Geçtiğimiz yıl 30. yaşını kutlayan, Türkiye’nin 21 şehrinde 37 mağazasıyla 25 milyon tüketiciye hizmet veren Metro Türkiye sürdürülebilirliği işinin merkezine alarak, dijital çözümleri, sorumlu üretim ve tüketim anlayışı ile misafirlerine en iyi ve en güvenilir alışveriş deneyimi sunuyor. Değişen dünyaya ayak uyduran, doğaya, insana, hayvana değer veren, bulunduğu ülkenin değerlerini korumayı amaçlayan böylesine güçlü bir yapıyı gelin daha yakından tanıyalım. Bize zaman ayırdığı ve theMagger okuyucularına özel verdiği ayrıntılı yanıtlar için Metro Türkiye CEO’su Sayın Sinem Türüng’e de ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum. Bu arada röportajın yanı sıra Gastronometro şeflerinden theMagger takipçilerine özel bir de vegan burger tarifi aldık. Hazırsanız başlayalım!

Sürdürülebilir Alışveriş Deneyimi | Fotoğraf: Cottonpro (Pexels.com)

Sürdürülebilir Alışveriş Deneyimi

Pandemi kavramının hayatımıza girmesiyle birlikte tüm alışkanlıklarımız gibi alışveriş alışkanlıklarımız da değişim gösterdi. Organik beslenmeye, yerel ürünlere, farklı beslenme trendlerine olan ilgimiz arttı. Dolayısıyla doğru ürüne doğru fiyata kaliteli bir hizmetle ulaşmamızı sağlayan, değişime ayak uydurabilen marketlerin bir adım öne çıktığını söyleyebiliriz.

Metro Türkiye, “Türkiye’ye yatırım yapan ilk uluslararası perakende şirketi” ünvanıyla 30 yıldır Türk mutfak kültürüne sahip çıkmak ve Türk mutfağının dünyada hak ettiği yere gelmesini sağlamak amacıyla tutkuyla çalışmalarını sürdürüyor. Metro Türkiye’nin dijital dönüşümü “MetroFast” uygulaması, Metro Türkiye markaları, sürdürülebilirlik, coğrafi işaret, vegan ve organik ürün çeşitliliği, gıda endüstirisine katkısıve daha birçok konuda ayrıntılı bilgiye sahip olacağınız ve ilk fırsatta bu alışveriş deneyimini yaşamak isteyeceğiniz sohbetimizi sizlerle paylaşıyorum. Tekrardan, Metro Türkiye CEO’su Sayın Sinem Türüng’e teşekkürlerimi iletiyorum.

Ayrıca Türkiye’nin ilk gastronomi platformu olan Gastronometro şefleri tarafından theMagger okuyucuları için hazırlanan tarife de sohbetimiz içerisinden ulaşabilirsiniz.

metro
Metro Market | Fotoğraf Kaynağı: Metro Market

Öncelikle Metro ve Metro Türkiye’yi daha yakından tanımak ve okuyucularımıza aktarmak isterim. Geçtiğimiz yıl 30. yaşını kutlayan Metro Türkiye, ziyaretçilerine nasıl bir alışveriş deneyimi sunuyor? Ziyaretçileriniz Metro Türkiye’ye geldiklerinde onları neler bekliyor?

Bugün Türkiye’nin 21 şehrinde 37 mağazasıyla 4.200’ün üzerinde çalışana istihdam sağlayan Metro Türkiye olarak doğrudan 2 milyon, en kritik iş ortaklarımız otel, restoran ve profesyonel (HORECA) mutfaklar aracılığı ile de dolaylı olarak 25 milyon tüketiciye hizmet veriyoruz. 30 yılı aşkın bir süredir tüm faaliyetlerimizde sürdürülebilirliği işimizin merkezine koyuyor, sorumlu üretim ve tüketimi teşvik ediyoruz. Her zaman müşterilerimizi güvenilir ve sağlıklı ürünler ile buluşturuyoruz. Raflarımızda denetimlerden geçmiş, sürdürülebilirlik kriterlerine uyan, izlenebilirlik çözümleri ile sunulan ürünlere yer veriyoruz. Ürün yelpazemizde çeşitliliğe önem veriyor, kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Müşterilerimize fiyat-kalite-performans ilişkisini gözeterek sunduğumuz 40 binden fazla çeşitte gıda ve gıda dışı ürün ile tüm ihtiyaçları uçtan uca karşılıyoruz. Farklı beslenme trendlerini takip eden, sağlıklı beslenmeye özen gösteren müşterilerimiz için de 300’e yakın vegan, 200’ü aşkın organik gıda ve gıda dışı ürünü raflarımıza getirerek çeşitliliğimizi artırmaya devam ediyoruz. Dijital çözümlerimiz ile de müşterilerimize her zaman en iyi ve güvenilir alışveriş deneyimini sunmaya özen gösteriyoruz.

