Gerçek olaylardan esinlenen dizileri sever misiniz? O halde Netflix İtalya’nın Baby dizisine bir göz atın derim. Roma’nın elit bölgelerinden Parioli’de 2013 yılında yaşanan gerçek bir İtalyan skandalından yola çıkan Baby, lise çağındaki gençlerin kendini bulmaya çalışırken kaybolma hikayesi.

youtube play youtube play

Elinden geldiğince İtalyan dizi ve filmlerini takip eden biri olarak yapımların konusuna ve oyuncularına pek bakmadan balıklama atlayıp izliyorum desem yeridir. Daha önce kısa bir süre de olsa yaşadığım bir bölge olduğu için Roma’da geçenleri özellikle pık pık seçip, bir solukta bitirmeye bakarım hep. 2018’deki ilk sezonunun ardından İtalya’da geniş bir hayran kitlesine ulaşan Baby de böyle dizilerden oldu benim için. 

Her ne kadar ilk başta “Aman klasik gençlik dizisi konseptli bir şeydir.” diyerek İtalyanca pratik amaçlı açmış olsam da diziyi, Baby yakından bakıldığında pek de öyle değil. Bildiğimiz klasik gençlik dizilerindeki klişelerin birçoğunu elbette barındırıyor. Büyüme sancıları, rutinden bıkma, kaçma arzusu, duygulardan arınma ve yolunu bulmaya çalışma, fiziksel temaslar. Tüm bunların yanında görmeye alışık olmadığımız büyük bir şey daha var: Reşit olmayan gençler arasındaki fuhuş. Evet, korkunç! Ama devam edelim…

Baby, “Harika bir akvaryuma batırılmışız; ama denizi özlüyoruz. O yüzden hayatta kalmak için bize gizli bir hayat lazım.” cümleleriyle başlıyor ve her bölümünde karanlıklaşan sırlar ve entrikalar ile devam ediyor. “Oyun” gözüken anlık eğlenceler sonu alınamaz büyük sırlara dönüşüyor. En sonunda Roma’da patlayan koca bir skandal!

Baby Squillo Skandalı

Baby Netflix | Fotoğraf: Netflix Italia – Twitter

Baby, gerçekten de “gerçek bir İtalyan skandalına dayanıyor. 2013 yılında medyada büyük olay yaratan “Baby Squillo” yani “Baby Call-Girl” skandalını daha önce duymuş muydunuz bilmiyorum. Benim bir bilgim yoktu; diziden sonra İtalyan basınında çıkmış haberlerden biraz araştırarak öğrendim. 2013 yılında Roma’nın en zengin ve şık bölgelerinden biri olan Parioli bölgesinde 14-15 yaşlarındaki kızlar fuhuş çetesinin merkezine düşüyorlar. İki kızın ifadelerine göre Google’dan yaptıkları “kolay para kazanma” araştırması kendilerini Mirko Leni ve İtalyan ordusunda yetkili Nunzio Pizzacalla ile buluşturuyor. Sonrası mı? Viale Parioli’de tutulan bir ev ve tasarım kıyafetler, lüks eşyalar uğruna pazarlanan bedenler. Hatta kızlardan birinin annesi maddi durumu iyi olmadığı için bundan haberdar olup göz yumuyor ve kızını destekliyor! Derken, “Önemli bir Romalı aileden gelen” kızın annesi kızının harcamalarından şüphelenip durumu polise bildiriyor. Roma’da orman yangını gibi yayılan bu istismar -Baby Squillo- da araştırmalar sonucunda ortaya çıkıyor. Tabii herkes şok!

