Günümüzde pek çok restoran var ve her biri fiyatına, konumuna, tasarımına, lezzetine, kalitesine ve daha pek çok şeye göre farklı. Sonuç olarak her birimizin göz alıcı, damağımıza hoş gelen ve uygun pek çok seçeneği var ancak her birimiz için “olmazsa olmaz” dediğimiz, bu seçimlerin bireysel zevkler kadar renkli olduğu anlar da olur. Örneğin vejetaryenler ya da veganlar ağırlıklı olarak kendilerine uygun menüde yemek yemeyi tercih ediyorlar. Kimisi kendine özgü bir “Şarap menüsü” ister, kimisi ise hikayesi olan eski restoranları tercih eder. 20, 50, 100 yıllık eski restoranlardayken günümüz tasarımlarının farkını hissediyoruz. Hikâyeleriyle ilgileniyoruz, hayranlıkla, biraz da heyecanla dinliyoruz.

Dünyanın En Eski Beş Restoranı

500, hatta 1000 yıllık bir restoranda oturup akşam yemeği yediğinizi hayal edebiliyor musunuz? Dünyanın en eski beş restoranının ne zaman kurulduğunu gördükten sonra bu en eski restoranlar, tarih, antik kültür ve mimarinin yanı sıra heyecan verici ve gizemli hikayeler dinlemek isteyenler için mutlaka görülmesi gereken yerler olacak diye düşünüyorum.

La Tour d’Argent – Paris, Fransa

1582 yılında kurulan bu Fransız restoranında öğle yemeği, kendinizi Fransız kraliyet ailelerinden biri gibi hissetmenizi sağlayacak. Kral III. Henry, avdan sonra soylularla bir araya gelerek o zamandan beri faaliyet gösteren bu restorana gelirmiş. Restoranın Kral IV. Henry tarafından zamanında ziyaret edildiğine de inanılıyor.

İlginç gerçeklerden biri de hepimizin ortak özelliği olan ve artık kullandığımız çatalın ilk kez burada görücüye çıkması. Notre Dame Kilisesi‘nin mükemmel manzarasını izlerken Fransız mutfağının harika yemeklerini tadabilirsiniz. Dünyanın en eski restoranlarından biri olan bu restoran, Pixar’ın 2007 yapımı favori animasyon filmi Ratatouille’e de ilham kaynağı olmuş.

Şarap mahzeni, 2. Dünya Savaşı’ndan sağ salim kurtulmuş ve 24 saat korunan dünyanın en iyi şarap mahzenlerinden biri. Restoranda 2009 yılında 25 milyon Euro değerinde 45.000.000 şişeden fazla şarap var. Tarihi ve Paris’i seviyorsanız, Paris’in en eski restoranlarından birini ziyaret etmek isteyeceksiniz. Burada öğle veya akşam yemeği size yaklaşık 500 dolara mal olacak. Ancak gelmeden önce masa ayırtmanız gerektiğini de unutmayın.

Honke Owariya – Kyoto, Japonya

Fotoğraf Altyazısı | Sorasak (unsplash.com)
Kyoto, Japonya | Fotoğraf: Sorasak (unsplash.com)

1465 yılında kurulan restoran, eskiden sadece bir şekerci dükkanıymış. Artık Japonya’nın en popüler ve en eski restoranı olarak biliniyor. Eski olmasına rağmen güzel bahçesiyle bu ahşap yapı yıllardır sağlam bir şekilde yerinde duruyor. Meşhur tatlılarını sunmaya henüz son vermedi. Bu restoran yüzlerce yıldır keşişlere ve Shogun’lara (Shogun’lar orta çağ ve modern Japonya’daki imparatorluk ailesinin patronlarıdır) ve imparatorlara hizmet vermiş. Onlara verilen yiyecekler çoğunlukla ocakta pişirilen yemeklermiş. Soba yemeği olan noodle yemeği halk arasında meşhur olup, ilk kez 1700’lü yıllarda hazırlanmış.

Dünyanın en eski restoranlarından birine gitseniz bile İmparatorluk ailesinin Tokyo’dan gelip burada öğle yemeği yediğini görebilirsiniz. Ancak elbette bu durum sıradan insanların restoranı ziyaret etmesine engel olmuyor. Ziyaret etmek isteyenler için sevindirici bir bilgi: Burada masa ayırtmaya gerek yok.