34 ülkede faaliyet gösteriyorsunuz. Hepsi birbirinden farklı kültürlere ve yemek alışkanlıklarına sahip. Metro ailesi olarak bulunduğunuz ülkelerin gıda endüstrisi için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Metro Türkiye olarak Türkiye’de yaptığınız çalışmalar nelerdir?

30 yıldır Türk mutfağına sahip çıkmak, Türk mutfak kültürünün gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak ve Türk şeflerinin gelişimine katkıda bulunarak dünyada hak ettiği yere gelmelerini sağlamak amacıyla tutkuyla çalışıyoruz. Uzun yıllardır kooperatiflere ve yerel kalkınmaya destek olmayı önemsiyoruz ve bu doğrultuda adımlar atıyoruz. Bu kapsamda yerel üretimin sürdürülebilirliğine verdiğimiz destek ile kaybolma tehlikesi altındaki tohumları, dolayısıyla biyolojik çeşitliliği ve toprağı koruyoruz. Yerel tohumların kullanımını ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik ediyor, yerel tohum kullanılarak yetiştirilen ürünler için %100 alım garantisi veriyoruz. 800’ün üzerinde üretici, üretici örgütü, kooperatif ve diğer tedarikçilerle iş birliği içindeyiz. Ayrıca günümüzde değeri daha yeni anlaşılmaya başlanan Türkiye’nin Coğrafi İşaretli ürün potansiyelini yıllar öncesinden fark edip bu muazzam potansiyeli gündeme taşıyan ilk markayız. 2012 yılından bu yana Coğrafi İşaretli ürünleri destekleyerek unutulmaya yüz tutmuş ürünleri tekrar gün ışığına çıkarıyoruz. Coğrafi İşaretli ürünlerin tescil edilmesinden ihracatına ve restoran menülerine dâhil edilmesine kadar tüm süreçlere verdiğimiz destekle ürüne, üreticisine ve yerel ekonomiye fayda sağlayan bir model oluşturuyoruz. Finike portakalından, Zile pekmezine, Taşköprü sarımsağından Bursa siyah incirine kadar, sezonuna bağlı olarak 165 gıda ve gıda dışı Coğrafi İşaret tescilli ve aday ürünü raflarımızda sunarak, bu ürünleri kendi markalarımız altında korumaya alıyor ve bu alandaki ürün çeşitliliğini artırmayı hedefliyoruz.