Baby Netflix
Baby Netflix | Fotoğraf: Denise Capezza Official Website

İtalya’da seks işçiliğinin yasal olduğunu biliyoruz; fakat 18 yaşın altında “seks işçisi” diye bir şey tabii ki yok. Seks kaçakçılığı ve cinsel istismar oluyor bu! Bu yüzden durumu bilen anne kızını desteklediği için 6 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Bilinene göre, 14-15 yaşındaki kızların zengin ve yaşlı müşterileri de kızların yaşlarından haberdarlar. Avukatlar, polisler, iş adamları dahil 50 müşteri para ve hapis cezasına çarptırılmış dava sonucunda. Fakat tahmin edersiniz ki böyle olayların üstü bir şekilde kapatılmaya çalışılır. “Baby Squillo” skandalının medyada büyük patlak vermesinin sebebi ne yazık ki yalnızca “durumun şok edici korkunçluğu” değil; müşteriler arasında yüksek profilli ve hükümet yetkilileri de olması. Hatta bunlardan biri Benito Mussolini’nin torunu Alessandra Mussolini ile evli Mauro Floriani! (Mauro Floriani eski polis memuru ve TrenItalia’nın müdürüydü.)

Diziye Gelen Tepkiler

Baby Netflix
Baby Netflix | Fotoğraf: Tunefind

“Baby Squillo” skandalı Baby dizisinden önce Daniele Autieri tarafından yazılan Professione Lolita adında bir kitaba konu olmuş. Hatta 2013 yılında yaşanan skandalın 2017 yılında bir belgeseli de yapılmış. Şimdi biz Netflix İtalya’nın Baby’sine dönelim. Baby, çocuk cinsel istismarını ve reşit olmayan gençlerin seks kaçakçılığını normalleştirdiği gerekçesiyle de büyük tepki çekmekte. Hatta ilk sezon yayına girdikten sonra durdurulmak istendi, imza kampanyaları falan düzenlendi. Bunun üzerine dizinin senaristi Romolo Re Salvador dizinin aşk hakkında bir hikaye olduğu üzerine bir açıklamada bulundu. Netflix de “Ürününüze inanıyoruz, ilerleyin.” diyerek diziyi destekledi. “Gerçek bir skandalı” konu alan dizinin yaşanan olaylarla örtüştüğü de kabul edildi. Hatta yönetmen Andrea De Sica olaylara sadık kalmaya çalıştıklarını ve gördüğümüz her şeyin gerçekte yaşananlar olduğunu da vurguladı. Bir röportajında “Fuhuş var ama genç bir insanın, günah labirentine nasıl bir cesaretle girip kaybolduğunu gösteriyor” dedi Baby için.

Çocuk cinsel istismarını normalleştirmeyle suçlanan dizi gerçekten de bir şeyleri “normalleştirmeye” mi çalışıyor ya da bir şeylere “özendirmek” mi istiyor? İşte ben bu fikre katılmıyorum. Baby’yi izlerken ilk sezondan itibaren hemen her bölümde ayrı gerildim, boğuldum. Gençlerin her birinin kısacık sürede bu kadar çok sorunla yüzleşmesi, bazı kitlelerce “özendirici” olarak düşünülen şeylerin, aslında onları yaşayan kişilerden neleri götürdüğünü ve seçimlerin yarattığı sonuçları bizlere anlatmaya çalışmış Baby. Bunu dizinin finalinde daha yakından görüp, anlayabiliyoruz. Baby bence yalnızca gerçeklere dayanan bir dizi olmaktan çok bir ihbar dizisi. Kamuoyuna bu durumu tanıtmak ve yetişkinlere -özellikle de ailelere- korkunç manzarayı sorgulatmak isteyen bir atmosfer var dizide. 

Baby

Baby Netflix | Fotoğraf: Netflix Italia – Twitter

16 yaşında ve Roma’nın en güzel mahallesinde yaşıyorsan, şanslısındır. Bizimki mümkün olan en iyi dünya. Harika bir akvaryuma batırılmışız ama denizi özlüyoruz. O yüzden, hayatta kalmak için bize gizli bir hayat lazım.”
– Ciara

