Psikoloğa gitmek, tedavi olmak, daha sağlıklı bir zihinle yaşamak, kendimizle barışmak, aklımız ve kalbimizle iş birliği yapmak, bilinçaltımızda bizi kısıtlayan öğrenilmiş yanlışlardan kurtulmak, daha özgüvenli olmak… Bu isteklerin ve çabaların her biri bilinçli bir zihnin ürünü olmakla birlikte yaşadığımız toplumda bu ihtiyaçlardan bahsetmek ve çözümünü aramak bir o kadar zor. İnsanlarla konuşup zayıf yönlerimizden, korkularımızdan bahsedebilmek, aynı veya benzer sorunların diğer insanlarca yaşandığına şahit olabilmek, empati yapabilmek, birlikte daha güçlüyüz diyerek destek olabilmek ise çok değerli ve ender bulunan bir deneyim ve bir çoğumuz için dile getirebilmek dahi pek kolay değil. Hayatımızda konuşabilmenin çok da kolay olmadığı bu konular hakkında, eski bir danışanı olarak Psikolog Neslihan Ergin’e sorular sordum ve çok faydasını gördüğüm, hayatımı değiştiren Hipnotik telkin yöntemleri ve thetahealing hakkında sizleri de bilgilendirmek istedim. Bugün, sohbetimizin hipnotik telkin yöntemleri bölümü ile sizleri baş başa bırakmak istiyorum, buyurun.

Merhaba Neslihan hanım, theMagger’a hoşgeldiniz. Biz sizinle hali hazırda tanışıyoruz ve ben yaptığınız işleri deneyimlemiş eski bir danışanınızım. Siz kendinizi okuyucularımıza tanıtmak için kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba, mesleki olarak kendimizi tanıtmak gerektiğinde çoğunlukla lisans eğitimimizi anlatarak başlıyoruz ama bunun öncesinde de önemli bir kısım var. İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümü tek hedefim olarak girdiğim bir bölüm olsa da esasında çocukluk çağında yaşadığım tacizin, farkında olmadığım bazı bilinçdışı süreçlerle beni bu bölüme çektiğini söyleyebilirim. Üniversitede yaşadığım tetikleyici bir durumla panik atak yaşamama sebep olan bir dönemin sonunda, kendi psikoterapi sürecimi deneyimlediğimde (ki çoğumuz ruh sağlığı çalışanlarının muhakkak psikoterapi sürecinden geçmeleri gerektiğini savunuyoruz, danışanların yaşam deneyimlerinden tetiklenmeden yardım edebilmek için), kendi mesleğimin faydasına ve gücüne inandım. Bu da lisans eğitiminden sonra ve yüksek lisans sürecinde de bu eğitimler dışında insanlara daha fazla nasıl yardımcı olabilir ve neler sunabilirim sorusuyla beni hep bir arayışa itti.

Alanımla ilgili Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR, bireysel, cinsel ve çift terapileri, hipnotik telkinle çalışan yöntemlerle ilgili birçok uygulayıcılık eğitimleri aldım. Hala klasik psikoterapilerin yetersiz kaldığını fark ettiğim noktada somatik ve enerjetik sistemlerle çalışan yöntemlerle yolum kesişti. Elbette, önce kendimde ve çevremde bolca deneyip etkisine ikna olduktan sonra, bu yöntemleri klasik psikoterapi yöntemleriyle harmanlayıp seanslarıma entegre ederek çalışmaya başladım. Sanılan aksine psikoterapi her zaman sancılı bir süreç değildir. Hem kendi geçmiş deneyimlerimi nazikçe özümseyip özgürleşme yolculuğumdan hem de danışanlarla olan süreçte onların deneyiminden gördüğüm üzere, bu sürecin keyifli ve şefkatli bir yolculuk olabilmesini sağlayan yöntemlerimiz elimizde var.

Öncelikle hipnotik telkin yöntemleri ele alalım istiyorum istiyorum. Hipnotik telkin nedir ve en önemlisi ne değildir, bize anlatmanız mümkün mü? Bir de neden Hipnotik telkin? Bu yöntemi diğerlerinden ayıran nedir?