Metro, oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahip. Yerel ve global birçok markaya ev sahipliği yapıyorsunuz. Bünyenizde kaç adet marka ve ürün bulunuyor? Ayrıca Metro’nun kendi markaları olan Metro Chef, Metro Premium, Metro Professional, Rioba, Aro, Fine Life ürünlerine de marketlerinizde yer veriyorsunuz. Bu markalar ve üretim şekilleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Türk mutfak kültürünü koruyarak gelecek nesillere aktarma ve Türk mutfağının şefleriyle birlikte dünyada hak ettiği yere ulaşmasını sağlama amacıyla çalışırken Ar-Ge faaliyetlerimiz ile ürün-mutfak-performans testleri ve raporları oluşturarak yeni ürünler  geliştirmeye de devam ediyoruz. Metro Türkiye bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye’nin ilk gastronomi keşif platformu Gastronometro’da yaptığımız ürün performans testleri ve kör tadımlar kaliteli, lezzetli ve güvenilir ürünlerin rafa gelmesine ışık tutuyor. Kendi markalı ürünlerimizin tat, koku gibi lezzet profillerini oluşturmak ve ürünlerin duyusal kalitesini sürdürülebilir kılmak amacıyla Gastronometro içerisinde kurmuş olduğumuz Duyusal Analiz Laboratuvarı’nda yılda ortalama 70 ürünü performans ve mutfak kullanımı açısından testlerden geçiriyor, Gastronometro şeflerimizin onayı olmadan hiçbir gıda ürününe raflarımızda yer vermiyoruz. 2015 yılından bu yana 2.500’e yakın ürün geliştirdik. PLMA ödüllü siyah sarımsaktan yüzde 100 izlenebilirliği sağlanan balığa kadar birçok farklı ürünü barındırıyoruz. Ürün yelpazemizi değişen tüketim alışkanlıkları, ihtiyaçlar ve kendi markalı ürünlerimizdeki yeniliklerimizle birlikte sürekli olarak çeşitlendiriyoruz. Örneğin 2018 yılında kendi markalı ürünlerimizin sayısı 3.500 civarındayken bu rakam 2020’de 5.000’e yaklaştı.

scott-warman-npnvi4ilt4a-unsplash-3
Sebze Çeşitleri| Fotoğraf: Pinterest

Yaşam şekillerimiz, alışkanlıklarımız günden güne değişiyor. Kendimiz, bedenimiz ve dünyamız için her an daha iyisini arıyoruz. Metro Türkiye olarak sizlerin de bu yolculukta bizlere eşlik ettiğinizi marketlerinizi ziyaret ettikçe görüyorum. Yeni nesil beslenme alışkanlıklarından olan süper gıdalar, yeni nesil beslenme şekli olan vegan ürünlere Metro Marketlerden kolayca erişilebiliyor. Üstelik vegan, organik ürün çeşitliliği diğer marketlere oranla oldukça fazla. Mağazalarınızda vegan ürünleri ayırt etmek, vegan ürünlere erişmek oldukça kolay. Bitkisel ve organik ürünlerin temini ve Metro Türkiye’nin bu konuya bakış açısından bizlere bahsedebilir misiniz?

Metro Türkiye olarak herkes için sağlıklı beslenme anlayışı çerçevesinde sağlıklı, organik, vegan, vejetaryen, katkısız, glütensiz ve bitki bazlı beslenme şekilleri ile uyumlu ürün çeşitliliğini sürekli artırıyoruz. Sürdürülebilirlik vizyonumuza paralel olarak hayvansal gıdaların yerini alan %100 bitki bazlı ürün yelpazemizi de genişletiyoruz. Raflarımızda vegan ürün yelpazemiz dahilinde bitkisel bazlı hamburger ekmek, margarin, peynir, köfte, gurme fit bulgur, mayonez ve tablet çikolata gibi gıda ürünlerinden yumuşatıcı, yağ çözücü, şampuan, zeytin yağlı sıvı sabun gibi hijyenik ürünlere kadar 12 farklı kategoride 300’e yakın gıda ve gıda dışı ürün bulunduruyoruz. Ayrıca kendi markamız Metro Chef ile makarna, içli köfte ve dondurma ürünlerinin yanı sıra Rioba markası altında Organik Smoothie ve Organik Çay ürünlerini de vegan olarak sunuyoruz. Aynı şekilde organik ürün gamımızı da sürekli genişletiyoruz. 2020 yılında organik ürün çeşitliliğimizi bir önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 140 oranında artırdık ve günümüzde müşterilerimiz, 200’den fazla organik etiketli ürüne raflarımızda ulaşabiliyor.

Metro Türkiye’de satılacak ürünleri nasıl belirliyorsunuz? Üretim tesisi olan veya tarımsal üretim yapan markaların, üreticilerin, çiftçilerin Metro raflarında ürünlerini sergilemek, tüketicilerle buluşturmak için nasıl bir çalışma yapmaları gerekir? Metro’nun ürün/marka temininde kriterleri nelerdir?

