Evlerimizde kendimiz ve en yakınlarımızla baş başa kaldığımız, uzun süredir ilk kez dış dünyayla ilişkimizin bu denli uzak olduğu günler yaşıyoruz. Bu, her birimiz için bir içe dönüş yolculuğu ve öz dengesini bulma süreci aslında. Peki bu dengeyi, zihinsel ve ruhsal anlamda olduğu kadar, bedeninizin sınırları içerisinde de keşfetmeye ne dersiniz? Böylece hem içinde bulunduğumuz bu dönemi çok daha huzurlu ve kontrollü bir şekilde geçirebilir hem de sonrası için yaşamınıza harika bir temel atabilirsiniz. Hazırsanız, denge antrenmanlarını mercek altına alıyoruz.

Hazal Nehir | Fotoğraf: Barış Acarlı

Denge antrenmanlarını tanımlarken kullanabileceğimiz belki de en doğru kelimelerden biri çok yönlü. Neden derseniz, denge becerilerinizi geliştirmeye odaklanan egzersizler yaptığınızda, kas gücünüzden postürünüze, enerji tıkanıklıklarınızdan genel duygu durumunuza çok çeşitli faydaları üzerinizde hissediyorsunuz. Kas hareketliliği ve vücudun sağlamlaşması, bu faydalar arasında en gözle görünebilir ve ölçülebilir olanlar. Üstelik denge becerileriniz artığında, kaslarınız yalnızca güçlenmiyor; aynı zamanda canlanıyor ve tepki verme kapasiteleri artıyor. Bu, aynı zamanda günlük yaşamda karşılaşabileceğiniz olası düşme ve burkulmalardan da kendinizi bilinçli bir şekilde koruyabilmeniz; bir diğer deyişle, vücudunuz üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmanız demek. Tabii bunu mümkün kılan bir diğer unsur da, yine denge antrenmanlarının beraberinde getirdiği, değişik kas grupları arasında oluşan yüksek koordinasyon becerisi.

Denge üzerine çalışmak, aynı zamanda kişiye farklı bir farkındalık kabiliyeti de kazandırıyor: beden farkındalığı. Denge becerileriniz geliştikçe, yaşamınızı sürdürdüğünüz alanlar içerisinde daha bilinçli olarak var oluyorsunuz. Buna aynı zamanda propriosepsiyon da deniyor. Propriosepsiyon, en temel anlatımla eklemlerinizin boşluktaki konumunu, pozisyonunu ve hareketini algılama şeklinde açıklanıyor. Vücudunuz nerede ve nasıl hareket ediyor? İşte denge üzerinde çalıştıkça bu sorularla ilgili farkındalığınız gelişiyor.

Eğer siz de bizim gibi, evinizde geçirdiğiniz bu süreyi bütünsel anlamda gelişmek ve bunun için işe önce denge becerilerini iyileştirmekle başlamak isteyenlerdenseniz, Red Bull Project: Pro’nun denge antrenmanları tam size göre. Profesyonel Red Bull sporcuları arasına adını yazdıran ilk kadın parkur atleti, Hazal Nehir’in özel olarak hazırladığı bu 10 antrenmanlık seride, vücudunuzun farklı bölgelerini çalıştırarak dengenizi geliştirebilirsiniz. Hazal Nehir’i aynı zamanda, Singapur’da gerçekleşen Lion City Gathering 2019’da (Asian Parkour Championship) ve Kadınlar Speed Run kategorisinde aldığı birincilikle ve Red Bull Art of Motion Finali’nde Türkiye’yi temsil eden ilk atlet olmasıyla tanıyoruz. Evet, bu antrenmanlar kaçmaz dediğinizi duyar gibiyiz!

Hazal Nehir, parkuru aynı zamanda kendini tanıma yolunda bir araç olarak da gördüğünü söylüyor. Biz de kendisinden aldığımız ilhamla, denge antrenmanlarının bir diğer faydasından söz etmek istiyoruz: kendi sınırlarını keşfetmek ve bedenindeki enerji tıkanıklıklarını rahatlatmak! Denge becerileri konusunda ne noktada olduğunuzu görmek, önce bedeninizde sonra da yaşamınızın genelinde dengede olmayan noktaları fark etmenizi sağlıyor. Böylece denge antrenmanları sırasında, enerjinizdeki tıkanıklıkları; bir diğer deyişle olumsuz duyguları önce fark edip sonra onlardan özgürleşebiliyorsunuz. Bu antrenmanlara devam ettikçe, aynı zamanda postürünüzün de iyileştiğini fark edeceğinize eminiz. Daha iyi bir duruşa sahip olmanınsa sizi kendinizden daha emin hissettirmesi kaçınılmaz, sizce de öyle değil mi?

Öyleyse bir an önce dengeli bir bedenin ve uzun vadede daha dengeli bir yaşamın kapılarını aralamak için harekete geçin deriz. Hazal Nehir’in denge antrenmanlarına buradan ulaşabilirsiniz.