Echo ve Narkissos miti imkansız bir aşk hikayesi mi yoksa tanrıların oyunu mu? Bildiğiniz gibi Echo ve Narkissos miti yunan mitolojisine kadar uzanan bir üne sahip. Hikayenin birçok versiyonu bulunuyor ancak benim size bu hikayeden bahsetme sebep olan versiyonu Ovidius’un birinci yüzyılda yazdığı “Başkalaşımlar” isimli epik şiirindeki versiyonu. Çünkü bu versiyon şu sıralar Beyoğlu Meşher’de sergilenmeye başlayan “Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?” sergisinin ilham kaynağı. 14 Eylül’de başlayan ve küratörlüğünü Selen Ansen’in üstlendiği sergi 12 Şubat 2023 tarihine kadar Meşher’de ziyaret edilebilecek.

1-313
Meşher “Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?” | Fotoğraf Kaynağı: Hadiye Cangökçe

Sergiyi anlatmaya geçmeden önce kısaca Echo ve Narkissos mitini hatırlatmak istiyorum. Mit, bir orman perisi olan Ekho ve güzelliği dillere destan Narkissos’un karşılıksız aşkından yola çıkar. Gevezelikle suçlanan Ekho, tanrılar tarafından asla kendi adına konuşmamak, sadece işittiği sesleri ikilemek ve duyduğu sözlerin son kelimelerini tekrar etmekle cezalandırılmıştır. Günlerden bir gün, uzaktan gördüğü Narkissos’a vurulur, fakat genç adam aşkına karşılık vermez ve onu kendinden uzaklaştırır. Ekho kahrından, gözlerden ırak bir yerde kendisini ölüme terk eder. Ondan geriye bedensiz, yankılanan bir ses (echo/yankı) ve taşa dönüşen kemikleri kalır. Narkissos’un kaderi Ekho’nunkine benzerdir. Cezası budur. Günlerden bir gün, bir gölün yüzeyinde gördüğü kendi yüzünün yansımasına vurulur. Âşık olduğu suretin aslında kendi sureti olduğunu ve ona asla kavuşamayacağını anlayınca, kendisini ölüme terk eder. Yok olan bedeninin yerine, her yıl bahar öncesinde kendi adını taşıyan bir nergis çiçeği (narcissus) açar. Bu hikayede mutlu olan yoktur ve kimilerine göre bu durumdan mutlu olan bir tek cezaları veren tanrılardır.

6-104

Laurence Demaison (1965) Psikeler, 2009 | Fotoğraf Kaynağı: Meşher

“Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?” sergisi bu hikayenin sunduğu yansıma, yankılanma, başkalaşma temalarını günümüzün sanatsal ve toplumsal dinamiklerinin ışığında yorumluyor.  Amacının hikayeyi betimlemek değil, Echo ve Narkissos’un imkansız aşkından arta kalanları vurgulamak olduğu sergide yurt içi ve yurt dışından olmak üzere toplam 44 sanatçının 120’ye yakın eserine yer veriliyor. ödünç alınan eserlerin yanı sıra, Vehbi Koç Vakfı desteğiyle bu sergi bağlamında çeşitli mecralarda üretilen yapıtlar da yer alıyor.

Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?
Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? | Fotoğraf Kaynağı: Hadiye Cangökçe

Serginin küratörü Selen Ansen serginin Ekho ve Narkissos mitinin odağında yer alan başkalaşım kavramından yola çıktığını ve ikililik üzerinde temellendiğini vurguluyor.

11-43
Bakmalar Denizi, Necla Rüzgar (1972) | Fotoğraf Kaynağı: Hadiye Cangökçe

Serginin dikkat çeken ismi Emily Dickinson’ın “Ben Hiç Kimseyim! Sen Kimsin?” şiirinden esinlenilmiş. Sergide ziyaretçiler birçok sen(ler), ben(ler), arzular, anlatılar, imgeler ve yaşanmışlıklar arasında ilişkilerin örüldüğü bir alana davet ediliyor. Ekho ve Narkissos mitinin ve mitolojik anlatının döngüsel ve tekerrüre dayalı yapısını benimseniyor. “Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?” hikâyenin geride bıraktıklarını odağına alarak uzak, geçmiş ya da yabancı şeylerin bize kadar ulaşması ve hayatlarımıza eklenmesi için zaruri mesafeleri vurguluyor.

14-23
İki Dudağımın Arasında, Mehtap Baydu (1972) | Fotoğraf Kaynağı: Hadiye Cangökçe

Görsel, işitsel ve dokunsal boyutların iç içe geçtiği bu alanı oluşturan eserler, ten ve ses, ses ve suret, ben ve öteki, insan ve gayri-insan, maddi ve maddi olmayan şeyler arasında çeşitli ilişkilenme biçimlerini deneyim imkânları sunuyor. Bir yandan çağdaş dünyanın yansıma ve yanılsama sorunsallarıyla bağ kurarken, diğer yandan tarih boyunca beden, var oluş/yok oluş, kimlik, temsil ile özdeşleştirilen yüz, ayna, gölge, iz gibi öğelere sanatsal bir bakış sunuyor.

Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?
Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? | Fotoğraf Kaynağı: Hadiye Cangökçe

İstiklal Caddesi sanat duraklarından biri olan Vehbi Koç kuruluşu Meşher’in üç katında yer alan ve 14 Eylül’de ziyarete açılan bu dikkat çekici sergiyi 12 Şubat 2023 tarihine kadar ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca unutmadan eklemeliyim: Sergiye eşlik eden kitap bildiğimiz sergi kataloglarından farklı olarak serginin altyapısını ve odaklandığı dönüşüm, başkalaşım konularını geçmiş ve günümüzü birleştirerek yorumlayan bir kitap niteliğinde.

Sergide eserleri bulunan sanatçılar arasındaysa; Marina Abramović, Erol Akyavaş, Dieter Appelt, Koray Ariş, Eylül Aslan, Levent Aygül, Mehtap Baydu, Deniz Bilgin, Handan Börüteçene, Elina Brotherus, Betty Bui, Claude Cahun, Aslı Çavuşoğlu, Laurence Demaison, Lee Friedlander, Ryan Gander, Nan Goldin,   Jessica Harrison, Camille Henrot, Charles Holland & Elly Ward, Talbot Hughes, John Isaacs, Fatoş İrwen,  Gizem Karakaş, Nermin Kura, Marcantonio Raimondi Malerba, Bevis Martin & Charlie Youle, Radenko Milak, İz Öztat, İz & Ra, Evan Penny, Gerhard Richter, Necla Rüzgar, Stéphanie Saadé, Fabrice Samyn, Jenny Saville & Glen Luchford, Yusuf Sevinçli, Yaşam Şaşmazer, Ayça Telgeren,  Defne Tesal, VOID var.

Kapak Fotoğrafı: Esra Sarıhan

İlginizi çekebilir: Artsy Magger’dan İstanbul Sergi Takvimi