Çukurcuma’da bir hayat hikayesi… Gerçek ile hayalin iç içe geçtiği bir ambiyans… Beyoğlu, Çukurcuma’daki Masumiyet Müzesi, bir Orhan Pamuk romanı. Beni, Orhan Pamuk’la tanıştıran roman. Müze ise, İstanbul’daki birçok müzenin aksine çok daha samimi, gerçekçi bir mekân.

Konum

 Kemal'in, Orhan Pamuk'a hikâyesini anlattığı oda
Kemal’in, Orhan Pamuk’a hikâyesini anlattığı oda | Fotoğraf: Nergis Demir

Müze, romanda anlatılan hikayelerin eşyaları, hatıralarıyla dolu bir ambiyansa sahip. Her katı birbirinden farklı heyecanlarla dolu. Ayrıca müzeyi Orhan Pamuk’un sesi ile gezebilme şansınız var. Sanki siz, Orhan Pamuk ve Kemal birliktesiniz. Adımlarınızı, birlikte masumiyete doğru atıyorsunuz. İçerisi karanlık, sanki hep akşamüzeri gibi. Vakitin nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız. Eğer kitabınızla birlikte giderseniz, biletiniz kitabınızın bir sayfasında gizli. Kaçıncı sayfa olduğunu söylemeyeyim, sürprizi kaçar. Müzedeyken etraftaki seslere kulak kesilin çünkü bazı aralıklarla çalan aynı sesler var. Mesela vapur sesi, kanarya sesi gibi.

İlginizi çekebilir: İstanbul Flaneur’den İstanbul Müzeleri

Size önerim, müzenin çatı katında merdiven boşluğundan aşağıya doğru giriş kata bakın. Eminim ki, göreceğiniz Aristocu zaman çizgisi, size bir şeyler söyleyecektir. Dikkat edin, içerideki büyüye kendinizi çok kaptırırsanız dışarı çıkınca afallayabilirsiniz. Müzeye giderken İstiklal Caddesi yolunu kullanmanızı öneririm. Orada yürürken hikâyede geçen birçok yeri fark edeceksiniz. Mesela Beyoğlu Sineması, İnci Pastanesi gibi. Müze yolculuğunuz böylece daha da güzelleşecek. Merak etmeyin diğer müzelerde olduğu gibi arkanızda, sağınızda veya solunuzda sizi rahatsız edecek bakışlar atan bir müze görevlisi yok. Aksine sanki o hikâye size ait ve o evde bir parçanızı arıyormuş gibi hissedeceksiniz. Önerim müzeye akşamüzeri gidip, karanlıkta müzeden çıkmanız. Tıpkı Kemal’in her akşamüzeri yemek saatlerinde müze binasına gelip gecenin karanlığında evine döndüğü gibi.

Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi | Fotoğraf: Nergis Demir

Müzeden dönerken, tıpkı Orhan Pamuk gibi Çukurcuma’daki antikacıları gezebilirsiniz. Ama antikacıda, karşılaşacağınız bir aynanın, sizi müzenin büyüsünden ayırıp gerçek dünya ile yüzleştirmesine izin vermeyin bence. Masumiyet Müzesi’ni okuduktan sonra Şeylerin Masumiyeti ve Hatıraların Masumiyeti kitabını almak iyi bir fikir olabilir. Bir de müze dükkanından size hatıra kalacak bir şeyler alabilirsiniz. Bu belki Füsun’un Merhamet Apartmanı’nda düşen küpesi, belki bir kartpostal, belki de kırık bir kalp olabilir. Birkaç fotoğrafla yazımı sonlandırıyorum. Fotoğraflarımla o duyguyu aktarmaya çalışacağım. 🙂 Şimdiden iyi gezmeler, sevgili müze gezer.

Kapak fotoğrafı: Instagram / chereshnyaa

İlginizi çekebilir: İstanbul Flaneur’den Çukurcuma Mekanları