“Hayatı seçemezsin, onu sadece yaşarsın.”

The Way
The Way: Bir Babanın Yolculuğu

El Camino de Santiago ya da diğer bir ismiyle St. James Yolu, hemen hemen herkesin ismini duyduğu bir yol haline geldi. Fransa’dan İspanya’ya uzanan bu yol, Hristiyanların Hac Yolu olarak anılıyor. 800 km. uzunluğunda; çoğu insan tek başına yürümeyi tercih ettiği ve kişisel bir yolculuk olarak gördüğü için de manevi değeri yüksek. Hatta Paul Coelho, yolun büyük bir kısmını yürümüş ve izlenimlerini kitap haline getirmiştir. İşte, “Bir film izleyip yollara düştüm!” demek için The Way filmi mutlaka izlenmeli ve bu yolu yürümek bir gün mutlaka gerçekleştirilecek hayaller arasına eklenmeli!

The Way
The Way: Bir Babanın Yolculuğu

Göz doktoru olan Tom, boş zamanlarını golf oynayarak geçiren bir babadır. Daniel ise babasının aksine okulu bırakıp kendisini yolculuklara verir. St.James Yolu da tamamlamak istediği hedefler arasındadır. Her zaman babasıyla beraber seyahat etmek isteyen Daniel, yolu tamamlayamaz.Oğlunun ölüm haberini alan Tom ise şok olmuştur. Cenazesini almaya gittiği sırada bir karar verir. Yolu tamamlayıp, oğlunun hayalini gerçekleştirecektir.

The Way
The Way: Bir Babanın Yolculuğu

Tom’un hiçbir deneyimi olmadan çıktığı yolda başına gelen olaylar, tanıştığı insanlar ve farklı hikayeleri harmanlayan film boyunca bir babanın mücadelesine tanık oluyoruz. Bu mücadelede yalnız kalmayan Tom, kendisine yol arkadaşları ediniyor. Baba rolünde Martin Sheen’i izlerken kimi sahnelerde hüzünlenmemek elde değil.

The Way
The Way: Bir Babanın Yolculuğu

Her izlediğim yol filminden sonra içimde canlanan, “Bir gün ben de yola çıkar mıyım acaba?” umuduyla; iyi seyirler dilerim!