Baby’nin ekosistemini özel Collodi dei Parioli öğrencileri ve onların aileleri oluşturuyor. Gençlerin kendilerine sunulan “mümkün olan en iyi dünya” aslında gerçekten mutlu olmalarına yeterli mi? Baby, farklı kültürlerden gelen gençlerin hikayelerini ortak bir dünyada buluşturmak istemiş. Lisede olmak tabii ki kolay değil, hayatın eğlenceli olduğu kadar en zorlu süreçlerinden ve bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyorsun. Kıskançlıklar, gizli aşklar, zorbalıklar, fuhuş, alkol ve uyuşturucu ticaretine tanıklık ettiğimiz dizide, gençlerin her birinin bunu yapmak için farklı nedenleri var. Kimi zayıflığını ve tedirginliğini örtmek istiyor, kimi sadece para, başarı ve ün istiyor. İnsanların kendi seçimleriyle kendi geleceklerini kendilerinin yaratıklarını görüyoruz. Tabii ki insanız; en güçlümüz de, en sıradan olanımız da her an her şeyi batırabilir veya bir şeylerden pişman olup yönünü değiştirebilir. 

Baby Netflix | Fotoğraf: movieplayer.net

Dizide verilmek istenen mesaj tam olarak dizinin açılış cümlesi gibi. Süslü Art Nouveau binalarıyla bu lüks mahalle göründüğü kadar mükemmel değil. Peki hayattan zevk alamadıkları için heyecan ve eğlence peşine düşen ve her şeyi oyun olarak gören gençlerde mi suç sadece? Elbette ki hayır. Günümüz orta üst-üst sınıf ailelerin parçalanması ve yaşadıkları problemler dizinin hemen her bölümünde işlenmiş. Ebeveynler çocuklarıyla diyalog kuramıyor ve sürekli bir iletişim eksikliği var; hatta gençler onlara yaklaşmak istese bile! Sessizlik içinde geçen yemek sofraları, “doğruyu gösterme” olarak düşünülen dikteler, kendi hayatlarının “büyüsünün” içinde kaybolup çocuklarının hissiyatlarını düşünmeyen ebeveynler… Baby’yi izlerken aslında kendi içlerinde darmadağın olmuş yetişkinlerin yanlışa yönlenen gençlere nasıl sebep olduğunu sorguluyoruz. Collodi öğrencilerinin bu yanlış seçimlerde yol alıp ilerlemesinde, ailelerinin kendi “gerçeklerinin” büyük ölçüde etkili olduğunu anlıyoruz. Ailelerin “olması gereken” olarak dayattıkları, ergenlik dönemindeki gençlerin değişimini ve kendilerini keşfetme halini görmemeleri ve hatta görse de reddetmeleri sürüklüyor dizideki karakterleri kendi çizmeye çalıştıkları yola. 

Baby’de sevdiğim şeylerden biri, aslında her gençlik dizisinde olduğu gibi karakterlerin her birinin aşk ve mutluluk arayışı ile kendi yolculuğuna çıkması; bu yolculukta onların içlerinde yaşadıkları değişimi görmek, bir şeyleri düzeltmeye çalıştıkça her şeyi daha da batırmaları ve bu durumdan yaşadıkları pişmanlığa şahit olmak oldu. Kendilerini ve kendi kimliklerini aramak için ebeveynlerine, okula ve toplum kurallarına karşı çıktılar. Ebeveynlerin kurmuş olduğu ikiyüzlü dünyanın aksine, çıkmaza girene kadar kendilerini bulmak istedikleri yolda korkusuzca devam ettiler.

Baby Netflix
Baby Netflix | Fotoğraf: New on Netflix

Sevgi ihtiyacı dizideki gençleri ve yetişkinleri birleştiren nokta oldu. Etrafları entrikalarla çevrili olsa dahi arkadaşlık ve dostluk her seferinde kendini gösterdi. Seni yaptığın eylemlerle yargılamayacak ve seni sen olduğun için kabul edecek, yanında yürüyecek ve elini sıkıca tutacak dostlardı bunlar. Ve tabi aşkın sinsi bir yolculuk olduğunu gördük Baby’de. Onun içinde kaybolmanın gerçekten çok kolay olduğunu da. 

