Evde kal uygulaması başlayalı 40 günü geçmişken evde nasıl hareket edebilir, fiziksel sağlımızı nasıl canlı tutabiliriz? Bu birçok alanda mümkün tabii ama eğer randımanlı bir fitness programı gözünüzü korkutuyorsa ve birazcık da kendi öz farkındalığınıza yönelik bir şey denemek istiyorsanız yoga sizin için harika bir çözüm olabilir. Kendi yolculuğumdan yola çıkarak size önerim, her seviye için uygun videolarıyla Yoga with Adriene’i takip etmeniz ve gün içerisinde kendinize 20 ila 30 dakika ayırarak, hayatınızda çok büyük bir değişime alan açmanız. 

Yoga with Adriene
Yoga with Adriene | Fotoğraf: Thought Catalog

“Çok fazla seçenek var ve baktıkça fenalık geliyor, ekranı kapatıyorum. Peki hangi platformdan faydalanmak en iyisi?” diye düşünüyorsanız, size Yoga with Adriene adlı Youtube kanalını tavsiye ediyorum. Ses tonuyla ve köpeğiyle içinizi ısıtan, adeta yanı başınızdaymış gibi size yol gösteren yoga eğitmeniniz Adriene ile istediğiniz an 30 günlük bir serüvene başlayabilirsiniz. 

Austin, Texas’taki stüdyosundan sizlerle buluşan Adriene Mischler, kanalında dört dörtlük yoga videoları paylaşıyor. Sizi aniden suya atmak yerine, yogayla adım adım tanışmanızı sağlıyor, vücudunuzu ısıtıyor. 

Adriene’in sistemi çok basit. Sizi yavaş yavaş alıştırıyor. İlk videolar daha yavaş hareketlerle başlıyor ve size vücudunuzun farkına varma şansını tanıyor. Yavaş yavaş yoganın içine çekiliyorsunuz. Videoların yarısından itibaren hareketler giderek hızlanıyor ama Adriene size kendi hızınızı ayarlama prensibini çoktan öğretmiş olduğu için siz yine kendi hızınızda devam edebiliyorsunuz. Dahası, Adriene sizi buna teşvik ediyor. 

Yoga with Adriene
Yoga with Adriene | Fotoğraf: Paper Magazine

Bence yogaya başlarken yapabileceğiniz en büyük hata, her kişinin aynı hareketleri aynı rahatlıkla yapacağını varsaymak olur. Belki benim gibi bileğinizde bir hassasiyet vardır, ya da sırtınızda. Bu sebeple de evde kendi başınıza yoga yapmaya karar verirseniz, tüm hareketleri kendinize uygun bir hale getirmenin mümkün olduğunu bilmenizi istiyorum. Yoganın en güzel tarafı -sevgili Adriene’in de mütemadiyen hatırlattığı gibi- şu: önemli olan, hareketi tek seferde mükemmel yapmak değil, o an vücudunuzla iletişim kurabilmek, o hareketin vücudunuza nasıl hizmet ettiğini fark etmek ve gereksiz baskı uyguladığınız, ağırlık bindirdiğiniz yerlerden o ağırlıkları çekebilmek. İnanın bu sadece yoga yaparken fark ettiğiniz bir şey olarak kalmıyor; gün içinde nasıl adım attığınızdan tutun, alışveriş torbalarını tutarken kolunuza mı yoksa bileğinize mi yük bindirdiğiniz farkındalığına kadar uzanıyor.

Mesela çoğumuz aslında ayaklarımızın ön tarafına ağırlığımızı bindiriyormuşuz. Yoga bana ayaklarımın dört tarafında da eşit ağırlıkla basmanın farkını gösterdi! Bu da, sırtımın duruşunu inanılmaz etkiledi ve skolyozuma ciddi bir etkide bulundu.

Yogayla ilgili eklemek istediğim bir nokta da şu, matın üzerine geldiğinizde artık kendinizi dünyadan soyutlamanız gerekiyor. Kendinize bir söz verdiniz ve matın üzerine kadar gelmeyi başardınız. Artık sosyal medyada ne olduğundan, bundan sonra ne yapacağınızdan uzaklaşmayı kendinize borçlusunuz. Bu evde kalma dönemini; süratli hayatınızdan uzaklaşmak ve kendinizi gerçekten dinlemek, kendi ihtiyaçlarınızı keşfetmek için bir deney olarak kullanmanızı tavsiye ederim. Yoga sadece bir egzersiz değil, aynı zamanda bir kişisel gelişim pratiği. 

Yoga with Adriene
Yoga with Adriene | Fotoğraf: Bustle

Sonuç olarak size söyleyebilirim ki, Yoga with Adriene ile çıktığım 30 günlük serüvenin sonunda vücudumun duruşu düzeldi, esnekliğim arttı ve normalde hep zayıf olan bileklerim ve kollarım güçlendi. Dahası yoga, günlerimin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İlk başlarda disiplini oturtmak için biraz zorlandığım oluyordu. Fakat artık saat kaç olursa olsun, eğer o gün herhangi bir sebepten dolayı yoga yapacak zamanım olmamışsa bile, yatmadan önce kendimi yoga matının üzerinde buluyorum. 

Yoga sadece bir spor değil. Yoga aslında vücudumuzda yeniden bağlanmak için bir fırsat. Vücudumuzu dinlemek, meditasyon yapıp düşüncelerimizi temizlemek, nefesimizin farkına varmak ve tam anlamıyla o anda kalıp bedenimizin dışından kendimize bakmak için bir fırsat. Adriene’in de sıklıkla tekrarladığı bir cümleyi paylaşacak olursam, “Vücuduna sevgi ver ve ortaya çıkan sonuçların seni şaşırtmasına izin ver”. 

Adriene’in bir güzel yönü daha -sanıyorum çok uzun yıllardır bunu yapmış olmanın ve öğrencilerini gerçekten dinlemiş olmanın getirdiği bir özellik- o anda eğer aklınızdan sizi anın dışına sürükleyen düşünceler geçiyorsa, onları cımbızla yakalayıp susturabiliyor. Ve bunu bir YouTube videosu üzeründen yapıyor!

Eğer siz de kaç zamandır “Keşke biraz zamanım olsa da yogaya başlasam” veya “Yogaya başlamak istiyorum ama yeterince esnek değilim.” ya da “Sakatlığım/yaşım var, ondan yapamam.” diyerek bunu erteliyorduysanız, kesinlikle Adriene ile tanışmalısınız.

Kapak fotoğrafı: The New Yorker

İlginizi çekebilir: İrem Bali’den Yoga Felsefesi