı konuşması mantıklı bir açıklama gibi geldi. Bu dediğim sizi diziden soğutmasın gerçekten küçük bir detay çoğunuz fark etmeyebilir bile sadece unutmadan yazayım dedim.

Dark Army’nin Varlığından Neden Korkuyoruz ?

Aslında cevap basit : bilinmezlik. Şüphesiz ki Evil Corp gibi korkunç bir şirketi bile parmağında oynatan daha büyük bir resmi gördüğümüz anda yaşadığımız korku paha biçilemez. Çin kökenli terör örgütü Dark Army, arkasında iz bırakmayan, her zaman sizi izleyen ne yapacağını asla bilemeyeceğiniz bu grubun, ana karakterlerimizin her an sırtında gezdiği fikri tabii ki izleyiciyi durmadan tetikte tutuyor ve korkutuyor. Dizinin başardığı en iyi şeylerden biri Dark Army’yi ne kadar tanısak da hiçbir zaman ne yapacaklarını asla bilemeyeceğimiz ve bundan dolayı her zaman risk altında olacağımız gerçeğini bize göstermesi.

Mr. Robot'tan Bir Sahne
Mr. Robot’tan Bir Sahne | Fotoğraf: Youtube

Aslında hakkında bildiğimiz şeylerin bir önemi olmadığı ve en basit anlamıyla; ”Dark Army = TEHLİKE!” mantığını bize aşılaması muhteşem. Diziyi 2. kez bu farkındalık ile bitirdiğim halde bile ne zaman onları görsem sahip olduğum bu belirsizlik duygusu soğuk terler dökmeme sebep oluyor. Grubu bu kadar tehlikeli yapan şey çok az kişinin gerçek olduğunu bildiği efsanevi Dark Army lideri Whiterose.

Merhametli, dakik (saplantılı biçimde dakik), soğukkanlı bu kadın hakkında çok az şey öğreniyoruz. Bu söylediklerim onu tehlikeli yapsa da düşmanlarına karşı manipülatif, beyin yıkayıcı yaklaşımı ve kontrol manyağı oluşu önceki örnekler ile yarışamaz bile. Whiterose’u dizide çok az kez görmek, her zaman bir elçiyle konuşmak gibi şeyler de (bilinmezliğin getirdiği korku örnekleri gibi) onu hayli korkutucu yapıyor. Elliot’ın başına her an bir silah dayanacağı paranoyası ile yaşamak da karakterlere bağlanmamıza sebep oluyor.

Yan Karakterlerin Zenginliği 

Mr. Robot; CD satan dolandırıcı çocuktan tutun Whiterose’a kadar en küçük rollerde oynayan insanları bile unutturmuyor. Karakterleri yakından incelememiz onların mottolarını ve kişiliklerini anlamamızda önemli rol oynuyor. İzlediğim sitelerde gördüğüm en üzücü yorumlar ”hack sahnelerinin azlığı ve karakterlerin boş takılması” gibi üzücü yorumlar. Yönetmen ve yazar Sam Esmail, sadece havalı bilgisayar sahneleri göstermek istese zaten film çekerdi. Bize göstermek istediği şey her karakterin ne kadar iyi/kötü de olsa özünde bir ”insan” oluşu.

5_mrrobot_s3_e9_elliot_01_1920x1080-630x354
Mr. Robot | Fotoğraf: GeekWire

Bir kahraman olsa da dünyayı yöneten psikopat bir lider olsa da herkesin içinde kırılgan bir ruh var ve bu da en nefret edilesi karaktere bile üzülmemize sebep oluyor. (Dolores Umbridge gibiler için bile, evet) Bence bu, bir diziyi başarılı yapan en önemli etken. Dört kenara sahip bir ekrandan izlediğimiz gerçek olmayan karakterler için endişelenmek, başlarına bir şey gelmemesi için ecel terleri dökmek ve her şey bittiğinde gerçeklikten koptuğumuz boşluğa düşmek gibi hisler bence bir diziyi ”unutulmaz” yapıyor.

Tyler Wellick ve American Psycho

Hırslı, genç ve yüksekleri hedefleyen mükemmele yakın yüz hatları ve karizmatik görünüşü ile gerçek bir işadamı Tyrell Wellick. İzlemeyenleriniz varsa American Pyshco (Amerikan Sapığı) filmindeki Patrick Bateman karakteri de aynı perspektifte yaratılmış. İtibar sahibi olmak için her şeyi feda edebilen amerikan rüyasının istenilen yüzü olmak için elinden geleni yapan, hırslı karakter tiplemesinin bir örneğidir.

