Paris-İstanbul arasındaki mesafeyi en aza indiren Orient Express, Doğu ve Batı arasındaki mesafeleri kısalttığı gibi kültür alışverişininin de hızla yapılmasını sağlayan dönemin en lüks hattı idi. İşte 19. yy’nin en gösterişli ve lüks treninin unutulmaz yolcuları ve yolculukları…

Orient Express
Orient Express | Fotoğraf: Youtube

Avrupa tarihinin ilk ve en lüks treni olan Orient Express, Paris-İstanbul arasındaki mesafeyi 2,5 ay gibi uzun bir süreden 80 saate indiriyordu. Orient Express’e binmek zenginlik ve güç göstergesi olduğundan yolcular, trendeki akşam yemeğine katılırken ne giyeceklerine kadar büyük hassasiyet gösteriyorlardı. Zengin, soylu ve aristokrat sınıfın kendini göstermek için adeta yarışa girdiği Orient Express ilk defa 4 Ekim 1883 yılında Paris’ten hareket ettiğinde Varna Limanı’na gelen yolculuk Varna Limanı’ndan gemi ile devam etmekteydi. Orient Express’in ilk seferine birçok önemli ismin katılmasının yanında en dikkat çeken isimler arasında The Times gazetesin muhabiri ve Fransız yazar ve seyyah Edmond About bulunuyordu. The Times muhabirinin Sultan II. Abdülhamit ile röportaj yapabilmek için uzunca süre İstanbul’a kaldığı da belirtilenler arasında. 

Doğu Ekspres’in ilk seferine Fransız, Alman, Avusturya ve Osmanlı’nın asil memur ve diplomat sınıfından birçok önemli ismi katılır. İlk sefer 1883 yılında başlasa da trenin kesintisiz şekilde Paris’ten İstanbul’a gelmesi 1889 yılında gerçekleşir. O dönemde Orient Express’inin zenginliğini ve gösterişini anlatmak için “demir raylarda giden saray” benzetmesi yapılmaktaydı.

1889 yılında Paris’ten hareket eden tren, Viyana, Budapeşte, Belgrat ve Sofya’dan geçerek İstanbul’a gelir. Paris-İstanbul hattının açılmasıyla 80 saatlik yolculuk 68 saate düşmüş olması yolcuların Doğu’ya olan merakını gidermek için cezbedici bir fırsat olarak görülür. Tüm güzelliği ve gösterişiyle İstanbul’a gelen Orient Express’in tek bir sorunu vardır, o da bu trenle İstanbul’a gelen elit kesimin İstanbul’da kendilerine göre kalacak bir yerin olmamasıdır. Avrupa’dan gelen diplomat ve soylulara uygun oteli inşa etmek ise Osmanlı’nın Levanten mimari Alexandre Vallaury’ye düşer. Vallaury öylesine gösterişli ve kusursuz bir otel yapar ki üzerinden 100 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen hala İstanbul’un en önemli otelleri arasında yer alır.

Orient Express: Paris-İstanbul Kültür Hattı

Seyahatler ve göçler, tarih boyunca kültür alışverişinin en önemli vesileleri olarak kabul edilir. Orient Express, XIX. Yy’de Batı ile Doğu arasında sosyal ve ekonomik farkların birbirine geçmesine ve önemli bir kültür alışverişinin oluşmasını sağlamış olur. Tren, İstanbul’dan Paris’e pamuk, deri, baharat ve susam taşırken; Paris’ten İstanbul’a ise ayakkabı, parfüm, şarap, şapka ve kumaş taşınır. Bununla birlikte Batı’nın Doğu merakı, Doğu’nun Batı merakı artarak Orient Express’e talep artar.

Trenin İstanbul’a gelmesi ayrıca Avrupa’dan gelen yolcuların istedikleri standartlarda bir otelin inşa edilmesine vesile olur ve İstanbul’da Osmanlı Sarayları kadar gösterişli Pera Palas’ı kazandırır. Alexandre Vallaury’nin mimarlığını yaptığı Pera Palas, 1895 yılında hizmete açılarak İstanbul’da saraylar dışında ilk kez elektriğin kullanıldığı, ilk asansör hizmetinin başladığı yapı olarak tarihe geçer.

