Robotlar, zamanda yolculuk, alternatif evrenler, ileri teknoloji ve 80’ler nostaljisi… İlhamını İsveçli sanatçı Simon Stålenhag’ın 2015 yılında yayınladığı fütüristik çizimlerini içeren, dijital illüstrasyon kitabından alan Tales From The Loop, Amerikan yapımı bir bilim kurgu dizisi. İlk sezonu 2020’de yayınlanan ve 8 bölümden oluşan Tales From The Loop’u bu kadar özel bir yere taşıyan ise antoloji tadında her bölümde farklı bir karakterin hikâyesine eğilmesi.

img_9538-2
Tales From The Loop| Fotoğraf: Pinterest

Tales From The Loop

“Adım Russ Willard. Ohio’nun Mercer şehrinin altında inşa edilmiş olan ve yerel halkın Döngü adını verdiği Mercer Deneysel Fizik Merkezi’nin kurucusuyum. Amacı ne mi? Evrenin sırlarını araştırmak ve çözmek. Eşsiz araştırmalarımızın sonucunda göreceğiniz şeylere imkansız dersiniz. Ama yine de hepsi var. Bu şehirdeki herkesin Döngü’yle öyle ya da böyle bir bağı var. Çoğunun hikayesini öğreneceksiniz. Zaman içinde.”

Robotlar, zamanda yolculuk, alternatif evrenler, ileri teknoloji ve 80’ler nostaljisi… İlhamını İsveçli sanatçı Simon Stålenhag’ın 2015 yılında yayınladığı, fütüristik çizimlerini içeren dijital illüstrasyon kitabından alan Tales From The Loop, Amerikan yapımı bir bilim kurgu dizisi. Oyuncu kadrosunda Jakob rolüyle Daniel Zolghadri’yi, Loretta rolüyle Rebecca Hall’ı, George rolüyle Paul Schneider’ı, Russ rolüyle Jonathan Pryce’ı ve Cole rolüyle Duncan Joiner’ı izlediğimiz yapım aslında 80’ler nostaljisinin ve ileri teknolojinin hakim olduğu bir dönem dizisi olarak çıkıyor karşımıza.

img_9539-3
Tales From The Loop | Fotoğraf: Pinterest

İlk sezonu 2020’de yayınlanan ve 8 bölümden oluşan Tales From The Loop’u bu kadar özel bir yere taşıyan ise antoloji tadında her bölümde farklı bir karakterin hikâyesine eğilmesi. Her bölümde dizinin odağına aldığı karakterler değiştiği gibi işlediği temada değişiyor. Ölüm, zaman, aşk, aile, paralel evrenler, zamanda yolculuk, alternatif gerçeklik gibi temalar izleyici olarak bizleri sorgulamaya ve düşünmeye davet eden oldukça başarılı diyaloglarla desteklenerek ele alınıyor.

tales-from-the-loop-5
Tales From The Loop | Fotoğraf: iamag.co

Ele aldığı temaların hepsi birbirinden farklı ve etkileyici elbette. Fakat bana en çok dokunan kısım sanırım ölüm temasının işlendiği bölümdü. Ölümü tüm gerçekliğiyle ele alarak aşırı dramatize etmeden ama bir o kadar da poetik şekilde son derece güzel işlemişler. Bütün ömrümüzü adadığımız birçok şeye, tüm birikimimize, sevdiklerimize veda edişimiz, teknoloji ne kadar ilerlemiş olursa olsun kaçınılmaz tek bir şeyin olduğu, bizden sonra da hayatın kaldığı yerden devam edişi, bize ait olan alanlardaki boşluğu izlemek insanı gerçekten etkiliyor. 

“Bazı şeyler sonsuza kadar sürmediği için özel kalır.”

img_9540
Tales From The Loop | Fotoğraf: Pinterest

Eklemeden geçmeyeyim, dizinin müziklerinin döneminin en etkili bestecilerinden biri olarak gösterilen Philip Glass’a emanet edilmesi ise Tales From The Loop’u diğer yapımlardan daha farklı bir yere taşımış bana kalırsa. Dizinin muhteşem estetiğe sahip sinematografisi ile her bir parça o kadar uyumlu şekilde eşleştirilmiş ki diziyi bitirdiğimde müziklerini tekrar tekrar dinledim.

talesfromtheloop5
Tales From The Loop | Fotoğraf: kinetoscope.ca

Ayrıca Tales From The Loop’un uyandırdığı yankı ve elde ettiği başarıyla birlikte sanatçı Simon Stålenhag, Tales From The Loop’un devamı niteliğinde iki eser daha yayınlamış. Bunlardan biri Things From The Flood. 90’larda Döngü’nün kapatılmasından sonra şehrin durumunu anlatıyor. Tahminlere göre ikinci sezon gelirse izleyeceklerimiz bu esere dayanacak. Üçüncü eserin ismi ise The Electric State. Ele aldığı konu ise, Soğuk Savaş’ın Üçüncü Dünya Savaşı’na dönüşmesiyle post-apokaliptik bir atmosferin hakim olduğu Amerika’da küçük bir çocuk ve robotun serüveni. Bu eserin ise film olarak uyarlanması bekleniyormuş.

img_9568-2
Tales From The Loop | Fotoğraf: Pinterest

Bazı çevrelerce dizinin ağır tempolu oluşuna yönelik eleştiriler getirilse de ben sakin ve görsel estetiğin ön planda olduğu yapımları izlemekten oldukça hoşlanıyorum. Bu yüzden de Tales From The Loop’u gerek ele aldığı konular gerekse konuların işleniş tarzı bağlamında çok beğendim. Bilim kurgu ve sanatın tek bir potada eritilerek başarıyla harmanlandığı Tales From The Loop’u bu konulara ilgi duyan herkesin izlemesini mutlaka tavsiye ederim. Şimdiden iyi seyirler dilerim!

Minik bir dipnot olarak, dizinin ilham kaynağı olan retro-fütüristik sanatçı Simon Stålenhag’ın diğer çarpıcı eserlerine de göz atmanızı tavsiye ederim. 

Kapak Fotoğrafı: Pinterest

İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan Bilim Kurgu Filmleri