Tek kişilik oyunların, tiyatroda benim için özel bir yeri vardır. Sadece bir oyuncunun, tüm metni üstlenerek hikayeyi paylaşması, duygu ve düşüncelerini sınırlı bir süre içinde yansıtması, dekoru rol arkadaşı edinmesi ve seyircinin ilgisini sonuna kadar ayakta tutması, büyük bir emek istiyor. Karşılığında merakla izleyip, karakterin ve metnin bir parçası olunca, sonunda oyuncuyu ve başarısını bağrıma basınca, keyfime diyecek yok. Özellikle son iki sezondur, bende durumlar böyle çünkü sahnelerde tek bir oyuncu ve göz dolduran performansı var. O yüzden bu yazımda da bu sezon radarımıza girmeyi hak eden tek kişilik oyunları bir araya getirmek istedim.

Tek Kişilik Oyunlar
Tek Kişilik Oyunlar | Fotoğraf: Unsplash.com/@hulkiokantabak

Geçtiğimiz sezon da dahil olmak üzere, sahneler tek kişilik oyunlar açısından oldukça bereketli bir dönem geçiriyor. Gerek metin, gerek oyunculuk ve hatta iyi dekorlar bir araya gelince ortaya beğenimize ve alkışımıza değer oyunlar çıkıyor. Oyun listelerimize en üst sıralardan yerleşmekle kalmıyor; her geçen gün de yenileri eklenmeye devam ediyor. Tek kişilik olması sebebiyle sıkıcı, yavaş gibi çekincelerimizi veya önyargımızı hemen tetikleyen bu oyunlar, daha perde açılır açılmaz yerini alkışımıza bırakıyor. Bununla da yetinmiyor, yanına yıldızlar koyup oyun meraklılarına, mutlaka’nız diye önerilerimiz oluyor. İşte, oyuncusu tek, alkışı pek oyunlardan öncelik vermeniz gerekenlere göz atalım.

Tek Kişilik Oyunlar

Herkes Kocama Benziyor, Kadıköy Emek Tiyatrosu

youtube play youtube play

Listemin başına ve sezonun açılışına bundan daha iyi bir oyun yakışmazdı. Tek kişilik sadece bir oyun izleme hakkınız olursa, seçiminizi hiç düşünmeden Herkes Kocama Benziyor’dan yana kullanmalısınız. Pavyonda tuvalet temizleyicisi Ayten, karşımıza bir sandalye çekiyor ve başlıyor hikayesini anlatmaya. Mesleğini sevenlerden, makamına da özenle sahip çıkanlardan. Bize eski Türk filmlerinde gördüğümüz bir dünyayı tanıtıyor, pavyon hayatına ve feleğin çemberinden geçen insanlarına bu kez en arka köşesinden bakıyoruz. Ayten’in kocası yüzünden maruz kaldığı durumlara sinir oluyor, hayatta kalma çabasını takdir ediyor, dobralığına katılıyor ve cesaretine de hayran oluyoruz. Ayten evimizin bir konuğu gibi sürekli bizimle iletişimde ve fazlasıyla eğlenceli. Alis Çalışkan’ın yazdığı, Hakan Emre Ünal’ın yönettiği ve Pınar Güntürkün’ün deyim yerindeyse resmen döktürdüğü bu oyuna kesinlikle seyirci kalın! Yeri gelmişken, 24. Afife Tiyatro Ödüllerinde, en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülen Pınar Güntürkün’e bir kez daha bu hak edilmiş ödül için tebriklerimi iletiyorum.

Harika Şeyler Listesi, Talimhane Tiyatrosu

Her şey, altı yaşındaki bir çocuğun harika şeyler listesi yapmasıyla başlıyor. Yaşamaya değer bir sebep bulamayan annesinin hastaneye kaldırıldığını öğrenen bu çocuğun, ona hediye olarak yazdığı liste, zaman içinde yaşam algısını değiştiren bambaşka bir şeye dönüşüyor. Biraz dokunaklı gibi görünse de, oyun o kadar tatlı bir tebessümle akıyor ki! O listeye artık her gün yeni bir şeyler eklemek çok mümkün. Oyun ilerledikçe, hepimiz kendi hayatımızdan bir parça buluyoruz. Bizler de o listede yazılanlarla mutlu oluyor, ya da hiç düşünmemiştim ama neden olmasın diye içimizden geçiriyoruz. Duncan Macmillan’ın metni, Lerzan Pamir’in yönetmenliği ve Bora Akkaş’ın harika oyunculuğuyla tek kişilik oyun olsa da, fazlasıyla interaktif. Salonun girişinde herkese bir kart veriliyor. Kartın üstünde numara var ve listede yazan herhangi harika bir şey. Oyuncu, yeri geldiğinde bir numara söylüyor ve o numara kartınızdakiyle aynı ise, hemen kartta yazılanı okuyorsunuz. Başka görevleriniz de olabiliyor. Böylece oyunun yan kişisi olarak keyifli bir sorumluluk üstleniyorsunuz. Mesela bana 3 numaralı kart geldi. Bakalım, size hangisi gelecek?

Dalgakıran (Seawall), Craft Tiyatro

Dalgakıran
Dalgakıran | Fotoğraf: tiyatrocraft.com

Sarsıcı bir metin, etkileyici bir oyunculukla birleşirse ortaya da böylesine başarılı bir oyun çıkar. Salona girdiğimizde bir baba karşılıyor bizi. Yerimize yerleşmeye başlayınca, o da hemen sohbete başlıyor. Önce birinden bahsediyor, sonra eşinden, evliliğinden. Ve sıra tatlı kızına geliyor. Dinledikçe de bu babayı seviyor hatta benzer duyguları paylaşıyoruz. Sonrasında yavaş yavaş oturduğumuz yere öylece çakılıp kalıyoruz, oyun bitiyor ama biz hala oturuyoruz. Kalkabilir miyiz emin değiliz, ancak bir süre sonra kendimize geliyor ve salondan ayrılıyoruz. Simon Stephens’in vurucu metninde Serkan Altunorak, muhteşem performansıyla oyunculuğunun hakkını sonuna kadar veriyor. Kalbimize işleyen bu oyunun etkisinden hemen çıkabilir misiniz bilinmez ama bu babaya hemen sarılmak isteyeceğiniz kesin.

