İçinde bulunduğumuz Covid-19 Pandemisinin de getirisi ile son zamanlarda daha çok salgınları anlatan belgesel, dizi, film ve kitaplara yöneldim. Bu arayışta da oldukça önemli olduğunu düşündüğüm Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık ile tanıştım. 

Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık: Genel Bir Bakış

Başlarda tarihi olaylara çok fazla değinildiğini düşünsem de bu salgınların temelini anlayabilmek için öncesini de bilmek çok önemli. Benim gibi tarihi şeylere çok merakı olmayan okuyucular bu kısımlarda biraz bocalayabilir fakat kitap, ilerleyen bölümlerde çok daha akıcı bir hal almaya başlıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri kitabın tıp terimlerinden olabildiğince uzak, herkesin anlayabileceği bir şekilde yazılmış olması. Tıbbi terimlere ihtiyaç duyulduğu yerlerde de oldukça açıklayıcı dipnot ve uyarılar düşülmüş.

İçerik ve Yöntem

Tarihin en büyük ve en tehlikeli 12 pandemisine değinilen bu kitap, akıcı olmasının yanında oldukça aydınlatıcı. İlk kullanılan karantina yöntemlerinden kelime kökenlerine kadar şuan karşı karşıya olduğumuz birçok terime değinilmiş.

Bunların yanısıra her salgın temel olarak nasıl patlak vermiş, toplumlar nasıl bir yol izlemiş ve bu salgınlar nasıl son bulmuş şeklinde üç ana kısımda anlatılıyor. Bu başlıklar dışında her salgın için birbirlerinden farklı ara başlıklar da mevcut. Her şey derli toplu bir şekilde kafa karıştırmadan anlatılmış. Kitabın akıcı olmasının sebeplerinden biri olarak bunu da gösterebiliriz.

Yaklaşan Felaketin Habericisi 

Bu kitapla ilgili beni en çok şaşırtan şey içine sürüklendiğimiz felaketin habercisi olması. Kitabın yazıldığı tarihte (2007) Covid-19 pandemisi olarak bahsedilmese de ilerde bizi bekleyen bir pandemiden söz ediliyor. Bunu tabii ki  bir komplo teorisi olarak yorumlamadım. Kitabın kaynakları doktorlara, akademik makalelere, belirli tıbbi deney ve çalışmalara dayandığı için komplo teori olarak yorumlamak oldukça anlamsız olur. Beni şaşırtan şey şuydu: bütün bu bilim insanları adını bilmediğimiz ama öngördüğümüz bir pandemi yaklaşıyor diye bas bas bağırırken ilgililer nasıl bu kada sağır ve kör olabilir? Düşmanı bulduk: Biziz!

Pandemi | Fotoğraf: Unsplash/@forest_ms

Şunu da fark ettim ki binlerce yıldır salgınlarla haşır neşir olmamıza rağmen bu hastalığın bir pandemiye dönüşmesi onlar karşısında hala deneyimsiz olduğumuzun bir göstergesi. Kitapta, toplumların salgın karşısındaki davranışlarını okurken aslında her çağda benzer tepkilerin hakim olduğunu fark ettim. Özellikle yazarın ilerde bizi bekleyen pandemi tablosunu okurken gözlerime inanamadım. Eski salgınlardan ve yaşanılanlardan yola çıkarak, şuan yaşadığımız bütün tabloyu 2007 yılında öngörmüş. Öngördüğü şekilde de ilerlemeye devam ediyor.  Bu da insanoğlunun yaşadıklarından ders çıkarmadığının önemli bir kanıtı olarak çarpıyor yüzümüze.

Eğer salgınların tarihine dair  ilginiz oluştuysa ve derli toplu bir kitap arıyorsanız Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık  güzel bir seçenek olacaktır. Şahsen okurken keyif aldığım ve tıbbi terimlere boğulmadığım bu kitap benim için oldukça faydalı oldu…

Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: Hümanist Kitap Blog

İlginizi çekebilir: Fatma Kayalar’dan Covid-19 Aşıları