İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 22. kez düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali, 17 Kasım – 4 Aralık tarihleri arasında tiyatroseverleri buluşturuyor. 12 uluslararası, 12 yerli yapımın 18 farklı mekanda izleyiciye sunulacağı festivalde izlediğim ilk oyun Duru Tiyatro’dan oldu. Bu yazımda; oyuncu, konu ve izleyici karşısına çıkış şekilleriyle beni etkileyen bir oyundan bahsetmek istiyorum: Yüzleşme.

Duru Tiyatro Yüzleşme
Yüzleşme: Duru Tiyatro’dan Tokat Gibi Bir Oyun

18 Kasım Pazar günü, Kadıköy’de bulunan Duru Tiyatro’da “Yüzleşme” adlı oyunu izledim. İki kişilik bu oyunun yazarı Graham Farrow, çevireni Sevda Deniz Karali. Sahnede ise Esra Kızıldoğan ve oyunun aynı zamanda yönetmeni olan Emre Kınay var. Oyun, Kınay’ın da tabiriyle tam anlamıyla bir “modern Suç ve Ceza hikayesi” ve daha önce gerçekten yaşanmış bir vakadan yola çıkarak yazılmış. 11 ve 12 yaşında iki çocuk iki yaşında bir çocuğu oyun oynadığı parktan kaçırıyor, onu cinsel istismara uğratıyorlar. Olaydan iki gün sonra bulunabilen küçük çocuk hayatını kaybediyor. Olay fazlasıyla ağır ve toplumun suratına bir tokat niteliğinde.

Olaydan sonra toplumun küçük çocuğa bunu yapanlardan da belki daha fazla suçladığı kişi mağdur olan baba olmuş. “İki yaşında bir çocuğun elini bir saniyelik bile olsa, nasıl bırakır?” diye eleştirilen baba hakkında alkolik denmiş, bir maddenin etkisindeydi diye damgalayanlar olmuş ve daha neler neler… Oyunda baba (Emre Kınay) dışında bir karakter daha var, o da günümüzde akbabalaşan medyanın temsilcisi: olayı öğrenip bu korkunç olayı gerçekleştiren  kişilerin bakış açısından “Bir Pedofilinin Güncesi” adlı bir kitap çıkaran, bu kitap sayesinde ününe ün katan, paraya ve şöhrete doymayan bir editör (Esra Kızıldoğan). Oyun bir nevi bu iki karakterin ve temsil ettikleri olguların yüzleşmesi aslında; toplumun ne kadar yozlaştığının, günümüzde bencilliğin ve güç arzusunun geldiği noktanın, hukukun işlemediği bir sistemin sahneye yansıması.

Oyun bana kalırsa bu vahşi yeni dünya düzeninin müthiş bir eleştirisiydi ve benim kafamda çok sayıda soru işareti oluşturdu. Oyunun sonunda Graham Farrow ile yapılan söyleşi de çok keyifli geçti; kendisine oyunu yazma ve karakterleri oluşturma süreci, adalet hakkında düşünceleri ve daha pek çok konuyla ilgili soru sorma şansı bulduk. Emre Kınay’ın da söyleşi sırasında belirttiği üzere; tiyatronun işlevi toplumun kanayan yarasını göstermek, akıllarda soru işareti bırakmak, düşündürmek, sorgulatmak ama bu kadar. Tiyatro sonra geri çekiliyor, problemi çözmek biz vatandaşların işi. Benim fikrimce, Yüzleşme oyununda tiyatro işlevini fazlasıyla yerine getirdi.

tiyatro.iksv.org/program

İlginizi çekebilir: Eda Geven’den “Tiyatro Bir Kez Yaşanır: 22. İstanbul Tiyatro Festivali Önerileri”