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki herkes bizim tedarikçimiz olabilir. Metro Türkiye’nin kapısını çalmak kolay ancak tek bir şartımız var. O da kalite. Yasalara uyan, adil, şeffaf bir iş yapma anlayışına sahip olduğumuz için kalite standartları kesinlikle taviz vermediğimiz en önemli husus. Aynı zamanda Metro Türkiye olarak iyi ürün, iyi fiyat ve iyi kalite odaklı bir deneyim süreci sunuyoruz. Bu noktada bizimle çalışan veya çalışmak isteyen tedarikçilerin kalite ve ürün güvenliklerini nasıl denetlediğimiz konusunda da bilgi vermek isterim. İlk olarak, Metro Türkiye’de gıda ürünlerinin kalite ve ürün güvenliği yolculuğu tedarikçi seçimi ve değerlendirmesi ile başlar. Bunun için de tedarikçilerimizi uluslararası gıda ve ürün güvenliği standartlarına göre değerlendiriyoruz. Raflarımızda yer vereceğimiz ürünlerde gıda kalitesi, ürün güvenliği, taklit ve tağşiş alanlarında uluslararası akreditasyona sahip laboratuvarlarda analizler gerçekleştiriyoruz. Bu analizleri 1.600 parametreye göre kapsamlı şekilde yaptığımızın da altını çizmek isterim. Tüm bu analizlerden geçen ürünlere raflarımızda yer veriyoruz. Aynı şekilde Türkiye’nin doğal zenginliği olan coğrafi işaretli ürünleri üreten, bize ulaştıran tedarikçilere de büyük önem veriyoruz. Bu tedarikçilerimizi de coğrafi işaretlere uygunluk açısından denetleyerek uygun olan ürünlerin satışına onay veriyoruz. Tabii sadece gıda değil gıda dışı ürünlere de aynı hassasiyetle yaklaşıyoruz. Örneğin her yıl okul döneminde reyona koyduğumuz tüm okul ürünlerini hem sağlığa zararlı kimyasal maddeler hem de fiziksel güvenlik kriterleri bakımından 90 farklı parametrede analiz ediyoruz. Sonuç olarak Metro Türkiye olarak bu kriterleri sağlayan tüm tedarikçilere kapımız her zaman açık, mağazalarımızda bu kriterleri karşılayan ürünlere ise her zaman yerimiz var.

2020 yılında ilk vakanın ülkemizde görülmesiyle birlikte tüm yıl Covid-19 salgının etkisinde geçti. Başta küçük işletmeler ve üreticiler olmak üzere tüm sektör olumsuz olarak etkilendi. Metro Türkiye olarak tedarik zincirinde problem yaşanmaması adına nasıl önlemler aldınız?

Metro Türkiye olarak her zaman ortaya çıkabilecek kriz senaryolarına karşı önceden çalışmalar yapıyor, hayata geçireceğimiz aksiyonları önceden belirliyoruz. Ancak pandemi aniden hayatımıza girdi ve neredeyse bir günde her şey değişti. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi, perakende sektörü için olağanüstü bir süreç oldu. Metro Türkiye olarak pek çok ürün ve ürün grubunu tek çatı altında sunmamız nedeniyle pandemi döneminde son tüketici anlamında, mağazalarımızda yoğun talep yaşandı. Hem son tüketicilerin hem de birlikte çalıştığımız otel, restoran ve kafe sektörünün taleplerinin en hızlı şekilde karşılanması için aksiyonların alınmasını sağlamakla görevli ekibimizle birlikte toplantılar ve kriz yönetimleri gerçekleştirdik. Avrupa’da gördüğümüz boş raf örneklerinin, Türkiye’de yaşanmaması için çalıştık ve depo sayımızı artırdık, operasyonlarımızın 7/24 güvenli bir şekilde devam etmesini sağladık. Bu zorlu dönemde gerekli tüm hijyen önlemlerini alarak müşterilerimize güvenilir bir alışveriş deneyimi imkanı da sunduk. Bu kapsamda alışveriş arabaları için otomatik dezenfeksiyon sistemini hayata geçirdik. Buna ek olarak, mağazalardaki kişi sayısı yasal olarak 4 metrekareye 1 kişi olarak belirlenmiş olsa da tedbirlere daha hassas yaklaşarak, geniş metrekarelere sahip olmamızın avantajıyla bu kuralı 10 metrekareye bir kişi şeklinde uygulamaya da devam ediyoruz. Ayrıca ürünlerimizin sergilendiği tüm alanlar, kasalar, kasa bantları, pos makineleri, lavabolar ve gıda işleme alanları düzenli olarak temizleniyor ve dezenfekte ediliyor.

