Kendine özgü her işin, farkını her zaman ortaya koyduğuna ve daha kaliteli olduğuna The Bono’yu deneyimledikten sonra bir kez daha şahit oldum. Burası kendilerinin de ifade ettiği gibi tam anlamıyla “modern bir Anadolu mutfağı”. The Bono, Anadolu mutfağını yorumlaması, topraklarımızda yetişen değerlerimize sahip çıkması ve geçmişten günümüze gelen yeme-içme kültürümüzü yaşatmasıyla çok değerli bir misyona sahip.

The Bono Konum

Teşvikiye Topağacı’nda yer alan The Bono, dışarıdan çok küçük bir yer olarak gözükse de içeride açık ve kapalı olmak üzere iki ayrı oturma alanına sahip. Spontane bir şekilde uğrayıp kahvenizi içebileceğiniz, kalabalık bir arkadaş grubuyla müzik eşliğinde kutlamalar yapabileceğiniz ya da özel bir yemek yemek için bir yer aradığınızda çok rahat edip, keyifli zaman geçirebileceğiniz bir restoran burası. İçeriye girdiğiniz an karşılamadaki ilgi, alaka ve samimiyet de bu atmosferin en güzel parçası.

The Bono’da yerel ve kültürel lezzetlere dair tabakları, modern sunum ve özel dokunuşlar eşliğinde bulabiliyorsunuz. Burası herkesin kendi damak zevkine göre yiyecekler bulabileceği zengin ve doyurucu bir menüye sahip. Menüde deniz ürünlerinden pideye dek uzanan birçok seçenek yer alıyor. Ege otlu mücver, isli yoğurt, etli yaprak sarması, Konya küflü peynirli pide ve lokum en lezzetli yemeklerinden sadece birkaçı. Ek olarak menüde Trabzon tereyağlı tavuk, Kayseri mantısı ve Gümüşhane Siron kebabı gibi ülkemizin dört bir yanından esinlenerek hazırlanan yemeklerle de karşılaşabilirsiniz. Humus, 3 saniye atom ve yöresel peynir tabağı gibi soğuk paylaşımlık mezelerde de yine lezzetli seçenekler mevcut.

The Bono’nun alkollü içecek menüsü de yemeklerdeki çeşitlilikle eş değer nitelikte. Lokal olan her şeye verilen önemi yerel şarap menüsünde de görebiliyoruz. Tekirdağ’ın Umurbey Şarapları, Selçuk’un 7 Bilgeler’i, Trakya’nın Arcadia’sı ve Nevşehir’in Kocabağ Şarapları’na menüsünde bulunduran The Bono, hem ülkemizdeki bağ işletmelerine destek veriyor hem de misafirlerine bu lezzetleri tatma fırsatı sunuyor. Şarapların yanı sıra kokteylleri de unutmayalım. Birbirinden göz alıcı kokteyller isimlerini Poyraz, Güney-Kuzeydoğu, Karayel gibi rüzgarlardan ve coğrafi bölgelerimizden alıyor. Kokteyllerde ayrıca Bodrum’un mandalinası, Aydın’ın kırmızı pancarı, Bursa’nın şeftalisi, Manisa’nın kavunu ve Düzce’nin dağ çileği gibi lokal lezzetler, yetiştikleri yerden temin edilerek kullanılıyor. Şahsen ben The Bono’ya daha sık uğrayarak tüm kokteylleri denemek istiyorum, ilk ziyaretimde favorim içeriğindeki Gordon’s cin, Düzce dağ çileği ve çarkıfelek bar sosuyla hazırlanan “Karayel” oldu. Damak zevkinize göre ister acı, ister tatlı ya da ekşi kokteylleri burada bulabilme şansınız var.

Ben The Bono’nun mutfağını, misafirperverliğini ve fikirlerini çok değerli buldum. Bu son gidişim değildi, uğrak mekanlarımdan biri olacağı da kesin… Salaş bir yerde keyifli zaman geçirmek, aynı zamanda damak zevkinize hitap eden bir yer arayışındaysanız The Bono’yu listenize ekleyebilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: Instagram @the.bonotesvikiye

İlginizi çekebilir: İrem Bali’den Lokanta Kru