Amerika’nın en bilinen sembollerinden biri olan ve 1886 yılında görkemli bir törenle halka açılan Özgürlük Heykeli’nin mazisi ya tahmin ettiğimizden farklıysa? O halde gelin yapım sürecinden barındırdığı sembolik anlamlara Özgürlük Heykeli üzerinde keşfe çıkalım.

Özgürlük Heykeli
Özgürlük Heykeli | Fotoğraf: Unsplash/@pho_2_graph

Roma’nın Özgürlük Tanrıçası Libertas’tan esinlenerek yapılan ve Fransa tarafından Amerika’ya hediye edilen Özgürlük Heykeli aslında Osmanlı İmparatorluğu için yapılmış. Hatta peşinatı bile Sultan Abdülaziz tarafından ödenmiş!

Özerk biçimde Osmanlı’ya bağlı olan Mısır için sipariş edilen heykel, Süveyş Kanalı’ndaki Port Said Limanı’nın girişine konulmak üzere planlanmış. Akdeniz ile Kızıldeniz’in birleştiği yere konulması planlanan firavun kıyafetleri içindeki kadın heykeli, elinde tuttuğu meşale ile “Asya’nın ışığının Mısır’dan geldiği” mesajını vermesi istenmiş. Ancak Kavalalı soyundan gelen Hidiv İsmail Paşa, heykelin büyüklüğünün halkı rahatsız edeceği fikrini ileri sürerek ve Müslüman ülkede kadın heykelinin işi nedir diyerek planlanan yere heykelin inşasını istememiş. İşte kalıplaşmış ve tarihin her döneminde hayatımıza giren bu gerici, akıl dışı, dayanaksız düşünceler, ne yazık ki insanlığın karşısında taştan bir “heykel” gibi duruyor.

Özgürlük Heykeli
Özgürlük Heykeli | Fotoğraf: Unsplash/@priyankartistry

Osmanlı’nın heykel siparişini iptal etmesi sonrası 20 sene boyunca Fransa’da bir depoda bekletilen heykeli nihayetinde Fransa, ilişkilerini güçlendirmek adına Amerika’nın kurtuluşunun 100.yılında Amerika’ya hediye etmeye karar vermiş. 1884 yılında Fransa’da tamamlandıktan 1 yıl sonra 3850 parçaya bölünüp, 214 sandık içinde New York ulaştırılan heykel, 4 ayı bulan parçalarının birleştirilmesi süresinden sonra gösterişli bir törenle halka açılmış. Başındaki tacın yedi dikeniyle 7 okyanusu ve 7 kıtayı temsil eden heykel, adeta dünyanın her yerindeki özgürlük mücadelelerini selamlıyor.  

Hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama heykelin ayaklarındaki zincir kırılmış durumdadır ve havada olan sağ ayağı ise zulüm ve kölelik prangasını yıkmış, ondan kurtulmuş kadının özgürlüğe atacağı ilk adımı sembolize eder. Yüzyıllar geçse dahi kadının özgürlüğü için attığı ilk adımların hala derin, kötücül, çirkin çukurlarla buluşması, bu ilk adımları hala ölürcesine savunmamız ne acı. Kadının özgürlüğünü, bireyliğini temsil eden bir heykelin aslında tam da  bu yüzden dünyanın bir toprağında istenmemesi ne acı, hele ki toprak da doğum da yaşam da kadınken…

Kapak Fotoğrafı: Unsplash/@jennymarvin

İlginizi çekebilir: Rana Sinem İşbuğa’dan Duvaklı Bakire Heykeli