Pandemi ile birlikte tüketicilerin bir çoğu fiziksel temastan kaçınmak amacıyla marketlere gelmek yerine online alışverişe yöneldi. Bu durum marketlerde de dijital dönüşümü başlattı. Metro Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinden bahsedebilir misiniz?

Metro Türkiye’de dijital dönüşüm çalışmalarımızı üç ana sütun üzerine inşa ediyoruz. Bunlar; operasyonlarımızın dijitalleşmesi, dijital alışveriş deneyimi ve en yakın iş ortaklarımız olan otel, restoran ve kafe işletmelerinin dijitalleşmesi. Bu alanlarda yaptığımız çalışmalardan kısaca bahsetmem gerekirse operasyonların dijitalleşmesi ile rutin olan her işi robot yazılımlara ve algoritmalara yaptırarak çalışanlarımızın müşterimiz ile daha fazla vakit geçirmesini ve tedarikçilerimizle kurduğumuz güçlü iletişimi daha da ileri taşımayı amaçlıyoruz. Dijital alışveriş deneyimi konusuna gelecek olursak müşteri deneyimini iyileştirmenin günümüzün olmazsa olmazı çoklu kanal deneyiminden geçtiğine inanıyoruz. Müşteri deneyimini ve iletişimini daha kolay, etkin ve hızlı hale getirmek için Metro App mobil uygulamamız, müşterilerimize mağaza içinde temassız ve kasa kuyruğunu ortadan kaldıran dijital bir alışveriş deneyimi sunan ve 100 milyon TL yatırım ile hayata geçirdiğimiz Metro Fast çözümümüz bu yönde geliştirdiğimiz teknolojilerden sadece birkaçı. Ayrıca, HORECA sektörünün verimliliğini artırmak amacıyla onları yetkinleştiriyor ve dijital araçlar sağlıyoruz. Kendisine özel bir ürün ve hizmet sunulması isteğiyle hareket eden müşterilerin beklentilerine en iyi şekilde cevap verebilmek için müşterilerin geri bildirimlerini dinliyor, bunları anlayarak çoklu kanal çözümlerini en hızlı şekilde sunmaya çalışıyoruz.

metro-fast-2
MetroFast ile temazsız alışveriş | Fotoğraf: Metro Türkiye

Sağlıklı ve temiz gıdaya ulaşmak son dönemin en önemli konu başlıklarından. Özellikle pandemi ile birlikte yeme alışkanlıkları oldukça değişti. Tüketiciler artık yerel ve mevsimsel beslenmeye, doğru gıdaya ulaşmaya özen gösteriyor. Metro Türkiye’nin bu konuda başlattığı “Tabağında ne var?” hareketini ben de yakından takip ediyorum. Bu hareket kapsamında coğrafi işaretli ve yerel ürünlerimizin yurtdışında tanıtımına katkı sağlıyorsunuz. “Tabağında ne var?” hareketi, bu kapsamda yaptığınız çalışmalar, etkinlikler hakkında okuyucularımıza bilgi verebilir misiniz? 

30 yılı aşkın süredir ürünlerimizi müşterilerimize sunarken gıda güvenilirliğinden asla taviz vermiyoruz. Gıda güvenilirliğinin ve kalitesinin korunması bakımından büyük önem taşıyan izlenebilirlik sistemlerinde de sektöre yol gösterecek çözümlerimizi tek tek hayata geçiriyoruz. Örneğin gıda izlenebilirliği kapsamında Türkiye’de bir ilk olarak 2014 yılında taze ette izlenebilirlik çalışmalarımızı başlattık. Daha sonrasında ise bu çalışmalarımıza balık ve bal ürünlerimizi de ekleyerek gıda güvenliği ve izlenebilirlik konularında öncü konumda yer aldık. İzlenebilir gıda çalışmalarımızın devamında ise “Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen!” diyerek çıktığımız bu yolda “Tabağında ne var?” hareketimizle 2021 yılı Mart ayından itibaren 8.500  taze sebze ve meyve ürününün tamamında yüzde 100 izlenebilirlik sağlamaya başladık. İzlenebilirlik çalışmalarımızın tamamı ile birlikte müşterilerimize yaklaşık 10.000 adet üründe izlenebilirlik sunuyor onları güvenilir gıda ürünleri ile buluşturuyoruz. Sistemimiz sayesinde satın alınan ürünlerin kooperatif ürünü olup olmadığı konusunda da tüketicileri bilgilendiriyor, böylelikle kooperatifleri de tüketici nezdinde görünür kılıyor ve yerel üretimi bu vesileyle de destekliyoruz.

