İkinci cemrenin suya düşmesi ve bahar aylarının en heyecanlısı olan Mart ayına girmiş olmamızın şerefine harika bir şey yaptım ve yoğun, yorgun bir günün ardından uykumdan fedakarlık edip Mandariinid / Tangerines filmini izledim!

Tangerines_940_02
Mandariinid / Tangerines: Sıcacık Bir Savaş Eleştirisi

Mandariinid / Tangerines filmi yalnızca izlenecekler listemde yazılıydı ve hakkında tek bir kelime bile okumamıştım ama 2013 yılının en iyi işlerinden biri olduğunu duymuş ve hemen listeme eklemiştim. Açıkçası izlerken de, sonrasında da bu fikirden asla uzaklaşmadım. Tangerines bana göre son yılların en iyi filmlerinden biri hatta onun savaş filmleri içinde bir kült olarak anılmaya başladığını duyarsam ziyadesiyle mutlu olacağım.

Film aslında 2013 yılı yapımı fakat uluslararası tanıtımı 2014 yılında yapıldığı için Oscar yarışına 2014 yılı filmleri arasında katılmış. Gürcistan ve Estonya ortak yapımı ve öyle sınırlı bir bütçe ile çekilmiş ki izlerken samimiyeti buram buram hissediyorsunuz.

mandarin
Mandariinid / Tangerines: Sıcacık Bir Savaş Eleştirisi

Tangerines bir savaş hikayesi ancak savaş filmlerinin alışılmış konusu olan Vietnam ya da II. Dünya Savaşı’ndan değil de, yakın geçmişte yaşanan Gürcistan-Abhazya savaşından etkilenen insanların hayatlarından kısa bir hikaye sunuyor bize. Filmin asıl konusu; savaş süregiderken Estonyalı iki arkadaşın evlerinin bulunduğu arazide bir şekilde karşı karşıya gelip çatışan Gürcü ve Çeçen askerlerden ikisinin ağır yaralanıp, Ivo ve arkadaşı Margus’un yardımı ile iyileşme süreçleri… Tabii bir taraftan düşman iki askerin hikayesini izlerken diğer yandan da savaşın iki Estonyalı üzerinde yarattığı maddi ve manevi zarara dokunaklı bir şekilde şahit oluyoruz.

Filmin görüntü yönetmeni Rein Kotov özellikle mandalina bahçelerinde geçen görüntüleri öyle dokunaklı bir şekilde izleyiciye ulaştırmış ki, Margus’un da dediği gibi ‘savaşın mandalina bahçelerine bir kastı olduğunu’ düşünüp safça sinirlenebiliyorsunuz.

mnjax745vsbqt3wwunbq
Mandariinid / Tangerines: Sıcacık Bir Savaş Eleştirisi

Lembit Ulfsak (Ivo) ve Elmo Nuganen (Margus) savaşın anlamsızlığını muhteşem bir oyunculuk ile sunup, basit ama derin cümlelerle kurulmuş efsane diyaloglar sergiliyorlar. Sayelerinde bugüne dek izlediğiniz belki en kısa ama kesinlikle en iyi savaş eleştirilerinden birini ortaya çıkarıyorlar. Üzülüyorsunuz, hatta savaşın acı gerçekleri canınızı yakıyor ama bunu duygularınızı sömürmeden başarıp sizi filmin içinde bir kaç gün daha yaşatmaya devam ediyorlar.

En İyi Yabancı Film Oscar ödülünü alan Ida’yı henüz izlemedim ancak Tangerines’in aday olup da Oscar alamamasına şu an resmen bozuğum. İyi seyirler!