Ne demişti İlber Hoca; “Halay bilmeyen köylü de, dans bilmeyen şehirli de hayatın tadını çıkaramıyordur. Dans bilmemek çok ayıptır. İnsan kendini bu alanda yetiştirmelidir.” Ben de hocamın sözü söz, lafı doğrudur diyip ayıbımla yüzleşmeye karar verdim ve hemen dans kursu aramak için kolları sıvadım. Çok yaşasın Google! Yardımıma Hızır gibi yetişti. Birkaç araştırmadan sonra karşıma kanımın en çok kaynadığı, ilk görüşte ruhuma dokunan Swing çıktı ve incelemeye başladım.

Sözün sahibi İlber Hoca olunca hiç şüphesiz çoğumuz ayağa kalkıp saygı duruşuna geçmek istiyor. Zaten hocamın “Hayat nasıl yaşanılır?” öğütlerine tepkisiz kalmak çok da kolay olmuyor. Fikrimce siz de tıpkı benim gibi bu cümleyi okuyunca bir iki dakika durup hayat muhakemesine girmişsinizdir.

Swing Nedir?
Swing Nedir? | Fotoğraf: Unsplash / Byron Stumman

Swing Dans Nedir?

Aslında ilk görüşte aşk benimki… Göbeklerine kadar çekilmiş pantolonlu askılı beyler, kloş etekli kocaman küpeli, hafif topuklu giyinmiş kocaman gülümsemeli kadınlar ve dans eden mutlu ayaklar… Resimlere bakarken o zamanlara gitmemeniz, kendinizi bir Amerikan filminde hissetmemeniz adeta imkansız!

Biraz tarihini de araştırınca Swing dansının çıkışının 1920’lerin Amerikası’na dayandığını, New York-Harlem hattındaki sokak müzisyenlerinin caz müziği eşliğinde dans etmesiyle başlayıp zamanla sadeleşerek günümüze kadar geldiğini öğrenmiş oluyorum. New York, Harlem derken sonra tüm Avrupa’ya ve dünyaya yayılıyor Swing. 1950’lerdeyse en çoşkulu zamanını yaşıyor. Ülkemizde de 2000’li yıllarda popülerliğini kazanıp herkes tarafından bilinip ve sevilmeye başlıyor.

Swing denince akla ilk önce Lindy Hop geliyor. Lindy Hop, Swing dans ailesinin en popüleri. 1920-30’ların Amerikası Harlemi’nin sokak dansı tam anlamıyla. Aynı caz müzikte olduğu gibi Lindy Hop da köklerini Avrupa ve Afrika geleneklerinden alıyor. Lindy Hop’ta dansın hakimiyeti erkekte oluyor. Erkekler “leader” kadınlar ise “follower” olarak adlandırılıyor. Tempo ise hızlı hızlı, yavaş yavaş…

Swing İstanbul

Türkiye’de Swing dansının duyulmasını sağlayan kişiyse Hakan Durak. Hakan Durak ilk Swing dans stüdyosu Swing İstanbul‘u Mayıs 2010’de her metrekaresi tarih kokan Galata’da, meşhur Serdar-ı Ekrem Sokak’ta açarak dans tutkusunu daha büyük bir boyuta taşımış. “Galata bana uzak ben Anadolu Yakası’nda oturuyorum.” diyenler için de Kadıköy’de de stüdyo açacaklarının haberini ben vermiş olayım.

Sadece İstanbul’da değil; Ankara, Adana, Diyarbakır, Van ve İzmir’de Swing severleri dans okulunda bir araya getiriyor Hakan Durak. Ve benim de bu dans ile tanışmama vesile oluyor. Sabah 9 akşam 5 mesai döngüsünden çıkmamı sağlayıp hayatıma renk katıyor; İlber Hocam ile aynı fikirde olup dost meclislerinde cool görünmemi sağlıyor. O vakit; “Hakan Durak’ın askerleriyiz!” 🙂

Stüdyolarında Lindy Hop, Charleston, Balboa, Collegiate Shag ve Authentic Caz dersleri de veriyorlar. Bünyesinde 17 tatlı mı tatlı tutkularıyla işini yapan eğitmenleri var. Haftanın bir günü derse, bir gün de pratiklere giderek siz de içinizde yıllarca uyuyan dansçıyı uyandırıp sıkıcı iş ayakkabılarınız yerine dans ayakkabılarınızı giyip toplumun onayladığı kimliğinizden az da olsa uzaklaşıp hayatınıza hareket katabilirsiniz. Vakit; zincirleri kırma, monotonluğa meydan okuma, yogadan farklı aktiviteler de yapılabiliri gösterme vakti kent insanlarına. 🙂

Eğer; “Ben beceremem, hiç dans geçmişim yok.” diyorsanız ilk başlarda tökezlemeniz çok normal. Tökezlemenin de sürecin bir parçası olduğunu kabul ederek topukluları çıkarıp dans ayakkabılarımızı giymedik mi zaten? Ee, sonunu düşünen kahraman olabilir mi? Eğer dans, müzik, caz ve az biraz da retroyum diyorsanız; Swing tam sizlik!

Aa, bu arada belirli aralıklarla olan “Swing Sosyal Dans Geceleri”nde  zamanı durdurup dış dünyaya kulaklarınızı tıkayıp özgürce dans edebilirsiniz. E, hadi giyinelim dans ayakkabılarımızı! Neydi mottomuz? Daha çok Swing, daha çok mutluluk!

Kapak fotoğrafı: bfi.org.uk

İlginizi çekebilir: MeloMagger’dan İstanbul Konser Mekanları