İklim krizinin etkilerini 2021 yazında yaşadığımız yangın, sel, kuraklık gibi afetlerle daha fazla hissetmeye başladık. Enerji ve gıda israfı, plastik atık konuları hem ülkemiz hem de dünyamız için oldukça önem arz ediyor. Dünyanın bazı noktaları gıdaya ulaşamazken bazı noktalarında gıda israfı hat safhada. Plastik ve endüstriyel atıklar denizlerimizi, doğamızı kirletiyor. İklim krizinin etkilerini bu denli hisseden ilk ve bu durumu düzeltebilecek, etkilerini azaltabilecek son nesil maalesef ki biziz. Yaşayabileceğimiz ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz ikinci bir dünya yok. Daha yaşanabilir bir dünya ve sürdürülebilirlik konusunda Metro neler yapıyor?

30 yılı aşkın bir süredir “Türkiye’ye yatırım yapan ilk uluslararası perakende şirketi” unvanını taşımanın verdiği sorumlulukla hareket ediyor, hayata geçirdiğimiz tüm işlerin merkezine sürdürülebilirlik ilkelerimizi yerleştiriyoruz. Bu kapsamda sadece kendi operasyonlarımızda çalışmalar hayata geçirmekle kalmıyor, müşterilerimizi, üreticilerimizi ve çalışanlarımızı da süreçlere dâhil ettiğimiz yaklaşımlar izleyerek sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi bütüncül olarak ele alıyoruz. Sorumlu operasyonlar yaklaşımımız çerçevesinde yıllık olarak sürdürülebilirlik performansımızı değerlendirdiğimiz raporun beşincisini bu yıl Türkiye’de bir ilke imza atarak “Etki Raporu” olarak yayımladık. Gerek operasyonlarımızda gerekse sektörde yaptığımız etkiyi ortaya koyan bu raporu ülkemizde hazırlayan ilk perakendeci olduk.

Kendi operasyonlarımızda gıda atıklarının önüne geçerken 21 tedarikçimizle birlikte Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) tarafından yürütülen 10x20x30 Gıda Kayıp ve Atıkları ile Mücadele Girişimi’ne de katıldık. Ardından Tarım ve Orman Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) iş birliği ile hazırladığımız gıda atığı kılavuzumuz sayesinde HORECA ile el ele vererek, gıda atıkları ile mücadelemizi daha geniş bir zemine taşıdık. Son olarak sürdürülebilir bir dünya için Metro AG’nin 24 ülkede hayata geçirdiği ve bir yılda 65 milyonu aşkın plastik şişenin okyanuslara ulaşmasını önleyecek “Plastik Hareketi”ne de dahil olduk. Bununla birlikte sorumlu çözüm ortağı olarak da HORECA işletmelerinin sürdürülebilirlik çalışmalarını desteklemek ve onlara yol göstermek için “Sürdürülebilirlik Kataloğumuzu” yayınladık. Katalogda sürdürülebilir ürünlerimizin arkasındaki hikayeleri, sürdürülebilir restoran çözümlerimizi ve restoranlar için en yeni 10 sürdürülebilirlik trendini paylaşarak, daha sürdürülebilir bir dünyaya doğru değişimi mutfaktan başlatmayı ve HORECA sektörünü sürdürülebilirlik odağında faaliyetlerini artırmaya teşvik etmeyi amaçladık.