Hipnoz beynin gün içinde kendi kendine de yaşadığı doğal bir zihin durumuyken, bunun seansta yapılması da bakışla, sözle veya bazı yardımcı nesneler kullanılarak, telkin ile oluşturulan özel bir bilinç (trans) hâlidir. Beynimiz 5 ayrı dalga hızında çalışmaktadır. Hipnotik telkinle çalışan yöntemler sıklıkla odaklanmış bir zihin ve bedensel rahatlık halini sağladığı için alfa ve theta dalgaları kullanılır ve bu dalgalarda bilinçaltının kapıları daha açıktır. Danışan çeşitli tekniklerle hızlı bir zihin aktivitesi hali olan beta dalgasından alfa/theta dalgası seviyesine getirilerek sakin, rahat ve odaklanmış bir hal sağlanır. Araştırmalar beynin hayal etmekle yapmak arasındaki farkı ayırt etmeksizin kayıt yaptığını gösteriyor. Hipnotik telkinle çalışan yöntemlerde tam da bu özellikten yararlanıyoruz! Bireyin, bu odaklanmış zihin halindeyken, değiştirmek istediği durumla ilgili imajinasyon ve telkin çalışmalarıyla kendi hayatında yapmak istediği değişimi daha kolay başarması, bu yöntemi diğerlerinden ayrı bir yere koymamı sağlıyor.

Ne değildir kısmına gelirsek tek başına bir tedavi değil terapiye destek olarak, süreci oldukça kısaltan yardımcı bir tekniktir. Ne yaptığını bilen, sağlık konusunda bilgili (herhangi bir travma açığa çıktığında buna müdahale bilgisi olması önemli) uzmanlarla tamamen güvenlidir. Bir uyku hali değildir, dolayısıyla uyanamama gibi bir durum söz konusu değildir. Seans boyunca danışan her şeyin farkındadır, kıpırdayabilir, soru sorabilir, cevap verebilir, öksürebilir çünkü uykuda değildir. Hipnotik yöntemlerde birey herhangi bir sırrını ağzından kaçırmaz. Her şeyi kolayca hatırlar ancak istemedikçe hiçbir şey anlatmaz. Zaten biz uzmanlar da sırlarınızla değil iyileşmenizle ilgileniyoruz. Zihin kontrol altına alınmaz, telkine açık hale gelse de bilinçaltı her telkini kabul etmez. Bilinç altının o konudaki programıyla uyumlu olan telkin kabul görebilir yalnızca, dolayısıyla kontrol danışanın zihnindedir. Hipnoz doğal bir zihin halidir, özel bir güce ihtiyaç yoktur, yani uygulayıcının özel bir gücü yoktur bu konuda. Hipnotik telkine yatkınlık çoğunlukla, hafızası iyi, dikkatini odaklayabilen, hayal gücü etkin, duygularını ifade edebilen bireylerde görülür. Bağımlılık yapmaz. Çoğunlukla gevşeme ve rahatlama sürece eşlik etse de bu zorunlu değildir.

Sizin Hipnotik Telkin Yöntemleri ile tanışmanız nasıl oldu, sizin hayatınızdaki yeri nedir ve danışanlarınıza uygulamaya nasıl karar verdiniz?

Benim sürecim klasik yöntemlerin yetersiz kaldığı bir konuda, bir meslektaşımın benzer konulara HYT (hipnomeditatif Yeniden İşlemleme Terapisi) yönteminin çok işine yaradığını söylemesiyle başladı. Hipnotik yöntemlere kendimin de önyargılı olduğunu fark edip bolca araştırma yaptıktan sonra, bu eğitimi alarak yola koyuldum. Sonrasında kendim ve sonrasında yakınlarımda deneyimlediğimde oldukça hızlı ve etkili sonuçlar elde ettim. Böylece, bu teknik birçok danışanımla olan sürecime eklenmiş oldu. Hatta danışanlarımla somatik rahatsızlıklarda hekimleriyle yürüttükleri sürece destek olmak konusunda da oldukça yararını gördük.

Hipnotik Telkin Yöntemleri kimlere uygulanır? Bunu uygulamak isteyen bir kişinin beklentisi ne olmalı sizce? Beklentiyi çok yüksekte mi tutmalı yoksa bir anda çok büyük bir beklenti içine girmemeli mi? Ben bu sorunun cevabını biliyorum ama yine de sizden özellikle duymak istiyorum ve okuyucularımızın da duymasını çok istiyorum 🙂 

Korku, kaygı, travma, yas, ağrı, doğum, bağımlılık, stres, öfke kontrolü, fobiler, panik bozukluk, migren, özgüvensiz, değersiz ve yetersiz hissetme gibi birçok durumda danışmanlık sürecini oldukça kısaltarak etkili sonuçlar alabiliyoruz. Bazen 2-3 seansta bile hızlı ve kalıcı sonuçlar elde edilirken bazen süreç daha uzun sürebilmektedir. Bu, her zaman danışandan danışana değişen bir süreçtir. Özellikle psikotik hastalıkları olan, hayalle gerçeği ayırmakta zorlanan bireylerde bu yöntemi kullanmak uygun değildir, uygulanacaksa da bir hekimin bunu yapması en doğrusudur. Bunun dışında en önemli faktörün danışanın hazır olma düzeyi olduğunu düşünüyorum. Size de sürecin başında söylemiş olduğum gibi, imkansız gibi görünse bile, sizin hazır olduğunuz kadar kendini tanımaya, kendi potansiyelini kullanmaya, dönüşüme hazır olan birisi için birkaç seansta çok şey mümkün 🙂 