Tilkiler ve Kötü Kalpli İtler, Tiyatro Yan Etki

Nadia’nın öyküsü Halep’te başlıyor. Küçük bir kardeş, anne, baba, abilerle bir fotoğraf karesi sahnenin ortasına yerleşiyor önce. Sonra savaş, savaşın iğrenç yüzü, ödenen bedeller ve kaçınılmaz göç. İstikamet Aksaray. Bu kez öyküsünde yeni bir perde açılıyor Nadia’ın. Amcasının evinde iş, restoranında başka iş, bulaşık yıkama, paspas yapma, yemek pişirme, çay demleme gibi bir takım asli görevlerin içinde geçen hızlı ve anlamsız bir yaşam. Bir tek gece yatarken ki sorumluluğu güzel çünkü masal zamanı. Tilkiler ve kötü kalpli itler, onlar her yerde olabilir ama masallar mutlu sonla biter, senin masalın da öyle olmalı, değil mi Nadia? İzlerken, içiniz acıyacak ama sonunda umudunuz Nadia gibi can yeleği olacak. Biraz hüzünleneceğiz ancak bu kadar güzel anlatılınca birçok yerde gülüp eğlenmeyi de ihmal etmeyeceğiz. Özden Selim Karadana çok güzel bir metin yazıp yönetmiş, Algı Eke de etkileyici oyunculuğuyla bizi kendisine hayran bırakmış. Sizler de benim gibi, oyunu izleyip, sahnede bırakmayacak, Nadia’nın şimdi ne yaptığını düşünüyor olacaksınız.      

Aşınma, Studio Oyuncuları

Aşınma
Aşınma | Fotoğraf: Tiyatro Dergisi

Geçtiğimiz sezon sahneye adımını atar atmaz kendinden söz ettirmeye başladı Aşınma. Zihnimize, algılarımıza ve korkularımıza odaklanan izlemesi zor bir oyun. Oyuncuyla birlikte oyunun dilini ve doğasını çözmeye çalışıyorsunuz. Metin inanılmaz güçlü, izledikten sonra elime alıp, her satırını okumak ve altını çizmek ihtiyacı hissettiriyor. Sürekli yanan sönen ışıklar, tiz seslerle birlikte oyunun karmaşıklığı arada ivme kazanıyor ve bazen de kopmamıza sebep olabiliyor. Daha ilk dakikasından itibaren tam bir Şahika Tekand işi dedirten oyunda, Yiğit Özşener oyunculuğuyla zirveye çıkıyor. 24. Afife Tiyatro ödüllerinde en iyi erkek oyuncu ödülü kazanması da bunun en güzel göstergesi. İnatçı bir izleyiciyseniz, ışıklar, efektler ve zihninizde dönen kelimelerle sorgulatan bu oyun tam size göre.     

Sıfır Telaş, Tiyatroperest

Gelin hep birlikte yerel bir radyonun kayıt odasına konuk olalım ve görüp göreceğiniz en başarılı radyocuyla tanışalım. Kahramanımız Yamaç bir radyocu ama istemekten ziyade şartlar ona bu mesleği zorunlu kılıyor. Çok da iyi kotarıyor, içinde yatan radyocu aslanı uyandırıyor.  Programın ismi her ne kadar Sıfır Telaş olsa da, mikrofon kapandığında telaşı pek sıfır olamıyor çünkü hayatı öyle değil. Hepimizin de az çok benzerlerini yaşadığı dertlerini paylaşıyor, maddi kayıplarını, bir baba olmanın sorumluluğunu… Sanmayın ki hep kötü şeyleri dinliyoruz. Güzel günlerini de anlatıyor; eşiyle tanışmasının, kızının doğumunun ve müzik kariyerinin de üstünden geçiyor. Kendisiyle tanışmaktan memnun oluyoruz ama dedesiyle tanışmaktan daha çok. Bir de gitarıyla eşlik ettiği şarkılarla neşemiz yerine geliyor. Sonunda ne mi oluyor, sadece bir ipucu verelim: umut ve sevgi kazanıyor. Onur Özaydın, çok seveceğimiz bir metin yazmakla kalmamış, oyunculuğunu da beğenimize ortak etmiş. Müzisyen kimliğiyle de oyuna bambaşka bir renk katmış. Bence radyocu Yamaç’ın programına bir kulak verin, müziklerine de!

Gördüğünüz üzere, eğlendiren, düşündüren, güldüren ve bazen de ağlatan tek kişilik oyun seçeneğiniz oldukça fazla. Hatta daha önce de izlenimlerimi paylaştığım Düğün Şarkıcısı, Kendi Gökkubbemiz, Demiryolu Hikayecileri, Dirmit, Gomidas, Kalabalık Duası ve Cemile de listenizin diğer yıldızları olabilir. Hangisini seçerseniz seçin, karşılığında iyi bir oyun deneyimi yaşayacağınız kesin. O zaman, oyuncuları fazla bekletmeyelim, hikayelerinin sahnedeki kapısını hep birlikte aralayalım. İyi seyirler!

Kapak Fotoğrafı: Talimhane Tiyatrosu

İlginizi çekebilir: Eda Geven’den 2022-2023 Tiyatro Sezonu