Değişen dünyaya ayak uyduran, doğaya, insana, hayvana değer veren, müşteri memnuniyetini ilk sırada tutan ve sürekli daha ilerisi için adım atan böylesine güçlü bir yapının yönetim kurulu başkanının bir kadın olmasından gurur ve mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Buradan Sayın Sinem Türüng’e çalışmalarından ve başarılarından dolayı tebriklerimi iletmek isterim. Peki, Metro Türkiye’nin kadın üreticiler, kadın girişimciler için yaptığı çalışmalar var mıdır? Bir kadın üretici, kadın girişimci ürünlerini satışa sunmak için neden diğer marketleri değil de Metro’yu tercih etmeli?

Kadınların iş dünyasına katılımını önemsiyor ve toplumsal refahın, kadınlar ekonomiye dâhil olmadan mümkün olmayacağını bilerek hareket ediyoruz. Bu nedenle kadın istihdamını artırmaya yönelik projeleri de destekliyor, kadın kooperatifleri ve kadın üreticilerle de iş birlikleri yapıyoruz. Meyve ve sebzeden konserve ürünlerine, şekerleme ve atıştırmalıktan içecek ve mutfak ürünlerine kadar birbirinden farklı kategorilerde yaklaşık 40 kadın girişimci ve kooperatifle çalışıyoruz. Örneğin dünyada sadece 3 bölgede yetişen, ülkemizde de Kapıdağ bölgesinde yetişen mor soğan için Bereketli Eller Kadın Kooperatifi ile bir iş ortaklığımız bulunuyor. Kooperatifteki üreticilerimize, 2017 yılından bu yana ürünü etiketleme, ambalajlama konularında destek olarak onlara 3 yıl içinde Kapıdağ mor soğanını satışa hazırlamak üzere her detaya hâkim olabilme imkânı sağladık. Metro Türkiye olarak, Kapıdağ mor soğanının toplam üretiminin dörtte birine alım garantisi veriyoruz. Buradaki kadınların istihdam edilmesiyle hem bu ürünü yok olmaktan kurtararak Türk mutfağını koruyoruz hem de bölgeye ekonomik ve sosyal anlamda büyük bir katma değer sağlıyoruz. Daha önce yaptığımız Taşköprü sarımsağı çalışmamızda Taşköprü sarımsağı ile Kapıdağ mor soğanını birlikte özel örme şekliyle ördürerek reyonlarımıza taşıdık. İki yöre arasında kadın emeği ve kültür birlikteliğini de yaşatmış olduk. Yine coğrafi işaret tescilli Kavacık Üzümü için tamamı yöre kadınlarından oluşan, Kavacık Kadın Girişim Üretici Kooperatifi ile de benzer çalışmalarımız sürüyor. Kavacık Kadın Girişim Üretici Kooperatifi’ne ambalajlama, etiketleme, paketleme gibi noktalarda Metro standartlarını karşılayabilmeleri için rehberlik yaptık.

Yine bu kapsamda Urla Kooperatifi’ne bağlı kadın üreticilerin yetiştirdiği taze enginarlar da bu yıl sezonda Metro Türkiye raflarındaki yerini aldı. Diğer yandan kadın kooperatiflerin eğitimine de büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda kadınlara yönelik yıl boyu süren eğitim programları düzenliyoruz. Son olarak Türkiye Kooperatifçilik Vakfı birlikte Antalya’daki kadın kooperatiflerine eğitim verdik. Kadınların üretime ve iş hayatına daha fazla katılması ile tarımda da çok daha iyi yerlere geleceğimize inanıyoruz.

Türkiye’nin ilk Gastronomi platformu olan Gastronometro’yu sormak istiyorum sizlere. Gastronometro nedir? Gastronometro’dan bireysel müşteriler, işletme sahipleri nasıl faydalanabilir?

