İçinde bulunduğumuz gezegenin gelecek nesiller için daha yaşanabilir olması, bireyler kadar kurumlara da önemli sorumluluklar yüklüyor. Atılacak en küçük bir adımın dahi büyük öneme sahip olduğu günümüzde hiçbir şey için geç kalmış sayılmasak da bir yandan geri dönülemez olanın sınırlarına da yaklaşıyoruz. Bu kapsamda çevreye duyarlı bir geleceğe çağrı yapmak amacıyla harekete geçen İKSV Alt Kat ve Vokal Akademi, Türkiye ve Birleşik Krallık’tan sanatçıları ve kültür kurumlarını buluşturan “Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik” projesi dahilinde 9 Şubat akşamı Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda bir konser gerçekleştirecek. “Yaratıcı İş Birlikleri Hibe Programı” kapsamında British Council’ın sağladığı destekle gerçekleştirilecek konser öncesinde ben de İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece ile projenin detaylarını konuşma fırsatı buldum. Ücretsiz olan konserin davetiyelerinin İstanbul Senin uygulaması üzerinden alınabildiğini hatırlatarak şimdiden keyifli konserler dilerim.

ozlem-ece
Özlem Ece | Fotoğraf: Yağız Bingül

İKSV Alt Kat ve Vokal Akademi, çevre krizine dikkat çekmek ve ekolojik farkındalığı artırmak amacıyla “Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik” konserini 9 Şubat akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenecek. Konser ayrıca “Yaratıcı İş Birlikleri Hibe Programı” kapsamında British Council tarafından da destekleniyor. Röportajımıza dilerseniz bu projenin ortaya çıkışını ve paydaşların bir araya nasıl gelip buluştuğunu konuşarak başlayalım.

Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik projesini, müzik aracılığıyla ekolojik duyarlılığa katkıda bulunmak hedefiyle tasarladık. British Council’ın Yaratıcı İş Birlikleri Hibe Programı desteğiyle hayata geçirdiğimiz proje için Türkiye ve Birleşik Krallık’tan sanatçılar ve kültür kurumları bir araya geldi. Vokal Akademi, uzman şefleri ve sanatçılarıyla projeye güçlü bir katkı sundu. Proje kapsamında 9 Şubat’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda izleyicilerle buluşacak konserde İsveç, Finlandiya ve Birleşik Krallık’tan sanatçılar ve besteciler de sahnede yer alacak.

Konserde Avril Lavigne, Celine Dion ve Justin Bieber gibi sanatçılarla çalışan İngiliz besteci ve şef Kevin Fox, İsveçli akapella grubu The Real Group’un kurucularından ve Ecocide Law Koroları girişiminin yöneticisi Peder Karlsson ile Finlandiyalı koro şefi, besteci, pedagog ve Tampere Vokal Festivali ile SibaFest gibi projelerin sanatsal direktörlüğünü yürüten Merzi Rajala konuşmalarıyla katkı sunacak. Konserde, çevresel temaları ele alan modern pop, caz ve akapella düzenlemelerinden oluşan bir repertuvar seslendirilecek.

eko-melodiler-ekoloji-icin-muzik
Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik | Görsel: İKSV

İKSV Alt Kat ve British Council’ın bir önceki iş birliğinde, WOW Dünya Kadınlar Festivali İstanbul kapsamında, Şubat 2024’te WOWsers Genç Kadınların Sesi: Çoksesli Koro isimli bir atölye gerçekleştirmiş ve 18-23 yaş arasındaki 30 yetenekli katılımcıyla bir araya gelmiştik. Şimdi, bu atölye çalışmasında filizlenen koroyla Eko Melodiler projesinde yeniden bir araya gelerek yakaladığımız ritmi sürdüreceğiz.

Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik konseri, çevreye duyarlı bir geleceğe çağrı yapmak amacıyla Türkiye ve Birleşik Krallık’tan sanatçıları ve kültür kurumlarını bir araya getiriyor. Çevre bilincinin müzikle ifade edilmesi noktasında projenin gerek yerel gerekse global anlamda nasıl bir önemi mevcut?

Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik, ekolojik duyarlılığa dair mesajları müziğin iletişim gücüyle desteklemeyi hedefleyen, uluslararası bir proje. Yerel düzeyde, Türkiye’den genç müzisyenlerin farklı kültür kurumlarının çatısı altında, belli periyotlarla bir araya gelmesi önemli bir gelişim sürecine vesile oldu. Sürecin sonunda ortaya çıkan konser ise toplumun daha geniş kesimlerinin müzik aracılığıyla ekolojik farkındalığının gelişimine aracılık edecek.

eko-melodiler-ekoloji-icin-muzik-prova_1
Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik (Prova) | Fotoğraf: Mete Kaan Özdilek

Küresel ölçekte ise Eko Melodiler, British Council’ın yaratıcı iş birlikleri ağı sayesinde farklı ülkelerden sanatçıları bir araya getirerek güçlü bir kültürel bir diyalog zemini yaratıyor. Kevin Fox, Peder Karlsson ve Merzi Rajala gibi uluslararası alanda tanınmış isimlerin katkıları, projenin mesajlarını evrensel bir dille ifade etmesine olanak tanıyor.

Temel olarak, müziğin duygusal gücüyle katılımcılarda ve konsere gelecek izleyicilerde içinde bulunduğumuz ekolojik krize dair harekete geçme bilinci oluşturmayı hayal ediyoruz. Yerel ve uluslararası katılımcılarıyla Eko Melodiler, sanatın kolektif değişim yaratma potansiyelini ortaya koyuyor.

Bu özel konserde İKSV Alt Kat aracılığıyla bir araya gelen Genç Kadınların Sesi: Çoksesli Koro Atölyesi katılımcıları ve Vokal Akademi Pop & Caz Korosu, Birleşik Krallık ve Avrupa’dan bestecilere ait eserleri seslendirecek. Genç koristler etkinlikte müzik aracılığıyla çevresel adalet ve sürdürülebilirlik mesajları verecek. Bu proje özelinde İKSV Alt Kat nasıl bir rol üstleniyor?

Gençlerin ve çocukların kültür-sanata erişim ve katılım imkânlarını artırmak üzere faaliyet gösteren İKSV Alt Kat, bu projede önemli bir köprü görevi üstleniyor. Genç Kadınların Sesi: Çoksesli Koro Atölyesi gibi projelerle gençlerin sanatsal becerilerini geliştirirken, aynı zamanda toplumsal konulara duyarlılık kazanmalarına da aracılık ediyoruz.

eko-melodiler-ekoloji-icin-muzik-prova_2
Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik (Prova) | Fotoğraf: Mete Kaan Özdilek

Bu projede İKSV Alt Kat yalnızca genç koristlere rehberlik etmekle kalmıyor, aynı zamanda onları uluslararası sanatçılar ve bestecilerle bir araya getirerek küresel bir perspektif sunuyor. İKSV Alt Kat ekibi olarak, kendi mekanımızda ve Vokal Akademi’de gerçekleştirilen provalar süresince gençlerin müzikal gelişimini destekleyecek altyapıyı ve yaratıcı alanı sağladık. Ayrıca, konserin hazırlık süreçlerindeki lojistik ve organizasyonel sorumlulukları üstlenerek bu anlamlı etkinliğin hayata geçmesini mümkün kıldık.

Peki dinleyenleri bu konserde neler bekliyor? Nasıl bir repertuvarla karşılaşacağız?

Repertuvar, farklı kültürlerden müzisyenlerin bestelediği çevre temalı 15 şarkıdan oluşan özenle tasarlanmış bir hikâye kurgusuyla izleyicilere yüksek tempolu ve enerjik bir müzikal deneyim sunacak. Bu proje için genç koristler Vokal Akademi’nin değerli ekibi ve şefi Başak Doğan liderliğinde uzun ve yoğun bir hazırlık süreci geçirdi. Bu dönemde koristler müzikal becerilerini geliştirirken aynı zamanda ekolojik duyarlılık kazandı ve bir arada üretmenin keyfini yaşadı.

Sanatın birleştiren, ortak hareket etmeye yönlendiren, yeni iş birliklerine alan açan, yereli küresele ve küreseli de yerele bağlayan özelliği; diller, kültürler ve düşünceler farklı olsa da bizi aynı amaç etrafında buluşturuyor. Peki sizin bu proje aracılığıyla farkına vardığınız değerler neler oldu?

