Bir saatlik ilk pole-dancing dersimden sonra ben “Ne kadar kısa sürdü yahu” diye düşünürken, iç bacaklarım “Kısa mı sürdü? Ağrıyorum ben burada, bu mu kısa sürdü?” diye bana sitem ediyorlardı. Ders sonrası üçüncü günümdeyse varlığından haberdar olmadığım çeşitli kol kaslarım pantolonumu giymeye çalışırken bile acıyordu. İlginç kısmı ise bundan bayağı keyif alıyorum. 

Uzun süredir denemek istediğim ama acaba pole -direk- beni taşır mı, korkunç mu görünür gibi endişelerle denemediğim pole dance’i sonunda deneyimledim ve çok eğlendim. 

Pole Dance
Pole Dance| Fotoğraf: Instagram / polenroll

Pole Dance Nedir?

İlk olarak belirtmeliyim ki pole dance, yani direk dansı, bir performans sanatı olarak tanımlanıyor. Zihinlerde striptiz kulüplerini çağrıştırsa da, ki bunda hiçbir problem yok, direk dansı aslında dans ve akrobasiyi birleştirerek dikey bir direk etrafında yapılan bir performans sanatıymış. 2000’li yılların ortalarından itibarense dünyada alternatif bir fitness dalı olarak popülerleşmeye başlamış. Aslında pole dance’den bu kadar keyif almamın nedeni belki de pek çok farklı disiplini bir araya getirmesi. 

Bir de pole dance pek çok farklı türü olan bir disiplinmiş. Pole fitness, pole careography ve vertical barre bunlardan bazıları. Hepsi farklı motivasyonlara hizmet ediyor, içlerinde size en çok hitap edeni bulup buradan başlayabilirsiniz. 

Spora Nasıl Yaklaşıyoruz?

Özellikle son 3-4 yıldır sağlıklı kalabilmek adına spor salonlarına düzenli olarak gitmeye çalışıyorum. Elbette tamamen koptuğum dönemler, çok düzenli devam ettiğim dönemler, gitmek için kendime yalvardığım halde kısa süre tahammül edebildiğim dönemler oluyor. Bence spor zaten böyle bir şey. Eğer Sovyet dönemi balerin disiplinine sahip değilseniz ve çalışan bir insansanız mutlaka iyi ve kötü dönemleri oluyor bu yolculuğun. Ama ben kendimde şunu gözlemledim: Ben spor salonlarında çok sıkılıyorum. 

Bilbo Kilo Veren Hamster
Bilbo Kilo Veren Hamster | Fotoğraf: memedroid

Bir kere cardio ağırlıklı çalışsam da koşu bandı denen spor aletinden hoşlanmıyorum. Çünkü yürüyüp yürüyüp bir yere varmamak beni sinir ediyor, kendimi kilo vermeye çalışan bir hamster gibi hissediyorum. Üstelik spor salonlarındaki insan tipleri de bana kendimi rahatsız hissettiriyor. Çünkü mutlaka sadece fotoğraf çekimi için gelmiş biri, ben gergedan doğuruyormuş gibi nefesimi dengelemeye çalışırken yan bantta hızı 12’ye almış pıtı pıtı koşan bir “fit” kişisi ve arkada hiğğaa şeklinde naralar atarak ısınmadan 50 kilo ağırlık kaldırmaya çalışan bir bey oluyor. Bunlara ek olarak bir de şahsi favorim; yalnız o hareketi yanlış yapıyorsunuz kişisi de eklenince zaten olmayan spor hevesim her yerden darbe alıyor. 

Oysa sporda amaç hareket etmek, serotonin salgılamak ve iyi hissetmek olmalı bence. 2020 kararlarım arasında da sporu eziyet gibi sadece kilo vermek, sıkılaşmak gibi amaçlarla kendimi zorlayarak yapmak yerine ruh sağlığım için keyif alarak yapmak vardı. İşte pole dance de konuya tam bu noktada katılıyor. 

Neden Pole Dance?

