Hepimiz hayal kurarız, öyle değil mi? Hayalin süresi kısa olsa bile içimizde hayal kurmamış olan yoktur. Çoğu zaman gerçeklerden kaçmak için bazı zamansa imkansız diye düşündüğümüz durumları zihnimizde yaşatmak için hayal kurarız. Peki ya hayattan uzaklaşacak kadar çok hayal kurarak yeni ve farklı gerçeklikler inşa edersek ne olur? Bu yazımda bu sorunun karşılığı olan bir kavramdan söz etmek istiyorum: maladaptive daydreaming.

Maladaptive Daydreaming
Maladaptive Daydreaming | Fotoğraf: CNN

Yaşadığımız diyalogların farklı versiyonlarını hayal ettiğimiz gibi, hiç yaşanmamış diyaloglar da hayal kurmanın öğesi haline gelir. İzlediğimiz yapımlar, okuduğumuz kitaplar, dinlediğimiz müzikler, seyahat ettiğimiz ya da edemediğimiz yerler (kurgusal, ütopik yerler de dahil) hayallerimizi hem besler hem de dizginlenemez hale getirir. Yine de ne hayal edersek edelim, temelinde hep daha iyi hissetme ve mutlu olma çabası olur. Kurduğumuz felaket senaryolu ürküten hayallere rağmen, evet! Kimi zaman hayallerimiz önümüzdeki yol için içimizdeki gücü perçinler, kimi zaman da ne yazık ki umut tacirliği yapan bir pembe gözlük halini alır. Hayallerin yokluğunda hayat çekilmez olur çünkü gerçekler çoklukla canımızı acıtır. Hayallerin varlığında hayat yine çekilmez olur çünkü hayal olduğunu biliriz. Peki ya hayattan uzaklaşacak kadar çok hayal kurarak yeni ve farklı gerçeklikler inşa edersek ne olur?  

Maladaptive Daydreaming (MD) Nedir? 

Maladaptive uyumsuz demek, Daydreaming ise hayal kurma anlamına geliyor. İkisinin birleşimiyle beraber ”Uyumsuz Hayal Kurma” şeklinde açıklanan bir psikiyatrik durum ortaya çıkıyor. Buradaki uyumsuz kelimesiyle ”aşırı” anlamı verilmek istenmiş. Aşırı hayal kurma sonucunda kişi, yaşadığı gerçeklikten çıkarak günlük işlerini aksatır ve hayaller insanlarla iletişiminin yerini alır. Küçükken büyük çoğunluğumuzun hayali bir arkadaşı olmuştur, hatta bu durum gelişimin bir parçası ve çocuklarda yaratıcılığı geliştirir diye biliyoruz. MD durumu ise ergenlik döneminden itibaren de başlayabilir ve yetişkinlik sürecinde devam edebilir. MD ile şizofreniyi birbirinden ayıran nokta, hayal kuran kişilerin hayali yaşıyor olduğunun farkında olmasıdır. Hatta bu sebeple MD için psikiyatri ve tıp literatüründe net bir teşhis yer almıyor, yaygın bir tanı değil. Maladaptive Daydreaming 2002 yılında İsrail Haife Üniversitesi’nde Prof. Dr. Eli Somer tarafından tespit edilmiş ve Somer’in araştırmaları üzerine sınırlı sayıda MD araştırması yapılmış. 

Maladaptive Daydreaming
Maladaptive Daydreaming | Fotoğraf: cw39.com

Uyumsuz Hayal Kurma Nasıl Anlaşılır?

Uyumsuz hayal kuran kişiler kendilerini yaşadıkları birden fazla durumla ifade ediyorlar ve bu durumlar her insanda aynı şekilde görülmüyor. Ortak belirtileri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Kendi karakterleriyle hikaye benzeri özellikleri ile canlı hayaller
  • Gerçek hayattaki olayların tetiklediği hayaller
  • Günlük yapılması gereken görevleri tamamlayamama
  • Gece uyumakta zorluk çekme 
  • Hayal kurmaya devam etmek için arzu duyma
  • Hayal kurarken aynı hareketleri tekrar etme (ileri geri yürüme, daire çizerek yürüme vs.)
  • Hayal kurarken yüz ifadeleri, jest mimik yapma
  • Hayal kurarken fısıldama ve konuşma
  • Uzun süre boyunca hayal kurma (saatlerce)
youtube play youtube play

Kimler Uyumsuz Hayal Kurar? 