2419 Numaralı Vagon 

1883 yılında seferlerine başlayan Doğu Ekspres’i I. Dünya Savaşının sürdüğü 1914-1918 yılları arasında durdurularak istasyonda kalır. İtilaf Devletleri ve İttifak Devletleri arasında gerçekleşen savaşın bitmesi için imzalanan ve Almanya’nın teslimiyeti bildiren antlaşma 2419 numaralı vagonda imzalanır. Doğu ve Batı arasındaki köprü görevi gören Orient Express artık farklı bir misyona sahiptir. İtilaf Devletlerinin zaferine ev sahipliği yapan 2419 numaralı vagon tarihi öneminden dolayı Fransızlar tarafından müzeye kaldırılır. I. Dünya Savaşının noktalanmasıyla yeniden seferlerine başlayan Orient Express, II. Dünya Savaşıyla birlikte 1939-1945 yılları arasında tekrar durdurulur.

2419 Numarı Vagonda Almanya-Fransa Heyeti
2419 Numarı Vagonda Almanya-Fransa Heyeti | kreatifbiri.com

Savaş esnasında Almanlar Fransa’yı işgal edince Fransızlar teslim anlaşması imzalamak zorunda kalır. Almanlar, I. Dünya Savaşında yaşadıkları hezimeti hatırlayarak I. Dünya savaşı sonunda 2419 numaralı vagonda Fransızlarla imzaladıkları teslimiyet anlaşmasına binaen 2419 numaralı vagonda bu sefer Fransızlar teslim anlaşmalarını imzalarlar. Anlaşmanın galibi olarak Hitler, vagonu Almanya’ya götürür. Ancak Hitler’in zaferi o kadar uzun sürmeyecektir. II. Dünya Savaşının sonunda Almanların yenilgiye uğraması sonucu teslim anlaşması imzalamak zorunda kalırlar. Ancak yeniden aynı duruma düşmemek ve 2419 numaralı vagonda teslim olmamak için vagon Hitler’in emriyle yakılarak yok edilir. 

Agatha Christie ve Orient Express

Şark Ekspresi’nin en önemli yolcularından biri olan İngiliz polisiye yazarı Agatha Christie’dir. 1933 yılında kaleme aldığı Doğu Ekspresi’nde Cinayet romanının Doğu Ekspresi’nden ilham alınarak yazdığı rivayet edilir. Konuyla ilgili farklı hikayeler olsa da birçok kişi tarafından kabul gören hikayede Agatha Christie, kocası tarafından aldatıldığını öğrenince 11 gün ortadan kaybolur. Bu 11 günlük süreyi Pera Palas’ta geçirerek Doğu Ekspresi’nde Cinayet romanını yazar. Hatta günümüzde Pera Palas’ta Agatha Christie’ye atfedilen bir oda bulunmaktadır. 

Orient Express’te Seyahat Eden İsimler

Demir raylarda giden saray olarak anılan Doğu Ekspres’i birçok diplomat, asilzade, siyasetçi ve edebiyatçıya ev sahipliği yapar. Orient Express’de seyahat eden bazı isimler ise şöyledir: Fransız Cumhurbaşkanı Paul Dechanel, Bulgar Kralı Ferdinand, Belçika Kralı 2. Leopold, edebiyatçı Agatha Christie, casus Mata Hari ve Arabistanlı Lawrence.. 

Orient Express‘in Son Seferi

Teknolojinin geçişmesi, hızlı trenler, uçak seferlerinin artması sonucu Orient Express’e olan ilgiyi azaltır. Orient Express’e talebin azalmasıyla birlikte 27 Mayıs 1977 yılında son seferini yapar. Ancak 2009 yılında itibaren her yıl Eylül ayında sembolik bir sefer düzenlenerek Orient Express hattı devam ettirilmektedir.

Kapak Fotoğrafı: Instagram/midlandsairfestival

İlginizi çekebilir: Işıl Göksu Edeer’den Grand Hotel De Londres