En önemlisi, iş birliğinin gücüydü. Türkiye ve Birleşik Krallık’tan sanatçılar ve kültür kurumlarının, çevresel bir krize karşı ortak bir mesaj yaratmak için bir araya gelmesi, iş birliğinin sınırları aşan etkisini somutlaştırdı. Genç koristlerin, uluslararası sanatçılarla çalışırken edindikleri bilgi, beceri ve farkındalık, bu projenin uzun vadeli etkilerinin bir göstergesi oldu. Bir diğer önemli değer ise müziğin duygusal gücüydü. Müziğin, çevresel adalet gibi zorlu bir konuyu katılımcılara ve izleyicilere somut ve etkileyici bir şekilde nasıl aktarabileceğine şahit olduk. Proje boyunca, farklı perspektiflerden beslenerek ortak bir hedef için bir araya gelmenin ne kadar dönüştürücü olabileceğini gözlemledik.

eko-melodiler-ekoloji-icin-muzik-prova_3
Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik (Prova) | Fotoğraf: Mete Kaan Özdilek

Bugün ekoloji dediğimizde sanıyorum en çok karşılaştığımız kavramların başında kavram olarak “sürdürülebilirlik” geliyor. Fakat bu kelimeyle ilk olarak 1987 yılında Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun raporu aracılığıyla tanışmıştık. Dünyanın ve Türkiye’nin sürdürülebilirlik kavramına olan bakış açısına dair düşünceleriniz neler?

“Sürdürülebilirlik” bir miktar yıpranmış, çok kullanılmaktan içi boşalmış ve hatta duymaktan yorulduğumuz bir kavram halini aldı. Doç. Dr. Hande Paker, İKSV’nin kültür politikaları çalışmaları kapsamında yayımladığımız “Ekolojik Dönüşüm İçin Kültür ve Sanat” başlıklı kültür politikaları raporunda, sürdürülebilirlik için “her kilide uyan bir anahtar” tanımını kullanıyor. Bu raporla, hem bu anlam kaymasına uğramış kavrama yakından baktık hem de kültür-sanat alanının ekolojik kriz üzerine düşünmesi ve çözümler üretmesi için ortak bir zemin yaratmayı amaçladık.

En karmaşık konuları sadeleştirebilen ve onlarla bağ kurmayı kolaylaştıran yaratıcı ifade biçimleri sayesinde kültür-sanatın ekolojik krize çözüm arayışındaki yeri de giderek görünürlük kazanıyor. Etkilerini gündelik hayatta yakından gözlemlediğimiz ekolojik krizler karşısında kültür-sanat alanının sesi dünyanın her tarafında yükseliyor, çeşitleniyor ve yaratıcı girişimlerin sayısı artıyor. Diğer yandan, yaratıcı ifadenin üretim ve paylaşım süreçlerinin çevreyi nasıl etkilediği de artık kültür aktörlerinin gündeminde. Örneğin bir kültür kurumu, uluslararası bir sanatçıyı veya orkestrayı konser vermek üzere davet ettiğinde yarattığı karbon ayak izini nasıl hesaplayıp azaltabilir? Belediyeler yeni bir kültür merkezinin yapımını planlarken daha az enerji tüketimi için ne gibi çözümler üretebilir? Bütün bunlar üzerine hep birlikte düşünmeye devam etmenin önemli olduğuna inanıyoruz.

eko-melodiler-ekoloji-icin-muzik-prova_4
Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik (Prova) | Fotoğraf: Mete Kaan Özdilek

Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik projesinde sürdürülebilirlik adına yapılan çalışmalar, alınan önlemler oldu mu peki?

Ekolojik dönüşümde kültür-sanatın en önemli rollerinden biri, yaratıcı ifadenin gücünün sürdürülebilir bir gezegen yaratmak için harekete geçmesi. Biz de birçok kültür kurumunun, yaratıcı ifadenin gücü etrafında bir araya geldiği bu projeyi bu sorumlulukla tasarladık. Çünkü biliyoruz ki projeler, veriler, tablolar sizi eyleme geçirmez. İnsan, hikâyelerle harekete geçer ve sanatın, özellikle de müziğin insanları olumlu yönde harekete geçirme ve yeni tahayyüller yaratma konusunda olağanüstü bir potansiyeli var.