Hayatlarının bir bölümünde travmatik deneyimler yaşamış kişiler, depresyon hastaları, okb (obsesif kompulsif bozukluk) ve bipolar olan bireyler, otizm spektrumunda görülen insanlar uyumsuz hayal kurabilirler. Dikkat eksikliği, hiperaktivite ve anksiyete bozukluklarını yaşayanların yanında az önce saydığımız bahsi geçen belirtilerin görülmediği kişiler de hayat koşullarına bağlı olarak uyumsuz hayal kurabilir. Uyumsuz hayal kurdukça da zamanla dikkat eksikliği, depresyon ve okb görülebilir. 

Uyumsuz Hayal Neden Kurulur?

“Zihin, bazen, öyle bir darbeyi işler ki onu kendi izolasyonunda gizler. Bazen, gerçeklik sadece acıdır ve bu acıdan kaçmak için, zihin, gerçekliği terk etmek zorunda kalır.” (Patrick Rothfuss) 

youtube play youtube play

Tıpkı yukarıda geçen sözde anlatıldığı gibi kişi kendi yaşadıkları neticesinde savunma mekanizmasını devreye sokarak hayaller kurmaya başlayabilir ya da toplumdan izole olmak amacıyla da hayaller kurabilir. Bu hayallerin sıklığı zamanla o kadar artar ki gerçek hayattan tam manasıyla kaçış meydana gelir. Çünkü kişi hayallerinde, yaşadığı hayatta edinemediği şeyleri bulur ve gerçekte olmak istediği insana ulaşır. Aşırı hayal kurmanın zararı, hayal kurabilmek için zamana ihtiyacın olması ve bu zaman günlük hayatta yapmak zorunda olunan sorumluluklardan kaçarak elde edilir. Bu yüzden de aşırı hayal kuran kişiler sık sık yalnız kalmak isterler. Ve vakit hayallere harcandıkça gitgide gerçek hayatta yaşanan süre eksilir…

Uyumsuz Hayal Kurmanın Tedavisi Var mı? 

“Göreceksiniz ki, hayal dünyanız aslında tamamen gerçekleşemeyen arzularınız ile dolu. Hayal dünyanızda kendinizi seviyor, başkalarını seviyor, başkalarından sevgi görüyor, istediğiniz insanlara ulaşabiliyor, duygularınızı açık açık yaşıyorsunuz. Hatta negatif duyguları da yaşıyorsunuz. Kendi cenazeniz, zarar gördüğünüzü, kaza geçirdiğinizi, başkalarının size kötü davrandığını, itilip kakıldığınızı, kaçırıldığınızı ve hatta öldürüldüğünüzü falan da düşünebilirsiniz. Hepsi sizle, iç dünyanızla alakalı. Peki siz kimsiniz, hah o önemli. Sandığınız kişi değilsiniz.”

Az önce alıntı yaptığım cümleler, MD yaşayan bir blog yazarına ait. MD ile ilgili yazıları mevcut, tıklayabilirsiniz. Genelde MD’den muzdarip kişiler doktora gittiklerinde anlaşılmamışlar, Eli Somer’in çalışmalarından sonra yaşadıklarını ifade etmek isteyen kişilerle beraber MD’nin tanınırlığı dünya genelinde artmış.  

welcome-to-reality
Alice, wake up! | Fotoğraf: Pinterest

Küçüklüğünden 50’li yaşlarına kadar MD yaşamış bir kadının, hayatlarını sekteye uğratan MD şikayetlerini yaşayan kişilere yardımcı olmak amacıyla kurduğu bir site var: daydreamingdisorder.webs.com Açıklamalarında bir takım tedavilere yer vermiş, dili İngilizce fakat çeviri siteleri ile içerik hakkında bilgi alabilirsiniz. 