Zum Franziskaner – Stokholm, İsveç

Alman keşişler, 1421 yılında Stockholm‘de dünyanın en eski restoranlarından birini kurmuşlar. Bir efsane haline gelen, yerli halk ve turistler tarafından sevilen bu restoran, birkaç kez yeniden inşa edilmiş ve ne yazık ki altı asır önceki gibi kalmamış. Mevcut bina 1906 yılındaki son yeniden yapılanma sonrasındaki halini almış ancak açılıştan bu yana yiyecek ve içecekler hemen hemen aynı kalmış. Günümüzde de geleneksel İsveç ve Alman mutfağının yemekleri sunuluyor.

Bianyifang – Pekin, Çin

Fotoğraf Altyazısı | Hanson Lu (unsplash.com)
Pekin, Çin | Fotoğraf: Hanson Lu (unsplash.com)

Dünyanın en eski restoranları listesinde yer alan bir diğer restoran ise 1416 yılında kurulan, dünyanın en eski ikinci restoranı. İlk günlerindeki gibi ördek ve tavuk yemekleri sunan küçük bir dükkan olmasa da Pekin’in en eski Pekin Ördeği restoranı olarak adını hala koruyor. Ming Hanedanlığı’na kadar uzanan geleneği sürdürüyor. Modern çağımızda restoran, bölgeyi ziyaret eden, tarihi mekanları seven ve eski gelenekleri tanımak isteyen turistlerin yanı sıra yerel halkın da uğrak noktası haline gelmiş durumda.

St. Peter Stiftskeller – Salzburg, Avusturya

Son olarak dünyanın en eski restoranı nerededir diye merak edenlerin sorusunu yanıtlamaya geldik. Avrupa’nın en eski restoranı ve en önemlisi dünyanın en eski restoranı Avusturya’nın Salzburg şehrinde. 803 yılında kurulan St. Peter restoranının 1220 yıllık bir geçmişi var. Restoranın adı ilk kez dünyaca ünlü şair Alcuin’in eserlerinde anılıyor. En ilginci ise hala orijinal halinde olması. Merak edip bu restoranın tarih boyunca neler yaşadığını araştırırsanız inanılmaz sonuçlar elde edeceksiniz. Kaç savaşa, başkana, hükümete, barışa tanık olduğunu düşündüğünüzde binanın tarihin her detayını nasıl yansıttığına hayran kalacaksınız.

Restoranda yapılan kapsamlı restorasyon çalışmalarına rağmen, muhteşem barok ve antik avizeler tarzında dekore edilmiş birçok yemek odası, Abbey’in orijinal yapısının yanında hâlâ taş kayalara oyulmuş. İçeri girince eski mimarinin ihtişamına hayran kalmamak mümkün değil. Yüzyıllar süren tarihi boyunca kraliyet ailelerine, onurlu kişilere ve ünlülere hizmet etmiş. Dünyanın bu en eski restoranında unutulmaz bir öğle yemeği yemek isteyenler için bir gün önceden masa ayırtmak iyi bir fikir olabilir.

Geçmişe Yolculuk Devam Ediyor

Bahsettiğim restoranlar dünyanın en eski restoranları. Bazıları artık çalışmıyor, bazıları ise belirli bir zamanda çalışmayı bırakıp daha sonra tekrar çalışmaya başlamış. Ancak bahsetmediğim bir restoran var ki o da yaratılışı itibarıyla değil, faaliyet yılı açısından en eski olanı.

Fotoğraf Altyazısı | Jorge Fernández Salas (unsplash.com)
Madrid, İspanya | Fotoğraf: Jorge Fernández Salas (unsplash.com)

Sobrino de Botin restoranı 1725 yılında İspanya’nın Madrid şehrinde kurulmuş. Restoran, Jean Botin adında Fransız bir şef ve Avusturyalı eşi tarafından açılmış ve başlangıçta Casa Botin adını almış. Botin ailesinin çocuğu olmadığı için restoran Bayan Botin’in yeğenine miras kalmış ve adı Sobrino de Botin olarak değiştirilmiş. Sobrino, İspanyolca dilinde “yeğen” anlamına gelir. Sobrino de Botin birçok yazarın ilgisini çekmiş ve Ernest Hemingway, Frederick Forsyth, Graham Greene ve James A. Michener’in romanlarında adı geçiyor.

Restoran 298 yıldır faaliyet gösteriyor ve kapılarını hiçbir zaman müşterilerine kapatmamış. 18. yüzyıldan itibaren orijinal binasında kalması ve sürekli faaliyet göstermesi nedeniyle Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başarmış. Geleneksel İspanyol ve Kastilya mutfağı sunan dünyanın en eski restoranında yemek yemek isterseniz yolunuzu Madrid’e düşürmeyi unutmayın!

Kapak Fotoğrafı: Instagram.com/latourdargentparis

İlginizi çekebilir: Yasemin Kızılbağlı’dan 1924 İstanbul