Tyrell Wellick
Tyrell Wellick | Fotoğraf: Youtube

Tyrell’in eşi Johanna ise onu durmadan zorlayan ve başarısı için onu hırslandıran başarılı ve güçlü kadını sembolize eder. İkisinin de çocukluğu bilinmez bir sır küpü olsa da, ikisinin nasıl evlendiğini bilmesek bile yine de sahip oldukları enerjiye hayran kalmamak elde değil. Tyrell, Johanna’ dan farklı olarak daha duygusal ve kırılgan tabi ki (Elliot’a karşı hissettiği sınırsız sevgi vb örnekleri düşünürsek). Hırs ve başarıya olan açlığından dolayı her şeyini yavaşça kaybeden biri oluşu da onu daha kaotik ve tehlikeli yapıyor. Eninde sonunda Dark Army (Karanlık Ordu) ile anlaşmaya varması ve diğer tüm operasyonların varlığı domino taşı gibi birbirini izliyor. Dünyayı yok etmek için toplumun reddettiği biri olmaya gerek yok, toplumun istediği biri gibi de olsanız her şey tersine dönebilir.

Sam Esmail ve Sınırsız Hayal Gücü

Mr. Robot Dizisi
Mr. Robot Dizisi | Fotoğraf: ComeOnMate

Mr Robot sadece bir dizi değil aynı zamanda Sam Esmail’in kendini bir sanatçı olarak gösterme şekli. Her bölümde yepyeni teknikler deneyen ve izleyiciye ‘‘Şimdi ne gibi değişik şeyler izleyeceğiz acaba?” sorusunu sorduran yönetmen, benim açımdan bu diziyi bir çizim tahtası niyetine kullanıyor. Her şeyin arkasında mükemmel bir anlam olsa da, yaptığı her teknikte bir fikir bulunsa da benim açımdan yönetmenimiz bu dizide kendi sınırlarını ve hayal gücünü durmadan zorluyor ve her bölümde ”Daha iyi ne yapabilirim?” diye kendine soruyor.

One take (tek çekim) bölümler olsun, ekranı daralttığı sinematik bölümler olsun hatta 90’lar sitcom bölümü olsun her seferinde bize eğlenceli ve sıradışı şeyler sunuyor. Favori bölümlerimden biri olan sitcom tarzı çekilen bölümün kendi 90’lar açılış müziği ve jeneriği bile var. Bölümü eski tarz yeşil perde ve kahkaha sesleri hatta eski kullanılmış kameralar kullanarak çekmesi bile apayrı bir emek ve beceri bence. Belki de Mr Robot’un bir diziden daha fazlası olduğu, bir ”gerçeklik” olabileceğini bize anlatmak istiyor olabilir. Neden olmasın ?

Mr. Robot Sitcom Bölümü
Mr. Robot Sitcom Bölümü | Fotoğraf: Youtube

Sonuç olarak..

Mr. Robot Dizisi
Mr. Robot Dizisi | Fotoğraf: imdb

Mr Robot sadece hackleme ve havalı bilgisayar sahneleriyle var olan basit bir aksiyon dizi değil. Birden fazla amaca hizmet eden, her sezonda ”Daha ne kadar iyi olabilir ki?” dedirten, bazı zamanlarda çok sıkan bazı zamanlarda ”Neden bunu izliyorum ki bir anlamı yok” diye sinirlenmemize sebep olan ama çay molasında suyun kaynamasını beklerken ”Aa doğru ya!” diye kendimizden utandıran bir dizi.

Yeni veya eski, iyi veya kötü olması fark etmeyen; her karaktere özel ilgi beslememize sebep olan bir yapım. Son zamanlarda içine derinlemesine atlamak istediğiniz ama bir türlü kaliteli bir yapım bulamadığınız bir dönemde iseniz kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Bitirmiş olanların ise anılarını tazelemek isteyeceklerine eminim. Babama bu diziden her bahsettiğimde bana aynı şarkıyı söylemesi gibi hoş anılar ile zihnimdeki ”dizi kitaplığına” bir süreliğine koyuyorum. DOMO ARİGATO MR. ROBATO!

youtube play youtube play

Kapak Fotoğrafı: imdb

İlginizi çekebilir: Ayça Yenigün’den Dark Dizisine Dair