Buraya tedavi yöntemlerini eklemem uygun olmaz çünkü konunun uzmanı değilim ve kişinin geçmişine bağlı olarak tedavi yöntemi değişkenlik gösterebilir. Adını bir türlü koyamadığınız uyumsuz hayal kurmaya meyilli iseniz ve yapmanız gereken işleri, çalışmanız gereken dersleri kısaca hayatı hayaller ile geçiştiriyorsanız hayalleri tetikleyen durumları azaltmanın yanında bir uzmana danışmanız fayda sağlar. Otohipnoz ile tedaviye değinen klinik psikolog Mehmet Başkak’ın açıklamasını ekliyorum.

youtube play youtube play

Hayaller gün gelir yarar bile sağlar, hayal kurmaktan korkmamalıyız. Bu yaratım gücünün kendi başına verdiği karantina saatlerini sınırlamalı, odağı yaşantımıza çevirmeli akabinde sanat, bilim ve başka formlara aktararak hayalleri diriltmeliyiz. Düşünsenize kafanızda detaylarıyla kurduğunuz her bir karakterin ve olay örgüsünün film senaryosuna eşlik ettiğini! Doctor Who dizisinde yer alan kara delik sahnesinden çok sonra, uzayda çekilen kara delik görüntüsünün birbirine benzer olduğunu görmedik mi? Ne demiş Einstein: ‘’Hayal, bilimden daha önemlidir; çünkü bilim sınırlıdır. İnsan, aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.’’ 

Sinemada Maladaptive Daydreaming 

(Uyarı: Fight Club filmi açıklamasında direkt spoiler yer alıyor, bilginize.)

Öncelikle kitaptan uyarlama iki filmden karakterlere yer vererek, şizofreni ve MD arasındaki farkı vurgulamak istiyorum. Filmlerle kodlama yaparsak daha akılda kalıcı olacaktır. İlki Fight Club, Chuck Palahniuk kitabından uyarlama kült bir film. David Fincher yönetmenliğinde çekilmiş yapımda Edward Norton’un canlandırdığı anlatıcı Jack karakteri şizofrendi ve bu film boyunca gösterilmedi. Jack’in kafasında kurduğu alter ego Tyler Durden (Brad Pitt) gerçek hayatta yaşayan biri değildi ve Jack yaşantısında Tyler’ın varolduğunu sanıyordu. Filmle ilgili teoriler sadece Tyler’ın değil, filmdeki yan karakterlerin çoğunun gerçekte olmadığı yönünde. Kurgu bir yapımın içinde yer alarak hikayeyi anlatan Jack’in kafasında kurguladığı Tyler Durden’ın repliğini hatırlayalım: “Hepimiz bir gün film yıldızı, rock yıldızı, ünlü vs. olacağımıza inanarak büyüdük. Ama olamayacağız. Bu gerçeği yavaşça öğreniyoruz ve bu yüzden de çok ama çok sinirliyiz. Bizim jenerasyonumuz ne büyük bir savaş gördü ne de büyük bir buhran. Bizim buhranımız kendimizle olan hesaplaşmamız.”

fightclub-2
Fight Club, 1999 | Fotoğraf: republicworld.com

Hepimizin kendinden daha iyi bir versiyonun hayaliyle oluşturduğu alter egosu yok mu? Tek fark bunun hayal olduğunun farkındayız, hayal ve şizofreni arasındaki o ince çizgi… Dünya yapmak istediğini yapamayanların kurduğu alter ego Tyler’lar ile dolu! 

Gelelim ikinci filme. Bu filmi o kadar çok seviyorum ki keşke izlemeyen kalmasa, çok tatlı ve sıcacık bir yapım. James Thurber’in kitabından uyarlama The Secret Life of Walter Mitty filminin hem yönetmenliğini yaptı hem de başrolünde oynadı Ben Stiller. Stiller’ın hayat verdiği Walter karakteri, içinde bulunduğu rutinden hayaller aracılığı ile kaçmaya çalışan biri ve filmde de MD belirtilerinin büyük çoğunluğunu gösteriyor. Hayatı yaşadıkça da gördüğü hayaller azalmaya başlıyor. Seyahat temasıyla buluşan filmi manzaralar ve müzikler için bile izlemeniz yeterli. İzledikçe yüzünüzde hafif bir tebessüm belirebilir. Tabii filmin hoşunuza gitmeme ihtimali de var, Walter gibi yapılan seyahatlerden sonra hayatlarımızı öyle kolay değiştiremiyoruz. Değiştirsek dahi yine aynı sistemin içinde yaşamaya devam ediyoruz… Şöyle diyordu Walter Mitty: ”Ben daha önce hiç kayda değer bir yerde bulunmadım.” Dünya bulunduğu yerden memnun olmayıp yer değiştiremeyen ancak hayalinde bunu kurgulayan Walter Mitty’ler ile dolu! 

