2014’ten beri yayında olsa da benim yeni keşfettiğim ve bunca yıl neden bu kadar habersiz olduğuma çok şaşırdığım bir dizi ile karşınızdayım. Diana Gabaldon’un aynı adlı roman serisinden uyarlanan Outlander, 200 yıllık bir zaman dilimini saran epik bir aşk hikayesi…

youtube play youtube play

Hikaye baş karakter Claire Randall’ın 1946 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesiyle beraber kocasıyla çıktığı ikinci balayında başlıyor. Claire, savaş süresince hemşirelik görevi yaptığı cephede korkunç sahnelere tanıklık etmiş, hayat kurtarmayı kendine hedef edinmiş güçlü bir kadın; kocası Frank Randall ise ailesinin köklerini araştırmak üzere ikinci balayını İskoç Dağları’nda Inverness Kasabası’nda planlamış bir tarihçi. Savaşın yeni bittiği bu günlerde Claire ve Frank birbirlerine kavuşmuş olmanın mutluluğunu bu dingin kırsalda huzurla yaşayan mutlu bir çift. Ancak Claire hiç beklemediği bir anda, Craigh na Dun adlı kutsal mekanda kendini 200 yıl öncede, 1743’ün İskoçya’sında buluyor! Burada tanışacağı Jamie Fraser adlı kahraman, Kuzey İskoç (Scottish Highlander) hayatının en önemli karakterlerinden biri ve Claire’in hayatının aşkı haline geliyor…

Claire geride bıraktığı ve gerçekten sevdiğini düşündüğü kocası Frank ve yeni hayatına yıldırım gibi düşen çarpıcı, güçlü, çekici ve çok saygı duyulan Jamie arasında kaldığı zorlu bir yolculuğa başlamış oluyor. İçinde olduğu dilemma bir yana, 18. yüzyılda hayatta kalmanın, özellikle bunu “kocasız” bir kadın olarak yapmanın ne kadar zor olduğunu büyük yaralar alarak anlamaya başlıyor. Tıbbi bilgilere sahip olanın cadı olarak mimlendiği ve hatta yakıldığı, kadınların ya azize ya da hayat kadını olarak sınıflandırıldığı bir dönemde, İngiliz ve İskoç güçler arasında yüksek tansiyonun olduğu bir zamanda hayatta kalmak her zamankinden zor görünüyor; İkinci Dünya Savaşı’nı yaşamış birine bile… Aklı ve kalbiyle kendi ayakları üzerinde durmayı başaran Claire bu yüzden zamansız güçlü kadın karakterlerden biri olarak seyirciyi etkisi altına alıyor.

Outlander 2014
Outlander 2014 | Fotoğraf: Imdb

Zamanda yolculuk konusu hikayenin ana damarı gibi görünse de dizinin neredeyse tamamının daha çok tarihi bir dizi olarak algılanması gerektiğinin altını çizmek isterim. Downton Abbey’nin tarihi detaycılık ve mükemmeliyetçiliğini Game of Thrones’un grafik ve epik hikaye anlatımıyla birleştiren Outlander bu özelliklerinden dolayı beni kendine kısa sürede bağladı. Tarihi mekan ve olaylar müthiş bir özenle ele alınırken her zamanda yolculuk hikayesinde olduğu gibi burada da geçmiş-gelecek konusunda ilginç tartışma konuları mevcut; gelecekte ne olduğunu bilirsek olayların akışını değiştirebilir miyiz yoksa olması gereken şeyler ne pahasına olursa olsun yaşanacak mıdır? İşte bütün dizi bu ana temanın etrafında, üç kıtada, bir çok farklı zaman diliminde bu soruların cevabını ararken seyiriciyi kendine hayran bırakmayı başarıyor.

Outlander
Outlander | Fotoğraf: Imdb

Benim için daha önceden çok bilgi sahibi olmadığım İskoç highlander yaşantısı, Jamie’nin şüphe götürmez çekiciliği ve Claire’in aklı ve yüzyılları deviren aşkı bu diziye bağlanma sebeplerim oldu. Amerika’da Şubat 2020’de başlayan beşinci sezona kadar olaylar İskoç iç sorunlarından çok daha farklı boyutlara gelse de benim için en güzel sezon birinci sezondu diyebilirim. Yine de kesinlikle ilerleyen yıllarda prodüksiyon kalitesi katlanarak artmış ve müthiş bir izleyici zevkini her daim amaç edinmiş.

Ne mutlu ki yazar hala serinin kitaplarını yazmaya devam ediyor ve şimdilik altıncı sezon için de yayın garantisi alınmış. Claire rolündeki Caitriona Balfe ve Jamie rolündeki Sam Heughan’nın su götürmez kimyası kuşkusuz bu aşk hikayesinin gerçekçi yansıtılmasında en önemli faktör. Özellikle Sam Heughan yıllarca nasıl bu kadar gizli kalmış gerçekten inanamıyorum! Outlander’dan önce ismi duyulmamış bu iki başrol oyuncusunun yanında diğer şapka çıkartılacak performans Game of Thrones ve Crown’dan tanıdığımız Tobias Menzies’e ait. Tüm İskoç kast üyeleri harika oyunculuklarıyla beni bir an evvel İskoçya’yı ziyaret etme isteğiyle doldurdu.

Outlander
Outlander | Fotoğraf: Imdb

Gitmeden son övgüm de artık pek rastlanmayan jenerik müziği kategorisine gelecek. Açılışta sizi mistik İskoç halk hikayelerinin içine çeken bu müthiş şarkıyı gün içinde bilinçsizce mırıldanmak dizinin pozitif yan etkilerinden birisi. Bir diğeri de, birçok İskoç lehçesi İngilizce terim öğrenmek! Benim aklıma kazınan, en çok duyacağınız kelime Sassenach (dışarıdan gelen anlamına geliyor, dizinin adındakine benzer bir manada) bunlardan en güzeli. Ben kitapları okumadım ama okuyan varsa aradaki farkları tartışmayı çok isterim (bu noktada dizinin ve kitapların +18 olduğunu belirtmekte fayda var). Şimdiden iyi seyirler!

IMDb puanı: 8.4 / 10

Kapak fotoğrafı: IMDb

İlginizi çekebilir: SineMagger’dan Film Önerileri ve Dizi Önerileri