Hipnotik Telkin Yöntemleri’ni yüzyüze ve online olarak uyguladığınızı biliyorum. Yüz yüze ve online uygulama arasında bir fark var mıdır? Bu konuda tereddüt yaşayanlar varsa eğer, ne söylemek istersiniz?

Sürecin etkililiği açısından herhangi bir fark uygulayıcı ve danışan açısından bulunmamaktadır. Bazı danışanlar evinin konforunda bunu deneyimlemeyi daha keyifli bulurken, bazıları yüz yüze olduğunda kendilerini daha rahat hissediyor. Olabilecek tek olumsuzluk internet bağlantısında aksaklık olmasıdır. Hipnotik telkin süreci bir uyku hali olmadığı için de ortalama 6-7 dakika sonra birey gözünü açacaktır ve yeniden bağlantı kuracaktır, bu da sürecimiz açısından bir sorun yaratmayacaktır. 

Hipnotik Telkin öğrenilebilen bir şey midir? Bu yöntemi uyguladığınız bir danışan sonrasında kendisine bunu uygulayabilir mi ya da diğer insanlara uygulayabilir mi? 

Evet öğrenebilen bir süreçtir ancak sağlık bilgisi olmayanların uygulamasının önerilmeyeceği bir tekniktir. Hipnotik telkin içinde bireyin sorun yaşadığı konuya göre kullanılabilen birçok teknik var. Bu kısımlar danışanın değil, sağlık bilgisi olan kişilerin öğrenip uygulayabileceği bir kısımdır. Seansta da danışana otohipnoz dediğimiz basit bir hareketle seans içindeki olumlu ruh halini ve kazanımını kodlayarak, bu hareketi her yaptığında seanstaki olumlu kazanımları kolayca hissedip sürdürmesini sağlamış oluyoruz. 

Hipnotik Telkin ne kadar süre etkilidir? Bir süre sonra tekrar edilmesi gerekli midir? 

Kişinin yaşadığı duruma göre bazen birden fazla seans çalışmak gerekebilir ancak kazanımı kalıcıdır. Ancak otohipnoz dediğimiz kodlama hareketini yapmayı sürdürdükçe etkisi daha da artar.

Sizin kendi hayatınızda, kendinize ilham edindiğiniz, kendimi zor şartlar altında bu düşüncelerle korurum dediğiniz bir hayat mottonuz var mı? 

Kendime en çok hatırlattığım şey “hiçbir şeyin kalıcı olmadığı, her şeyin geçtiği”dir. Hedonik adaptasyon diye tanımlanan bir durum var. İnsanların iyi ya da kötü, yaşamlarındaki her türlü değişikliğe uyum sağlayarak eninde sonunda bir nevi fabrika ayarlarına dönme durumu diyebiliriz buna. Buna göre insanın belirli bir mutluluk ayar noktası vardır, çok mutlu olduğumuz ya da üzüldüğümüz şeylerde bir süre sonra başlangıçtaki ayar noktamıza döneriz. Birçok şeyin bize katlanılmaz gelmesi o anki durumun ne kadar sürede sona ereceğini bilmememizden kaynaklanıyor, fakat her şey geçiyor. “Deneyim, size olan şey değildir; size olanlarla sizin yaptığınız şeydir” sözünü çok severim. Kendi özümüzü tanıdıkça, kendimizle daha yakın oldukça, yaşamda başımıza gelen olaylara farklı bir gözle bakabiliyor ve duygularımızı daha kolay düzenleyebiliyoruz. İnsanlar sizin yanınızda olabilir, fakat sizin yerinize bir deneyimi üstlenip yaşayamazlar. Dolayısıyla, kendimizi tanımak yaşam deneyimlerinde kendi kaynaklarımızı kullanarak kendimizin yanında olabilmenin en güzel yoludur. Bu, benim yaşadıklarımdan bugünkü dengeme uzanan en önemli bakış açısıdır diyebilirim.

Neslihan Hanım size theMagger okuyucuları adına teşekkür ederim.

Kapak Fotoğrafı: Instagram/psikologneslihanergin

İlginizi çekebilir: İlkem İnce’den Histeri Üzerine Çalışmalar