life-lessons-from-the-life-of-walter-mitty
The Secret Life of Walter Mitty, 2013 | Fotoğraf: wealthygorilla.com

Bonus 1: Sucker Punch 

Zack Synder yönetmenliğinde ve Emily Browning başrolünde olan film, 1950’lerde lobotomi (beynin bir bölümünün alınması) tehdidi ile kalan Babydoll’ün kendi zihninde alternatif bir gerçekliğe sığınarak çıkış yolu bulmaya çalışmasını anlatıyor. Travmatik bir hikaye fantastik bir şekilde veriliyor. Bu filmi buraya ekleme sebebim, burada geçen hayallerin çok yoğun olması ve belki bu sahneler MD hakkında bir fikir verebilir. Seneler önce izlediğimde aksiyon sahnelerinden ötürü karışık gelmişti, dikkatli izlemekte yarar var.

sucker-punch
Sucker Punch, 2011 | Fotoğraf: angelsdia.com

Bonus 2: Pan’s Labyrinth (El Laberinto del Fauno)

Guillermo del Toro yönetmenliğinde İspanya İç Savaşı’nı siyasi arka planla beraber fantastik bir kurguyla konu alan film, İspanyol sinemasının en başarılı örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. İzlerken o kadar kahrolmuştum ki, aradan seneler geçmesine rağmen ne filmi bir daha izleyebildim ne de filmde çalan ninniyi dinleyebildim. İzlandalı müzisyen Björk sinemada filmi izlediğinde o kadar etkilenmiş ki hemen ardından Pneumonia şarkısını yazmış. Şarkının şu dizeleri kucaklıyor bizleri: ”Kederin üstesinden gel kızım, dünya her zaman bunlardan yapılmış olacak.”  Ofelia kederin üstesinden nasıl geldi, Pan’ın dünyasında! 

pan-2
Pan’s Labyrinth, 2006| Fotoğraf: criterion.com

Ofelia’dan bahsedip Yeşilin Kızı Anne’den söz etmemek olmaz. Netflix’te izlediğimiz ”Anne with an E” dizisiyle tanıdığımız ve kitap uyarlaması olduğunu öğrenince de kitaplarına sarıldığımız Anne karakteri, hayallerinin gücüyle hayata nasıl sımsıkı tutunduğunu gözler önüne sermişti. Ne diyordu Anne: ”Bir şeyleri hayal etmenin en kötü yanı, durmanız gereken zamanın gelmesi ve bu da insanın canını acıtıyor.” Hayal kurmak kadar hayalleri durdurmakta yaşamın bir parçası. Acı olduğunu düşünsek dahi bu böyle. 

anne-with-an-e-2
Anne with an E, 2017 | Fotoğraf: sinefesto.com

Yazının başında hayattan uzaklaşacak kadar çok hayal kurarak yeni gerçeklikler inşa edersek ne olur diye sormuştum. İnşa ettiğimiz hayallerden çıkmazsak, takılı kalırsak ilk depremde hayallerimiz yıkılabilir. Inception filmindeki topaç sahnesini hatırlayın. Orada rüyalar anlatılıyordu burada ise uyumadan uzun süreli kurulan hayaller. Zaten uyanık olunan hayallerden bir daha nasıl uyanabilir ki insan? Üstelik teyit edebileceğimiz bir topaç yok, kontrol merci hayali kuran kişinin ta kendisi. Hepimize umut dolu hayallerimizin bir gün gerçek olduğu, güzel gerçeklerinse hayal olmadığı bir hayat diliyorum. 

youtube play youtube play

Kapak Fotoğrafı: fromthegrapevine.com

İlginizi çekebilir: Kübra Ketenci’den Anne with an E