Medeniyetler şehri Antakya’da gerçekten yok yok. Lezzet, doğal güzellikler, tam bir kültür curcunası, deniz ve dağ manzaraları, şelaleler, Milattan öncesinde başlayıp bugüne kadar uzanan tarih… Anlatacak şey çok ancak ben bu yazımda, Antakya’nın yerlisi Fevzi abimizin bize rehberlik ederek en iyilerini bulmamızı sağladığı lezzetlerden bahsedeceğim.

Künefe: Çınaraltı  Konum

cinaralti kunefe
Çınaraltı

Biliyorum Çınaraltı artık çok bilinen ve klasikleşmiş bir künefeci. Ancak yediğimiz 3 farklı noktayla karşılaştırarak buranın benim damak tadıma en uygun yer olduğunu söylemek istiyorum. Künefeyi yumuşak  ve bol fıstıklı sevenler için Çınaraltı en ideal mekan. Eğer çıtır çıtır olsun, dışı kavruk olsun, tereyağlı ve bol şerbetli olsun derseniz önerim Duyar Künefe. 

Hatay Usulü Dürüm Döner: Abdo Döner Konum

IMG_1160
Abdo Döner

Bizim Ankara’da Hatay usulü diye yediklerimizle bunun hiç alakası yok. Et dönerden yapılan dürümün içinde özel bir sos, dilerseniz soğan ve maydanoz var. Eti öyle lezzetli ki. Bir dürüm kesmedi, bitmeden ikinciyi sipariş ettik.

Humus ve Bakla Ezmesi: Humusçu Nedim Usta Konum

humuscu nedim usta
Humusçu Nedim

Ortadoğu mutfağının falafelle birlikte en spesiyal ürünü humus bence. Ana malzemeler hep aynıyken katılan tek bir baharatla lezzet coğrafyasına göre çok değişiyor. Antakya ziyaretimizde Fevzi abi bizi kahvaltı için kankası Nedim ustaya götürdü. Humus, bakla ezmesi ve acılı cevizle kahvaltı yaptık. Antakya’nın meşhur tuzlu yoğurdu her şeyin içine katılabiliyor. Burada da bakla ezmesine katılmıştı. Çok güzeldi. Dilerseniz bu ürünlerden istediğiniz kadar satın alabiliyorsunuz. Ayrıca Nedim Usta’nın o tatlı ve naif muhabbetine de nail oluyorsunuz.

Tepsi Kebabı: Canbulat Kasabı Konum

tepsi kebabi
Canbulat Kasabı

Gitmeden yaptığım okumalarda hep Pöç kasabı öneriliyordu, ancak Fevzi abi bizi tartışmasız en iyisi diyerek Canbulat’a götürdü. Başka yerleri denemediğim için kıyaslama yapamam, ama yediğim tepsi kebabının tadı hala damağımda.

Meze ve Rakı: Kule Restoran Konum

Kule
Kule Restoran

Eğer “buralara kadar gelmişim, mezelerin tadına rakısız mı bakıcam, olmaz!” diyorsanız Antakya’nın Harbiye bölgesine gitmenizi tavsiye ederim. Bu bölgede oldukça şık restoranlarda, gündüzse manzaraya karşı en lezzetli mezelerle içkinizi yudumlayabiliyorsunuz. Bizim deneyimlediğimiz Kule restorandı ve orada yediğim ortasına kavrulmuş kıyma konularak yenen çiğ köfteyi (etli) unutamıyorum. Çok başka bir şey. Bir de tereyağlı humusu enfes.

Antakya Ev Yemekleri: Sultan Sofrası Konum

sultan sofrasi
Sultan Sofrası

İşte geldik, beni “bir daha bunu yemeden nasıl yaşarım?” diye sorgulatan yemeğin mekanına. Damağımı patlatan bu lezzetin adı AŞÜR. Aşür aslında keşkek’in farklı bir yorumu, bence beş on kat daha lezzetlisi. Et ve buğdayla sakız kıvamına getirilmiş, ortasına acılı tereyağı ve ceviz konulmuş. Hayatımda yediğim en güzel şeydi. Sultan sofrasında içli köfte ve ekşili yoğurt çorbası, kaytaz böreği de yedik. Özellikle kaytaz böreği farklı ve çok lezizdi.

BONUS: Gece Gidilebilecek Mekanlar

Antakya barlar sokağı güzelliği ve renkliliğiyle bizi şaşırttı. Antakya’nın barlar sokağını Antalya Kale içine benzettim diyebilirim. Bade Şarap Evi şarap seçeneklerinin çokluğu, sofistike ortamı ve ortadaki kocaman odun sobası ile mutlu ediyor. Sıcak şarabını özellikle tavsiye ederim. Vivi La Vita ise bira eşliğinde alternatif müzik dinleyerek sohbet edilebilecek çok hoş bir mekan. Eski iki katlı bir Antakya konağı pub’a dönüştürülmüş, çok da hoş olmuş.

Antakya için sadece lezzetlerinden bahsetmek gerçekten haksızlık olur. Nereye kazma vurulsa altından bir tarihin fışkırdığı, ve bir tarihin altında başka bir tarihin var olduğu bu Medeniyetler Şehri’ni keşfetmenizi tavsiye ederim.

Nurdan Gündoğdu’nun theMagger’daki Antakya Rocks: Lezzetli Bir Antakya Rehberi yazısını da okuyabilirsiniz.