Türkiye’nin ilk gastronomi platformu olan Gastronometro’yu şeflerden öğrencilere, tedarikçilerden satın almacılara, restoran ve otel işletmecilerinden lezzet tutkunlarına, gastronomi yazarlarından araştırmacılara kadar sektörün tüm paydaşları için bir buluşma noktası olması amacıyla 2015 yılında eğitim, gelişim ve aktivite merkezi olarak kurduk. Türkiye’de gastronominin gelişime destek sağlayan Gastronometro’da eğitmen şefler gastronomi, mutfak sanatları ve ürün gibi alanlarda farklı yöntem ve çözümler sunarak bilgi paylaşımında bulunuyor, ödüllü şeflerle Metro müşterileri ve iş ortakları için atölye çalışmaları gerçekleştiriyor, çalışanlar için gastronomi alanında eğitimler düzenliyoruz. Michelin yıldızlı şefleri ve sektör profesyonellerini öğrencilerle buluşturuyor, eğitim modülleri ve atölye çalışmaları gerçekleştiriyoruz. HORECA müşterilerimiz de bu merkezde verdiğimiz eğitimlere, düzenlediğimiz etkinliklere katılarak Gastronometro’daki çalışmalardan faydalanabiliyorlar.

vegan-burger-4
Vegan Burger | Fotoğraf: Metro Türkiye

Gastronometro şeflerinden theMagger okuyucuları için bir tarif paylaşmalarını istersem bu hangisi olur?

Gastronometro Şeflerinden Vegan Burger Tarifi

Malzemeler

  • Vegan Hamburger Ekmeği 4 adet 
  • Bitki Bazlı Burger 460 gr
  • Marul 100 gr
  • Metro Chef Seyit Domates 180 gr
  • Vegan Burger Peyniri 80 gr
  • Vegan Mayonez 40 gr
  • Guacamole Sos 120 gr
  • Kapıdağ Mor Soğan Chutney 120 gr
  • Sarı Biber 300 gr
  • Metro Chef tatlı patates 600 gr

Tarif

Sarı biberler közlenir ve kabukları soyularak dörde bölünür. Vegan köftenin iki yüzeyi kızgın tavada mühürlenir, fırında 170 derecede 6 dk pişirilir. Ekmek ikiye kesilir ve kızartılır, önce mayonez sonrasında guacamole sos sürülür, sırasıyla marul, vegan köfte, domatesler (slice doğranmış), köz sarı biber, Kapıdağ mor soğan chutney, guacamolesos ve marul tekrar koyulur ve ekmekle kapatılır. 180 derecede tatlı patatesler kızartılır ve hamburgerin yanında servis edilir.

Guacamole Sos

Malzemeler

  • Avokado 4 adet
  • Lime 70 gr
  • Metro Chef kişniş 10 gr
  • Kırmızı soğan 20 gr
  • Metro Chef domates 100 gr
  • Metro Chef sarımsak 2 adet
  • Chili biber 30 gr
  • Tuz 3 gr
  • Karabiber 2 gr
  • Elma sirkesi 5 ml
  • Frenk soğanı 10 gr
  • Zeytinyağı 30 ml

Tarif

Avokadolar soyulup bir kabın içerisine alınır, lime suyu, lime kabuğu rendesi, zeytinyağı ile ezilir. Kişniş, frenk soğanı, kırmızı soğan, sarımsak ve chilli biber çok ince bir şekilde doğranır ve karışımın içerisine eklenir. Domateslerin kabukları soyulur ve içerindeki çekirdekleri çıkartılıp concasse doğranır. Karışımın içerisine konulur ve homojen bir şekilde karıştırılıp servis edilir.

Kapıdağ Mor Soğan Chutney

Malzemeler

  • Kapıdağ Mor Soğanı 600 gr
  • Metro Chef balzamik sirke 75 ml
  • Esmer şeker 120 gr
  • Zeytinyağı 30 ml
  • Metro Chef sarımsak 7 gr
  • Kuru arnavut biberi 10 gr

Tarif

Soğanlar jülyen doğranır ve kısık ateşte zeytinyağında kavrulur. Esmer şeker ve arnavut biberi de ilave edilerek karamelize olana kadar kavurmaya devam edilir. Sarımsak eklenir 2 dakika daha pişirdikten sonra sirke ilave edilip çekmesi beklenir ve soğutulur.

Gastronometro şeflerinin verdiği Vegan Burger tarifi için Metro Türkiye İzmir Gaziemir mağazasında yaşadığımız alışveriş deneyimi ve MetroFast uygulamasını videodan izleyebilirsiniz.