Baby, yapılan eylemlere tarafsız olarak yaklaşmaya çalışmış. Ahlakçılık ve mağduriyet ile de örmemiş hikayeyi. Her ne kadar dediğim gibi durumu “normalleştirmeye çalışıyorlar” olarak gören bir kitle olsa da yetişkinlerin gençlerin eylemlerdeki sorumluluğuna odaklanılmış. Sonuçta eylemlerin kapsamının gerçekten farkında olan yalnızca yetişkinler değil midir? Sözde “ideal aile” olan aileler ve gözlerinin önünde olup biteni görmek istemeyenler nasıl karşısındaki reşit olmayan bir insanı yargılayabilir? Evet dizinin iki ana karakteri Chiara ve Ludovica aptal insanlar değiller ve ne yaptıklarının gayet farkındalar. Hatta kendilerini hiçbir zaman kurban olarak temsil etmiyorlar. Onların farkında olmadıkları şey ne yazık ki yaşadıklarının kapsamı. Peki bunu hiç mi fark edemiyorlar? Üçüncü sezonda sadece Chiara ve Ludo değil, dizideki hemen herkes başkalarının onları ne şekilde yargıladığından çok kendi içlerinde kendileriyle savaşmak zorunda kalıyorlar. Ki hepimiz biliyoruz ki kişinin kendi kendine verdiği bu savaş her şeyden daha zor. 

Baby Netflix
Baby Netflix | Fotoğraf: New on Netflix

Ben Baby’nin işlediği konunun yanı sıra sinematografisini, kurgusunu ve sosyal medya uygulamalarını kullanırken basit görsel efektlerle karakterlerin Instagram hikayelerini, tweet’lerini ve mesajlarını ekrana taşıma şekillerini sevdim. Üçüncü sezonun üçüncü bölümünde bir anda çıkıp şaşırtan çok tatlı da bir animasyon var 🙂 BAYILDIM! Dizinin müzik seçimlerinin de başarılı olduğunu düşünüyorum. Bu arada müzik demişken diziyi izlemeyenler için sürprizi bozabilirim ama ikinci sezonda Sezen Aksu şarkısı duyunca gülümsemeden edemedim. 🙂 (Dellamorte Dellamore’de Hadi Bakalım’ın çaldığı sahne arkaplanda açık.)

Baby’nin eksikleri yok mu, tabii ki var. Özellikle diyalogların biraz “boş” olduğunu düşündüğüm noktalar çok sık oldu. Bunu “boş değerlerden oluşan boş bir yaşama” bağlayanlar da olmuş. Belki de haklılar. Çünkü üçüncü sezonun sonlarına doğru karakterler olgunlaştıkça diyalogların biraz daha derinleşmiş olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte dizideki karakterler kesinlikle daha boyutlu olabilirmiş; biraz daha derin işlenebilecekken yüzeysel kalmış. Homofobi ve ırkçılık gibi toplumsal önyargılara ışık tutulmak istenmiş, o da eksik kalmış; hatta pek de başaramamışlar. Yoksa Brando Pacitto’nun canlandırdığı Fabio karakterinin karşılaştığı zorbalığa karşı hissettiklerini çocuğun anlamlı anlamlı bakışları olmasa bu kadar derinden hissedemeyebilirdim ben. 

Baby Netflix
Baby Netflix | Fotoğraf: Cinefacts

İlk sezondan finaline kadar, kişileri yaptıkları hatalarla yargılamadan önce onları bu yola sürükleyen etmenin ne olduğunu düşünmemiz gerektiğini bize bir defa daha hatırlattı Baby. Hatta Ludo’nun “Başını dik tut, boynun kirli olsa bile.” cümlesini de cebimize ekledi. Ne de olsa zararın neresinden dönersek kardır, yeter ki sevdiklerimiz yanımızda olsun. 

Eğer hala Baby’yi izlemediyseniz, son sezonu da gelmişken ona bir şans verin. Hayat bazen Chiara’nın dediği gibi değil mi? Hepimiz mümkün olan en iyi dünyada yaşamaya çalışıyoruz. Harika bir akvaryuma batırılmışız ama yine de denizi özlemiyor muyuz zaman zaman? Üstelik yaşımız kaç olursa, yaşadıklarımız her ne olursa olsun. 

Kapak Görseli: nerdpool.it

İlginizi çekebilir: Esra Esma Hamurcu’dan Dirty John