Diğer taraftan, sürdürülebilir kalkınma amaçları içinde çok önemli bir kesişimsel alan olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi konusunda da, genç kadınların sesini yükselten bu koro çok önemli bir boşluğu dolduruyor.

İnsanoğlunun yaşadığı gezegene karşı bir sorumluluğu var fakat hızlı nüfus artışı, sanayileşme, sınırlı kaynakların bilinçsizce kullanılması ve küresel ısınmayı daha da hızlandıran etmenler nedeniyle dünya geri dönüşü olmayan bir yolun içinde. Son olarak halen kontrol altına alınamayan yangınlar Los Angeles’ın bazı kesimlerinde hala devam ediyor ve arkasında milyarlarca dolarlık büyük bir yıkım bırakmış durumda. Sürdürülebilirlik doğrultusunda onca çabanın bu tip büyük felaketler sonucunda ne yazık ki ne derece etkili olduğunu sorguluyorum her seferinde. Sizce gezegenimizi kurtarmak için ufak da olsa bir şansımız var mı?

Başlattığı okul greviyle dünyada gençlerin ve çocukların iklim hareketine ilham veren, aylar içinde tüm dünyada bir milyondan fazla öğrencinin iklim krizine karşı eylemsizliği protesto etmek için okul grevine katılmasına öncülük eden ve Fridays For Future (Gelecek için Cumalar) hareketinin sembol ismi haline gelen Greta Thunberg şöyle diyor: “Aslında hepimizin yapmaya çalıştığı şey kamuoyunun farkındalığını artırmak, kamuoyu yaratmak. (…) Özgür dünyada kamuoyunun belirleyici olması, şu anda en büyük umut kaynaklarından biri. O yüzden farkındalığı artırmayı, bilgiyi yaymayı ve duyguları aktarmayı amaçlayan (…) karşılaşmalar çok önemli çünkü elimizdeki en etkin araç bu.”

Yarım yüzyıldır faaliyet gösteren bir kültür kurumu olan İstanbul Kültür Sanat Vakfı, alanında uzmanlarla çalışarak yayınladığı kültür politikaları çalışmaları raporlarında da güncel araçları takip etmeye; bu araçların üzerine bilgi ve deneyim ekleyerek, yenilenmeye devam ediyor.

2023 yılında EUNIC tarafından “Sustainability Toolkit: A Practical Guide for Cultural Relations Institutes” adıyla yayımlanan araç seti gibi güncel pratik ve uygulamaları da takip etmekten geri kalmayarak; bir kültür kurumu olarak çevresel sürdürülebilirlik için atabilecek adımları geniş bir perspektiften radarımızda tutmaya devam ederek, kültür-sanat aktörlerinin çevresel sürdürülebilirlik ve ekoloji hareketine dahil olması için fikir ve bilgi üretmeye devam ediyoruz.

eko-melodiler-ekoloji-icin-muzik-prova_5
Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik (Prova) | Fotoğraf: Mete Kaan Özdilek

Röportajımızı Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik projesinin geleceğine dair konuşarak noktalayalım. Bu proje ilerleyen süreçte bir devamlılığa sahip olacak mı?

Türkiye’de kültür politikaları alanının öncelikli meseleleri olarak ele aldığımız ekolojik dönüşüm, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda, İKSV Alt Kat’ın yaratıcı iş birliklerinden beslenen çalışmaları sürecek. “Eko Melodiler: Ekoloji için Müzik” projesi, bu konserle tamamlansa da biz İKSV Alt Kat’ta gençlere alan açmaya ve güncel meselelere yaratıcı ifadelerin gücüyle iletişim desteği vermeye devam edeceğiz. Sesimize ses verdiğiniz için çok teşekkürler.

Kapak Fotoğrafı: Fatih Yılmaz

İlginizi çekebilir: Halil Şimşek ile “BİR mor ve ötesi MÜZİKALİ: ARAF” Üzerine