Pop Art dendiği zaman şüphesiz akla ilk gelen isimlerden biri Pop Art’ın en büyük temsilcilerinden biri olan Andy Warhol’dur. Warhol ressamlığın yanında film yapımcılığı, tasarımcılık ve yönetmenlik de yapmıştır. Gelin bu önemli ismi tanımak için temel adımları birlikte atalım.

Andy Warhol | Fotoğraf: bmw.com

Biz onu her ne kadar Andy Warhol adıyla tanımış olsak da asıl adı Andrew Warhola’dır. Günümüzde adından sıkça söz ettirmeye devam eden Andy Warhol, 6 Ağustos 1928‘de PittsburghPennsylvaniaAmerika‘da dünyaya gelmiştir. Sanatla küçük yaşlarda tanışan Warhol, Carnegie Enstitüsüne giderek sanat eğitimini tamamladıktan hemen sonra New York’a taşınmış ve illüstratör olarak çalışmaya başlamıştır. Onu Pop Art’ın öncüsü haline getirecek teknik ise 1600’lü yıllarda Coco-Cola ve Campbell çorbası gibi markaları serigrafi tekniği ile çoğaltılması ile başlamıştır. Ayrıca birçok Hollywood sanatçısını eserlerine taşıyan Andy Warhol’un belki de en popüler eserlerinden biri Marilyn Monroe’yu ele aldığı eseridir.

Andy Warhol Marilyn
Andy Warhol Marilyn | Fotoğraf: catawiki.com/

Aslında Andy Warhol bu çalışmalarında, tüketici toplum ve kapitalist sistem arasındaki ilişkiyi işleyerek eleştirel bir mesaj vermektir. Kapitalizmdeki seri üretimi eserlerine yansıtmış ve tüketim toplumunun gündelik hayatta kullandığı ürünleri kullanarak kendi sanatını inşa etmiştir. Toplumun hemen hemen her noktasından insanın ulaşabileceği ürünleri seçmesinin altında yatan düşünceyi en iyi şekilde anlamak için Andy Warhol’un şu cümlelerini okumak yeterlidir: “…. Amerika’yla ilgili en harika şey, varsılla yoksulun özünde aynı şeyleri tüketebilme geleneği başlatmış olmasıdır. Düşün ki Amerikan başkanı da Liz Taylor’da ve kim olursanız olun siz de Coco-Cola içiyorsunuz; Coco-Cola Coco-Cola’dır ve ne kadar para öderseniz ödeyin sokakta bir serserinin de içmekte olduğu bir Coco-Cola’dan daha iyisi yoktur. Bütün Coco-Cola’lar aynıdır ve bütün Coco-Cola’lar iyidir. Liz Taylor da Amerikan Başkanı da sokaktaki serseri de bunu bilir.

Andy Warhol her ne kadar kendi için “İçten içe yüzeysel bir insanım” dese de eserlerinin altında yatan felsefe hiç de yüzeysel değildir. 1962 yılında başladığı “Ölüm ve Felaket” (Death and Disaster) adlı seride araba kazalarına, intiharlara, elektrikli sandalyelere yer vermiştir. Eserlerinde ölüm temasına yer vermesiyle ilgili olarak bir gazete röportajında şöyle demiştir; “…. Bir gazetenin ilk sayfasında görmüştüm: 129 ÖLÜ yazıyordu. O sırada Marilyn resimlerini yapıyordum. O anda yapmakta olduğum her şeyin aslında ölümle ilgili olduğunu fark ettim.

Warhol eserlerinde ölüm, kaza, intihar gibi imgeleri tekrarlama tekniği ile kendi yorumunu katmadan en nesnel haliyle insanlara sunmuştur. Eserinde tek bir imgeyi tekrara düşürerek imgenin zamanla seyirci için barındırdığı anlamı yitirmesini sağlamış ve düz bir nesne haline getirmiştir. Tüm bunları düşünce Andy Warhol’un eserlerinde insanın algısı ile bir imgeye sürekli maruz kalmak arasındaki ilişkiyi inceliyor da diyebiliriz. Hatta Andy Warhol 1963 yılında verdiği bir röportajda “…İğrenç bir resmi tekrar tekrar görmek etkisini yitirmesine neden oluyor, o da ayrı.” açıklamasında bulunmuştur.

Andy Warhol. Fabrika
Andy Warhol, Fabrika | Fotoğraf: https://uk.phaidon.com/

1963 yılında Fabrika ismini verdiği stüdyosuna taşınarak burada birçok filme ve resme imzasını atmıştır. Hatta çektiği filmlerle Bağımsız Film ödülünü kazan Andy Warhol’un 6 saat boyunca uyuyan birini ekrana taşıdığı “Uyku” filmi ve Empire binasının tepesini siyah-beyaz şekilde 8 saat boyunca filme aldığı “Empire” filmi, en çok bilinen deneysel filmleri arasında yer almaktadır. O dönemin en popüler sanat merkezlerinden biri haline gelen Fabrika, toplumun her noktasından insana hitap eden bir yer olmuştur. Bir zaman makinesi olsa ve o dönemlere gidip, Fabrika’nın içinde göz gezdirme şansımız olsa pek çok müzisyeni, ressamı ve film yapımcısını orada görme şansımız olur diye düşünüyorum.

youtube play youtube play

Sanatın birçok alanında kendini gösteren Andy Warhol, 3 Haziran 1968 yılında Valerie Solanas tarafından suikaste uğramıştır. Ağır yaralı şekilde hastaneye kaldırılan Warhol, müdahaleler sonucu hayata döndürülmüştür. Ölümle ilgili düşüncelerini Ben o şeye inanmıyorum çünkü burada yoksunuz ki geldiğini bilesiniz. Hakkında hiçbir şey söylemem çünkü gelişine hazır değilim.” cümlesiyle ifade eden Warhol, 22 Şubat 1987 yılında aramızdan ayrılmıştır.

warhol-on-fire-escape-of-the-factory-231-east-47th-street-photography-by-stephen-shore-utopian-magazine-utopia
Fotoğraf Altyazısı |http://utopianmagazine.com/

Kapak Fotoğrafı: moreliafilmfest.com

İlginizi çekebilir: Artsy Magger’dan Pop Art