Geçen yıl tiyatro eğitimi alırken zorunlu olarak 80 saate yakın dans dersi aldım ve sürpriz; kalori harcamaktan hiç bu kadar keyif almamıştım! Fiziksel olarak kendini sevmek ve bedeniyle uzun yıllar sıkıntı yaşamış biri olarak bedenimle kendimi ifade etmek bana hem çok garip hem de çok özgürleştirici gelmişti. Üstelik fark ettim ki yıllardır dans etmeyi bir kere bile denemediğim halde içimden sürekli kareografiler hayal ediyormuşum… 

Dans gerçekten çok ilginç bir şey; sıkılaşmak, esnemek bunlar yan etkileri ama özellikle vücudunuzla iletişimde olmak çok ilginç. Bazen beyninizin verdiği bir komutu nasıl oluyor da vücudunuz yerine getiremiyor diye şaşırıyor ama daha çok denemek istiyorsunuz. Pole dance ise bu anlamda çok iyi bir tercih çünkü çok ciddi güç, esneklik ve kondisyon gerektiriyor ama bütün bunları yaparken çok eğleniyorsunuz!

İlk Kez Pole Dance Deneyenlere Tavsiyeler

Ben ilk dersimlerime PoleNRoll ile başladım. Burayı tercih etme nedenimse PoleNRoll’ün dansa ilişkin yaklaşımları oldu. Çünkü “Ben kiloluyum”, “Ben çok zayıfım”, “Ben kısayım”, “Ben uzunum” gibi türlü bahanelerle kendine engel koyup “Ben yapamam!” diyenlere isteyince her şeyi yapabileceklerini göstermek istemişler. Bu da benim kişisel serüvenime çok uygundu. O zaman denemek isteyen kendim gibi çaylaklar için ilk ders önerileriyle devam edeyim. 

_Giyim: İlk olarak mayo ya da kısacık bir şort giyiyoruz çünkü direğe tutunmamızı bu cilt teması sağlıyormuş. Özellikle kollarımıza zarar vermemek adına bacaklarla da direğe tutunabilmek çok önemli.

_Esnemeyi atlamıyoruz: Kulağa çok sıkıcı geliyor biliyorum ama akla gelecek bütün sporlarda esnemek çok önemli. Çünkü o an ne önemi var diye düşündüğünüz o esneme süreci spordan sonra oluşabilecek kas ağrılarının önüne geçiyor. Benim yöntemim ise esnemeyi birazcık meditasyonla harmanlamak. Yani bir görev haline getirmekten çok kendime ayırdığım bir zaman gibi görüp evde de tekrarlamaya çalışıyorum. Bence birkaç ay sonra beden esnekliğim adına da çok fark yaratacak. 

_Korkacak hiçbir şey yok, herkes deneyebilir: Benim gittiğim yerde sınıflar eğitmenimiz ile birlikte toplam dört kişiden oluşuyor. Yani kalabalık spor salonlarına göre çok daha samimi ve sakin bir ortam. İkincisi gerçekten herkesin deneyip keyif alabileceği bir disiplin. Yani sanılanın aksine olay çok seksi olmak değil, kaslarınızı geliştirmek ve esneklik kazanmak. Zaten ilk dersten öyle filmlerde gördüğümüz gibi havalarda uçmaya başlamıyoruz ama ben bile bacak bacak üstüne atıp dönebiliyorsam eminim herkes dönebilir. Özetle bir kere direğin kendisi dönüyor zaten, o yüzden sandığımız kadar zor bir şey değil. 

_Acıyacak, kızaracak ve hatta biraz moraracak: Dünya üzerinde her şeyde olduğu gibi bu kadar zarif ve emeksiz görünen pole dance de göründüğü gibi değil. Bu yazıda pek çok kez bahsettiğim gibi kaslarınız ağrıyor, direğe tutunmaya çalıştığınız, özellikle de direkte oturmak denen hareket yapmaya çalışırken bacaklarınız kızarıyor… Ama öyle çekilmeyecek ya da eziyete dönüşecek bir durum da yok. Çünkü o sırada hem eğleniyor hem de kendi sınırlarınızı keşfediyorsunuz. 

O zaman ilgilenen herkesi pole dance’e bir şans vermeye davet ettiğim yazımı  Cardi B’ye saygılarımı sunarak, motive edici bir film fragmanı bile bitiriyorum:

youtube play youtube play

IMDb Puanı: 6,4/10

Kapak fotoğrafı: Unsplash / Jonathan Rados

İlginizi çekebilir: YogiMagger’dan Spor Trendleri